Murat Çelik | Türkiye | Uludağ Üniversitesi Kâtip Çelebi Bir Rönesans Efendisi miydi? Edward Bernard ile Bir Mukayese
Kâtip Çelebi, Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerinde çalışanlar için fazlasıyla bilindik bir figürdür. Özellikle gerileme edebiyatı söz konusu olduğunda görüşlerine sıklıkla başvurulup, tespitlerine çok defa atıf yapılmaktadır.
Bunlara karşın uzun süreden beri hakkında tartışmaların yapıldığı Kâtip Çelebi iki alanda üzerinde yeterince durulmadığı anlaşılmaktadır. Bunların ilki metodolojinin ve kaynakları, diğeri ise Avrupalı bir çağdaşı ile mukayesesidir.
Kâtip Çelebi’nin döneminde ve sonrasında skolastisizmin kullanımı devam ederken Avrupa’daki metodolojik devrim belki de Kâtip Çelebi ile sınırlı kalmış olmalıdır. Zaten, Kâtip Çelebi’yi de pek çok kişi için özgün kılan durum, onun bu metodolojik farklılığıdır.
Avrupa’daki kutsal metinlere sıradan kimselerin doğrudan teması meselesiyle başlayan Rönesansın aslında bir metod değişikliği olduğunu anlamak gerekir. Avrupa’daki skolastik metodun Reform ile değişime tabi tutulması genel kabullerin değil ama gözlem sonucunda elde edilen bilginin önünü açmıştır.
Bu husus, Kâtip Çelebi üzerinden siyasi olmaksızın tartışılmamıştır. Kâtip Çelebi’nin mukayese edilmesi gereken diğer alan ise ilgili dönemde gelişen bibliyografist akımdır. Seferler esnasında gördüğü ve künyelerini kaydettiği eserlerle neredeyse doğunun tüm yazmalarını listelemiştir.
Enteresan bir biçimde aynı zaman diliminde benzer bir bibliyografyayı Edward Bernard adında bir astronomi profesörü hazırlamıştır. Her ikisinin de bu türlü çalışmaları hem ilgi çekici hem de eş zamanlılığı bakımlarından önemlidir.
Avrupa’daki merak zamanla gelişerek ilk ansiklopedi ve ansiklopedistlerin ortaya çıkmasına yol açmış olmalıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise benzerleri bir dönem sonrasında ortaya çıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder