3 Eylül 2017 Pazar

Türkiye'de anti-entelektüalizm

Ağır maliyet 

Türkiye'de anti-entelektüalizmin kökleşmesi, siyasetin temel kutuplarının onudeğişik biçimlerde üretmesi ve "cumhuriyet," "millî irade" ve "toplumsaldeğerler" benzeri kavramlarla ilişkilendirerek meşrulaştırması yüksek bir maliyetiberaberinde getirmektedir.

"Kamusal entelektüel (public intellectual)"ın yaratılamadığı, onun işlevinin "köşe yazarı" tarafından görüldüğü, akademisyenin "ders kitabı" ezberlettiricisine indirgendiği, düşünce kuruluşlarının, istisnâlar dışında, "fikir" yerine "propaganda" ürettiği toplumumuzda ciddî bir "entelektüel açık"ın bulunduğu ortadadır. 

Bunun da sorunlarımızı değerlendirme alanında ciddî bir engel yarattığını görmek zor değildir.

O nedenle bir yandan "entelektüel"in siyasal program ve "rejim" savunucusu olmadığı, öte yandan ise onun da dâhil olduğu "seçkinler"in varlığının "millîirade"nin tecellisini engellemediği kabul olunarak bu alanda bir yaklaşım değişimine gidilmesi, "rejim savunucusu aydın" ve "değerlerimizi içselleştirmiş ortalama kişi"nin "entelektüel" alandaki boşluğu dolduramayacağı görülmelidir.

Bunun neticesinde entelektüel tartışma kalitesinin yükselmesi, kısa vâdede olmasa da sorunlarına farklı yaklaşan, onlara yönelik daha anlamlı ve derinlikli çözümler üreten bir toplum yaratacaktır. Buna ne denli ihtiyacımız olduğunu gözlemlemek ise zor değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder