17 Şubat 2020 Pazartesi

“Asırlardan aşağıya doğru ne kartalca bir süzülüş ve nasıl bir kartal?”


“Mustafa Kemal, pek sevdiği kitapları, haritalarıyla çevrelenmiş kütüphanesindeki huzur ve rahatı hiçbir yerde bulamazdı. (...)” diye anlatımını sürdürmüştür. Konuk Amerikalı Büyükelçi-General, kitabının bir yerinde evsahibinin kendi oluşturduğu öz mekânında (kütüphanesinde) aldığı güvenli pozisyonlar üstüne biraz daha ayrıntı vermektedir: 

“Gazi, Türklük heyecan ve davasını ispat için, öğle yemeğinden akşama kadar kütüphanesinde bana, haritalar veya olayların devamını gösteren sayısız kitap ve belgeler göstererek bilgi verirken inandım ki, onun kadar vecd ve heyecanla davasına sarılan bir insan tarihte az görülebilir. Bu öğle sonrası, hatıralarım arasında değerli bir yer tutmaktadır.”

Konuk Amerikalı Büyükelçi-General, Ev Sahibi Cumhurbaşkanı’nın kendi milletiyle ilgili -hiçbir yerde yayımlanmamış- bir değerlendirmesini de aktarmıştır:

“Bu ilham veren konuşmayı hatırlamaya çalışıyorum. Diyordu ki:”

“Türk milletimiz eski ve şerefli bir millettir. Zaten Orta Asya’nın Altay yaylasında yetiştiği için, kartalın meziyetlerini daha baştan kazanmıştır. Tâ uzakları görür, hızlı uçar ve ruhu barındıracak kadar kuvvetli bir bedene sahiptir. İster maddi, ister düşünce bakımından olsun, sıkıcı hudutlar içinde kalamaz. Nitekim Altay yaylasındaki Anayurdun dört bir yana uzaklığına da isyan etmiştir. İşte bu isyan sonucudur ki Türkler doğuya ve batıya yayılmaya başlamışlardır.
Atalarımızın bu ilk akınlarıyla, bugünün Türk milleti olan bizler, elbette çok yakından ilgiliyiz. (...)”

“Biz Türkler her çağda doğunun kılıcının keskin ağzı idik. Ama gitgide birçok Levanten unsurlar biz galiplere karışmış ve böylece Osmanlı İmparatorluğu denilen o milletler halitası ortaya çıkmıştı. Bu Osmanlı İmparatorluğu, memleketteki Türk unsurunu Avrupa içlerine doğru, iki büyük met dalgası halinde kullanmış ve yararlanmıştı. (...)

Osmanlı İmparatorluğu biz kahraman Türkler sayesinde bir büyük devlet olmuş ve dinimiz olan İslamiyet üzerine bir ruhani teşkilat kurulmuştu. İşte bu büyük devlet ile ruhani teşkilat bir tek müessese halinde İstanbul’da birleşmişlerdi. Ve orada Türkler, saray entrikalarına ve ruhani teşkilatın nüfuzuna mağlup olmuştu. Ve bu iki müessese, hükmü altındaki merkezlerden çok uzakları ve Avrupa, Anadolu, Afrika’daki birçok mıntıkaları idare etmekteydi.”

“İşte birinci büyük tablomuz burada bitmektedir. Tablo Türkler tarafından boyanmış, süslenmiş ve meydana getirilmişken bu cengâverler şimdi saray entrikalarından bunalmış bir halde geri plana itilmişlerdi. (...)”

Konuk Amerikalı Büyükelçi General, Ev Sahibinin bu coşkulu ve destani tarih turu ardından şöyle yazmıştır:

“Bu ne muhteşem bir akşam sohbeti idi! ”

“Asırlardan aşağıya doğru ne kartalca bir süzülüş ve nasıl bir kartal?”  Charles H. Sherrill, Bir Elçiden Gazi M ustafa Kemal, (Çev. Alp İlgaz), (İstanbul, Tercüman 1001 Temel Eser, 1974), s. 35.  Hikmet Özdemir. Atatürk ve Kitap. s.54-55

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder