GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN
SEÇKİ
“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”
15 Ocak 2018
“Ama Ara Güler hayatı boyunca dik durmuş bir Osmanlı/Türkiye
aydını. Gerçekleri, tarihi, hikayeyi biliyor. Bize çarpan şeyin farkında.
Kimseye eyvallahı yok. Hakikati, inandığını ifade etmekten kaçınmıyor.”. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/markar-esayan/ara-usta-olmak/haber-698383
“Özellikle son dönemde uluslararası politikanın üslubu,
usulü, terminolojisi ve aktörleri dikkatle izlenildiğinde, dış ve iç politika parametrelerinin radikal şekilde
genişlediğini görüyoruz. Böyle bir değişim
ortamında uluslararası ilişkiler ve ittifaklar tablosu da çok inişli çıkışlı bir
trend izleyecektir.”. http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/turk-rus-pers-ttifaki-mumkun-mu-2-844906
“Turizm sektöründe olan biteni sağlıklı, gerçekçi olarak
değerlendiremezsek, sektörün sağlığa kavuşması güçleşir. Türk ekonomisi bundan
zarar görür.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/turizmcilerin-gelirleri-dusuyor-kredileri-artiyor/398462
“Ekonomik eğitimi desteklemek ve ekonomik araştırmaları
zenginleştirmek için zengin ekonomik veri ve
bilgiler sunan EVDS sisteminin teknik altyapısı 2017 yılı ekim ayında
yenilenmiştir.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/yeni-evdsde-yok-yok/398490
“İşte bu barajlardan birinin üzerinde yapılan devasa Türk
bayrağı geçtiğimiz günlerde yerinden söküldü. Arnavutluk’taki göstericiler
bayrağı hem yerinden söktü hem de Türkiye karşıtı söylemlerde bulundu.
‘Mirdita, History and Actually’ adlı grubun yaptığı protesto
gösterilerini siyasiler de destekliyor aslında. Örneğin Arnavut Milletvekili
Pjerin Ndreu, barajdaki Türk bayrağının yerli halkı provoke ettiğini
belirtiyor.” . https://www.dunya.com/kose-yazisi/turk-sirketi-dev-bayrak-yapti-arnavutlukta-isyan-cikti/398468
“Ve bana sorarsanız Türk
müziğinin çağdaş yorumlanmış oryantal tınıları, doğru kurguyla dünyada
dinlenir, sevilir. Yeter ki isteyelim. Dünya müziğinde böyle bir arayış
da mevcut. Sertab’ın Eurovision başarısını unutmayalım ve arkasındaki Serdar
Erener aklını da bir kenara yazalım. Konunun Türk mutfağının dünya
standartlarında yeniden yorumlanıp sunulmasından farkı yok aslında. Yerelden
yola çıkıp küresel düşüneceğiz.
Peki bizde böyle bir çaba var mı? Otantik müziğimizi dünyaya
dinleten güzel çalışmalar var ama popüler müzik alanında iddialı bir çaba
görünmüyor. Dünya müzik piyasasını sarsacak bir
proje peşinde ısrarla koşan yok. Yurt dışında bir şeyler deneyenler ve
fazla uzatmadan annelerinin ligine dönüyorlar. Peki bu iş kolay mı? Ezber
yöntemlerle zor tabii ki. Dünya müziğini
yönlendiren ABD’de çok müthiş bir rekabet var. Her yerden giden binlerce
sanatçı adayı amansız bir zirve mücadelesi veriyorlar. Öyle gidip birkaç
deneme yapmakla olmaz.
O yüzden Kore modelini
öneriyorum. Orada ciddi bir yetenek
bulma ve yetiştirme mekanizması çalışıyor. Yarışmalarda başarı kazananlar şirketlerde işe alınıyor,
eğitimlerden geçiriliyor ve süreç profesyonelce yürütülüyor. O Ses Türkiye
yarışması kaç sanatçı kazandırdı Türkiye’ye? Üç beş? ABD’deki versiyonu
onlarca, Kore’deki ise yüzlerce sanatçı çıkardı. Esas önemli olan yarışmalar sonrasındaki
teşvik mekanizmasıdır ve bizde eksik olan da odur. Sezen Aksu
dışında sanatçı yetiştirmiş kaç sanatçımız vardır? Azdır.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/tr-pop/398453
“İnsanlar artık hayatları boyunca üretken olmak istiyorlar.
Yeni dünya düzeni bunu gerektiriyor. Yeni Türkiye düzeni de gerektirmeli. Birçok şirket sizi işe alınca onlarla evlendiğinizi
düşünüyor! Ama yeni nesil farklı. Mutsuzsa katlanmıyor. İşlerinde ve
yaşamlarında anlam arıyorlar. Para onlar için her şey değil. İnsanlar sadece
çocuklarıyla ilgilenmek için değil, bir mola vermek veya yeni bir konuda eğitim
almak için gerektiğinde işlerinden boşanmak istiyorlar. Bu geçiş halleri
gelecekte çok daha önemli olacak. Belki bizim
toplumda biraz daha geç gerçekleşir ama insan kaynaklarımız bu geçişlerin
üretken bir insan olmanın bir parçası olduğunu dikkate almak zorunda.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/2018de-dikkat-edilmesi-gereken-egilimler/398485
“Elektroniğin devleri otomobil
dünyası için teknolojiler geliştirirken, otomobilin dev tedarikçileri de
uzun süredir geleceklerini tehdit eden bu gelişmenin elbette farkındalar.
Özellikle içten yanmalı motorlara sahip araçlara üretim yapan tedarikçiler
nasıl bir dönüşüm yaşayacaklarını, bu dönüşüm sırasında ne kadar hasar
alacaklarını bugünden hesap etmeye başladılar.”. http://www.haberturk.com/yazarlar/hakan-ozenen-2156/1796568-usenme-fuara-git-utanma-kopyala
“Büyük şehirlerimizdeki trafik sorunumuzu da düşündüğümüz
zaman dizel
araçların bizim sağlığımıza etkisi gerçekten korkutucu boyutta.”. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/emre-ozpeynirci/-20-derecede-fuar-mi-olur-40709912
“Çok harcıyoruz...
Biz çok yatırım yapıyoruz da
cari açık büyüyor kandırmacısından kurtulmak zorundayız. Biz çok yatırım
yaptığımızdan değil, ürettiğimizden çok tükettiğimizden cari açık veriyoruz.
2017’de üretimimiz 100. Yatırım ve tüketimimiz 105.4 olacak.
Biz yıllardır % 3 - 5 dolayında büyümek için 100 milli gelirin 20 - 25’ini
yatırıma yönlendiriyoruz. Kalan 75 - 80’ini tüketecek yerde 80 - 85’ini
tüketiyoruz. Böylece tüketim ve yatırım toplamı 105’e ulaşıyor. Milli gelirin %
5 dolayında üzerine çıkıyor.
İşte tüketim ve yatırım toplamı olarak ürettiğimizden fazla
yaptığımız harcamayı karşılamak için dışarıdan borçlanıyoruz. Bu fazla harcama
“Cari Açık” oluşturuyor.
Harcamanın anası tüketim. Danası yatırım. Harcamayı artıran
yatırım değil tüketim. Gerçekçi olalım. Cari açığı küçültmenin tek yolu
tüketimi sınırlamak. Bu tüketim yapısı ile, bu üretim yapısı ile cari açık
sorunu devam eder. Cari açık kendiliğinden küçülemez.”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/gungor-uras/gelir-100-ama-harcama-105-4--2590913/
“Halkın değerlerini geri kalmışlık göstergesi olarak gördü,
onlarla çatıştı.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/fahrettinaltun/2018/01/15/abdullah-gul-oteden-beri
“Pek çok konuda önemli başarılar elde eden Türkiye, maalesef
eğitimde ilköğretimden üniversiteye kadar yığınla sorunlar ile boğuşmaktadır. Bunların
üstesinden gelmenin yolu ortak akıl ile üretilip sıkı sıkıya takip edilen,
sürdürülebilir bir eğitim sisteminden geçmektedir. Parça parça
iyileştirmeler, kurumlar veya şahıslar bazında elde edilen başarılar
aldatıcıdır. MEB, YÖK ve bütün paydaşlar palyatif tedbirler, içi boş belgeler
üretmekten vazgeçerek, birlikte Yeni Türkiye’nin eğitim sistemini oluşturmak
zorundadırlar. İlgili bütün kurumlar yeniden “başaramadık” pişmanlık ve
uyarısını duymamak için eğitimde ihtiyacımız olan reformu hemen başlatmalıdırlar.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/zekeriyakursun/egitim-ve-ogretmen-hayaller-ve-gercekler-2041991
“Bahsedilen karşılaşmalarda
bir terim daha dikkât çeker: Yabancılaşma. Yabancılaşma ise “yabanî”nin
migreni gibidir. Müthiş bir şikâyet edebiyâtı çıkar
ortaya. Topluluğun içinden çıkan, ecnebîlerle yakın temasta olan ve onların
“Zeligleri” olan unsurlara, içeriden gelen tepkilerin bayrağı olan bir
kelimedir bu. “Siz onları taklid ederek, içinden geldiğiniz coğrafyaya,
çevreye, kültüre yabancılaşıyorsunuz”
söylemidir bu. Haksız değildir bu söylemin taşıyıcıları. Ama tuhaf olan bir husus var: Bu şikâyette bulunanların
bugüne kadar yapabildikleri, mukallitler tarafından aşırılaştırılmış olan ne
varsa onları yumuşatmak ve kısmîleştirilmekten ibârettir.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/mimesis-2-2041996
“İlki Türk sağının, diğeri ise
Türk solunun bayraklaştırdığı Batı taklitçiliği, kendi aralarında didişseler de
ortaya sıfır toplamlı bir tablo çıkarıyor. Ama herkes, yek diğerini
aşırı bularak, kendi Batı taklitçiliğini meşrûlaştırabiliyor. Akıl tutulması
da zâten burada; bunu görememekte….”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/mimesis-2-2041996
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder