“Mustafa Kemal, pek sevdiği kitapları,
haritalarıyla çevrelenmiş kütüphanesindeki huzur ve rahatı hiçbir yerde
bulamazdı. (...)” diye anlatımını sürdürmüştür. Konuk Amerikalı
Büyükelçi-General, kitabının bir yerinde evsahibinin kendi oluşturduğu öz
mekânında (kütüphanesinde) aldığı güvenli pozisyonlar üstüne biraz daha ayrıntı
vermektedir:
“Gazi, Türklük heyecan ve davasını ispat için, öğle yemeğinden akşama
kadar kütüphanesinde bana, haritalar veya olayların devamını gösteren sayısız
kitap ve belgeler göstererek bilgi verirken inandım ki, onun kadar vecd ve
heyecanla davasına sarılan bir insan tarihte az görülebilir. Bu öğle sonrası,
hatıralarım arasında değerli bir yer tutmaktadır.”
Konuk
Amerikalı Büyükelçi-General, Ev Sahibi Cumhurbaşkanı’nın kendi milletiyle
ilgili -hiçbir yerde yayımlanmamış- bir değerlendirmesini de aktarmıştır:
“Bu ilham
veren konuşmayı hatırlamaya çalışıyorum. Diyordu ki:”
“Türk
milletimiz eski ve şerefli bir millettir. Zaten Orta Asya’nın Altay yaylasında
yetiştiği için, kartalın meziyetlerini daha baştan kazanmıştır. Tâ uzakları
görür, hızlı uçar ve ruhu barındıracak kadar kuvvetli bir bedene sahiptir.
İster maddi, ister düşünce bakımından olsun, sıkıcı hudutlar içinde kalamaz.
Nitekim Altay yaylasındaki Anayurdun dört bir yana uzaklığına da isyan
etmiştir. İşte bu isyan sonucudur ki Türkler doğuya ve batıya yayılmaya
başlamışlardır.
Atalarımızın
bu ilk akınlarıyla, bugünün Türk milleti olan bizler, elbette çok yakından
ilgiliyiz. (...)”
“Biz Türkler
her çağda doğunun kılıcının keskin ağzı idik. Ama gitgide birçok Levanten
unsurlar biz galiplere karışmış ve böylece Osmanlı İmparatorluğu denilen o
milletler halitası ortaya çıkmıştı. Bu Osmanlı İmparatorluğu, memleketteki Türk
unsurunu Avrupa içlerine doğru, iki büyük met dalgası halinde kullanmış ve
yararlanmıştı. (...)
Osmanlı
İmparatorluğu biz kahraman Türkler sayesinde bir büyük devlet olmuş ve dinimiz
olan İslamiyet üzerine bir ruhani teşkilat kurulmuştu. İşte bu büyük devlet ile
ruhani teşkilat bir tek müessese halinde İstanbul’da birleşmişlerdi. Ve orada
Türkler, saray entrikalarına ve ruhani teşkilatın nüfuzuna mağlup olmuştu. Ve
bu iki müessese, hükmü altındaki merkezlerden çok uzakları ve Avrupa, Anadolu,
Afrika’daki birçok mıntıkaları idare etmekteydi.”
“İşte birinci
büyük tablomuz burada bitmektedir. Tablo Türkler tarafından boyanmış, süslenmiş
ve meydana getirilmişken bu cengâverler şimdi saray entrikalarından bunalmış
bir halde geri plana itilmişlerdi. (...)”
Konuk
Amerikalı Büyükelçi General, Ev Sahibinin bu coşkulu ve destani tarih turu
ardından şöyle yazmıştır:
“Bu ne
muhteşem bir akşam sohbeti idi! ”
“Asırlardan
aşağıya doğru ne kartalca bir süzülüş ve nasıl bir kartal?” Charles H. Sherrill, Bir Elçiden Gazi M
ustafa Kemal, (Çev. Alp İlgaz), (İstanbul, Tercüman 1001 Temel Eser, 1974), s.
35. Hikmet Özdemir. Atatürk ve Kitap. s.54-55
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder