14 Şubat 2018 Çarşamba

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ 15 Şubat 2018

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ
“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

15 Şubat 2018

Mevcut üretim yapısının ithalata bağımlılığının yarattığı yapısal “cari açık” önemli kara deliklerden biri. Güler Sabancı’nın, “Dijitalleşme ile dünyadaki hızlı değişim tüm ülkeleri tekrar başa, başlangıç çizgisine getirdi. Bu da bize yep yeni bir fırsat penceresi araladı” saptamasından hareket edersek, yeni nesil OSB’lerde yeni nesil üretim tesislerini kurarken, sermaye yetersizliği yanında dışa bağımlılığı artıran diğer etkenleri de analiz etmeliyiz. Yeni nesil OSB’lerde yapılacak yatırımlara, gereksiz sermaye bağlamamak için “başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkesine” uyarak, ön-araştırmalara gerekli para, emek ve zamanı harcamalıyız. Özellikle de, yığılmaları önleyerek, sinerjik kümelenme yaklaşımını öne çıkarmalıyız.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/yeni-nesil-osbler-ve-kumelenme-bilinci/403315

MENBİÇ SORUSU
Türkiye, artık ABD’siz hatta ABD’ye rağmen politikalar oluşturmayı öğrendi. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ”ABD, Ortadoğu’da Türkiyesiz yapamaz. ABD, Ortadoğu’da YPG’ye dayanarak kalamaz. Ama Türkiye, ABD’siz yapar” dedikten sonra sıraladı:

“ABD, Katar’a ambargo koydu, başarılı olamadı.
İran’daki ayaklanmayı destekledi, başarısız oldu.
Kudüs oylamasında BM’de kaybetti.
Irak’ta, Suriye’de başarılı olamadı. Fırat Kalkanı operasyonunu engelleyemedi, Afrin’i durduramadı.
Sahada sürekli kaybeden ABD var”

Afrin ve Menbiç, Türk-Amerikan ilişkisinin sınanacağı yer olacak.

Şu sözler Bekir Bozdağ’a ait, ”Türkiye, giremesin diye ABD, Münbiç’e asker yığıyor. Oraya gireceğiz. O zaman ne yapacak ABD, Türk askeriyle savaşacak mı?”

Soru önemli, cevabını ise sahada göreceğiz.”.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/abd-menbicte-turk-askeriyle-mi-savasacak-40742454

Yazıya nokta koyarken bir olumlu gelişmeden söz edeyim. Yüksek teknolojili ürünleri ticaretleştirmek için devreye girecek olan Gebze Muallimköy’deki Bilişim Vadisi’nin birinci etabı tamamlanmış. İleri teknolojili üretim yapacak 24 firma bölgeye yerleşmiş.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/son-bes-yilda-dis-ticarette-teknoloji-yogunlugu/403331

“Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu ile bundan iki sene önce bir söyleşi yapmıştık ve Aksakoğlu, “Araştırmalar erken çocukluk dönemine yapılan yatırımın, çocuğun kişisel gelişiminin yanında, önemli bir sonuç daha doğurduğunu ortaya koyuyor. O da ekonomi. Bu yaştaki çocuklara yapılan her 1 dolarlık yatırım 10 dolar olarak geri dönüyor’’ demişti. Vakıf, Brezilya, Hindistan, İsrail, Peru, Tanzanya, Uganda ve AB bölgesi kapsamında projelere destek oluyor. 20 yıldan fazla bir zamandır da, Türkiye’de farklı paydaş ve ortaklıklarla, çeşitli projelere finansal ve teknik destek sağlıyor. Türkiye’ye ilk hibesini 1989 yılında gerçekleştiren vakıf, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve yerel yönetimlerle iş birlikleri yaparak dezavantajlı ailelerin çocuklarına yönelik çeşitli projeler gerçekleştiriyor.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/cocuklara-yatirim-yapmak-firsat-esitligini-saglar-fakirligi-azaltir/403306

“Bugün geldiğimiz noktada, UNESCO “Cracking the code” Raporu’na göre; 1903’te ödül alan Marie Curie’den bu yana yalnızca 17 kadın fizik, kimya veya tıp alanında Nobel Ödülü kazandı. Bu sayı erkeklerde 572. Dünyadaki tüm araştırmacıların sadece yüzde 28’i kadın. Kızlar, yaşları ilerledikçe erkeklere nazaran STEM konularına ilgi duymamaya başlıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, 10 ila 11 yaşlarında kızlar ve erkekler STEM’le neredeyse aynı derecede ilgilenirken; 18 yaşına gelindiğinde ise STEM eğitimine katılım erkekler için yüzde 33 olurken, kızlar için yüzde 19’a düşüyor.”.  https://www.dunya.com/kose-yazisi/bir-emoji-bin-kelimeye-bedel/403261

Küresel paniğin varlığı Ortadoğu'da görülüyor ise bunun göstergeleri nelerdir? Ortadoğu'daki olaylar küresel panik ile ilgili değilse asıl senaryo nedir? Bir ön alma varsa önü kimler almaktadır, neyin önü alınmaktadır? Panik mi var, sistemli bir şekilde abartılmış olaylara karşılık abartılmış tepkiler mi var?”. http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/kuresel-panik-yogunlasirken-1-851766

Yabancıların Türkiye’den aldığı gayrimenkul tutarı da 14 yılda 41 milyar dolara vardı. Bu tutar da cari açık toplamının yüzde 7.6’sını oluşturuyor. Yani açığın bu kadarı gayrimenkulle karşılandı.
- Sonuçta ya büyümeden ödün verip cari açığı aşağı çekeceğiz ya da doğrudan yabancı yatırımları artırıp cari açığın daha büyük kısmını bu yolla finanse edeceğiz. Tersi ise bıçak sırtı gidiştir.“. http://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/1838487-dogrudan-yabanci-yatirimin-yaridan-fazlasi-gayrimenkul
 Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, bana ‘2017 Yılında Türkiye’de Kitap Üretimi’ başlıklı raporu gönderdi. Rapordaki bazı rakamlar kitap ve okur sayısının arttığını gösteriyor.”. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/dogan-hizlan/kitap-okuyoruz-40742458
 “Raporu incelediğimde en büyük artışın çocuk ve gençlik yayınlarında olduğu görülüyor:”. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/dogan-hizlan/kitap-okuyoruz-40742458
 Türkiye’de oyun çok kesiliyor, çünkü çok faul yapılıyor. Türkiye’de oyunu daha az kesmenin yolu, daha az faul düdüğü çalmak değil, daha fazla kart göstermek. Ve oyuncuyu o faulü yapmaktan vazgeçirmek.”. http://www.hurriyet.com.tr/sporarena/yazarlar/ugur-meleke/turkiyedeki-kadar-aldatan-ve-kufur-eden-oyuncu-yok-40742397
 Eğer Afrin’e girilmesin teklifini ana muhalefet yaparsa, PKK varlığını bölgedeki şehir üzerinden sürdürmek için hazırlık yürütebilir. Bu söyleneni de dünya kamuoyuna servis eder. Bu konuşmalar masada karşı argüman olarak önümüze konabilir.”. http://www.karar.com/yazarlar/mete-yarar/afrinde-neler-oluyor-6214


“Geçmişle ilgili hep sahada kazanıp masada kaybediyoruz diye hayıflanıp üzülürüz. Bugün ise sahada ve masada kazanmaya başladık. Bunu da çantanın kabarık olmasından yapabiliyoruz.”. http://www.karar.com/yazarlar/mete-yarar/afrinde-neler-oluyor-6214


Bugün Türkiye’nin dış ticaret açığının iki temel kalemi vardır; enerji ve ara malı ithalatı. Türkiye ekonomisi, yukarıda anlattığımız eski paradigmanın sonucu olarak, yatırım malı, ara malı kullanımında ithalat yoğun bir ihracat, üretim profili oluşturdu.
Tam şimdi bunu kırmamız gerekiyor. Yerli üretimi ve yerli sanayi tedarikini teşvik edecek, yeni üretim/ihracat ekonomisinin oluşturulması gerekiyor.
Bu konu yalnız cari açık meselesi değildir, aynı zamanda, yüksek katma değerli küresel rekabet dinamiği meselesidir de...”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cemil-ertem/yeni-bir-donem-2610259/
 Cari açık 47.1 milyar dolara yükseldi. Açığı sermaye hareketi ve borçlanma ile finanse edemedik. Döviz rezervinden 8.2 milyar dolar yedik. Bu rakamlar öncelikli sorunumuzun cari açık olduğunu gösteriyor.”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/gungor-uras/cari-acik-belasi-2610282/
 Nobel Barış Ödülü sahibi Karman, “Türkiye milyonlarca Suriyeli’ye kucak açtı. Bu asla unutulmayacak” dedi ve ekledi: “Suriye’deki tehlike sadece Esad rejimi değil, aynı zamanda terör örgütleri..”“. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2018/02/15/turkiyenin-durusu-asla-unutulmayacak
 “Bu süreçte en fazla sorumluluk üstlenen ise ihracatçımız olacak. Zira teröre karşı sıkılan her kurşun, yerli milli silahlarımız kadar ülkeye döviz girmesini gerektirir.
Bunu da yapacak olan ihracat akıncılarımızdır. Nitekim Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) eğilim araştırması 2017, 4'üncü çeyrek gerçekleme ve 2018 1'inci çeyrek beklenti anketi, firmalarımızın dörtte üçünün "anlamlı artış" beklediğini gösteriyor.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/02/15/dis-gorev-yalnizca-mehmetcik-icin-mi

“Sahte hesaplar, gerçek dışı haberler ve paylaşımlar yüzünden 2017'de zorlu bir yıl geçiren Facebook, Avrupa'nın dört bir yanından 300 topluluk liderini ağırladığı buluşmada (Facebook Communities Summit) bulaşıcı sosyal iyiliğin yayılması için çaba harcıyor. Tüm Avrupa'dan sosyal girişimlerin ve toplulukların katıldığı etkinliğe Türkiye'den kadın, eğitim, seyahat ve sağlık konusunda çeşitli topluluklar da katılma şansı yakaladı. Geçtiğimiz hafta Londra'da düzenlenen etkinliğe Türkiye'den "Saçım saçın olsun", "Araştıran Anneler", "Mide Lobisi", "İhtiyaç Haritası", "Bisikletli Kadın İnisiyatifi", "Interrail Türkiye" ve "Kalpler Erisin" gibi Facebook topluluklarının yöneticileri yeni geliştirilen özellikleri tanıma ve diğer topluluklarla tanışma şansı yakaladı.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/sirt/2018/02/15/sosyal-aglar-iyilik-de-bulastiriyor


“Bugün sokağa çıkıp, "Truman Doktrini'yle başlayan bu ilişkiyi kim başlattı?" diye sorsak alınacak cevap belli; Demokrat Parti. Oysa gerçek böyle değil. 1947'de İsmet Paşa döneminde yapılan antlaşmanın altında CHP'li Başbakan Hasan Saka'nın imzası var.
Bugün ABD ile yaşadığımız bütün problemler o ilk adımda saklı. MİT'inden Özel Harp Dairesi'ne kadar her şeyimizi kontrol eden bir ABD gerçeği böyle başladı ve ABD'nin önü o antlaşmayla açıldı.
Bu gerçeği seslendiren sol Kemalist aydınlardan M. Emin Değer, ABD-Türkiye ilişkileri üzerine çok sayıda kitap yazdı. Onlardan biri de "Oltadaki Balık Türkiye" kitabıydı ve tam da bugün yaşadığımız ABD gerçeğine ayna tutuyordu.
Değer, o başlangıcı şöyle anlatıyordu: "Türkiye ve Yunanistan'a Yardım Kanunu olarak adlandırılan Kongre Kanunu, bizim ve Yunanistan'ın ABD'ye 'özgürlük ve bağımsız varlığımızın sürdürülmesine yardım edilmesi' için başvurduğumuzu belirten girişle başlar.
Bu paragrafı ne zaman okusam, Bağımsızlık Savaşı şehitleri karşısındaymışım gibi utanç duyarım..." 
Türkiye o yardımlar ve o ilk antlaşmayla oltaya yakalanan balık olmuştu. Değer'egöre Türkiye'yi oltadaki balık yapan ise İsmet Paşa'ydı. Onun kendisini nasıl hüsrana uğrattığını şu sözlerle anlatır: "Ve nasıl olur da bir ülkenin lideri ülkesinin yazgısını bir başka ülkenin sorumluluğuna bağlardı. (...)
Evet, öyleydi Mustafa Kemal'in ülkesi, onun arkadaşı İsmet Paşa'nın izlediği politikanın esiri olmuştu." “. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2018/02/15/abd-ve-ismet-inonu-1


Ama artık bütün yollar tükendi.
Gerçeği ne kadar çarpıtsalar da sonunda hakikati kabul etmek zorunda kaldılar. ABD Ulusal İstihbarat Dairesi'nin (DNI) hazırlayıp Amerikan Kongresi'ne sunduğu raporda, "YPG'nin PKK'nın Suriye'deki milis gücü" ve "otonom bölge arayışında" olduğuna vurgu yapıldı.
Rapordaki en tuzak ve dikkat çekici ifade ise kuşkusuz "YPG'nin otonom yapı arayışı Türkiye, Rusya ve İran'ın direnciyle karşılaşacak" tespitiydi.
***
Bu mayınlı cümle her şeyden önce bir taşla uç kuş vurmayı hedefliyor. YPG'yibir anlamda tasfiye kararı alan ABD yönetimi, kendi ihanetinin suçunu ise üç ayrı ülkeye yıkıyor.
Rapordaki ifadelerde terör örgütü ile diğer devletler arasında adeta hakem rolüne soyunduğu görülen ABD, YPG'ye "Ben size otonomi verme taraftarıyım. Ancak Türkiye, 
Rusya ve İran bunu kabul etmiyor.
Bu üç ülke karşısında şu anda bir şey yapamam" diyerek real-politik bir bahaneyle ihanetini de perdelemeye çalışıyor.
Böylece ABD, YPG/ PKK'nın Türkiye, İran ve Rusya'ya yönelik hıncını diri tutarak zamanı geldiğinde terör örgütünü yeniden bu aktörlere karşı devreye sokmayı planlıyor.
***
Hâsılı kelam, bu kirli rapor aslında ABD'nin bir yandan rehin aldığı ve kandırdığı Kürtlerle devletçilik oyununu sürdüreceğinin, bir yandan da 'our boots on the ground /sahadaki muharip gücümüz' dediği ama aslında Pentagon'un postalı konumundaki YPG üzerinden Suriye'yi bölme planından vazgeçmeyeceğinin itirafıdır.
Zira ABD'nin Suriye'deki PKK/YPG projesi, bölgeye yönelik kaos zincirinin yeni halkasıdır.
İşte bu yüzden Pentagon'un YPG=PKK itirafındaki bu hinlik, bir meydan okumadır.
Bir bakıma Türkiye başta olmak üzere aynı anda üç ülkeyi hedefe koyan yeni bir terör projesinin ilanıdır.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bercan-tutar/2018/02/15/abdnin-ypgpkk-hinligi

 

Geri adım atmayacak…

Hesabımızı bu gerçek üzerinden yapmak zorundayız. Tehdit tırmanacaktır. Deyr Zor’da PKK’ya karşı harekat yapan Baas ordusu için Fırat’a köprü kuran Rus mühendisleri öldüren, Türk askerine de Münbiç’te kurşun sıkar mı, evet, sıkabilir. 
Şaşırır mıyız, hayır! Savunma bütçesine bir terör örgütü için 550 milyon Dolar’lık askeri yardım yerleştiren, her şeyi göze almış demektir.”. http://www.star.com.tr/yazar/bakmissin-munbicte-iki-suriye-bayragi-yazi-1309794/ 

Bunu beklemiyorlardı. TÜRKİYE'yi YALANLARLA UYUTACAKLARI BİR ÜLKE SANIYORLARDI... Yanıldıklarını anladılar... Artık çok geç...
AFRİN merkezde tuzak üzerine tuzak hazırlıyorlar. Hepsi de PENTAGON'dan gelen plan ve emir doğrultusunda. Aylarca süren çalışmalar yapıldı. Onlarca TÜNEL inşa edildi!
PEKİ NE OLDU!
MEHMETÇİK terörü tünelde de olsa tasfiye etti...
.”. https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2018/02/15/plan-cop-oldu
 Tarihte görülmemiş bir hesaplaşma yaklaşıyor
Bunların tamamı dünyayı bekleyen bir büyük tehlikeye hazırlık çabalarıdır. Tam anlamıyla küresel hesaplaşma, bozgun, fırtına yaşanıyor ve bu büyük bir savaşın ön işaretleridir. Türkiye dahil, kendini bilen her ülke, her millet böyle bir teyakkuz halindedir.
Önümüzdeki yakın dönemde ne ile karşılaşacağımız, dünyanın nasıl bir yere sürükleneceği kestirilememektedir. Ancak bugünkü küçük çatışmaların çok büyük bir hesaplaşmanın parçası olduğunu, o büyük hesaplaşmanın hızla yaklaştığını artık biliyoruz.”.  https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/suriye-uzerinden-dunyalar-savasi-bati-sarsici-bir-yenilgi-yasayacaktir-2044433

Türkiye, ABD’nin en büyük oyununu Afrin’de bozuyor
Bu yüzden Afrin harekatı sadece bir terör operasyonu değildir. Çok daha büyük bir hesabın parçasıdır. Çok daha büyük bir tehdidi ortadan kaldırma girişimidir. Çok büyük bir oyunu bozma mücadelesidir. ABD ve yakın müttefiklerinin coğrafyayı paramparça etme, Türkiye’yi vurma hatta imha etme, Müslüman dünyayı tarih dışına itme planlarına karşı topyekun direniştir. Biz buna vatan savunması, Milli Mücadele, “Acımasız Direniş” diyoruz. Afrin operasyonunun çok ötesinden bir gerçeklikten hareket ediyoruz.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/suriye-uzerinden-dunyalar-savasi-bati-sarsici-bir-yenilgi-yasayacaktir-2044433

Biz aslında Afrin’de bütün coğrafyayı savunuyoruz
Afrin diyerek küçümsemeyin. Burada çok büyük, çokuluslu bir hesaplaşma yaşanıyor. Burada hem Türkiye’nin hem bütün bölgenin savunması yapılıyor. Burada hem Suriye’nin hem Türkiye’nin geleceği kurtarılıyor. Burada Batı’nın son kalesi devriliyor.“. https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/suriye-uzerinden-dunyalar-savasi-bati-sarsici-bir-yenilgi-yasayacaktir-2044433



Doğrusu ben ABD mahreçli bir Dünyâ Düzeni kavramının manâlı bir beklentiye karşılık geldiğini düşünmüyorum. Bunun esaslı bir şekilde kaynaklarla alâkalı olduğu kanâatindeyim.  ABD sınırsız kaynaklara sâhip olduğu için, meselâ Britanya’nın bir zamanlar olduğu üzere,  kendisi dışındaki dünyâya bu açıdan bağımlı değildir.  Dolayısıyla kendisi dışındaki dünyâyı düzene sokmak gibi bir endişesi olmayacaktır. Tam tersine dünyâya nizamsızlık verdiği nispette kendi varoluşunu daha da güçlendirecektir. Uluslararası ilişkiler literatüründe  “oyun kurmak” ve “oyun bozmak” kavramları sık kullanılıyor. Ama bence yanlış bir şekilde. ABD’yi “oyun kurucu” , üstelik en büyük oyun kurucu güç gibi görmek bir hatâdır. Tam tersine ABD en büyük “oyun bozucu” güçtür. Ortadoğu’daki beceriksizlikleri tesâdüfî ve ârızî değildir. Kanâatimce “ABD aklını mı kaybediyor?” tarzı sorular sormamız bîhudedir. Bu tarz şaşkınlıklar onun oyun bozucu siyâsetlerinin yanlış hesap ve beklentilerle değerlendirilmesinin neticesidir. Biraz dikkât edilirse bu çok kolay anlaşılacaktır. ABD dünyâya hiç bir şey vaad etmiyor. Gelecekteki dünyâ işbölümüne dâir; meselâ Çin’in Yeni İpek Yolu projesi benzeri,  en küçük bir teklifi yok. ABD’nin dünyâ sahnesine sürdüğü iki şey var: Dolar ve silâh… Sürümlerini ve bunların çevrimini  garanti altına almak için kullanacağı tek bir duygusal sermâyesi var:  korku.. Korkuyu örgütleyebildiği ve yönetebildiği nispette kaotik siyâsetlerini işletebiliyor. “. https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/yeni-dunya-duzeni-sakasi-2044430  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder