"(Kemalist) Cumhuriyet son derecede önemliydi, tarihsel anlamda ilerici bir kopuş hamlesiydi, devrimci bir öze sahipti.
Ama o hamle halkla birlikte değildi.
Tersine, Kurtuluş Savaşı, 15 Temmuz'daki 'ya Allah, bismillah, Allahu ekber' sloganını benimseyen halk kitlelerinin gene çıplak yumruklarıyla kazanılmıştı.
Ama ertesinde, kurucu kadro, o halka ve değerlerine sırtını dönmüş, onun 'istiklal'e kavuşturmak için mücadele ettiği Hilafet'i, Saltanat'ı hatta İslam'ı lağvetmişti.
Herkes 'doğru-yanlış' tartışması yapıyor.
Bırakın onu bir yana. Olgu bu! Açıklayıcı dinamikleri Türk Siyasetinin Yapısal Analizi isimli iki ciltlik kitabımda enine boyuna yazdım.
***
Ardından da o halk siyasetten ve toplumdan soyutlanmış, kendi içine kapatılmıştı.
1923'ten 1950'ye kadar. İzleyen dönemde ise her on yılda bir aynı halkın iradesi darbelerle elinden alındı, kitleler siyasetten koparıldı.
O kitleler 1970'lerden başlayarak ama özellikle 1992-2012 arasında kendilerini dönüştüren yeni bir siyasete ve sosyal yapıya kavuşturan gelişmeler sonucunda 15 Temmuz gecesi eski Cumhuriyetin yöntemini benimseyen bir alçak girişime isyan etti.
Halk siyasetten artık koparılmak istenmediğini, iradesine el konmasına tepki göstereceğini duyurmuştur. Erdoğan'ı bu sürecin içinde lideri olarak görmüştür."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder