STRATEJİLER
- Bilge Tunyukuk'a, bana dedi (ki): "Bu orduyu sevk et," dedi, "(suç işleyenlerin) cezalarını dilediğin gibi ver. Ben sana (daha) ne diyeyim?" dedi,
- Düşündüm. Kağanıma arz ettim. Orduyu yürüttüm.
- Elli kadar asker yakaladık. O gece hepsinin halkına (bunlarla haber) gönderdik. O haberi alınca On-Ok beyleri ve halkı hep geldiler, boyun eğdiler. (Bize) gelen beylerini ve halkını derleyip toplayıp, bir az halk kaçıp gitmiş idi, On-Ok ordusunu sefere çıkarttım. Biz de sefere çıktık. Onları geçtik. İnci ırmağını geçerek, "Tanrı oğlu" denilen (dorukları ak) benekli ·(yani "karla kaplı") Ek dağını aşarak Demir Kapı'ya kadar vardık. Oradan (ordumuzu) geri döndürdük.
- İkinci gün ateş gibi kızıp (üzerimize) geldiler. Savaştık. (Onların) iki kanadı bizden yarı yarıya fazla idi. Tanrı buyurduğu için, (düşman) çok diye korkmadık. Savaştık. Tarduş Şad'a doğru kovalayarak bozguna uğrattık. Kağanlarını tuttuk. Yabgularını, Şadlarını orada öldürdü(k).
- İlteriş Kağan akıllı olduğu için, cesur olduğu için, Çinlilerle on yedi (kez) savaştı, Kıtay'larla yedi (kez) savaştı, Oğuz'larla (da) beş (kez) savaştı. Bu sırada sözcüsü de ben idim, düşmanla savaşanı da ben idim.
- İnel Kağan'a, öylece Mançud'lar, Saka'lar, Tacik' ler, Tohar' lar ...ve onların berisindeki Aşok başlı Soğdak halkı hep geldiler, boyun eğdiler ve (kağanı övdüler?).
- Kağanım, (benim) kendimin, Bilge Tunyukuk'un arz ettiğim ricamı dinlemek lutfunda bulundu. "(Orduyu) gönlünce sevk et!" dedi.
- Kağanıma arz edip ordu sevk ettim. (Kağanımı) Şantung şehirlerine, denize kadar, götürdüm. (Kağanım) yirmi üç şehri zapt etti.
- Kağanımla seferlere çıktık. Tanrı esirgesin, bu Türk halkı içinde zırhlı düşmanların akınına imkan vermedim, kuyruğu) düğümlü (düşman) atlarını koşturtmadım.
- Kağanları cesur imiş, sözcüleri akıllı imiş.
- Niye kaçıyoruz? (Düşman) çok diye niye korkuyoruz? Azız diye niye yenilelim? Saldıralım!" dedim. Saldırdık, talan ettik.
- Temizin (yani "savaşıp yenilmemişin") utancı (savaşıp yenileninkinden) daha iyidir!"
- Türk hakanını, Türk halkını Ötüken toprağına ben kendim, Bilge Tunyukuk, (getirdim).
- Türk halkının Demir Kapı 'ya, Tanrı Oğlu " denilen dağlara (kadar) varlığı hiç yok imiş. O topraklara (Türk halkını) ben Bilge Tunyukuk götürdüğüm için san altınları, beyaz gümüşleri, kızları kadınları, hörgüçlü develeri ve ipekli kumaşları fazlasiyle (önümüze) getirdiler.
- Uzak mesafelere keşif devriyeleri gönderdim, gözetleme kulelerini (yerli yerince) koydurtum. Dönen düşmanı (geri) getirirdim.
- Devlet de devlet oldu, halk da halk oldu.
- İlteriş Kağan kazanmasa (idi), ve ben kendim kazanmasa (idim) devlet de halk da olmayacak idi. (Kağan) kazandığı için ve ben kendim kazandığım için, devlet de devlet oldu, halk da halk oldu.
- Kapgan Kağan yirmi (yedi yaşında?) ........... idi. (Onu ben) Kapgan Kağan (olarak) tahta oturttum.
- Şimdi ben kocaldım, yaşlı oldum. Herhangi bir ülkedeki kağanlı (yani "bağımsız") bir halkın böylesi bir (devlet adamı) var ise, (o halkın) ne (gibi) bir sıkıntısı olacak imiş?
- Türk halkı, (kendi) hanını bulmayınca, Çin'den ayrıldı; han sahibi oldu; (fakat) hanını bırakıp Çin'e yeniden bağımlı oldu.
- Türk Sir halkı, ülkesinde, asla gelişmesin. Mümkünse, tümüyle yok edelim,
- Türk halkı öldü, mahvoldu, yok oldu. Türk Sir halkının ülkesinde boy kalmadı.
TARİH
- Türk Bilge Kağan(ın) hükümdarlığında yazdırttım. Ben Bilge Tunyukuk.
- İlteriş Kağan kazanmasa (idi), (ya da hiç) olmasa idi, ben kendim Bilge Tunyukuk kazanmasa (idim), (ya da) ben hiç olmasa idim, Kapgan Kağan Türk Sir halkı ülkesinde boy da, halk da, insan da hiç olmayacak idi.
- İlteriş Kağan ve Bilge Tunyukuk kazandığı için Kapgan Kağan'ın Türk Sir halkının gelişmesi (işte) bu(dur).
- Türk Bilge Kağan, Türk Sir halkını, Oğuz halkını besleyerek tahtta oturuyor.
Kaynak Metin: Talat Tekin, Orhon Yazıtları, Simurg, İstanbul, 1998
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder