19 Şubat 2018 Pazartesi

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ 19 Şubat 2018


GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ


“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

19 Şubat 2018

“Şimdi durum değişmiştir. Ne Amerika Kıtası’nda yaşayan ülkeler eski ülkelerdir, ne Avrupa, ne Ortadoğu, ne de ABD eski konumundadır; bugün dünya değiştiği için ABD’nin emperyalist ilişkileri sürdürecek imkânları, denetim araçları artık eski fonksiyonlarını üretemeyecek hale geldikleri için, ABD dünyanın her tarafında bu sorunlarla karşı karşıyadır.”
Emperyalizm bitti mi ya da bitiyor mu? Emperyalizm bir ekonomik ve siyasal hegemonya sistemine dayanan ilişkileri kapsamaktadır; askeri denetim araçları, müdahale ve saldırı bunların yetersiz kaldığı zamanlarda devreye girmektedir. Bugün ‘eski emperyalist sistemin mekanizmaları’ dünya sisteminde yaşanan değişmelerin sonucu olarak işlememektedir. Bu sebeple askeri müdahale ve savaş siyaseti emperyalizmin ‘son dişi’ olarak devreye girmektedir. Bunun sürdürülebilirliği yoktur ve çöküşü hızlandırmaktan başka sonuç vermesini beklemek boşunadır. İstikrarsızlık meydana getirip orayı yeniden düzenleme kabiliyetini yitirmiş bulunan bir yapının devam etmesi ise oldukça zordur. Bu yüzden Ortadoğu onlar için tam bir çıkmaz sokaktır.”. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/emperyalizmin-tek-disi/haber-709157

Neyse ki Zeytin Dalı Harekatı, yani Afrin’e yönelik başlatılan operasyon benzer bir akıbeti yaşamadı. Devlet, bu sefer sosyal medyanın önemini kavradığı için askeri, siyasi, diplomatik hazırlıklarına, psikolojik mücadeleyi de ekleyerek yola çıktı. Devlet ve millet kaynaşması da terör yandaşı muhalefete içeride boş alan bırakmadı. Düne kadar terör örgütünün yalanlarını servis eden bazı internet haber siteleri sıkı kontrol altına alındı. Bu sürede PKK/PYD’nin sosyal medya teröristlerine nefes aldırılmadı. En önemlisi de Ankara’nın, terör örgütünün oluşturduğu yalan haberleri hızlı ve tek tek anında çürütmesi. Bu hızlı sosyal medya çalışması, PKK’nın yalanlarının anında deşifre olmasını sağladı.”. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/kurtulus-tayiz/sosyal-medya-savasini-ankara-kazandi-c2/haber-709201

“Ankara bugüne kadar genelde resmi yollardan yaptığı açıklamalarla birtakım iddiaları cevaplamayı tercih eriyordu. Bu yöntem, algı operasyonlarıyla mücadele etmekte yeterli hızda değildi. Batı medyası, terör örgütünün servis ettiği haber ve görüntüleri anında gerçek gibi kendi takipçilerine aktararak Türkiye hakkında olumsuz bir hava oluşmasını sağlıyordu. Bu yalan mekanizması ilk kez Zeytin Dalı Harekatı’yla kırılmışa benziyor. Türkiye Afrin savaşını askeri, siyasi ve diplomatik alanda kazandığı gibi sosyal medyada da kazanmış durumda. Ankara, bu alanda hızla yetkinleşme yoluna girdi. Türkiye, bundan sonra sanal âlemde de daha aktif olacak.”. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/kurtulus-tayiz/sosyal-medya-savasini-ankara-kazandi-c2/haber-709201
Markalaşarak çevremizdeki coğrafyalarda yeni alanlara girip kalıcı başarılar sağlayabiliriz. Bugün Almanya’da market zinciri kuramazsınız ama Afrika’da bu şansımız var. Hazır giyimde de çevre ülkelerde yapacak işler var. Bu yolda gidenler de var. Şimdi burada markanın farkı, kalıcılık sağlamasıdır. Hatırlarsanız Türk girişimcisi Sovyetlerin dağılmasını çok iyi değerlendirdi. Küresel devler belirsizlik ortamında cesaret gösteremezken bizimkiler doksanlarda piyasaları ele geçirdi. Ama sonra ne oldu? Sistem geldi, kurallar ve markalar konuştu. Bizimkiler markalaşamadığı için merdiven altı kaldı. Aynı şey start-up’lar için de geçerli. Güzel fikirler çıkıyor ama bunların markalaşması için fazla çaba harcanmıyor.”.  https://www.dunya.com/kose-yazisi/marka-canta-isi-degildir/403787
“Bilişim bilimleri denilen ve sınırları tanımlanamayan uçsuz bucaksız bir yeni evren, ciddi bir küresel paniğin oluşmasında en önemli etken olarak görülmektedir. 
Gerçekten de Facebook, Twitter, Instagram gibi birçok bilişim platformu, bireylerin; tepkilerinin, onaylarının ve desteklerinin giderek devletlerinin ve milletlerinin temel siyasetlerinin dışında gelişerek kollektif bir küresel değerler sistemi inşa edilebileceğini ortaya koymuştur. Bu gerçekten küresel bir paniğin nirengi noktası da olabilir, küresel bir umudun nirengi noktası da… Burada küresel paniğe yol açacak çeşitli deneylerin küresel çapta yapıldığını ve bunun sonucunda bazı alanların küresel çapta denetlenmesi yolunda ciddi sistem arayışlarının geliştiğini belirtmek gerekir. Sonuçta artık gelişmeler hiper-geometrik oranda olmaktadır, eskiden uzun yıllar gerektiren çeşitli değişimler şimdi öngörülmedik hızda olabilmektedir. Gelişmenin bu yeni doğası, doğal olarak bireyleri, şirketleri, milletleri ve devletleri farklı şekillerde ve yoğunluklarda irrite etmektedir. 
Küresel paniğin, bu olağanüstü halin olağanlaşma eğilimine karşı verilen bir tepki olduğunu söylemekte zaruridir. Bu durumda en büyük risk, küresel panik yoğunlaşmasının küresel zincirleme bir aklı ve bilimi iptal cinnetine dönüşme olasılığıdır. Bunun örnekleri yakın siyasi ve askeri tarihte vardır. 
Devletlerin kendilerini bir anda küresel siyaset, ekonomi, finans ve askeri anaforda/girdapta bulma olasılığı hiç bugünkü kadar yüksek olmamıştır. Yapılması gereken buz gibi bir akılla gelişmeleri karşılamak ve üstesinden gelmektir ki bunun yapılması da olağanüstü bir birikim gerektirir. (bitti)”.  http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/kuresel-panik-yogunlasirken-3-852618

Erken teşhis mümkün müydü?
Evet, erken teşhis de mümkündü.
Hem de kolay, ucuz, ağrısız, sızısız bir yolla:
KAROTİS DOPLER USG” ile…
Yıllık sağlık taramaları yapılırken, boyun damarlarını ultrasonografik yöntemle inceleyip, eğer bu damarlarda herhangi bir pıhtı veya plak oluşumu varsa, önleyici ya da tedavi edici süreçleri harekete geçirmek kesinlikle mümkündü.
Ricam ve tavsiyem şudur:
Eğer elli yaşını geçtiyseniz, şeker hastalığı, hipertansiyon, kan yağları yüksekliği, sigara içmek, göbek bağlamak gibi, riskleriniz de varsa, yıllık sağlık incelemelerinize lütfen bu tetkiki de ekletiniz.
Ve plak/pıhtı oluşumu varsa eğer, tedavi olunuz. Detaylar için buyurunuz…”. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osman-muftuoglu/o-pihti-atmayabilir-40746191


Bizlere “Güle güle kullansınlar” demekten başka bir iş düşmez ama bu mezat meselesinin bir başka tarafı var: Ferman, berat, hüccet, vesaire gibi eski devrin resmî belgelerinin mezat aşkına hiç durmadan boyanmaları, yani tahrif edilmeleri...

Libor faizinin artması Türkiye’yi en çok şirketler kesiminin dış finansman maliyetini yükselterek etkileyecek. Bu nedenle bazı şirketler dış borçlanma yerine halka arzla finansman sağlamayı tercih ediyor.”. http://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/1843419-once-pozisyonlar-alindi-sonra-senaryo-yaziliyor

ABD’nin planı, Suriye’nin ne Arap, ne Türkmen, ne de Kürt halkının refahı ve geleceğiyle ilgili değildir. Bu plan sadece ve sadece, İsrail’in Musevi halkının güvenliği ve refahı ile ilgilidir. ABD, belki Menbiç’ten 50-100 YPG milisini, (DAEŞ’lileri yaptıkları gibi) otobüslere bindirip nehrin karşı kıyısına geçirecektir. Ancak bu, Suriye’yi bölmekten ve orada en az üç ülke oluşturmaktan vazgeçtikleri anlamına gelmeyecektir. Amerikalılar hala inanıyorlar ki, İran’ın batıya yayılması, Irak’ta elde ettiği alan hakimiyetini Suriye’nin güneyine taşımasına engel olacak tek güç, oluşturacakları bir “Kürt varlığı” olacaktır. Bu oluşuma uydurdukları kılıf, DAEŞ’le mücadeledir. Tillerson bunu en iyi şekilde yapabildiğini kanıtlamış olan ve üstelik milyonlarca dolar harcayıp silahlandırmaya gerek olmayan Türkiye ile neden yapmadıkları sorusuna, ne görüşmelerde ne basın toplantısında cevap vermemektedir. Tillerson’ın da (YPG ile PKK’yı çarpıştırma fikrinin mucidi) Mattis’in de anlayamadıkları, bir Şii yayılmasını (ve dolayısıyla İsrail’in daha fazla tehlikeye düşmesini) önleyecek
tek güç Türkiye’dir.
5 yıldır eğitip donattıkları PKK uzantısının iki manga Türk askeri karşısında kaç saat dayandığına bakıp, İran’ı nasıl önleyeceklerini düşünmelidirler. Hiç “Biz onları donatmadık, eğitmedik” diye kendilerini de İsrail’i de avutmasınlar...”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/hakki-ocal/amerika-israil-i-pkk-ile-mi-2612595/








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder