Ben
kendimi Osmanlı addediyorum... Çünkü 400 yıl Osmanlılar'ın bıraktığı
kalıntıların içinde doğdum, orada büyüdüm ve Osmanlı gibi yaşıyorum... Omer Serif sabah 13.05.2001
|
Tabiatiyle Cin oyuna gelmiyor.. Dis ticaretinin %60'ini bolge ulkeleri ile yapiyor...bolgesinde kuvvetleniyor..Japonya, Kore, Tayvan en onemli ticaret ortaklari..
Japonya ve Tayvan ile hayati derecede onemli sorunlari var.. Fakat cok ince bir strateji izliyor..Bolge ulkelrei ile ticarete onem veriyor..Onlarin yatirimlarini ulkesine cekiyor..Bugun Japonya, Kore ve Tayvan'in Cin'de devasa yatirimlari var..Zaten ABD'nin de niyeti Cin'i komsulari ile dusman etmek...
Donup Turkiye'ye baktigimizda dis ticaretimizin ancak %10'unu komsularimizla yapiyoruz...Butun komsularimizla kavgaliyiz... Cin ne yapiyorsa biz tersini yapiyoruz...
Osmanli ve Cin baglaminda konuyu islerseniz cok sevinecegim...Devamli krizlere girmemizin temelinde bu stratejik yanlisin yattigi kanaatindeyim..."Tas yerinde agirdir" guzel bir atasozumuz...Ama maalesef atalarimizi dinlemiyoruz..
Osmanli bugun yasasaydi 450 milyon nufus ile Bati'ya Cin gibi diz cokturecekti..Heyhat..Bize Musul'u vermeyen, vermemek icin ic isyan cikarttiran Ingiltere, Hong Kong'u Cin'e kendi ellerinle teslim etti..Yok efendim Hong Kong'u Cinlilerden kiralamislar da kira sozlesmesi bittigi icin teslim etmisler...Kira sozlesmesine konu olan Hong Kong'un Cin sinirina yakin olan bir bolgesiydi sadece...Hong Kong'un tamami degildi..
...................................................................
BIR UCTAN BIR UCA ASYA: TURKIYE VE CIN- KARSILASTIRMALI ANALIZ
Yirminci yuzyilin son yirmi yilinda iki eski ve koklu dunyanin yeniden ortaya ciktigini gormekteyiz:Turk Dunyasi ve Cin Dunyasi. Bir zamanlar bibirbirleri ile komsu olan , eski kitanin, eski dunyanin her iki uyesi hemen hemen ayni yillarda ekonomilerinde devrim niteliginde degisiklik yaparak disa acilmaya baslamislardir.
Modernoncesi caglardaki uygarliklar arasinda, Cinliler ve Osmanlilar kendilerini, kendi dislarindaki dunyadan ustun hissediyordu. Cin uygarliginin en carpici yani, teknolojik alanindaki erken gelisme olsa gerektir. Cok oncelerden baslayarak kocaman kitapliklar kuruldu. Cin kentleri, orta cag Avrupasindaki kentlerden cok daha buyuktu. Osmanlilar ise, Roma Imparatorlugundan daha genis bir alanda ve uyruklari haline gelen cok genis halk yiginlari uzerinde resmi bir inanc, kultur ve dil birligi kurdular. Osmanli kentleri genis, iyi aydinlatilmis ve kanalizasyonuolan kentlerdi; kimilerinde universiteler, kitapliklar ve sasirtici guzellikte camiler vardi. Modern cagin baslarinda Avrupa’ya yonelen en buyuk tehdit, kuskusuz, Osmanli Turklerinden, daha dogrusu, Osmanlilarin heybetli ordulraindan va sahip olduklari cagin en ileri muhasara kuvvetleri ve araclarindan geliyordu.
Asya’nin bati ve dogu uclarinda yeralan Turkiye ile Cin’in ekonomik kalkinma hamlelerinin karsilastirilmasi ilginc tespitleri beraberinde getirecektir.
Ünlü Fransiz
Sinolog Alain Peyrefitte’nin deyisiyle “Türkler ve Çinliler, ayni dev kitanin
iki ucunda birbirlerine taban tabana aykiri bir konum içinde gibidirler. Yine
de birbirlerini anlamalari için pek çok neden vardir. Türkmen atlilari yirmi
yüzyil boyunca Asya’yi dolasmistir. Ayni Orta ve Güney Asya steplerinden
gelmisler, Anadolu yaylalarinda oldugu gibi , Huang Ho vadilerinde de tarihe
yön vermislerdir. Türkmen kervanlari, yüzyillar boyunca , Çin ile Bati
topraklari arasinda tek baglantiyi meydana getirmislerdir. Bugün bile, Çin’de,
Çinli olmayanlarin yasadigi en genis ve en kalabalik bölgelerden biri , Anadolu
Türklerinin kan hisimlarinin yasadigi
Çin Türkistani’dir.
Ama, Tarih, fetih
ve ticaretin yarattigindan çok daha yakin benzerlikler yaratmistir: sözgelimi
kader benzerligi. Türkler, Çinlilerle ayni zamanda, akbabalari çeken bir les
gibi Batili büyük devletleri üstlerine çeken siyasal dagilmayi tatmislardir.
Bir ulusun gücünün, ona yeniden bagimsizligini nasil kazandirdigini da
bilirler. Dehasi olaganüstü kosullarin
pariltisinda belirip kendini kanitlayan sarsilmaz bir adamin ulusal kadere
neler kazandirabildigini ve felakete
sürüklenen Tarihi nasil dogrultup yoluna soktugunu bilirler. Çagdas serüvene,
geçmisten bütün köklerini koparmadan da girilebilecegini bilirler.”
Kurtuluş
Savaşı sonrası Mustafa Kemal'in "Dünyanın kilidi Anadolu'dur, bu kilidi
iyi kullanmak ve muhafaza etmek zorundayız." diye izah ettiği stratejik
vasiyetin önemi, Türkiye ve Türkler için bugün de çok iyi anlaşılmalıdır.
Batı,
16. yüzyıldan sonra elindeki yüksek teknoloji ile, devlet dahi olamamış ilkel
toplumları kitle halinde imha suretiyle açtığı sahalara yerleştikten sonra,
devlet olmuş eski dünya toplumlarının topraklarını işgale yöneldi. Kısmen
başardı da. Sıra kilidi ele geçirmeye gelmişti ki başaramadı. Başarsa idi daha
doğuda işgal ettiği İran Ortadoğu, Hindistan, Çin ve Güneydoğu Asya'ya
ulaşacağı bir ana koridor temin etmiş ve böylece bütün devreler tamamlanmış
olacaktı. Anadolu'nun kurtuluşunun eski dünya milletlerinin kurtuluşunda sadece
psikolojik değil, son derece etkili fiziki ve coğrafi rolü de olmuştur.
Neticede Grek-Latin, Anglosakson veya Germen nitelikli batı; bir önceki aşamada
imha ettiği yerli halkların yerine yerleştiği Amerika, Avustralya ve kısmen de
Afrika sı- nırlarına çekilmek zorunda kalmıştır. Anadolu'ya geliş- ten Kurtuluş
Savaşına kadar yaşanan uzun ve büyük bir tarihin ana maddelerinden en önemlisi
Anadolu'nun mu- hafazasıdır...
Atatürk'ün
askeri ve siyasi yüksek kurmay kabiliyetinden süzülüp çıkan "dünyanın
kilidi, Anadolu'dur, bu kilidi iyi kullanmak ve muhafaza etmek zorundayız"
diye vasiyet ettiği strateji, yabancı kurmaylarca menfi tarafları düşünülerek
titizlikle dikkate alınmış ve geçidin yol geçen hanına dönüştürülmesi
planlanmıştır.
21. yüzyil eger
Asyalilarin yüzyili olacak ise Türkiye Dogu’da sadece lideri oldugu Avrasya’nin
Türk Dünyasina degil, Çin Dünyasinin lideri olacagi Asya-Pasifik’e de yönünü
çevirmelidir. Böylelikle Asya’nin dogu ucundaki tarihten gelen komºumuz Çin ve
bati ucundaki Türkiye arasindaki iºbirligi arttirilmalidir. Türkiye 21.Yüzyil
dünyasinin merkez eksenini teºkil edecek olan
Asya ile baglantisini Türk boyutunu taºiyan Orta Asya ile sinirlamamali
ve fakat Orta Asya üzerinden Asya Pasifik ile baglantiyi Çin boyutu üzerinden
kurmalidir.
Türk Dünyasi
Kazakistan ve Kirgizistan ile birlikte
Çin Dünyasi ile sinir komºusudur. Uygur Özerk bölgesinde ise her iki dünya
içíçe geçmiº durumdadir.
Asean ülkelerinin
ekonomileri büyük ölçüde ülke vatandaºi olan etnik Çinlilerin elindedir.
Çin asilli Ekonomik
nüfus(%) Güç
Singapur 76 76
Malezya 32 60
Endonezya 4 50
Filipinler 1 40
Tayland 10 50
Vietnam 1 20
Yunanistan,
Bulgaristan, Romanya, Moldova, Makedonya, Iran, Irak, Azerbaycan gibi ulkelerde
Turk asilli nufus yasamaktadir.
Cumhuriyet’e gecis-Cin 1912, Turkiye 1923
Bati Hristiyanlastirma politikasi +Misyonerlik (Cin)
Yunan+Ermeni Turkiye. Guncel soykirim oylamalari. Halen devam eden bir politika.
Misak-i milli sinirlari icerisinde yeralan Musul ve Kerkuk Ingilizlerden geri alinamazken, 1898 yilinda bugunku Hong Kong’un sadece belli bir kisminin 1997 yilinda Cin’e-kira sozlesmesinin bitiminde-geri verilmesi ongorulmus olmasina ragmen Hong Kong’un tamami Ingiltere tarafindan Cin’e geri verilmistir.
Hristiyan alemine komsu olan Osmanli Turk Imparatorlugu’nun Avrupa’ya bir tehdit olusturmasi olu
Osmanli’nin 31 eyaleti arasindan 31 devlet cikarken, Cin Imparatorlugu’nun 30 eyaleti ise Cin Halk Cumhuriyeti’nin eyaletleri olmustur.
Bati ile savasin
sonunda Turkiye orta bir buyuklukte bir ulke, Cin ise buyuk bir ulke olarak
cikmistir.
Ayrica, Kemal
Dervis, son on yil içinde once Arnavutluk, daha sonra ve özel olarak
Bosna-Hersek ve nihayet Filistin'i ekonomik açidan ayaga kaldirmak için müthis
bir çaba harcadi. Türkiye'nin Osmanli
geçmisinin Müslüman Balkan ve Ortadogu
ayaklarinin güçlenebilmesi için bir "misyoner" gibi çalisti.
Akdeniz bölgesi
dünyanin merkez eksenini teºkil ettigi dönemlerde Akdeniz’in süper gücü olan ve
Akdeniz diºina çikamayan, çikmak istemeyen Osmanli Imparatorlugu geliºme ekseni
Akdeniz diºina, Atlantik’e kayinca çöküp gitmiºti. ªimdi ise geliºme ekseni
tekrar yer degiºtiriyor. Atlantik’ten (Avrupa’dan) Pasifik’e (Asya) kayiyor. Bu geliºme
ise, Avrasya araciligi ile Türkiye’ye
büyük bir firsat sunarken bunun gerekleri maalesef yerine getirilmiyor. Türkiye
Avrasya’da takilip kalmamali, Avrasya üzerinden Asya-Pasifik’e ulaºmalidir.
Türkiye’nin temel ihracat hedefleri Pasifik’in iki kiyisinda yeralan ABD ve Asya
ülkelerine yönelik olmalidir.
Cin 1978 yilinda disa acilirken, Turkiye 1980 yilindan itibaren disa acilmaya baslamistir. Cin, bu tarihten itibaren kararli bir bicimde disa acilmaya ve her yil %7 kalkinma hizlarini basariyla gerceklestirmesine ragmen, Turkiye’nin disa acilma deneyimi bilhassa 1988 yilindan itibaren kesintiye ugramis ve ardindan krizler basgostermeye baslamistir. Cin, yabanci sermayenin en cok yatirim yaptigi bir ulke olmasina ragmen, Turkiye bu konuda hicbir caba gostermemektedir.
Cin’in sanayi kompozisyonu da cesitlilik gostermeye baslamis ve hizla bilgi cagi sanayilerine yonelmistir. Turkiye ise halen tekstil disina cikamamaktadir. Cok sayida Cinli ogrenciler ABD’de egitim gormektedirler. Cin hizla ve kesintisiz olarak buyumektedir.
Turkiye’nin Hong Kong Konsoloslugu ise, Cin’in disa acilmaya basladigi 1978 yilinda kapatilmistir. Bugun bilhassa Clinton yonetimi tarafindan Greater China kavrami islenmistir. Cinliler de 20 yildan uzun suredir devamli %7-8 buyuyen ekonomileri ile bunun semeresini toplamaktadirlar. Clinton yonetimi Cin’i (daha dogrusu Greater China= Cin+Hong Kong+Tayvan) dunyanin 10 gelisen ekonomisi arasinda baskoseye oturtmustur.
Turkiye’de olanlar ise malum..Surekli Kriz..Suni Gundemler..Bizans Entrikalari..Yolsuzluk..Uyusturucu Trafiginde Kopru Vazifesi…
Neden Turkiye’nin de bir Greater Turkey(Turkistan) poltikasi yoktur.. Boyle bir kamuoyu olusturulmamaktadir…Neo-Osmanli denmektedir de Greater Turkey, Turkestan denmemektedir… Turki denmektedir. Ayni dili konusan Tayvanli, Hong Kong’lu, Cin Halk Cumhuriyetindeki Cinliler ve Diaspora’daki (ABD, Ingiltere, Kanada, Tayland, Endonezya, Malezya, Filipinler, Avustralya, Yeni Zelanda) Cinliler inanilmaz bir ekonomik dinamizm yaratiyorlar. Bunu altinda yatan ise ayni dili konusuyor olmalari, kulturlerinin ayni olmasi..
Peki ayni dili konusan Turkiyeli, Kibrisli, Balkanli, Kafkasyali, Iranli, Irakli, Kirimli, Rusyali, Orta Asyali Turkler ve Diaspora Turkleri (Avrupadaki 3 milyon Turk vatandasi, ABD, Ingiltere) neden boyle bir ekonomik dinamizm yaratmamaktadirlar da muthis bir yolsuzluk/uyusturucu trafigi dinamizmi yaratilmaktadir?
Kimse karsiliginda bir diyet koymadan Türkleri cok sevdigi icin milyarlarca dolari akitmaz ve bunun son örnegi Türkiyenin [yanilmiyorsam ya Kosova ya da Bosna ] ile yapmak istedigi ufak bir ticaret antlasmasi Brükselden döndü ..."bana sormadan sen ne yapiyorsun?" diye . Rahatsizligin büyüklügü Anadolu Türklerinin Orta Asya ya dogru sarkmasi. Bu konu Amerikayi cok ürkütmüyor [ Amerikanin Orta Asya arastirmalari icin sadece verdigi burslara göz atmak yeterli olur sanirim ] zamani gelince bu etkenin kendi cikari icin kullanabilecegi ileri dönük politik hesaplari arasinda ancak Avrupa bu isten oldukca rahatsiz ve Türkiye aleyhine yaptigi edepsizlik ve tüm girisimlerin altinda büyük ölcüde bu rahatsizlik yatiyor.. Sonuc olarak kurulursa böyle bir kurumun T.C. devletinin idari yönetiminde olmamali Son on bes yilin . T.C. hükümetleri Avrupanin rahatsizligini bildigi ve her nedense tüm gücüyle kalelerinin anahtarlarini teker teker Avrupaya kendi eliyle verdigi icin < Greater Turkey > [ Büyük Türkiye ] sözcügünü edemiyor..özcesi sonucundan korkuyor. Türkiyenin icindeki soysuzlar bu milletin iligini emdikten sonra kemiklerini disari satmak istiyorlar... Cin [ Greater China ] sözünü telafuz ettiriyorsa bunun nedeni Cinin ekonomik bagimsizligindan ve kültürel gücünden kaynaklaniyor .. bu nokta göz ardi edilmemeli...
Her iki ulke de bilhassa 19.yuzyilda emperyalizmin saldirisina ugramis; fakat neticede Cin toprak kaybina ugramazken Osmanli Turk imparatorlugu yildirim hiziyla topraklarini kaybetmistir. Cin’in bir diger ozelligi de Mogollar ve Mancular tarafindan isgal edilmesine ragmen, isgalcileri zaman icerisinde kendi icinde eritebilmistir. Cin’in oyle bir yapisi vardi ki, kendisini fethedenlerce degistirilmekten cok , kendisi onlari degistiriyordu. Osmanli Imparatorlugu ise isgal ile birlikte bir daha geri donmemek uzere (Anadolu ve Dogu Trakya haric) tamamen isgalcilerin eline gecmistir.
Su
an dünyada, Osmanli'nin hem bizim, hem bölgemiz, hem de dünya (tarihi) için ne
anlam ifade ettigini bilmeyen tek ülke ve toplumuz. Osmanli, tarihe karismisti
ama Osmanli'nin tarihe karismasiyla birlikte bölgemizde olusan vakum (bosluk)
henüz bölgeye ait bir güç tarafindan doldurulabilmis degil. Bu vakumu, bölge
disindaki güçler dolduruyor. Bu vakumu ilkin Avrupali güçler doldurdu; ikinci
dünya savasindan sonra ise ABD dolduruyor.
Türkiye'de
güçlü bir tarih bilinci olmadigi için biz olan bitenleri anlamakta
zorlaniyoruz.
Bugün
Osmanli'nin bulundugu cografya'da 45 devlet; Osmanli hinterlandinda ise 31
devlet bulunuyor. Bu boslugu suratle
doldurmaliyiz.
Emperyalizmin Cin’i
istedigi sekilde parcalayamamasi neticesinde Cin yeniden buyuk bir guc haline
gelmekkte ve denge hesaplari degismektedir.
Osmanlılar; Revan'dan (Erivan) yani bugünkü Ermenistan'dan bugünkü Macaristan-Avusturya sınırlarına; Kırım'dan Yemen'e kadar uzanan bir imparatorluk coğrafyasını temsil ediyordu.
Aslinda empoze edilen sartlari Kabul
etmmee konusunda Turkiye Ataturk ile bir firsati yakalamis, tek kursun atmadan
Hatay’i geri almis, fakat Ataturk’un zamansiz vefati ve 2.dunya savasinda
izlenen politikalar sonucunda yeniden tamamen
Bati’nin yorungesine girmis ve istedigi sartlari dayatma gucunu tamamen
yitirerek Bati’ya teslim olmustur.
Turgut Ozal ile tekrar bir firsat
yakalanmis, Osmanli cografyasi ve Turkistan ulkelerinin ekonomik dinamizminin
merkezi olunmasi yolunda adimlar atilmis ve fakat o firsat da yitirilmistir.
hanefi altas'in..dogru
soylemis..(prof.timur kocaoglu'na cevaben)..TABII CIN'IN AVANTAJI NUFUSUNUN 1,2
MILYAR OLMASI. AYNI SEBEPLE, HINDISTAN DA PAZARINI ACMIYOR..biz ise parcalanmis
durumdayiz..turkiye'deki nufusun yarisi eger 19. ve 20.yy da dagilan osmanli
imparatorlugu topraklarindan multeci olarak gelmis ise..problem bence
orada..cin dagilmamis ..ama osmanli'yi dagitmislar..bak..ingiliz bile hong
kong'dan cekip gitmek zorunda kaldi 1997 de.
Osmanli
Imparatorlugu Kafkasya ve Balkanlarda bilhassa Rusya tarafindan parcalanmis ve
bu bolgelerden multeci olarak gelerek Anadolu’ya siginan Turkler bugun nufusun
onemli bir oranini teskil etmektedir. Turkiye bir multeciler ulkesi haline
gelmistir. Ortadogu Fransizlar ve Ingilizler tarafindan paylasilmistir. Balkanlarda, Rumeli’nde bir vatan
yitirilmistir.
Çin'i örnek
vermeniz ise bu bakimdan çok isabetli olmus. Çin'e giden yabanci sermayenin,
Türkiye'de oldugu gibi, Çin ekonomisini
ele geçirerek onu öksürse yataga düsürecek denli denetimi altina almasina
Çin'li yöneticilerin izin verdiklerini kim söyleyebilir? Çinliler, sizin
savundugunuz tezlerin aksine ve benim yazdiklarimi dogrular bir biçimde,
ülkelerine yabanci sermaye gelecek diye onlara asla ödün vermis degillerdir!
Çin gibi büyük bir pazara girebilmek, orada bir isim hakkina sahip olabilmek
için yabanci sirketler Çin'e ödün vermislerdir. Söyler misiniz, acaba Çin
yönetimi, Türkiye'nin yirmi yildir tam bir uysallikla boynunu uzatmis oldugu,
IMF ve benzeri "sistem" kaynakli dayatmalarin ürünü olan programlarin
hangisini uygulamistir? Tam aksine Çin, söz gelimi bilim ve teknoloji
alanindaki patent ve know-how yasalarini bugüne kadar hiçe saymakta devam
edegelmistir. Ama kapitalist kar anlayisi ile çalisan sirketler, orada
bükemedikleri eli öpmek yoluyla Çin pazarina girebilmislerdir ancak!
Batili devlet ve hukumeet baskanlari Cin’I ziyaret icin siraya girmekte ve her ziyaratte is anlasmalari kotarmaya calismaktadirlar.
Cin’in ticaretinde ve yabanci sermaye cekislerinde komsulari Japonya ve Kore ile gayet iyi iliskiler icerisindedir, ki aslinda Japonya, Cin’i 2.dunya savasindan once Cin’i isgal etmistir ve Cinlilerin Japonlara iliskin anilari acilarla doludur.
Cin, APEC uyesidir.
Yeni bir atilim olarak Cin, Guneydogu Asya ulkeleri Orgutu-ASEAN (Endonezya, Malezya,Filipinler, Tayland, Burma, Vietnam, Kambocya,Laos, Singapur) ile yakinlasma girisimlerinde bulunmus ve boylece ASEAN+3 (Japonya, Kore, Cin) formulu uzerinde calisilalarak Dogu Asya’da (Guneydogu+Kuzeydogu) bolgesel bir kalkinma girisimi baslatilmasinda inisiyatif alinmistir. 2 milyar nufuslu Dogu Asya Birligi’ne dogru adimlar atilmaktadir.
Ayrica, bilhassa Japonya, Kore, Tayvan, Hong Kong, Tayland gibi bolge ulkeleri Cin’de yatirim yapmaktadirlar. Cin ve Tayvan arasinda savasa kadar gidebilecek sorunlar olmasina ragmen, Tayvan firmalari Cin’de devamli yatitim yapmaktadirlar.
Pasifik kiyisindaki ulkeler arasindaki ekonomik dinamizm bir zamanlar Akdeniz limanlari arasindaki dinamizmi cagristirmaktadir. “Yeni Akdeniz”, Pasifik’te yasanmaktadir.
Cin, ayrica Turkistan cografyasinda da giderek aktiflesmektedir. Sangay Beslisi..Turkistan ulkeleri ile ekonomik isbirligini gelistirmekte ve Turkistan cografyasinda da bir guc olarak ortaya cikmaktadir. Turkiye’nin Kafkasya ve Turkistan cografyasindaki ulkeler ile iliskileri ise inisli cikisli bir seyir izlemektedir.
Dogu Asya-Orta Asya(Turkistan)
Turkiye ise bolgesinde KEIB ile bolgesel kalkinma girisiminde bulunmustur ve fakat KEIB islememektedir. Olumlu bir gelisme ise Turkiye bolgesindeki bircok ulke ile munferit Serbest Ticaret Antlasmalari imzalamaktadir. Bilhassa Israil ile imzalanan anlasma ticareti sicratici etki yapmistir.
ECO,ISEDAK
Turkiye ise Avrupa Birligi yonunde ilerlemektedir.
Bati Asya’da bolgesel kalkinma girisimi yoktur.
Turkiye’nin bolgesindeki ulkelerle benzeri isbirligi imkanlari sinirlidir. Israil haric, komsularindan yatirim cekememektedir.Turkiye’nin yakin komsulari arasinda Japonya ve Kore gibi gelismis ulkeler yoktur. Bolgede, Turkiye(Turk), Iran(Farsi) ve Misir(Arap) gibi benzer nufus buyuklugunde ulkelerin olmasi, bolgede siyasi ve ekonomik liderlik sorununu gundeme getirmektedir. Turkiye’deki siyasi cinayetlerin arkasindan Iran derin devleti cikmaktadir.
Evet, Turk ihracatcilari icin 1980 li yillarda Iran ve Irak en onemli pazarlar idi. Fakat 1990’larin basindan itibaren bu ulkeler ile ticaretimiz neredeyse sifirlandi. Yerine ikame olan Rusya pazari ise guven vermemektedir. Demek ki, Turkiye’nin komsu ulkeleri siyasi ve ekonomik istikrarsizlik icerisindedirler. Bu ulkeler arasinda ayrica ideolojik sorunlar yeralmaktadir.
Cinlilerin uyguladigi uzun vadeli politikalardan ders almamiz gereklidir.
Disa acilma her iki ulke icin de son derece onemlidir. Cunku bilhassa imparatorluk donemlerinde tamamen disa kapali politikalar izlemisler, 19.yy’da ise, Ingiltere tarafindan, disa acilmaya zorlanmislardir. 1838 ticaret anlasmasi, Cin afyon savaslari..
Disa kapalilik ornek ver-Paul Kennedy’nin kitabi.
G-7 ulkeleri:ABD, Ingiltere, Italya, Fransa, Almanya, Japonya, Rusya
Yabanci sermaye ABD, Japonya ve Kore’den geliyor. (China Perspectives-levent 1566)
Avni Ozgurel makale
Komsularla Ticaret (Ilk 10) (% Olarak)
Turkiye DIE
Cin TDC ne kadari ASEAN +2 ile
http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2000/eylul/18/ykaplan.html
Osmanli+Orta Asya
Ulke Nufus
Arnavutluk 3,364,571
Azerbaycan 7,908,224
BAE 2,419,119
Bahreyn 629,090
Bosna-Hersek 3,482,495
Bulgaristan 8,194,772
Cezayir 31,133,486
Ermenistan 3,552,972
Fas 29,661,636
Filistin(West
Bank) 1,089,774
Gurcistan 5,056,976
Hirvatistan 4,486,825
Irak 22,427,150
Israil 6,188,054
Katar 723,542
KKTC 784,955
Kuveyt 1,725,158
Libya 5,523,263
Lubnan 3,562,699
Macaristan 10,065,420
Makedonya 2,069,270
Misir 67,273,906
Moldova 4,489,657
Oman 2,446,645
Romanya 2,334,312
S.Arabistan 21,504,613
Slovakya 5,396,193
Suriye 17,213,871
Tunus 9,513,603
Turkiye 65,599,206
Ukrayna 49,811,174
Urdun 6,597,136
Yugoslavya 10,991,352
Yunanistan 10,717,135
Toplam(I) 427,938,254
Turk
Cumhuriyetleri
Kazakistan 16,824,825
Kirgizistan 4,656,464
Turkmenistan 4,366,383
Ozbekistan 24,102,473
Toplam (II) 49,950,145
Genel Toplam 477,888,399
KAYNAK:www.population.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder