İLİM BİLİM /
ALINTILAR
“ÜNİVERSİTELERDE İLİM VE BİLİM ARASINDAKİ FARK SORGULANMALI
Akademisyenler ve üniversiteler olarak bunu
sorgulamamız gerekiyor. İlim ve bilim diyoruz, bunlar aynı şeyler değildir. Biz
bunların ne olduğunu bilmiyoruz. Bilim hakikati teslim alma
çabasıdır. İlim ise hakikate teslim olma çabasıdır.
BİLİM DE TEKEBBÜR İLİM DE TEFEKKÜR DOĞUYOR
Hakikati teslim alma çabası insanı tekebbüre götürür.
Tekebbür büyüklenmektir. Dolayısıyla hakikatin izini silmekle sonuçlanır. Bunu
savunan modernitenin kurucusu diyebileceğimiz Descartes’in
bir sözü vardır: “Doğanın hâkimleri ve
efendileri olacağız” der. İnsanların nasıl yoldan çıktığını buradan anlayabiliriz. Halbuki ilim tekebbürle sonuçlanmaz, tefekkürle sonuçlanır.” http://www.islamveihsan.com/yusuf-kaplan-ile-egitim-sistemindeki-sorunlari-konustuk.html
“İslam’ın hikmete dayalı ilim/bilim anlayışı
ile Batı’nın “ideolojik bilim” anlayışı ilişkili oldukları medeniyetler
bağlamında farklı şeyleri ifade etmektedirler.” http://isamveri.org/pdfdrg/G00124/2016/2016_IRGATM.pdf
“hatta bilimadamı, akademisyen, vs. bile
olunabilir ve fakat kesinlikle ilim sahibi olunamaz.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ducanecundioglu/ne-ilmi--hepsi-hik%C3%A2ye-7124
“Zira hikmetin ilim ve amel bütünlüğü içinde
anlaşılması gerektiği, tek başına ilme veya ilimsiz amele hikmet denemeyeceği
anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu tür bir kullanım ancak mecaz olarak kabul
edilebilir.” Kur`an`a göre hikmet
kavramı / Wisdom in the Quran. İçinde: Yazar:SELMAN KUZU / Danışman: PROF.
DR. SUAT YILDIRIM / Yer Bilgisi: Sakarya Üniversitesi / Sosyal Bilimler
Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / Tefsir Bilim Dalı / Konu:Din
= Religion / Dizin:Hikmet = Wisdom ; İslam dini = Islam religion Onaylandı / Yüksek Lisans / Türkçe / 2002 /
348 s.
“İlimsiz bilim sakat kalır, İnsanı nereye götüreceği
belli olmaz. Ama
ilimin yanında bilim insanın imanını arttırır, tabiat kitabını okumak
mesabesindedir ki belki de Kur'an okumak gibidir. Allah'ın ayetleri tabiatta da
vardır, Kur'anda da vardır. Okumasını bilen okur, okumasını bilmeyense sadece
bakar, bakar ama göremez. “ http://www.mademir.com/2013/03/ilim-ile-bilim-arasndaki-fark.html
“ilimsiz bilim
kördür göremez”. http://blog.milliyet.com.tr/_Kriyobiyoloji___ve_Insanoglun___/Blog/?BlogNo=266193
“Bu da, yazarımızın öne çıkardığı ilmin dinî,
îmânî ve uhrevî niteliğini ortaya koymaktadır. Söz konusu olan, mutlak manada ilim sahibi
olmak veya öğrenilen bilgilerle Dünya'ya hükmetmek değil, ilmi, Allah'ı tanımak
ve Ahiret'i kurtarmak için ...” https://books.google.com.tr/books?id=SohNAQAAIAAJ&q=ilim+bilim&dq=ilim+bilim&hl=tr&sa=X&redir_esc=y
“Örneğin 1911 yılında Beyanü’l-Hakk dergisinde
imzasız yayımlanan bir makalede (Yakuboğlu, 2006, s. 150) iki medeniyetin ilme
bakışı şu şekilde karşılaştırılmaktadır: Batı Medeniyeti nazarında dini ilimler
denince sırf inanç ve din felsefesi akla gelir. Bizde ise dini ilimler
denilince bu kadar dar bir mana anlaşılmayıp toplumun dünya ve ahretini mamur
edecek ilimler ve fenler akla gelir. Mesela dini ilimler bizde tefsir, hadis,
usul-i fıkıh, füru-u fıkıh, kelam ilmi, İslam felsefesi gibi bir takım yüksek
ilimlerdir. Bunlara giriş olmak üzere on iki kısma ayrılmış bir ulum-u âliye
(alet ilmi) ve fünun-u edebiye vardır. Hal böyle olunca bütün ilimler dini ilim
olarak anlaşılmış ve zaman içinde dünyevi amaç ve gelişmelere yönelik ilimler
(riyazî ilimler) medreselerde itibar edilmez olmuşlar; bundan sonra riyazî
ilimler değerini yitirmiş, bu da ilimde gerilemenin ve medresede ilmi
yozlaşmanın sebeplerinden biri olmuştur.” http://dergipark.gov.tr/download/article-file/4336
““İlim bizim medeniyetimizde aklın
ibadeti olarak görülmüştür…”
İlim bizim medeniyetimizde aklın ibadeti olarak
görülmüştür. İlim ve bilim, alim ve bilgin aynı kavramlar değildir. İlim en
başta eşyanın hakikatini tespit etmeye çalışmaktır. Çok okuması bir kişinin
onun alim olduğu anlamına gelmez. İlim en başta kendini bilmektir. Marifet
olmadan ilim, ilim olmadan irfan olmaz. Kişi kendini bilirse rabbini bilir
rabbini bilen eşyanın hakikatini öğrenmeyi gaye edinir. Marifet yoksa, kendini
bilme yoksa ilimde yoktur. Bilgi kişiyi hikmete taşımıyor, insanın kalbine
gönlüne hitap etmiyor. Kişiyi halden hale çevirmiyorsa o ilim değildir olsa
olsa malumattır. Bu eser harflerin, ciltlerin, mürekkeplerin ötesindedir. Bu
eserde ilim, aşk, eşyanın hakikatini bilme gayesi öne çıkıyor. Bir medeniyet
muhayyilesi öne çıkıyor.
“Asırlar boyunca devam eden ilmi çalışmalar, yazılan
her kitap bir tek kitabın daha iyi anlaşılması içindir…”
Tarihimizle her zaman gurur duyduk. Ve duyuyoruz ama
asıl gurur duyacağımız bu eser ve ilmi eserlerimizdir. Asırlarca yapılan nice
yollar bozuldu, imar edilen şehirler harabeye döndü ama bir medeniyetin
birikimi olan bu eserler bugünlere kadar ulaştı. Asırlar boyunca da ilerleyecek
her kitap bir tek kitabın daha iyi anlaşılması içindir. Bu eserler bizlere yol
gösterecek, ışık tutacak. Allah emeklerinizi karşılıksız bırakmasın.” https://www.diyanet.gov.tr/tr/icerik/yuzyilin-islam-kultur-hizmeti-odulleri-sahiplerini-buldu%E2%80%A6/12665?getEnglish=
“İLİM VE BİLİM
Hak isteseydi kendini aşikar etmezdi ama, bilinmek istedi ki;
gizli hazinesini açtı. Güneş’i ve diğer gezegenleri nasıl yarattıysa, velileri
de O’nun büyük hakikatini anlatsınlar diye halk etti. Nasip işte!.. Kimisi
kozmozun derinliklerine kadar girip alemleri keşfettiğini zanneder de, Hak’ın nuruyla
gaydınlanmak istemeyip, tüm bu yaradılışa tesadüf der. İlim ile bilimi ayrı
kefeye koyup Güneş’e ömür biçer ve buna
da bilim der. İlmiyle amil olmayan, ilmiyle arif olmayanın vay haline!.. İşe
yaramayan bilgi hamallıktır, pas tutar yüreklerde. Ey insanoğlu Yunus’un
söylediklerine kulak ver!..
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
“İLİMDE-DİNDE-SİYASETTE
ÇÖKÜŞ
İslam
dünyasının ilmen çöküş dönemi İbn Kemal Paşadan (941 H./1534 M.)başlar ve
zamanımızda da (1993 M./1413 H.) devam eder. Burada bir noktaya açıklık
getirmek gerekmektedir. İbn Kemal Paşa zamanından 1774 yılına kadar ilim adamı
medreselerde yetişti. Burada kastedilen yalnız din adamı değil, zamanında
okutulan bütün ilimler medreselerde okutulduğu için 1774 yılına kadar ilim
adamı denince her bilim dalına ait ilim adamını kapsar (İlahiyatçı, hukukçu (fakih),
astronom, fizikçi vs.) İbn Kemal Paşadan sonra ilim çöküşe geçti, demekle
medreselerdeki öğretimin gevşediğini, bozulduğunu, bilgi seviyesinin düştüğünü
kastediyoruz. Bundan önceki döneme duraklama, taklit ve mezhepçilik diyoruz.
Yani duraklama dönemi ile çöküş dönemi arasındaki fark duraklama döneminde
yetişen âlimler okuduklarını anlıyorlar ve bazen da ince eleştiriler ve cüzi
yorumlar-kendi mezhepleri içinde ortaya koyabiliyorlardı. Çöküş döneminde ise
okuduğunu anlamıyor daha öncekilerin sözlük manalarını aşamıyor, düşünce
seviyesi düşüyor ve artık medreseden şikâyetler gittikçe yoğunluk kazanıyordu.“
http://ilsam.org.tr/islami-anlama-ve-anlatma-metodu-akililim-kaynagi-prof-dr-huseyin-atay/
Bazı sorular
İlim ile bilim arasında ne farklar nelerdir?
İlim bilim birlikteliği (beraberliği) ne demektir? Örneklerle…
İlim bilim kopukluğu ne demektir? Örneklerle
Hikmetli
Kılan “İlim”den Kudretli Kılan “Bilim”e
: Çağdaş İslâm Entellektüel Algısında Niyet Sapması /
Muhammet İrğat. -- Elazığ, 2016. I. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu 13-14-15 Ekim 2016, Asos Congress
Bildiri Kitabı = I. International Symposium on Social Science 13-14-15 October
2016, Asos Congress Conference Proceedings, 1528-1537. sayfa. http://isamveri.org/pdfdrg/G00124/2016/2016_IRGATM.pdf
----------------.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder