GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ
“İlk düşünürümüz Bilge
Tonyukuk’a (646-726) minnetle”
5 Mart 2018
“YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR
“Batılı ülkelerin Türkiye’den duydukları rahatsızlığının muhtelif
sebepleri arasında (herhalde Maastricht kriterlerinden sapılmış olduğunu
düşünmüyorsunuzdur!) son yıllarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyanın neresinde
mazlum bir topluluk, neresinde zulme uğrayan bir halk varsa oraya gitmesinin,
Türkiye’nin yardım elini uzatmasının önemli bir payı olduğunu tahmin etmek zor
değildir.”. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/dunyanin-butun-mazlumlari-turkiye-var/haber-713555
“Son 350 yıldır içeriden bir hayli vuruş yedik. Eğer son 350 yılımızı bu açıdan iyi
incelersek bundan sonra olabilecekleri önceden öngörebiliriz. Hiç yabancısı
olmadığımız bu operasyonlar serisinin hep sonuç vermesi üzerine yabancılar ve
onların iç uzantıları, yeni yol ve yöntemler arama ve bulma gereği bile
duymamaktadırlar. Ekonomik,
sosyal, siyasal ve sair tüm operasyonlara bu
kadar kolay gelmemiz de incelenmesi gereken önemli ve öncelikli
konulardan.”. http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/ceriden-vurus-3-855816
“Ortadoğu'daki
çatışmalar dünya düzenindeki kırılmanın doğrudan bir yansıması.
Küreselleşme paradigmasının düşüşe geçtiği, serbest piyasa ekonomisinin sorgulandığı bir ekonomik düzen var karşımızda.
Borsalarda yaşanan kırılganlıklar, dolara karşı güven kaybı ve buna mukabil kripto paraların giderek değerlenmesi bu düzenin unsurlarından bazıları.
ABD'nin savunma sanayindeki egemenliğini yitirmeye başlaması yeni küresel düzenin bir başka unsuru.
Bu düzen artık tek bir gücün hegemonya kuracağı bir düzen değil, büyük güçler belirli alan ve coğrafyalarda üstünlük kuracaklar.
Türkiye'nin dış politika adımlarını eski düzene yani küreselleşme paradigmasının egemen olduğu, Batı'nın birliğini sürdürdüğü ve Amerikan hegemonyasının tartışmasız kabul gördüğü bir düzene göre atmasını bekleyenler büyük bir yanlış içinde.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/fahrettinaltun/2018/03/05/karistirmayin-turkiye-bir-ulkenin-adi
Küreselleşme paradigmasının düşüşe geçtiği, serbest piyasa ekonomisinin sorgulandığı bir ekonomik düzen var karşımızda.
Borsalarda yaşanan kırılganlıklar, dolara karşı güven kaybı ve buna mukabil kripto paraların giderek değerlenmesi bu düzenin unsurlarından bazıları.
ABD'nin savunma sanayindeki egemenliğini yitirmeye başlaması yeni küresel düzenin bir başka unsuru.
Bu düzen artık tek bir gücün hegemonya kuracağı bir düzen değil, büyük güçler belirli alan ve coğrafyalarda üstünlük kuracaklar.
Türkiye'nin dış politika adımlarını eski düzene yani küreselleşme paradigmasının egemen olduğu, Batı'nın birliğini sürdürdüğü ve Amerikan hegemonyasının tartışmasız kabul gördüğü bir düzene göre atmasını bekleyenler büyük bir yanlış içinde.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/fahrettinaltun/2018/03/05/karistirmayin-turkiye-bir-ulkenin-adi
“Evet Türkiye’nin ayrıntılı bilgisine sâhip bir ABD olduğunu
biliyoruz. Ama tuhaflık şurada: ABD’nin son
zamanlarda sergilediği Türkiye körlüğü, Türkiye bilgisinin eksikliğinden değil;
ona yabancılaşmasından kaynaklanıyor.
Sürecin şöyle işlediğini düşünüyorum: Evvelâ ABD’nin Türkiye ihtiyâcı , belirli
bir sâik veyâ hesapla devre dışı kalıyor. ABD’nin
Türkiye bilgisi, her ne kadar ayrıntılı ve zengin olursa olsun; Soğuk Savaş
zamanındaki bâsit bir askerî fonksiyon
hesâbıydı. Bu, Türkiye’ye nüfûz etmekle
âlâkalı değildi. Meselâ Britanya kolonyalizmi, dünyânın kaynaklarına olan ağır
sûrette bağımlıydı. Onun için, kendisine ağır mâliyetler getirse de nüfûz
etmeye mâtuf bir dünyâ bilgi üretimini başarmak
zorundaydı. Hâlbuki
kaynak sorunu olmayan ABD için bu gerekli değildi. Unutmayalım ki; ABD’nin dünyâ bilgisi kolonyalist değil,
emperyalist bir bilmedir. İçerdiği zenginliği sakatlayan da bunun yüzeysel ve
belli işlevlerle sınırlıydı. Dolar ve silâh
dışına nâdir çıkan ve nüfûz edemeyen yüzeysel
bir bilme türü. ABD elbette dünyâ siyasetlerini
bir dünyâ bilgisi ile götürüyor. Ama bilgiyi tıka basa biriktirmek, bilmeyi
derinleştirmiyor. Zannımca
ABD’nin geleceğini de karartan etkenlerden birisi de bu. “Bu kadar cehâlet
ancak tahsil ile mümkündür” diyen Sakallı Celâl’den ilhâm alalım: Bu kadar
körlük; ancak
böyle bir bilme tarzıyla başarılabilir
ve bu sizi, bildiklerinizle ne yapacağınızı bilemez hâlde bırakabilir.…”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/korluk-2044718
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder