Gök
Türk kültürü ve tarihinin önemi
Mayıs 2016
Dr. Rövşen
Alizade
GÖK Türklerde devlet kavramı il ile ifade edilir, yüksek askerî-idarî
makam ise kağan sayılırdı. Hükümdar karşılığı olan kağan, hem devlet başkanı ve
başkumandan, hem de meclis ve hükümet başkanı idi. Ancak bu meselede herhangi
bir mutlakiyet söz konusu değildi. Kağanın faaliyetini her zaman denetleyebilen
bir devlet meclisi, yani toy mevcuttu. Toy, gerektiğinde kağanları tahtından
indirebilirdi.
Tarih yüzlerce kitabe
bulunmuştur. Çağımız Batı uluslarının çoğunun yazıyı tanımadığı bir dönemde
Türklerin bu tür önemli kültür abidelerine sahip olmaları dikkatleri epey çeken
bir husustur. Gök Türk Devleti nde iktidarın mensup olduğu Aşina nın dışında
birçok Türk boyu daha vardı: Kırgız, Karluk, Uygur, Sir Tarduş, Bayırku, Oğuz,
Bugu, Basmıl, İzgil, Az ve Türgiş gibi boylar, bunların en önde olanları ve
önemlileri idi. Gök Türk devri mezar külliyeleri Türkistan da Gök Türk
devrinden itibaren yer üstünde büyük mezar külliyelerinin olduğu tespit
edilmiştir. Bu mezar külliyelerinin bütününü, ölen kahraman veya hükümdarın
hatırasını yâd etmek için düzenlenen bir mimarî yapılanma oluşturur. Çin
mimarisinde de benzerlerini gördüğümüz söz konusu komplekslerin en ünlüleri Kül
Tigin (732), Bilge Kağan (735) ve Tonyukuk (725) mezar külliyeleridir. Bugüne
kadar yapılan kazı ve araştırmalar, bu üç külliyenin de benzeri bir plan
yapısına sahip olduğuna dair bulgular sunmuşlardır. Söz konusu külliyeler,
özellikle duvarlarla çevrili bir dikdörtgen alan içerisinde tören yolu ve bu
yolun üzerinde ölen kişinin yaptıklarından ve devletinin durumundan bahseden
yazıt, yolun iki tarafında çeşitli ikonografik özellikleri yansıtacak şekilde
işlenmiş heykeller ve ortada bir bark kısmı ile sunaklardan yapılmıştır. 1
>> Hatun unvanı taşıyan kağanın hanımı ise, devlet idaresinde söz sahibi
olan mühim bir kişi konumundaydı. Hatun, gerektiğinde kağanı kendi fikirleri
doğrultusunda etkileyebilir ve bazı ciddî kararların alınması yönünde yardımcı
olurdu. Ayrıca aygucı (başbakan), buyruk (bakan) ve üge gibi hükümet
yetkilileri bulunmaktaydı. Kağandan sonra ikinci büyük unvan olarak yabgu
(kanat idarecisi) gelirdi. Bu unvanın peşinden şad, tegin, ilteber, erkin ve
tudun gibi unvanlar sıralanmaktaydı. Çin tarihi kaynaklarının verdiği bilgilere
göre sayıları 28 den fazla olan bu unvan ve makamlar, devletin içinde bulunduğu
duruma ilişkin bazen farklı fonksiyonları sürdürebiliyorlardı. Gök Türk sosyal
yapısında aile, urug (aileler birliği), boy (ok), bodun (millet) ve il (devlet)
şeklinde birbirine sıkı sıkıya bağlı olan halkalar hâlinde oluşmuştur. Çağdaş
devletlerle mukayese ettiğimizde, Gök Türklerde çok farklı bir hukuk sisteminin
olduğunu görebiliriz. Anayasa karşılığı olarak töre mevcut idi. Sosyal düzen
töreye bağlı kalınarak sağlandığı için, herhangi bir bunalım veya aksiliğin
yaşanmadığı rahatça söylenilebilir. Vatana ihanet, adam öldürmek, zina yapmak
ve hırsızlık gibi ağır suçların cezası idamdı. Gök Türk ekonomisi temelde
hayvancılığa (at ve koyun) dayalı bir ekonomiydi. Bu dönemde tarım için uygun
olan bölgelerde ziraatın geliştiği ve özellikle Turfan bölgesinde sebze ve
meyve yetiştiriciliğinin çok ilerlediği görülmektedir. Gök Türk tarihinin en
mühim özelliklerinden biri de hiç kuşkusuz günümüze Orhun-Yenisey Yazıtları
olarak bilinen kitabeleri bırakmış olmalarıdır. Öncelikle Orhun havzası olmak
üzere bütün Türkistan coğrafyasının farklı bölgelerinde Gök Türk alfabesiyle
yazılmış 94 mayıs 2016
Mezar
külliyelerinin içerisinde en iyi tanınanı Kül Tigin mezar külliyesi dir. Dört
cepheli gri bir granit blok üzerine yazılmış olan Kül Tigin Yazıtı nın
yüksekliği 331 santimetredir. Yazıtın doğu ve batı yüzlerinin genişliği tabanda
128 santimetreyken, tepeliğe doğru orantılı bir şekilde daralarak 122
santimetreye düşmektedir. Yazıtın güney ve kuzey yüzlerinin genişliği 41
santimetredir. Kül Tigin yazıtında güneydoğu, güneybatı, kuzeydoğu ve kuzeybatı
yönlerine bakan dört pah bulunur. Bu pahların genişlikleri ise 3 er
santimetredir. Kül Tigin yazıtının doğu yüzünde 40, güney ve kuzey yüzlerinde
13 er satır Gök Türk harfli Türkçe metin vardır. Bu metinlerden güney yüzde
bulunanlar yazıtın giriş, doğu yüzde bulunanları gelişme, kuzey yüzde
bulunanlarıysa sonuç bölümünü oluşturmaktadır. Metnin hazırlayıcısı (mesajın
ileticisi/verici/hatip) Bilge Kağan dır. 2 Külliyenin ortasında 13 metreye 13
metrelik bir subasman üzerine oturan ve 10 metre 25 santimetreye 10 metre 25
santimetrelik olan bark ın içerisinde Kül Tigin e ait olduğu sanılan heykelin
kırık başı ve gövdesi ile hanımına ait olduğu kabul edilen heykel parçaları
bulunmuştur. Ayrıca duvarlara yapıldığı düşünülen fresko parçaları da ele
geçmiştir. Bu arada bark ın dış duvarlarına koruyucu amaçla yerleştirilmiş t
ao-t ie denilen masklardan da ele geçirilmiştir. Yazıtlarla ilgili belge ve
unsurlar Anıtların arz ettiği anlama göre, farklı olan hususları göz önünde
bulundurarak Gök Türk anıtlarının kendine özgü damgasının, kendine özgü
ahenginin ve imgelerinin bulunduğunu rahatlıkla söylemek mümkündür. Anıtlardan
da görüldüğü gibi, özellikle II. Gök Türk döneminde Bozkırdaki olaylar öyle
hızla cereyan etmiştir ki, Gök Türklerin zirveye yükselişleri ile kesin olarak
batışları olsa olsa ancak yirmi yılı kapsamaktadır. Mesela Kapgan 716 da
öldürülür, Kül Tigin 731 de ölür, Bilge 734 de zehirlenir. Aslında çöküş
denilen olayın Kapgan ın öldürülmesinden daha önceki yıllarda başladığı
görülmektedir. Oğuzların konfederasyondan ayrılıp Çin e yerleşmeye
kalkıştıkları yıllarında çöküş tamamlanmıştır denilebilir. İneklerin Gölü
(İnigek köl) zaferiyle Oğuzlara katılmak suretiyle İlteriş Kağan ın temellerini
attığı İmparatorluğun kaderinin Oğuzların ittifaktaki desteğine sıkı sıkıya
bağlı olduğu böylece ortaya çıkmaktadır. Oğuzları, Çin ile barış a sevk eden
nedenler (Kapgan ın öldürülmesi, ardından karışıklıkların ve ayaklanmaların
çıkması belki bu tercihte rol oynamıştır) Gök Türk iktidarının sonunun
geldiğini haber vermektedir. Bu şartlarda Barthold un T u-kiü (Gök Türkleri
kast etmiş) ile Oğuzların özdeş oldukları iddiasını nasıl savunabildiğini 3
incelememiz gerekir. Yirmi yıl esnasında, özellikle manevî yaşamda bir çeşit
Çin istilasının olduğu fark edilmektedir. Bu istila çeşitli şekillerde kendini
göstermektedir. Bilge Kağan ın, kendisinin kurmayı arzuladığı şehirde Buda Tao
tapınakları açmak veya açılmasına izin vermek gibi bir niyeti var mıydı? Bu
kanıt, sadece Çin kaynaklarından elde edildiğine göre kuşkulu görülebilir,
ancak Çinlileştirme ile ilgili somut kanıt, On İki Hayvan takviminin günlük
kullanımında vardır. M. Bazin, bu takvimin resmî Çin takvimiyle özdeş olduğunu
göstermektedir. 4 Bu uygulamanın tarihi net bir şekilde tespit
edilebilmektedir. Şöyle ki, öykünün esas metnindeki bütün olayların tarihleri,
Türk âdetine (töre) göre yaşa ait yıllar ile gösterilmiştir. Sonradan eklenen kısımlarda,
yani 1. anıtın kuzeydoğu, güneydoğu ve güneybatı yüzlerinde ve 2. anıtın güney
yüzünün son kısmında, olduğu gibi On İki Hayvan takvimi kullanılmıştır. Ongin
yazıtında da aynı husus söz konusudur. Burada esas metnin son satırındaki bir
tarih, On İki Hayvan takvimi kullanılarak verilmektedir. Kağanın kendi şahsî
görüşlerindeki evrim de hiç şüphesiz Çin etkisinden kaynaklanmaktadır.
Kesin
olarak şu üç aşama net bir şekilde görülmektedir:
Birincisi İlteriş Kağan kendi
ordusunun, özellikle de Tonyukuk un rızasıyla tahta çıkar. En başta bulunan
kişiyi Gök Tanrı tayin eder.
İkincisi Kül Tigin Anıtı nda kağan Tengri ye,
karısı katun ise Ana Tanrıça Umay a benzer.
Üçüncüsü Bilge Kağan ın oğlu, yani
onun ikinci halefi, kendisine Tengri adını verir ve Çin İmparatoru gibi kendini
ilahlaştırır. 5
Yaklaşık iki yüzyıl süren tarihle varlığını sürdürmüş olan Gök
Türk Devleti, kendisinden sonra gelenlere örnek bir devlet modeli olmuştur.
Kendilerinin ve bütün komşu devletlerin belgelerinde Türk(ler) adıyla kaydedilen
bu yeni yapı, Orhun Kitabelerinde sadece bir kez Kök Türk adıyla geçtiği için
bu adla anılmış ve tanınmıştır. 6
Gök Türklerden önce de Türk milletinin var
olduğu bir gerçektir, ancak Türk adının, dilinin ve kültürünün yabancı
devletler tarafından tanınıp yaygınlaşması, doğrudan Gök Türkler sayesinde
olmuştur. Bizzat Gök Türkler döneminde bütün Türk boylarının bir devlet halinde
birleşmesi sağlanmıştır.
Dipnotlar
- Türk Dünyası Kültür Atlası, 2. Baskı, TKH Vakfı yayınları, İstanbul, 2007, s
- Cengiz Alyılmaz, Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu, Kurmay Yayınları, Ankara, s
- W. Barthold, Orta Asya Türk Tarihi hakkında dersler, İstanbul, 1927, xı-+222 p.
- 4. L. Bazin, Recherches sur les parlers T o-pa. T oung Pao, XXXIX, 4-5. Leiden, 1950, pp
- Rene Giraud, Gök Türk İmparatorluğu, Çeviren: İsmail Mangaltepe, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1999, s
- Ahmet Taşağıl, Kök Tengri nin Çocukları, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2014, s.123. mayıs
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder