10 Şubat 2018 Cumartesi

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ 11 Şubat 2018



GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ


“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

11 Şubat 2018

“Radikalleştirilen laikliği ve yine radikalleştirilen İslam'ın radikalize edilen kısımlarını son yıllarda atıp yeni bir sentezle dünyaya sunan Türkiye’nin, önce bölgesel sonra da küresel bir paradigmanın, seslendirmeden uygulayıcısı olması dikkatle izlenmektedir. Ve aslında bu yüzden hedeftir. Türkiye sessiz sedasız Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın liderliğinde bu paradigmayı cazip hale getirmiştir. Bu bağlamda yakında Batı’dan çok kapsamlı ve fakat kitleleri söylemi ile tatmin etmeyecek bir paradigmanın çıkarılacağını öngörmek gerekir..”. http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/paradigma-rekabeti-2-850880

DUYGUSAL KELİME Yüzde 20 ARTTIRIYOR!
Brady toplumsal kamplaşmanın yoğun olduğu birkaç alanda yapılan paylaşımları incelediğinde çok ilginç bir sonuca varıyor. Akla dayalı, ahlaki içerik genelde retweet (iletiyi tekrar paylaşma) sayısını arttırmıyor. Yani istediğiniz kadar moral argüman geliştirin, insanlar bu mesajı duymak ya da yaymak istemiyor. Ama eğer aynı mesajı duygusal bir tonda verirseniz, yani meseleye damardan girerseniz bu sefer manzara değişiyor. Öyle ki bir tweet’te yer alan her bir duygusal kelime, o tweet’in retweet edilmesini yüzde 20 oranında arttırıyor. 5 duygusal kelime içeren bir tweet tamamen akla seslenen bir tweet’ten iki kat daha çok paylaşılıyor.”. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/selcuk-sirin/mesaji-damardan-verin-40738019


“II. Abdülhamid demiryolu, ziraatın ıslahı ve okullaşma projesine ve maliyetlerine paralel olarak, Avrupa devletleri arasında entrikacı bir politika güttü. Alman İmparatorluğu’nun kurnaz başbakanı ve o imparatorluğun tarihindeki yegâne diplomat olan Bismarck’la baş eden bir tek odur. Doğrusu diplomaside Tanzimat ekolünün ilkelerini ve yöntemini iyi benimsemişti.”. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/olumunun-100-yilinda-ii-abdulhamid-bismarckla-bas-eden-tek-kisi-40738032


Cinuçen Bey’in titizliği ve mükemmeliyetçiliği ayrı bir bahistir; dostlarından da titizlik bekler, ihmali, bilgisizliği affetmezdi. Bu yüzden dostluğu zor, fakat çok zevkli ve insanı kendini geliştirmeye zorlayan bir dostluktu.”. http://www.karar.com/yazarlar/besir-ayvazoglu/cinucen-beyin-hatiralari-6177


Devrimci hayaller...
Bregman 22 dilde yayınlanan ve çok ses getiren kitabında temel sorular soruyor. İnsanoğlu tarihin en zengin dönemini yaşarken neden giderek daha çok çalışıyoruz? Dünyadaki yoksulluğu bir seferde bitirebilecek kadar zenginken neden milyonlar yoksul?
Bregman’a göre bunun nedeni ütopyamızı yani daha iyi bir dünya için devrimci hayallerimizi kaybetmiş olmamız.
Zamanında köleliğin kalkması, kadın-erkek eşitliği nasıl ütopik ve imkânsız görülüyorsa şimdi de imkânsız görülen ütopyalar yaratmalıyız. “Dünyadaki yoksulluğu bitirmek” ve “daha mutlu hayatlar sürmek” için yeni fikirlere ihtiyaç var.
Kitapta şimdi ütopik gözüken ‘herkese karşılıksız para verilmesi’, ‘herkesin ev sahibi yapılması’, ‘haftada 15 saatlik -günde 3 saat- çalışma’ gibi öneriler de yer alıyor.

Evet, şimdi bize imkânsız geliyor ama kadınların oy kullanması da öyle değil miydi?”.
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/sukru-andac/herkese-para-dagitsak-gunde-3-saat-2607730/

Bazı endişeli vatandaşlarımızın aileleri ile birlikte Avrupa ülkelerine, Kanada'ya ve Amerika'ya göç etmek çabası içinde olduklarını duyuyor ve şaşırıyorum...”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2018/02/11/endiseli-vatandaslar-da-ulkemizin-kiymetini-bilmelidirler


“Endişeli vatandaşların, yaşadıkları ülkenin kıymetini bilmelerini diliyorum. Türkiye'de edindikleri varlıkları yabancı ülkelere taşırken, en azından vicdanları sızlamalıdır.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2018/02/11/endiseli-vatandaslar-da-ulkemizin-kiymetini-bilmelidirler


“İnsan; kendini, kurumu veya ülkesini değerlendirirken, alkış ile kargış arasındaki ifrat salıncağında sallanmak zorunda değil ki... Biliyorum, sadece alkışla olmaz veya hamasetle... Ama öğrenilmiş acizlikle sürekli kendini kötülemekle, "yurdum insanı" diye aşağılamakla hiç olmayacağı ortada...
Bu ifade; yaygın bir aşağılama cümlesidir. Türkler tarafından Türkler için kullanılır. Anlamı; ilkellikleri "yurdum insanına" adreslemektir. Bu ifadeyi kullananlar kendilerini; toplumdan farklı bir noktada, üstte konumlandırırlar. Alabildiğince küçümseme, mizahla karışık "aşağılama" vardır sözlerinde...
Bu sözümona seçkinlere göre yurdum insanı, cahildir, hatalıdır, kabadır, görgüsüz ve budaladır. Ancak onlarla aynı ülkeyi paylaşmak zorunda kalan(!) bu andavallılar, kendi insanının başarısını asla görmez. Zaten kaliteyi kendisine yakıştırmaz da... Onlara göre başarı, dışarıdan gelendir. Batı'dan dayatılandır. Yaşam tarzı kıblesi Batı olunca da bu topraklardaki başarı, ya tesadüftür veya sıradandır.
İnternette dolaşan postalara bakın. Saygın(!) gazetelerin internet sitelerindeki fotoğraf galerisinde gezin. Google'dan "yurdum insanı" diye aratın ve ne demek istediğimi bizzat siz araştırın. Göreceğiniz, sistematik bir küçümsemedir.
MevlanaYunus; Batılı söylemişse değerli, türkü, ezgi, yabancı mırıldanmışsa şöhrettir onlar için. Bunlar, ekonomisi not çetelerince aşağılanırken göbek atanlardır.

Bunlara eskiden kızar ve toplumsal aşağılık kompleksi diye nitelendirirdim.
Ancak zaman içinde gördüm ki bunlarınki aşağılık kompleksi değildüpedüz "aşağılık" olmakmış. Tokaç'ın mızrabıTürkan'ın yayı bana bunları hissettirdi işte.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/02/11/tanbur-kemence-soylesi-notlari





Dönertaşlı beyin göçünün geri dönüşüyle ilgili de önemli ipuçları veriyor:
"Silikon Vadisi mühendislerinin yüzde 40'ı Müslüman ve Trump'ın Müslümanlar üzerinde yarattığı vize baskıları yüzünden birçok parlak mühendis Hindistan gibi kendi memleketlerine göç etmeye başladı... Fakat onlar dünya piyasasına daha yakın ve merkezi konumda olan bir yer istiyor. Oklar, Amerika ve Avrupa'ya en yakın Müslüman ülke olarak Türkiye'yi gösteriyor." 
Göçmen beyinleri yakından tanıyan Dönertaşlı, bu açıdan iddialı ve Trump'ın Müslümanlar üzerinde yarattığı Batı'dan Doğu'ya akacak beyin göçünü Türkiye'de toplayacağını ve zorunlu olmazsa ABD'ye dönmeyeceğini söylüyor.
Bu Türkiye için önemli bir fırsat... “.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2018/02/11/googledan-turkiyeye-beyin-gocu


“Suriye'de son bir haftaya ait bu kanlı panorama aslında III. Dünya Savaşı'nın çoktan başladığının göstergesidir.
***
Ne var ki biz ABD'nin Suriye'de ne yapmak istediğini gayet iyi biliyoruz.
1821'deki Moro İsyanı'ndan bu yana Amerikan yönetimleri hep Bulgar, Ermeni ve Yunan gibi ayrılıkçı güçlere destek verip ülkemizi ve milletimizi bölmeye çalıştı.
Aynı politikayı bugün de FETÖ ile YPG/ PKK üzerinden açıkça sürdürüyor.
Ne var ki bu kez başaramayacaklar çünkü devran onlardan yana değil.
Ve şükürler olsun ki ellerimiz de artık armut toplamıyor.”.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bercan-tutar/2018/02/11/suriyede-iii-dunya-savasi-basladi



Sevgili dostlar, TEKNOLOJİK ALTYAPIMIZIN, Türk savunma endüstrisi’nin ve telekom altyapılarımızın “belkemiği olan şirketleri” ele geçirme, PAYLARI TOPLAYIP YÖNETİM KURULLARINA GİRME, % 51 ile kontrol etme gibi hayaller kuranlara YENİDEN buradan sesleniyorum; Piyasadan 3-5 alabilirsiniz, yeni arzlar olursa oraya da katılabilirsiniz AMA ASLA VE ASLA KONTROLÜ ELDE EDECEK ŞEKİLDE BİR TÜRK MİLLİ DEVİ’ni ele geçiremeyeceksiniz...”.

ÖNEMLİ NOT: ÜLKER GRUBU’NUN BANKA KREDİLERİ İLE İLGİLİ BİRÇOK HABER ÇIKIYOR. BU DOSYA ÇOK İYİ İNCELENMELİ. BURADA ASIL SORUN ŞU; TÜRK VATANDAŞINDAN TOPLADIĞIN MEVDUATI BAŞKA ÜLKELERDEKİ ŞİRKETLERİ-EKONOMİLERİ BÜYÜTMEK ADINA BU KADAR BÜYÜK MİKTARDA KREDİ OLARAK YURTDIŞINA ÇIKACAK ŞEKİLDE VERMEK! BANKALARIN KOBİLERE VERMEK YERİNE, TEMİNATSIZ OLARAK TANIDIĞI BÜYÜK ŞİRKETLERE VERME KOLAYCILIĞI. BDDK GEREKLİ İNCELEMEYİ YAPIYORDUR AMA BU KONUNUN CİDDİ BİR ŞEKİLDE ELE ALINMASI GEREKİYOR. “. http://www.star.com.tr/yazar/bakin-bir-daha-altini-cizeyim-3b-milli-sirketleri-ele-geciremeyeceksiniz-yazi-1308197/


“Geçen haftaki yazımda Şîrâz ve orada yetişen büyük İslam mütefekkiri Hâfız’dan bahsetmiştim. Hâfız’dan bahsedip de Sa’dî’den bahsetmemek olmazdı. Bu iki İslam mütefekkiri sadece o yetiştikleri bölgenin değil bizim coğrafyamızın İslam anlayışında da müessir olmuş iki büyük âlimdir. Mesela Orta Doğu Arap coğrafyasının İslam anlayışının şekillenmesinde bu iki zatın yeri hemen hemen hiç yoktur. Buraların İslam’ı farklı dinamiklerle şekillenmiştir. Ama Van’dan Saraybosna’ya kadar olan hat üzerindeki İslam coğrafyasında bu iki düşünürün mümtaz yerleri vardır. Eserleri okunmuş üzerlerine şerhler yazılmıştır.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/mahmuderolkilic/on-dervis-bir-kilimde-uyur-da-2044373






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder