TONYUKUK KİTABESİ: ESKİ BİR TÜRK ŞAHESERİ[1]
(Modern Türkiye'nin Bilge İltiriş'i
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ithaf edilmiştir)
MARTIN SPRENGLING[2]
Çeviren: MEHMET İNHAN[3]
GİRİŞ
Taş ve bronz üzerine kazılmış binlerce
yazıt, çağlar öncesinden çeşitli korunum durumlarında günümüze değin
ulaşmıştır. Bu satırların yazarı, bunlardan çoğunu bir düzine çağdaş Avrupa
dilinde; Yunanca ve Latince'de, Mısır, Sumer, Babil, Hitit, Elamca gibi
dillerde; Sina dili, İbrani, Fenike, Arami, Nebati, Palmira ve Suryani dillerinde;
Güney ve Kuzey Arap dillerinde; Eski Farsça, Pehlevi ve Modern Farsça'da
yazılmış olanlarını görmüştür. Bunl arın çoğu, öylesine abartılarak övülmüş,
tanıtılmış ve üne kavuşturu lmuştur ki, sonunda Batı Dünyası, insanlık
tarihinin Mısır, Babil, ve Hitit İmpara torlukları, İsrail,Yunanistan ve Roma
tarafından oluşturulduğuna inanmıştır. Ancak son yıllardadır ki Çin, Hindistan
ve Japonya, Amerika ve Avrupa'nın bilincine kendilerini adeta zorla
dayatmaktadırlar.
Sözü geçen ve üzerinde biraz bilginiz
olan beş temel yazıt, işte bu Uygurlar öncesi imparatorluğun yetmiş yılının
40-55 yıllık bir süresini kapsar. Bunlardan yalnızca bir tanesinin runik
metnini (görece en az önemli ve en harab durumda olanı) Lwow'da 1928'de basılan
Polonya dergisinde (Kotwicz ve Samoilovitch, "Le Monument Turk
d'Ikhekhuchotu", Rocznik
Orjentalisryczny, cilt 4, 1926, sayfa 60-107) kolayca bulmak mümkündür.
Ongin abideleri adı verilen diğerleri çok dikkat çekicidir. Ne var ki, öylesine
yetersiz yayımlanmışlardır ki, haklarında güvenilir pek az şey söylenebilir.
Günümüz alfabesine çeviri ve tercümesi açısından en geniş biçimde ele alınan ve
en iyi yayını yapılan yapıtlar, bir bakıma birbirlerini tekrar eden ve
imparator Bilge Kağan ve küçük kardeşi Kültegin onuruna dikilen iki büyük
yazıttır. Beş yazıt arasında en iyi ve bütünsel olarak konmuş olanı ve her
bakımdan olağanüstü özellikler taşıyanı ise büyük başbakan Tonyukuk'un
özgeçmişini anlatan kitabesidir.
Yaptığımız bu monografik denemenin
konusu, sözü edilen yazıtlar dizisinin dayanak noktasını oluşturan işte bu
kitabedir. Yalnızca bu beş yazıtın değil, daha eski Türkçe yazıtların arasında
da en önemlisi, şüphesiz olarak en dikkat çekicisi ve ne yazık ki bugüne dek en
az incelenmiş olanıdır. Bu çalışmanın yazarının elinde runik metin olarak
yalnızca Radloff'un yayınladığı Die
alttürkischen Inschrijten der Mongolei (Zweite Folge ı899) bulunmaktadır.
Aynı yazarın Atlas'ı elimde
bulunmamaktadır.
Bu çalışmalarda yaşlı
vezirin cümlelerinde bol bol kullandığı özel deyimlerin, cümlelerinin ve anlam
inceliklerinin okunup anlaşılabilmesinde en büyük katkı ise, bilimsel çeviri
notlarının da göstereceği gibi, İstanbul'da Hicri 1333-35 yıllarında yayınlanan
Kaşgarlı Mahmut'un mükemmel eseri DivânuLugati-t'
Türk'ün kapsamlı kullanımından
sağlanmıştır.
Bu temel çalışmalara dayanarak ve
gerçekten büyük bir kişiliğe sahip olan bu yaşlı devlet adamının engin bilgi ve
deneyimlerinin derinliğine ulaşmak amacıyla defalarca yapılan yoğun denemeleri
okuma sonucunda yazar, kendisinden önceki değerli bilim adamlarının çalışmalarını
birkaç adım ileriye götürmüş olduğuna ve bu çalışmada ortaya koyduğunun yeni
bir okuma olduğuna emindir. Bu büyük yazıt, yeniden ele alınmaya ve yeni bir
yayına layıktır. Yazıt üzerindeki çalışmalarını bir grup uzman öğrenciyle
sürdürürken, yazar, sık sık şu soruyla karşılaşmıştır başka bir eserde raslamış
mıydınız?" Yazarın yanıtı defalarca "Hayır!" olmak durumundaydı.
Çalışmalar ilerledikçe, yazarın, yaşlı
vezir Tonyukuk üzerinde çalışırken dünyanın en güçlü dehalarından biri üzerinde
çalışmakta olduğu inancı güçleniyordu. Böylesi canlı ve açık bir üslubu, güçlü
bir düşünceyi, anlatım yeteneğini yaşlı hatibin özgeçmişinde (apologia pro vita sua) sergilediği
biçimiyle ortaya koyan bir başkasını bulabilmek için insanın çok derinlere
inmesi, konuyu çok geniş kapsamlı olarak ele alması gerekir. Ondan üstününü
bulmak, özellikle taş yazıtlarda böyle bir şeye rastlamak, gerçekten ender bjr
buluş yapmak demek olur.
Karşılaştığımız bu eser yalnızca en üst
düzeyde ve birincil önemde bir tarihi yazıt değildir; burada elimizde
hazinelerin en enderi, Eski Türk edebiyatının özgün bir yapıtı bulunmaktadır.
Bu eser bir şiir değil, bir dram değil, bir tarihçe ya da bir hikaye veya öykü
değildir. Herşeyiyle kendine özgüdür! Başyapıt, şaheser, şaşmaz bir kesinlikle
içinde bulunduğu ortamı en verimli biçimde değerlendiren bir eserdir. Bu
açıdan, Sezar'ın "Değerlendirmeler'' (Commentary)
adlı eseri ile karşılaştırıldığında ondan aşağı kalmayacaktır. Özellikle
taş yazmalar üzerine, bu çalışmanın yazarı ve danışabildiği tüm meslekdaşları,
dünyadaki büyük yazıtlar arasında Türk Tonyukuk'un kitabesinin özlü
mükemmeliyetine yaklaşan, değil daha üstününü, eşdeğer ini dahi
tanımamaktadırlar.
Bu kralların ve krallıkların yaşlı
yaratıcısı günlük sade diliyle, görünürde saf ve amaçsız bir ifade ile
satırlarda dolanarak, kimi cümleleri tekrar ederek, gereksiz bir özgünlük
arayışıyla kendisini zorlamadan, maharetle kaleme alınmış öyküsünü anlatmaya
başlar. Gerektiği zaman, gerekli gördüğü yargıya zorlamadan, açıklıkla ulaşmaktadır.
Eylemi doğuran zorunluluk durumları süratle ve büyük bir açıklıkla
çizilmektedir. İçinde devirlerin değiştiği bu büyük yaşam öyküsünün dönüm
noktalarını oluşturan büyük olaylar ve başarılar doğal bir biçimde yerli yerine
oturmaktadır.
Sürecin bütünü, sonunda, temel başanları bir kez daha toparlayan
kısa ve özlü bir değerlendirmeyle özetlenir. Buruklaşmayan ancak iğneleyici ve
hicivli bir sonsöz aslında bir sonu, bir sona erişi değil, ileriye umutlu bir
bakışı ve yeni bir başlangıcı vurgulamaktadır.
Bu kısa özetle, var olan olanaklarla
elde edilen en iyi metnin yayınlanmasıyla, dipnotlu bilimsel çevirisiyle ve
İngilizce dilinde daha edebi kılınmaya çalışılan biçimiyle umuyoruz ki bu
yazıtlar Kraliçesinin önemi, güzelliği ve onuru İngiliz ve Batılı yazarlara
daha yakından tanıtılmış olur. Yazar burada eski Türk edebiyatının bir
şaheserinin sözkonusu olduğunu Türk okurlar için de açıklığa kavuşturduğunu
ummaktadır.
Eğer yeni başkentleri Ankara'da çağdaş Türkler, Romalı Augustus'un
kendileriyle bağdaşmayan şöhretli gölgesi altında yaşamak durumunda kalıyorlarsa,
karşılığında pekala başarıları en az Romalınınki kadar büyük, anlatımı ise çok
daha güçlü olan atalarından birinin varlığını kıvançla gözler önüne serebilirler.
M. Sprengling : “Tonyukuk Kitabesi: Eski Bir Türk Şaheseri”, çev. Mehmet İnhan, Erdem,II/6,Eylül1986,717-727. http://www.akmb.gov.tr/userfiles/files/EskiErdem%20pdf/Erdem_06.pdf
[1] "Tonyukuk's Epitaph: An Old Turkish
Masterpiece," The American Journal of Scmitic Languages and Literatures, cilt 56, sayı 1 (Ocak 1939), sayfa 1 ve devamı.
Makale şu
kısımlardan oluşmaktadır: Giriş, Metin, Açıklamalı Bilimsel Çeviri, Edebî
Çeviri ve Metnin Yeni Alfabe ile Transliterasyonu.
Ayrıca bkz. "Tonyuquq's Epitaph:Transliterated Text
and New, Scientifically Annotat cd Translation, The American Journal of Semitic Languages and Literatures, cilt 56
(1939), sayfa 355 ve devamı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder