1 Şubat 2018 Perşembe

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ 1 Şubat 2018


GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ


“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

1 Şubat 2018





“Liberalizmin ve neo-liberalizmin tapınaklarında bu sistemin iflas ettiğinin deklare edilmesine karşılık tüm ülkelerin “ne oluyor” diye ciddi bir sorgulama sürecine girmemesi oldukça ilginç.” http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/yeni-ekonomik-dinamikler-ve-turkiye-848733

“Her ekonomik kriz, yeni eko-sistemler, yeni eko-kültürler ve eko-refleksler üretmektedir. Ve bunun sonucunda ekonomik sistemler tartelasına yeni renk tonlamaları eklenirken, bunun panzehiri yeni sosyal değerler de toplumsal geçişmeler yolu ile oluşmaktadır. Dolayısıyla ekonomik krizlerin arzulanan sonuçları üretmesi her zaman gerçekleşmemektedir ve hatta kitlelerin krize karşı bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.” http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/yeni-ekonomik-dinamikler-ve-turkiye-848733

“- İhracatın çift haneli artışını ithalat artışı ezip geçti. Toplamda dış ticarette daha riskli bir tabloyla karşı karşıya kaldık.
- Madalyonun bu yüzündeki olumsuzluğa rağmen ikinci yüzünde iyi bir gelişmenin sonuçları görülüyor. Bu da, sanayi ürünleri içinde teknolojik ihracatın artmaya başlaması ve toplamda teknolojik açığımızın küçük oranda da olsa azalmaya başlaması. Bunun arkasında elbette üretimin yapısındaki değişim yatıyor ve ihracat ve ithalat rakamlarına da bir sonuç diye bakmak gerekiyor.”. http://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/1819434-dolu-dizgin-buyume-cifte-yonlu-kiskacta

“Türkiye’nin yeni dış politikasına çıpalanan da “ihya ve inşa” stratejisi, düne göre daha örgütlü bir konuma geldi.
2011 yılında çıkartılan KHK ile esnek bir yapıya kavuşan ve 150 ülkede faaliyet gösteren Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) eliyle bu süreç yönetiliyor.
TİKA ile yürütülen “Türk Tipi Kalkınma Modeli”; Orta Asya ve Balkanlar’dan Afrika, Latin Amerika ve Pasifik adalarına kadar çok geniş bir coğrafyaya ihraç yapıyor.”. http://www.haberturk.com/yazarlar/serpil-yilmaz-2155/1816491-suriyeyi-insa-ve-ihya-edecek-turk-modeli




“Devlet-vatandaş ilişkileri, toplumsal işleyiş açısından devrim niteliğinde adımlar atılmaya hazırlanıyor. Türkiye, artık vatandaşı kapı kapı dolaştıran ve devletin karşısında güçsüz kılan bürokratik işleyişten, vatandaş odaklı bir işleyişe adım atıyor.”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/serpil-cevikcan/tek-kapi-devrimi-yolda-2601637/

“Esasında İngiltere, isteksizce de olsa, Atlantikçi “eski” yoldan artık ayrılması gerektiğini utangaçça kabul ediyor. İşte burada hem Brexit sürecinde hem de sonrasında Türkiye çok önemlidir. Kuzey ve Güney enerji ve ticari geçişlerini tutan, Avrasya ve Afrika pazarlarına uzanan bir Türkiye, hiç şüphesiz ki yeni dünyayı okuyan her ülke için iş birliği yapılması zorunlu bir ülkedir.”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cemil-ertem/yeni-arayislar-atlantik-ittifaki-2601645/

“Geldiğimiz noktada ABD'nin önünde iki yol var. Ya Rusya ya Türkiye ile yakınlaşmak. Washington'daki derin odaklar nedeniyle Beyaz Saray'ın Kremlin'le teması o kadar kolay değil. Dolayısıyla geriye Türkiye ile uzlaşarak Suriye darboğazından kurtulmak kalıyor.
Bu hesabın tutması da ABD'nin PKK/ YPG/ PYD'den vazgeçip ÖSO ile diğer Sünni grupları desteklemesine ve Suriye'nin bütünlüğünü savunmasına bağlı.
Nitekim bunun sinyallerini vermeye de başladı. Ne var ki köprülerin altından çok sular aktı. Bu saatten sonra Türkiye'nin Suriye'de Rusya'yı bırakıp ABD ile yoluna devam etmesi neredeyse imkânsız.
En büyük engel ise güven bunalımı. Bu yüzden ABD, sadece Türkiye'nin çizdiği çerçeve içinde kalırsa Suriye'de kalıcı olabilir. Aksi takdirde herkes tarafından dışlanacak ve düştüğü 'saçma durum' kronikleşecektir.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bercan-tutar/2018/02/01/abdnin-absurtlugu

Henüz küresel ölçekte olmasa bile buna doğru giden altın değerinde kurum ve şirketlerimiz var Türkiye'de... Ne yazık ki bırakın itibarlarını yönetmeyi, bilinirliklerini dahi gerektiği kadar sağlayamıyoruz.
Yığınca sebep arasında bu yazının konusu, şirketlerin
kurumsal iletişimcilerinin kifayetsizliğidir. Bunların yetersizliği, şirketlerimizin marka sürecini yavaşlatıyor, krediye ulaşımı aksatıyor, daha uygun şartlarda ortaklık kurmasını engelliyor, halka açılma, hisse değeri, beşeri sermaye cazibesi, ihracat gibi alanlarda "potansiyellerine erişmesine" engel oluyor.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/02/01/kifayetsiz-kurumsalci

“Hikâyeler (1)…
Beşeriyetin târihi sâdece bir tecrübeler manzûmesi değildir. Beşeriyet, tecrübelerini bir şekilde “hikâyeleştirir” de. O hâlde şöyle demek daha doğru olacaktır: Târih, tecrübelerle onların hikâyelerinden oluşur.
Hikâye kavramını sâdece edebî bir türü anlatmak için değil; en geniş manâsıyla kullandığımı belirtmeliyim. Türler değişiyor. Ama hikâye etme olgusu sâbit kalıyor. Meselâ mitoloji bir tür hikâye etme tarzıdır. Mitolojilerle esaslı bir hesaplaşmaya girişmiş olan modern bilimcilik; hikâye etmeyi küçümsedi ve bir kavram olarak reddetti. Bunun yerine “bilimsel" sıfatlı olarak “theoria”yı koydu. Modernler teoriyi, insan zihnini, yanılsamalarla dumûra uğrattığına inandıkları hikâyelerden kurtaracak bir yenilik olarak selâmladı. Ama gidişât öyle olmadı.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/hikyeler-1-2043215


“Psikolojik bakımdan sağlam insanların hayat karşısında cesur ve kabullenici oluşlarının yanı sıra bir özellikleri de başına gelen kötü yaşam olaylarının nedenlerini salim kafayla düşünme becerisi gösterebilmeleri.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/erolgoka/tas-olsaydim-erirdim-toprak-idim-2043221

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder