GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ
“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726)
minnetle”
3
Şubat 2018
“ Tarihin Coğrafi Mihveri kitabının yazarı Sir Halford J. Machinder; 1904'te Londra'da
sunduğu tezinde; şöyle diyor; "deniz gücünün hâkim
olduğu çağ kapanmıştır. Buna göre yeni dönemin tabii kuvvet merkezi, dünyanın en büyük kara
kitlesi,Avrupa ve Asya kıtalarının muazzam toprak sahası 'dünya politikasının mihver
bölgesi'dir." McKinder'in
iddiasını şu formülle özetleyelim;
Doğu Avrupa'ya hâkim olan Merkez Bölgeye hâkim olur. Merkez Bölgeye hâkim olan Dünya adasına hâkim olur: Dünya Adasına hâkim olan Dünyaya hâkim olur… Yüzyıl sonra bu tez, internet sayesinde eskimiş gibi görünse de Atlantik etrafındaki ABD ve AB'nin hâkim olduğu çağa aitti. Şimdi "dünya adası" merkezi, Pasifik'e doğru kayıyor ve tam ortasında Türkiye var.
THY'nin bugün dünyada en fazla ülkeye uçuyor olması, tek başına bir şirket başarısı değil, tarihin coğrafi mihverinde Anadolu'nun artan jeopolitik belirleyiciliğinin bir sonucudur.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/02/03/dunya-adasi-hkimiyeti
Doğu Avrupa'ya hâkim olan Merkez Bölgeye hâkim olur. Merkez Bölgeye hâkim olan Dünya adasına hâkim olur: Dünya Adasına hâkim olan Dünyaya hâkim olur… Yüzyıl sonra bu tez, internet sayesinde eskimiş gibi görünse de Atlantik etrafındaki ABD ve AB'nin hâkim olduğu çağa aitti. Şimdi "dünya adası" merkezi, Pasifik'e doğru kayıyor ve tam ortasında Türkiye var.
THY'nin bugün dünyada en fazla ülkeye uçuyor olması, tek başına bir şirket başarısı değil, tarihin coğrafi mihverinde Anadolu'nun artan jeopolitik belirleyiciliğinin bir sonucudur.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/02/03/dunya-adasi-hkimiyeti
“Radara kolay kolay
yakalanmıyor. Havadan havaya, havadan karaya füze sistemleri taşıyor. TSK'nın, Afrin'deki
terör unsurlarına yönelik olarak başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'nın, Menbiç'e uzanması ihtimaline karşı şu anda özel devriye görevini
sürdürüyor. Amerikan Hava Kuvvetleri'nin en gelişmiş savaş uçağı (210 milyon
dolar olan) F22 Raptorların (yırtıcı kuş) Türkiye'ye
mesaj verilircesine Menbiç'i (YPG'yi) koruma kalkanına alması, müttefiklik ilişkisiyle açıklanabilir mi?”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2018/02/03/amerikan-yirtici-kuslari-ve-menbic
---------------------------------
Yetkin düşünce / Prof. Dr. Mustafa Tekin / 31 Ocak 2018,
00:01
Yayın hayatına yeni bir dergi girdi: Yetkin Düşünce.
Ocak-2018 itibarıyla üç aylık bir düşünce dergisi olarak yayınlanmaya
başladı. İş, dergi meselesi olunca, uzun uzadıya düşünmek ve bazı soruları
cevaplandırmak da gerekli oluyor.
Epey zamandan beri zihnimde bir dergi çıkarma fikri vardı.
Türkiye’nin düşünce hayatına mütevazi bir katkı belki ikincil bir sebep olarak
düşünülebilir. Ancak temel sebep; epey zamandır meydana çıkan yüzeysellik ve entelektüel yoksunluk. Benim yaşım
ve üzerindekiler bilirler; lise ve üniversite yıllarında bir davamız ve ona
yönelik bitmek tükenmeyen tartışmalarımız ve okumalarımız olurdu. Şimdi
bunların giderek zayıfladığını görmekteyiz. Özellikle bu bağlamda “İslamcı”
entelektüalizmin giderek kaybolduğu tespitini yapabiliriz.
Sıklıkla köşemde düşünsel temel ve dinamiklerden
bahsetmekteyim. Bunu özellikle yapmaya çalışıyorum. Çünkü bir toplumun siyasi,
ekonomik, kültürel ve toplumsal temelleri düşünsel dinamiklere, zenginliğe
dayanmadığı zaman, orada bir süreklilikten bahsedilemeyeceği gibi giderek
yüzeysellik ve entelektüel yoksunluk da artar. Açıkça söylemek gerekirse,
düşünce üretmesi gereken toplumun entelektüel ve düşünce adamlarının bir konformizme dalmış olması entelektüel
yoksunluğumuzun önemli sebeplerindendir. Diğer yandan, “düşünür”lüğün bir
şerh düşme ya da taraftarlığa doğru dönüştüğü başka bir zafiyeti de yaşamaya
devam ediyoruz.
İşte böyle bir ortamda dergi çıkarıyoruz. Her şeyin 140
karaktere doğru kısaldığı, sesli harflerden tasarruf edildiği, dijitalliğin ve
sanallığın her yeri kapladığı bir ortamda dergi çıkarmanın üstelik de basılı
bir dergi çıkarmanın ne kadar zorluklar içerdiğini tahmin edebilirsiniz. İşte
Yetkin Düşünce, bu anlamda içten içe bizi zayıflatan düşünce tüketimine de
direnmek üzere yola çıkmıştır.
İlk sayımız, insan varlığının temel sorunlarından
diyebileceğimiz “Özgürlük ve Teslimiyet” konusunu işliyor. Açıkçası, tam da
tüketim köleliğinin yaygın bir iklim oluşturduğu zaman diliminde, insanın
özgürlük imkanları farklı yazarlar tarafından yoklanıyor ve İslam’ın yorumları
işleniyor. Bu sayımızda, kendi alanlarında yetkin yazarlarımızın konuyla ilgili
geniş analizlerini görebileceksiniz. Bu anlamda, yazarlarımızın dergimize
gösterdikleri teveccüh bizi ziyadesiyle memnun etmiştir.
“Yetkin Düşünce”nin bu sayısında yine özgülük konusunda bazı
kitap kritikleri ve kültür sanat yazıları dışında Tarık Ramazan ve John
Esposito ile yapılmış mülakatları bulacaksınız. Tüm bu yazı, kritik ve
mülakatlar dergiyi renklendirdiği gibi, konu ile ilgili eskimeyen bir kaynak
mahiyetindedir.
Yayın yönetmenliğini benim üstlendiğim dergi, entelektüel
bir platform olmayı hedeflemektedir. Bu anlamda, en çok özlediği
şeylerden birisi de, derginin entelektüel ve düzeyli tartışmalara imza
atabilmesidir. Ben doğrusu, Türkiye’de hala iki
kesimden ışıklar alıyorum. Birincisi, serbest yazılar yazmak ve Türkiye’nin
düşünce hayatına katkı sunmayı isteyen yazarlarımız ve onların enerjileri.
İkincisi de, Türkiye’nin farklı yerlerinde okumak için direnen ve okuduklarını
tartışmaya dönüştürmek isteyen adanmış insanlar. Dergimizi bunların
ayakta tutacağını ve Türkiye’ye yeni enerjileriyle güneş gibi doğacaklarını
düşünüyorum.
Bu işin zahmetlerini üstlenmiş yayın kurulu üyelerimiz ile
derginin sahibi Latif Kınataş beye teşekkürlerimizi de arz etmek isterim. Çünkü
bunlar, her şeyden evvel bir gönül işidir.
Gelecek sayımızda “Adalet ve İstikrar” başlığını işlemeyi
düşünüyoruz. İlgilileri katkı yapmaya çağırırken, hakikatin kaynağına olan bu
yolculuğumuzda bizi yalnız bırakmamanızı isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder