1 Şubat 2019 Cuma

WINEP. The Washington Institute






Emre Erciş, 10 Aralık 2018, Twitter

1-Başta TSK olmak üzere Türkiye'nin özellikle son 20 yılına damga vuran, nüfuz ettiği siyasetçiler ile gazeteciler üzerinden Türkiye'nin iç-dış politikalarının belirlenmesinde en önemli rolü oynayan kuruluş, Şubat 2016'dan itibaren üzerine basa basa yazdığım Washington Enstitüsü. 

2-ABD ile İsrail'in güvenlik politikalarını belirleyen kuruluşlar içinde en önemlisi hangi diye bir soru sorsanız, konunun uzmanları tarafından size verilecek ilk cevap, "American Israel Public Affairs Committee/Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi(AIPAC)" olur.

3-AIPAC, NATO'nun egemenlik planlarına entelektüel güç sağlaması ve ABD ile İsrail'in güvenliğini arttırmanın yollarını aramak için, ABD Gizli Servisi CIA'nın propaganda kuruluşu olan "Freedom House" bünyesinde 1951 yılında kuruldu.

4-AIPAC aynı zamanda Pentagon ve İsrail arasında bir köprü vazifesi gören Jewish Institute for National Security Affairs (JINSA) ile doğrudan ilişki içinde.1973 yılında Washington'da kurulan JINSA'nın misyonu, ABD ve İsrail'in çıkarlarını korumak ve bu doğrultuda hizmet vermek.

5-JINSA'nın yönetim kadrosunda yer alan kişilerin kimlikleri, örgütün sıradan bir kuruluş olmadığını gösteriyor. ABD Hava Kuvvetlerinden 8, Deniz Kuvvetlerinden 6, Deniz Piyadelerinden 3, Kara Kuvvetlerinden 7 emekli general, JINSA'nın yönetiminde yer alan isimler arasında.

6-JINSA, her yıl ABD subaylarını İsrail'e götürüyor. Deniz Harp Akademisi'nden, West Point Harp Akademisi'nden ve Hava Kuvvetleri'nden öğrenciler ve subaylar için eğitim programları düzenliyor, ABD Savunma Bakanlığı ve Kongreye "İstihbarat değerlendirme" raporları hazırlıyor.

7-JINSA'nın Türkiye ilişkisi, 1995'te İsrail ile yapılan işbirliği anlaşmasıyla başladı.1999'da İsrail-Türkiye savunma sanayi işbirliği anlaşmasıyla birlikte daha da güçlendi. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. Edip Başer ile de yeni bir döneme adım atıldı.

8-Org. Edip Başer, Nisan 2000'de Washington'a gerçekleştirdiği ziyarette JINSA Yönetim Kurulu ve JINSA üyesi emekli ABD'li generallerle bir toplantıda buluşarak, Türk Ordusu'nun yeniden yapılandırılması hakkında çok önemli kararlar alındı.

9-Org. Başer ile JINSA yöneticileri arasında, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeniden yapılandırılması" amaçlı projeyi yürütme işini üstlenen kuruluş ise, 1985 yılında kurulan "The Washington Institute for Near East Policy/Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü (WINEP)" oldu.

10-Örgütün kurucularından Barbi Weinberg, AIPAC'ın eski başkanı Lawrence Weinberg'in eşi,Yahudi Federasyonu ve WINEP'in ilk başkanıydı. WINEP'in kuruluş aşamasında yer alan 11 komite üyesinin 6 tanesi AIPAC yönetiminden geldi.Tüm kuruluş masrafları AIPAC tarafından karşılandı.

11-WINEP'in yönetiminde eski ABD Dışişleri Bakanlarından Warren Christopher ve George P. Shultz, CIA operatörlerinden Tuğ. Lawrence Eagleburger, Robert McFarlane,Büyükelçilerden Samuel Lewis,Max M. Kampelman,Richard Perle,Paul Wolfowitz ve CIA Eski Başkanı James Woolsey yer aldı.

12-WINEP'in Türkiye'ye yönelik en önemli adımı 1995'de gerçekleşti. Bölüm başkanlığına Alan Makovsky getirilirken,"Türkiye Araştırma Programı"nın startı verildi. Bu program dahilinde WINEP, 1995'ten itibaren Türkiye'de ağlarını örmeye başladı.Bir çok ismi çatısı altında topladı.

13-Makovsky'nin dışında WINEP bünyesinde Türkiye'de faaliyet yürüten bir diğer isim ise Mark Robert Parris.1997'de Ankara ABD Büyükelçiliği görevini yürüten Parris, 2000 yılına kadar Türkiye'de lobi çalışması yaparken Güneydoğu Anadolu bölgesi ve "Kürt Sorunu" özel ilgi alanıydı.

14-Parris,ARI Derneği'nin dergisi "Turkish Policy Quarterly"nin de danışman kurulunda Kemal Derviş, Üstün Ergüder, Morton Abramowitz, Jeffrey Gedmin, Fred Kempe, Heinz Kramer, Şule Kut, Soli Özel, İlter Turan ve Osman Faruk Loğoğlu gibi isimlerle birlikte faaliyet yürüttü.

15-WINEP'in Türkiye sorumlusu Makovsky'in bir önemli başarısı da Marmara Üniversitesi Ekonomi mezunu olan ve 1995'te Bilkent Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamlayıp, 1996'da soluğu Soros'un Central European Üniversitesi'nde alan, Soner Çagaptay'ı kadroya almak oldu.

16-Bir kolu George Soros'ta diğer kolu ABD Gizli Servisi CIA'da olan Çagaptay'ın analist olarak görev aldığı ve AIPAC finansörlüğünde kurulan WINEP'te Çagaptay dışında görev alan Yasemin Çongar, Zeyno Baran, Henri Barkey ve Cengiz Çandar isimleri ayrı bir önem teşkil ediyor.

17-Çünkü bu isimler, tetikçisinin FETÖ, üst aklının Sorosçu Liberallerin olduğu kumpasın ilk kıvılcımını çakan isimler. Türkiye, 2006 yılının sonbaharına Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı seçim tartışmalarıyla birlikte girmişti.

18-Takvim yaprakları 11 Kasım 2006 gününü gösterdiğinde önemli bir gelişme yaşandı. TSK Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ergin Saygun, 8 gün sürecek ABD ziyareti için yola çıktı. ABD'nin çeşitli eyaletlerinde görüşmeler yapan Saygun'un son durağı, 17 Kasım 2006 günü Washington oldu.

19-2 gün Washington'da kalan Saygun, 19 Kasım'da Türkiye'ye döndüğünde, uzun süre gündemi meşgul edecek bir konuyu da beraberinde getirdi. İddialara göre Saygun, Washington'da "Hudson Institute"de gerçekleşen ve sınırlı kişinin dahil olduğu bir toplantıya katılmıştı.

20-Çok geçmeden Saygun hakkında öne sürülen bu iddialara cevap, "Hudson Institute"den geldi. Enstitünün Avrasya Programı yöneticileri söz konusu bu toplantıyı, "Kayıtdışı tartışma yaptık" diyerek duyurdu. Fakat toplantının içeriği hakkında bir açıklama yapmadı.

21-27 Kasım 2006'da ABD'de yayın yapan "Newsweek" dergisi, bu sır toplantı hakkında Zeyno Baran imzalı bir makale yayınladı. "Üst düzey subaylardan edindiğim izlenime göre" diye başlayan Zeyno Baran, "2007 yılında Türkiye'de askeri darbe olasılığı %50" diyerek yazısına son verdi.

22-Oysa makalesine "Üst düzey subaylardan edindiğim izlenime göre" diye başlayan Zeyno Baran, hem bu "Kayıtdışı" olan toplantıyı organize eden kişi, hem WINEP çatısı altında çalışan bir analist hem de "Hudson Institute"nin "Uluslararası Güvenlik ve Enerji Programları" Başkanıydı.

23-Baran "Newsweek"te yayınlanan bu yazısıyla Okyanus ötesinden Türkiye'de gündemi değiştirmeyi başarmış,yeni tartışmaların başlamasına neden olmuştu.Karargah, gerildikçe gerilmiş, siyasal taraflar "Darbe" ihbarını ya da "Darbe niyetini" kimin açıkladığını sorgulamaya başlamıştı.

24-Türkiye'de bir anda başlayan "Darbe" tartışması gerilimi iyice tırmandırdı. O günlerde televizyonlar ve gazete köşeleri sadece bu iddiaya yönelik yayınlar yapıyordu ki; Zeyno Baran, Zaman Gazetesine açıklama yaparak "Yanlış anlaşıldığını" ifade edip kendisini "Tekzip" etti.

25-Baran, belli ki FETÖ'cü ve Sorosçu Liberallerin planını sekteye uğratmıştı. Baran'ın bu açıklamasının hemen ardından ilk tepki, 29 Kasım 2006'da Yenişafak Gazetesi'nde "Genelkurmay'dan Darbe Sessizliği" başlıklı yazısı ile "Taha Kıvanç" müstear isimli Fehmi Koru'dan geldi.

26-Tüm uğraşlara rağmen Zeyno Baran'ın bu iddiası gündem dışı kalırken, 5-6 Şubat 2007 tarihinde yeni bir gelişme daha yaşandı. Baran, "Hudson Institute" de ikinci bir toplantı daha gerçekleştirdi. Bu kez düzenlenen bu toplantıya TSK'dan Generaller davet edilmedi.

27-"Birleşik Devletler Türkiye'yi yitiriyor mu?"başlığı altında gerçekleşen toplantıda,Türkiye'de "Ilımlı İslam" karşısında yükselen "Ulusalcılık" ve ABD'nin Türkiye'yi Kürt temsilcilerle buluşturarak, PKK'lılar için çıkarılması tavsiye edilen genel af konuları, masaya yatırıldı.

28-Toplantıya katılan isimler arasında en çok göze çarpanlar, WINEP çatısı altında Baran,Cengiz Çandar ve Yasemin Çongar ile çalışan CIA analisti Graham Fuller,CIA ajanı Henri Barkey, Ömer Taşpınar ve ABD eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris oldu.

29-Hudson Enstitüsü'nde gerçekleşen bu toplantıdan yaklaşık 1,5 ay sonra Türkiye'de yine oldukça önemli bir gelişme daha yaşandı.NOKTA Dergisi, 29 Mart 2007 tarihli sayısında,eski Deniz Kuv. Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "Darbe Günlükleri"ni yayınlamaya başladı.

30-Haberde yayınlanan günlük notlarına göre, TSK içindeki bazı Orgeneraller 2004 yılında askeri bir darbe planlamış ancak sonradan Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, (Özkük, bu iddiayı yalanladı) bu darbe girişimini engellemişti.

31-Alper Görmüş'ün GYY olduğu NOKTA Dergisi, yayınladığı bu haberin ardından 13 Nisan 2007'de polis tarafından basılarak, bilgisayarlarına el konuldu ve soruşturma başlatıldı.NOKTA Dergisi'ne yapılan bu baskından 1 gün sonra,"Cumhuriyet Mitingleri"nin ilki yapıldı.

32-Operasyon 5-6 Şubat 2007'de ABD'de yapılan o toplantıya göre planlanmıştı. Önce "Darbe planlanıyor" iddiası gündeme taşındı ardından "Ilımlı İslam" karşısında "Ulusalcılar büyük tehdit" konusu işlendi ve AK Parti, bu tehditten nasıl korunur sorusuna, cevap aranmaya başlandı!

33-Daha da önemlisi NOKTA Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Görmüş'ün ünlü spekülatör ve "Turuncu/Kadife Devrimler" ile adı anılan George Soros'un finanse ettiği vakıflarda görev alan isimlerle olan ilişkisiydi. Burada kısa bir virgül koyup Görmüş hakkında bir hatırlatma yapayım.

34-FETÖ'nün tetikçiliğini yaptığı "Balyoz Davası" kumpasına kilometre taşı olan hem andıç hem darbe günlükleri ilk olarak Nokta Dergisi'nde yayınlandı. Nokta Dergisi GYY  Alper Görmüş, darbe günlüklerini; Nokta dergisi yazarı Ahmet Şık ise andıç belgelerini haber yapan isimlerdi.

35-Şuan HDP Milletvekili ve FETÖ "Mağduru" olduğu iddia edilen Ahmet Şık, Radikal gazetesinin Kuzey Irak muhabiriydi. Radikal'den atılınca Sorosçu Liberaller tarafından kurulan ve kapatılan Taraf Gazetesi GYY Alev Er yönetiminde Aktüel’de çalıştı. Ardından da Taraf'a geçti.

36-Ahmet Şık, AB fonlarını Türkiye'de dağıtan Henrich Böll Vakfı yöneticisi Yonca Verdioğlu’nun eşi. Alper Görmüş ile beraber Medyakronik'te çalıştılar. Yine Alper Görmüş ile birlikte son durakları TSK kumpaslarının mutfağı olan Taraf Gazetesi'nde köşe yazarlığı oldu.

37-Ahmet Şık'ın yayınladığı "Andıç" belgesi, GENKUR Savcılığı’nın açıkladığına göre 12 Ekim 2006'da ordudan çalınmıştı. Genelkurmay'ın yaptığı çalışmalara göre bu belge önce Utah’a gitmiş ve buradan Türkiye'ye servis edilmişti.Servis eden FETÖ'cü yayınlayan FETÖ "Mağduru"ydu (!)

38-Ne kadar tesadüf ki; Görmüş'ün yayınladığı Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükler de Utah üzerinden bir servis sağlayıcı tarafından önce “http://denizcilersitesi.com ” adresinde yayınlanmış ardından Görmüş tarafından Türkiye gündemine sokulmuştu.

39-Görmüş,Soros'un finanse ettiği Helsinki Yurttaşlar Derneği kurucularından olan Murat Belge&Ahmet İnsel ile birlikte yine kurucuları arasında Murat Belge'nin de bulunduğu Birikim Dergisi'nde köşe yazıyor tıpkı Ahmet Şık gibi Belge,İnsel ve Görmüş, Taraf Gazetesinde buluşuyordu.

40-NOKTA Dergisi'ne yapılan polis baskını, baskından 1 gün sonra Akın İpek'e duacı olan Tuncay Özkan öncülüğünde başlayan "Cumhuriyet Mitingleri", "Başörtüsü" ve "Laiklik elden gidiyor" tartışmaları gölgesinde 27 Nisan 2007'de TBMM'de Cumhurbaşkanlığı oylaması gerçekleşti.

41-Anayasanın 102. maddesi gereği ilk turda nitelikli çoğunluk olan 367 oy, sonraki iki turda ise salt çoğunluk olan 276 oy arandı. Yapılan ilk turda 361 oy kullanılırken AK Parti'nin aday gösterdiği Abdullah Gül, 357 oy aldı.

42-Yapılan ilk tur oylamasının hemen ardından CHP,Anayasanın 102.maddesini gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesine başvurdu.Aynı gece Genelkurmay başkanlığı,Türkiye Siyaset tarihine "e-muhtıra" olarak geçen,"Rejimin kararlılıkla savunulacağı"nı vurgulayan bildirisini yayınladı.

43-Anayasa Mahkemesi, 01 Mayıs 2007'de CHP'nin başvurusunu haklı bularak Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. tur oylamasını iptal etti. Bunun üzerine AK Parti, aynı gün erken genel seçim kararı aldı ve 24 Haziran 2007'de seçime gidilmesi için meclise teklif sundu.

44-02 Mayıs 2007'de YSK,AK Parti'nin erken seçim başvurusunu değerlendirdi ve 22 Temmuz gününü teklif etti. Bu teklif başta AK Parti olmak üzere meclisteki diğer siyasi partiler tarafından da kabul edilerek 03 Mayıs 2007'de, erken seçim tarihi, 22 Temmuz 2007 olarak belirlendi.

45-06 Mayıs 2007'de iki oylama daha yapıldı fakat yine yeter sayısı olan 367 bulunamadı ve 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi ve artık Türkiye'nin de yeni gündemi, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak olan erken genel seçim süreci oldu.

46-Mecliste alınan seçim kararı ve 11. Cumhurbaşkanı'nın seçilememesinin ardından Zeyno Baran, "Hudson Institute" de üçüncü kez bir toplantı daha gerçekleştirdi ve bu toplantıya TSK'dan generalleri de davet etti.

47-TSK'da görevli generallerin, daha yakın geçmişte darbe metinleriyle iç siyaseti karıştırmış olan "Hudson Institute"ye gitmeleri kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Toplantıya ABD-AB eliyle kurulan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi de davet edildi.

48-Toplantı çağrı mektuplarında tüm katılımcıların adlarının yazılı olduğu WINEP uzmanlarından Yasemin Çongar (Haberden 5 ay sonra TARAF Gazetesi'ni kurdu) tarafından öne sürülüyor fakat Genelkurmay, toplantıya katılacakları önceden bilmediklerini ifade ediyordu.

49-Üstelik işin daha da vahim yanı söz konusu bu toplantıda, sözde "Ergenekon" kumpasının delilleri olan "Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'nun öldürülmesi, Beyoğlu'nda PKK'nın eylem yapması ve Türk ordusunun 50 Bin askerle Kuzey Irak'a girmesi" konuşularak planlanmıştı.

50-Baran&Yasemin Çongar tarafından TSK'ya yönelik hazırlanan bu komplo o kadar kusursuz işliyordu ki; o dönem Milliyet Gazetesi Washington temsilcisi olan Çongar, Milliyet'ten önce uluslararası kamuoyu daha hızlı yaratılsın diye BBC Türkçe'ye "Dehşet Senaryosu" olarak yazıyordu.

51-Çongar'ın toplantıya yönelik bu iddiasını ilk Genelkurmay yalanlarken, Genelkurmay'dan gelen açıklamanın ardından bir yalanlamada; tıpkı 2006'da "Newsweek"te yayınlanan ve "2007 yılında Türkiye'de askeri darbe olasılığı %50" makalesinde olduğu gibi Zeyno Baran'dan geldi.

52-Yasemin Çongar'ın öne sürdüğü bu iddia Genelkurmay tarafından defaatle yalanlanmış olsada başta BBC olmak üzere bir çok haber sitesinde "Flash Gelişme" olarak çoktan yerini almış, dahası, televizyonlarda tartışılmaya başlanmış ve yaratılmak istenilen algı başarılı olmuştu.

53-Zeyno Baran, söz konusu haberi yine yalanlamış olsada Çongar'ın şahitleri de birer birer ortaya çıktı. İlk olarak devreye Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Radikal Gazetesi'nde "Washington'daki balçık Ankara güneşi ile sıvanıyor" başlıklı yazısı ile Cengiz Çandar girdi.

54-Çandar, ABD eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris'in davetlisi olarak Washington'da bulunduğu günlerde, Çongar'ın iddia ettiği "Dehşet senaryosu"nu muhataplarından dinlediğini, Çongar'a kefil olduğu gibi Çongar'ın haberi yayınlamadan önce Zeyno Baran'a da okuttuğunu yazdı.

55-Cengiz Çandar'ın 20 Haziran 2007'de yayınlanan bu yazısından 5 gün sonra bu sefer devreye, CIA eski Ortadoğu İstasyon şefi Graham Fuller ile birlikte "Türkiye'nin Kürt Meselesi" isimli kitabın yazarı olan ve Çongar,Çandar,Baran'ın WINEP'teki mesai arkadaşı Henri Barkey girdi.

56-Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında "Onları kafesledik" diyen, 15 Temmuz gecesi kendisi gibi CIA ajanı eşiyle Büyükada'da sonucu bekleyen Barkey,13 Haziran'daki  toplantıya iştirak ettiğini, Yasemin Çongar'ın haberlerinin "Gerçeğe aykırı" olmadığını ifade etti.

57-Ne kadar ilginç ki; Hudson'da yapılan toplantı ile aynı gün (ABD saat farkı ile) Ümraniye'de bir gecekonduya yapılan baskın sonucu, savunma ve taarruz tipi 27 adet el bombası ve fünyeleri bulunarak sözde "Ergenekon" kumpası soruşturması da başlamış oldu.

58-WINEP, TSK'ya kurulan kumpasın algı operasyonunu üstlenirken, bu algının yartıldığı yer ise Hudson Enstitüsü olarak seçilmişti.Hudson Institute'nin öyküsü, ABD Gizli Servisi CIA tarafından kurulan ve ABD Silahlı Kuvvetleri adına faaliyet yürüten RAND şirketiyle başlıyor.

59-Hudson'un kurucusu Herman Kahn, Max Singer ve Oskar Ruebhausen.Hudson Institute'de görev almış önemli isimler ise şunlar:
William Odom: ABD Gizli Servislerinin tepe kuruluşu NSA (Ulusal İstihbarat Dairesi) eski başkanı
Paul Bernard Henze: CIA İstanbul İstasyon eski şefi

60-Alexander M. Haig:Eski ABD Bakanı&Malta şövalyesi
Dan Quayle:Ulusal Muhafız Birliği,Senatör,Baba Bush'un yardımcısı
Cengiz Çandar,Yasemin Çongar,Graham Fuller,Henri Barkey,Mark Parris gibi isimlerle WINEP'te çalışan Baran'ın CV'si de oldukça ilgnç ilişkileri barındırıyor.

61-Baran'ın Washington'da çalışmadığı enstitü kalmadı.ABD eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris'in gözdesi,Soros'un Açık Toplum Vakfı'nın kurucularından Nazlı Boyner'in eşi Cem Boyner'in Yeni Demokrasi Hareketi kurucu üyelerinden Kemal Derviş'in el üstnde tuttuğu yardımcısıydı.

62-Center for Strategic and International Studies'te (CSIS) eski elçiler, devlet görevlileri, istihbarat deneyimli uzmanlar ve CIA direktörleriyle birlikte çalıştı ve Nisan 2006'da "Hudson Institute"de işe başladı.

63-Zeyno Baran, 27 Kasım 2006'da başlayan 13 Haziran 2007'de "Ergenekon" kumpasına dönüşen süreçten 2 ay sonra 23 Ağustos 2007'de ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya'dan sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza ile İstanbul Su Ada'da evlendi.

64-Zeyno Baran ortağı Fatih Enginsel'le birlikte İstanbul'da "Bireylerin mutlu ve neşeli bir yaşam sürdürmelerini" amaçlayan, "Karma şifa ve Gelişim"üzerine bir merkez işletiyor.
Üstelik, tüm bunlarıı Türkiye'nin son 10 yılının gelişim kimyasını BOZAN BİRİSİ OLARAK YAPIYOR...!

65-Israrla yazıyorum ve ısrarla yazmaya devam edeceğim...
FETÖ, kiralık bir tetikçi. Onun tek bir işi vardı, sahiplerinin emirlerine yerine getirecek tetiğe basmak!
FETÖ'nün "Üst Aklı" ve onu azmettirenler ise George Soros ile NED tarafından finanse edilen Liberaller...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder