24 Nisan 2016 Pazar

Onarlı Yıllar: 1940-2010.. Millet ve Devlet

1940’lar, savaş döneminin kıtlık ve karne zamanları... Savaş sonrası Demokrat Parti’nin kuruluşu...
1950’liler, köyün, köylülerin, kasketlilerin tarih sahnesine çıkışı... Milletin şöyle bir kıpırdanıp, hareketlendiği zaman...
1960’lar “ne oluyoruz, yerinizde oturun; biz buradayız” ihtarı...
1970’ler milletin kabına sığmayan çocukları... bir şeyler yapmak için hayatlarını ortaya koyan nesil... Birbirine kırdırılıp heba ve helak olan kuşağım...
1980’ler köyün kente aktığı, kentin şehre dönüştüğü yıllar... Kasketlilerin bin bir emekle yetiştirdikleri, Almanyalara gönderip çalıştırdığı, mektebe yollayıp okuttuğu çocukların sahne alışı... Milletin ticarette, sanayide, devlette, ilimde ilerlediği, kendi işini kurup ayağa kalktığı zamanlar...
1990’lar yeniden parmak sallamaya kalkanlara milletin “git işine” dediği yıllar. Güç, kuvvet biriktirilen zamanlar... Bir derlenme, toparlanma hali...
2000’ler milletin siyasetle sahneye çıkışı... Devleti; yıllardır tepe tepe kullananların elinden çekip aldıkları yıllar...
2010’lar Devleti elinden kaçıranların yeniden Devleti geri alma çabaları... Milletin Devletine sahiplenişi, müthiş bir direniş ve püskürtme harekatı...
Bu acaib değişim serüveni karşısında bu millet nasıl oldu da dağılmadı?
Teslim alınmış bir Devleti bu millet nasıl geri aldı?
Bir ayağı köye sabitlenmiş, öbür ayağı ile dünyayı dolaşan kuşak var ya işte onun feraseti, gayreti, değişmeden dönüşmeyi başarması sayesinde.

Celal KAZDAĞLI
http://www.haber10.com/yazar/celal_kazdagli/annemin_vedasi-628259

HİNDOLOJİ: HİNDİSTAN Kaynakçaları







YAZAR/BAŞLIK/DİL/YURTDIŞI/ KAYNAK İNTERNET (TAM METİN)/LİNK/YAYIN TARİHİ/ KAYNAKÇA/TÜRÜ/YAYIN TÜRÜ




  1. Aydın, Ahmet: "Bir Bibliyografya Denemesi: Şah Veliyyullah ed-Dihlevî’yi Konu Alan Çalışmalar". http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sirnakifd/article/download/5000109764/5000102095 
  2. Aydın, Fuat : Hint Din, Düşünce Ve Tarihine Dair Türkçe Bir Bibliyografya Denemesi. Divan İlmi Araştırmalar, 9 (16), 2004, 161-181.Ss. http://www.divandergisi.com/dergiler.aspx?SAYI=16 http://www.academia.edu/4450083/Hint_din_d%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce_ve_tarihine_dair_T%C3%BCrk%C3%A7e_bir_bibliyografya_denemesi_-_A_Turkish_Bibliography_Indian_History_and_Thought_-_Fuat_AYDIN_%C3%96zet_Abstract_ 
  3. Bilkan, Ali Fuat : Hindistan Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe El Yazmaları. İçinde: Hindistan'da Gelişen Türk Edebiyatı. Ankara: 1998. 17-118ss. (Kültür Bakanlığı Yayınları: 2044; Yayımlar Dairesi Başkanlığı Sanat-Edebiyat Dizisi: 157/29). 
  4. Bilkan, Ali Fuat : Hindistan Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe El Yazmaları . Türk Dili, N532, 04.1996, 1096-1104ss. http://www.tdkdergi.gov.tr/
  5. Birışık, Abdülhamit : Hint Alt-Kıtasında İslam Araştırmalarının Dünü Bugünü: Kurumlar, İlmi Faaliyetler, Şahıslar, Eserler. Divan İlmi Araştırmalar 9(17) 2004, 1-62. SS. http://www.divandergisi.com/dergiler.aspx?SAYI=17  
  6. http://www.academia.edu/4450045/Hint_alt-k%C4%B1tas%C4%B1nda_%C4%B0sl%C3%A2m_ara%C5%9Ft%C4%B1rmalar%C4%B1n%C4%B1n_d%C3%BCn%C3%BC_bug%C3%BCn%C3%BC_Kurumlar_ilm%C3%AE_faaliyetler_%C5%9Fah%C4%B1slar_eserler_-_Past_and_Present_Status_of_Islamic_Studies_in_the_Indian_Subcontinent_-_Abd%C3%BClhamit_B%C4%B0RI%C5%9EIK 
  7. Brelvi, Sayad Abdulla / DhāBhara, Bamanajī Na / Mulla Fıruz Lıbrary: Supplementary Catalogue Of Arabic, Hindustani, Persian And Turkish Mss. And Descriptive Catalogue Of The Avesta, Pahlavi, Pazend And Persian Mss. İn The Mulla Firoz Library. Author: Sayad Abdulla Brelvi; Bamanajı̄ Na DhāBhara; Mulla Firuz Library. . Bombay : Managing Committee Of The Mulla Firuz Library, 1917. 1 V. (Various Pagings) ; 22 Cm. Edition/Format: Book : English. Oclc Number: 29269368. Related Subjects:(7): Mulla Firuz Library -- Catalogs. Manuscripts, Arabic -- Catalogs. Manuscripts, Persian -- Catalogs. Manuscripts, Hindustani -- Catalogs. Manuscripts, Turkish -- Catalogs. Manuscripts, Pahlavi -- Catalogs. Manuscripts, Avestan -- Catalogs. [224, 227/
  8. Catalogue of the Persian, Turkish, Hindustani and Pushtu manuscripts / by Bodleian Library; Sachau, Eduard, 1845-1930; Ethe, Ernest, 1861- Published 1889. 604s. https://archive.org/details/catalogueofpersi01bodluoft 
  9. Daudi, Halid Zaferullah : Pakistan Ve Hindistan'da Şah Veliyullah El Dehrevi'den (M.Ö. 1176/1762) Günümüze Kadar Hadis Çalışmaları . (Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). Ankara: 1994. 297y. [Yökk/Yökk]
  10. Elmalı, Murat : Çağatay Türkçesi Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi.  http://www.journals.istanbul.edu.tr/iutded/article/download/1023018312/1023017538 
  11. Hikmetullaev, H. / Cabbarow, N.: Orta Asya İle Hindistan İlim Adamları Arasındaki Tıbbi Münasebetler. (Çev.: Ali Haydar Bayat) . Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, N1, 1995, 141-147ss. [10/Enfo]
  12. Hint Güzel Sanatlar Sergisi Kataloğu . İstanbul: Osman Yalçın Matbaası, 1952. 20s. [Tb52/Mk]
  13. Kardaş, Sedat  : Raza Kütüphanesi Türkçe El Yazma Eserler Kataloğu / Raza Lıbrary Catalogue Of Turkısh Manuscrıpts. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, Cilt: 6 Sayı: 28 Volume: 6 Issue: 28, Güz 2013 Fall 2013. http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt6/cilt6sayi28_pdf/kardas_sedat.pdf 
  14. Karomat, Dilaram : Hindistan’da Türkçe Sözlük Çalışmaları, Çeviren: Ali Çavuşoğlu . Bilimname : Düşünce Platformu, 2005/1, Cilt: Iıı, Sayı: 7, S. 137-142. http://isamveri.org/pdfdrg/D02237/2005_7/2005_7_CAVUSOGLUA.pdf
  15. Koçoğlu, Turgut : Hindistan’ın Rampur Raza Kütüphanesi’ndeki Edebiyatla İlgili Türkçe El Yazmaları Üzerine Notlar / Notes On Lıterature-Related Turkısh Manuscrıpts In Rampur Raza Lıbrary, Indıa.  http://dergipark.ulakbim.gov.tr/dedekorkut/article/download/5000105423/5000098700
  16. Macun, İnci : Türkiye'de Hindoloji Yayınları . Doğu Dilleri, C2, N2, 1975, 157-167ss. [Tmb75/Mk]
  17. Rahimi, Farhad : Çağatay Türkçesi Ve Edebiyatı Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi. Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 9/3 Winter 2014, p. 1157-1218, ANKARA-TURKEY. http://www.turkishstudies.net/Makaleler/697961519_70RahimiFarhad-edb-1157-1218.pdf
  18. Turki Pak Wa Hind Ki Tahrirunmin = Turkey A Bibliography Of Literature Published In Pakistan And India / Introduction By Hakim Muhammad Said. . Karachi: Hamdard Unıversıty Press, 1987. 107,2 P.; 24 Cm. Notlar Text In Urdu. Konu Başlığı Turkey--Bıblıography. [Ircıca/Ircıca-İsam]
  19. Türkmen, Erkan : Hindistan Kütüphanelerindeki Bazı Türkçe Yazma Eserler . Tarih İncelemeleri Dergisi, N2, 1984, 479-499ss. [Tmb85/Mk]; Türk Kültürü Araştırmaları, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu'nun Hatırasına Armağan, 23, N1/2, 1985, 479-499ss. [Türkdili532,1097.S/
  20. Yorulmaz, Bülent : Türk İslam Edebiyatında Hindistan.  http://sabahulkesi.com/t%C3%BCrk-islam-edebiyat%C4%B1nda-hindistan/
  21. Yorulmaz, Osman Bülent : Türk Edebiyatında Hindistan . (Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü). İstanbul: 1991. 177y. [199/Yökk] İstanbul, 24.04.2016
  22. Çağatay Türkçesi ve Edebiyatı üzerine bir Bibliyografya Denemesi http://www.turkishstudies.net/Makaleler/697961519_70RahimiFarhad-edb-1157-1218.pdf
  23. TOPLU KATALOG'DA: http://www.toplukatalog.gov.tr/index.php?_f=1&the_page=1&cwid=2&keyword=H%C4%B0ND%C4%B0STAN+B%C4%B0BL%C4%B0YOGRAFYA&tokat_search_field=1&order=0&command=Tara#alt 
  24. IRCICA KÜTÜPHANESİNDE BULUNAN URDUCA BİR KAYNAKÇA.TURKİ PAK WA HİND Kİ TAHRİRUNMİN = TURKEY A BIBLIOGRAPHY OF LITERATURE PUBLİSHED İN PAKİSTAN AND INDİA / INTROCTİON BY HAKİM MUHAMMAD SAİD. / KARACHİ: HAMDARD UNIVERSITY PRESS, 1987. 107,2 P.; 24 CM. NOTLAR TEXT IN URDU. KONU BAŞLIĞI TURKEY--BIBLIOGRAPHY. [IRCICA/IRCICA-İSAM] ........BU KİTABI SINIFLAMAK İÇİN VERİLEN KONU BAŞLIKLARI ŞU LİNKTE; http://www.toplukatalog.gov.tr/index.php?_f=1&the_page=&cwid=2&keyword=TURKEY+A+BIBLIOGRAPHY+OF+LITERATURE+PUBL%C4%B0SHED+%C4%B0N+PAK%C4%B0STAN+AND+IND%C4%B0A&tokat_search_field=1&order=0&command=Tara#alt
  25. Hint Kütüphanesi'nde 160 Türkçe El yazması Hindistan'ın 13 kütüphanesinde yaklaşık 160 adet Türkçe el yazması tespit edildi. http://www.timeturk.com/tr/2014/09/25/hint-kutuphanesi-nde-160-turkce-el-yazmasi.html
  26. Bâbür Imparatorluğu'nda Türkçe / Yrd. Doç. Dr. Peri Benedek  https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=380555
  27. TÜRK KÜLTÜRÜNÜN HİNDİSTAN UYGARLIĞINA ETKİSİ http://tdid.ege.edu.tr/files/dergi_12/22.pdf
                                          Hazırlayan: Bibliyograf Bülent Ağaoğlu, Kaynak: BİBTA

                                          21 Nisan 2016 Perşembe

                                          Tefekkür Medeniyeti: Düşünce Tarihimizi İnceleyen Temel Kaynaklar


                                          1. Bursalı Mehmet Tahir: Osmanlı Müellifleri m.friendfeed-media.com/ec8e88c5ea79d0f9385131ac9c854d2b330e06d0 http://www.kitapyurdu.com/kitap/osmanli-muellifleri-iiiiii-ve-ahmed-remzi-akyurek-miftahulkutub-ve-esamii-muellifin-fihristi/54884.html
                                          2. Hilmi Ziya Ülken, Türk Tefekkür Tarihi m.friendfeed-media.com/8f2574929ea253ba97854ca928caafd816c60fc4
                                          3. Hilmi Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi 
                                          4. Niyazi Berkes, Türk Düşününde Batı Sorunu
                                          5. Süleyman Hayri Bolay, Tanzimattan Günümüze Türk Düşünürlerihttp://www.29mayis.edu.tr/haber/prof-dr-suleyman-hayri-bolay-dan-turk-dusunce-tarihine-isik-tutan-dev-eser-64.html
                                          6. Orhan Hançerlioğlı, Düşünce Tarihi http://en.bookfi.org/book/1186732
                                          7. Mehmed Süreyya, Sicilli Osmani 6 cilt http://www.idefix.com/kitap/sicill-i-osmani-unluleri-takim-mehmed-sureyya/tanim.asp?sid=MZSGXJL5B4DYFT28HA9E https://archive.org/stream/sicill-i.osmani_01/Sicill-i.Osmani_01_djvu.txt https://archive.org/stream/sicill-i.osmani_01/Sicill-i.Osmani_01_djvu.txt  pdf i daha iyi olabilir.. https://archive.org/details/sicill-i.osmani_01  6.cilt indekstir.
                                          8. Recep Alpyağıl,  Türkiye'de Bir Felsefe Gelen-ek-i Kurmaya Çalışmak Feylesof Simalardan Seçme Metinler-  http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkiyede-bir-felsefe-geleneki-kurmaya-calismak-amp-feylesof-simalardan-secme-metinler1/146497.html&manufacturer_id=22226 http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkiyede-bir-felsefe-geleneki-kurmaya-calismak-amp-feylesof-simalardan-secme-metinler2/259443.html&manufacturer_id=22226
                                          9. Felsefe Atlası, http://www.kureyayinlari.com/Kitap/1205/felsefe_atlasi   Küre Yayınları 
                                          10. Prof. Dr. Mustafa İsen: Türkçenin Biyografi Kaynakları. http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/turkcenin_biyografi_kaynaklari.pdf 
                                          11. Türk Ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi.  http://www.kitapyurdu.com/kitap/turk-ve-dunya-unluleri-ansiklopedisi-10-cilt-urun-kodu2c1/289956.html  /  Tam metinleri için: http://turuz.com/book/title/T%C3%BCrk+Ve+D%C3%BCnya+%C3%9Cnl%C3%BCleri+Ansiklopedisi+40+Cild+Ki%C5%9Filer+D%C3%B6nemler+Ak%C4%B1mlar+Yap%C4%B1tlar
                                          12. Işık, İhsan: Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (3 Cilt A-Z). http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkiye-yazarlar-ansiklopedisi-3-cilt-az/68888.html&filter_name=ihsan%20%C4%B1%C5%9F%C4%B1k 
                                          13. Işık, İhsan: Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi (6 Kitap Takım). http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkiye-unluleri-ansiklopedisi-6-kitap-takim/330520.html&filter_name=ihsan%20%C4%B1%C5%9F%C4%B1k 
                                          14. Işık, İhsan: Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (11 Cilt). http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkiye-edebiyatcilar-ve-kultur-adamlari-ansiklopedisi-11-cilt/87764.html&filter_name=ihsan%20%C4%B1%C5%9F%C4%B1k 
                                          15. Filozoflar, Biyografiler http://www.kabalci.com.tr/filozoflar-biyografiler-c2194.html 
                                          16. Yazarlar, Şairler ve Biyografileri http://www.turkedebiyati.org/yazarlar_sairler.html
                                          17. Ali Can, “Medeniyet Öncülerimizden 365 Fikir” http://gencdergisi.com/9226-bu-kitap-fikir-derdi-olanlar-icin-hazirlandi.html
                                          18. Taşköprülüzade, Osmanlı Bilginleri, http://www.mgvyayinlari.com/Osmanli-Bilginleri,PR-791.html
                                          19. Keşfu'z- Zunün (5 Cilt Takım), Katip Çelebi, http://www.kitapyurdu.com/kitap/kesfuz-zunun-5-cilt-takim/102299.html
                                          20. Kurtuluş KayalıTürk Düşünce Dünyasında Yol İzleri, Düşüncenin Coğrafyası 1/Toplumdan Soyutlanmış Düşünce Ve Direnç Potansiyeli, Düşüncenin Coğrafyası 2 / Tarihten ve Kültürden Soyutlanmış Düşünce ve Direnç Potansiyeli, Türk Düşünce Dünyasının Bunalımı, Türk Kültür Dünyasından Portreler, Türk Düşünce Dünyası 1, Bir Kemal Tahir Kitabı Türkiye'nin Ruhunu Aramak
                                          21. İhsan Fazlıoğlu, Kayıp Halka, Derin Yapı, http://www.ihsanfazlioglu.net/yayinlar/makaleler/
                                          22. Fatih M.Şeker, Türk Zihniyet Dünyası ve Hayat Felsefesi, Osmanlı Entelektüel Geleneği, Türk Entelektüel Tarihinin Teşekkül Devri
                                          23. Ayhan Bıçak, Türk Düşüncesi 1 & Kökenler, Türk Düşüncesi 2 & Kaygılar
                                          24. İsmail Kara, Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1,2,3; Din İle Modernleşme Arasında Çağdaş Türk Düşüncesinin Meseleleri
                                          25. Teoman Duralı,Türklerin Düşünce Tarihi ve Felsefe Bilim,Felsefe-Bilime Ramak Kalmışken;http://leventagaoglu.blogspot.com.tr/2016/12/turklerin-dusunce-tarihi-ve-felsefe.html

                                          Türkiye: Bin Yıllık Mücadele Kültürü





                                          Devrim ve ‘Karşı Devrim’: Kim kimi tasfiye edecek? Yılmaz Karagül


                                          19.04.2016


                                          Türkiye'de son üç yılda şiddetini artıran, neredeyse ölüm kalım savaşına dönüşen bir kavga var. Bu kavgayı bir iç iktidar mücadelesi olarak görebilirsiniz. Bir değişim mücadelesi olarak görebilirsiniz. Bir ideolojik ayrışma olarak görebilirsiniz. Bir kimlik, tarih hesaplaşması olarak görebilirsiniz. Türkiye'nin darbeler tarihiyle bağlantılı olarak yorumlayabilirsiniz. AK Parti ile diğerlerinin hesaplaşması olarak görebilirsiniz.

                                          Çünkü bu ihtimallerin hepsinin bir alıcısı var, bir taraftarı var. Hepsinin bir ölçüde doğru tarafları var. Ama hiçbiri kavganın tamamını, esasını anlatmıyor. Hiçbiri aslında ne tür bir mücadele verildiğini tam olarak tanımlamıyor. Hiçbiri, ülkenin ve milletin nasıl bir sırat köprüsünden geçtiğinin, ne tür saldırılar altında olduğunun çerçevesini çizmiyor.

                                          Tarih değiştiren, harita değiştiren

                                          Geçmişe bakıyorum. Bölge ülkelerin tarihine, siyasi tarihteki büyük dönüşümlere ve kırılmalara, Osmanlı ve Türkiye'nin geçirdiği evrelere bakıyorum. Tarih değiştiren, harita değiştiren, rejim değiştiren esaslı dönüşümlere bakıyorum.

                                          Olağan bir süreç yaşanmadığını, büyük dönüşümlerden birini yaşadığımızı, bunun Türkiye veya bölge ile sınırlı olmadığını ve olmayacağını, Türkiye'nin olağan siyasi tarihinin çok ötesinde etkileri olan ve olacak bir mücadelenin yürütüldüğünü görüyorum.

                                          Statüko değiştiriliyor. Devlet değiştiriliyor. Rejim normalleştiriliyor. Millet kendi hafızasına dönüyor, tarih normalleşiyor, güç kendi havzasına yöneliyor, yerlileşiyor, bize ait bir kimlikle şekil alıyor. Yüz yıl sonra ilk kez dediğimiz şey işte bu.

                                          Esir bir yüzyılın, kayıp bir yüzyılın sonrasında ilk kez kendi duruşumuzu, sözümüzü, yolumuzu, hayallerimizi keşfediyoruz. Bir karar görüyoruz, azim görüyoruz, coşku görüyoruz, kendimize ve geleceğe dönük bir açlık, susuzluk görüyoruz.

                                          O yol göstericilerin dönemi kapandı

                                          Artık ısmarlama sözlerden, yol haritalarından, devlet duruşundan, güç ve iktidar dizaynından medet ummuyoruz. Ismarlama barıştan da savaştan da kaçınıyoruz. Artık o yabancı sözler, o yabancı başkentler, o yabancı güç yapılanmaları, o yabancı politik kimlikler bize bir şey ifade etmiyor.

                                          Siyasi alanda, sermaye alanında, entelektüel alanda onlar adına yol göstericilerin ömrü bitti. Onların beslendiği kaynakların hiçbir projesi, sözü ve gücü buralarda toplumsal taban bulamıyor, alıcı bulamıyor.

                                          Dikkat ederseniz, o başkentlerin temsilcileri, o dışarıdan müdahaleciler birer birer toplumun gözünden düşüyor, itibar sarsılması yaşıyor, etkinlikleri sönüyor, kaybolup gidiyorlar. Bir zamanların güçlü yazarları, politikacıları, işadamları şimdi ortalarda görünmüyor. Bunu, bu kayboluşu, kaybedişi sadece siyasi iktidarın müdahalesi ile pazarlayarak, neden kaybettiklerini gizlemeye çalışıyorlar.

                                          O dokunulmazlar, o kibir abideleri..

                                          O dokunulmazlıkların neden yok olduğunu, o kibir abidelerinin neden beş paralık söz üretemediğini sorgulamadan, bir gerçeği sadece iktidara muhalif olmakla kamufle etmek mümkün değildir. Onlar kaybetti, güçleri yoktu, yetkinlikleri yoktu, becerileri ve iyi niyetleri yoktu. Başkalarının gücünü kullandılar, onları sattılar, onlar üzerinden tehditler ve şantajlar savurdular.

                                          Bu tehditlere yıllardır hepimiz boyun eğdik. Siyasetçiler, işadamları, dini cemaatler bunlar üzerinden sindirildi. Onların sözcülüğünü yapanlar bu yolla ülkeyi sindirdi, milleti sindirdi. Bu sindirme ağırlıklı olarak yüz yıldır devam ediyordu ve Türkiye içindeki iktidar aparatları üzerinden yürütülüyordu.

                                          Bugün ilk kez düzenleri bozuluyor. Boşa düştüler. Tehditleri kimseyi korkutamaz oldu. Ülke ilk kez bunların zulmünden, esaretinden kurtulmak için bir fırsat yakaladı. Millet ilk kez bunların zihinsel operasyonlarından kurtulup kendi yolunu çizmeye, bir şeyleri görmeye başladı. Bu bir uyanıştı, ayağa kalkıştı, kendine gelmeydi.

                                          Bizden bin yılın intikamını aldılar 

                                          Aslında bir devrim yaşanıyordu. Tarihimizde birçok kez yaşadığımız o tedrici dönüşümlerden birini daha yaşıyorduk. Dünyanın gidişatına, coğrafyanın haline, tarihin dönüşüne bakarak çok büyük bir devrimsel dönüşüme başlamıştık. İşte kavga burada patladı. Ya ölecek, yok olacak, tarihe gömülecek ya da yeniden ve çok daha güçlü biçimde varolacak ve tarih yapıcı rolümüzü devam ettirecektik.

                                          Anadolu'ya gelmemiz böyle bir şeydi. Abbasilerin son döneminde Müslüman dünyaya güç vermemiz böyle bir şeydi. Haçlı Savaşları'na direnmemiz böyle bir şeydi. Moğol istilasını etkisizleştirmemiz böyle bir şeydi. Birinci Dünya Savaşı'nda bizden tam bin yıllık bir intikam alındı. 

                                          Haçlıların intikamı, Balkanlar'ın intikamı, Viyana'nın intikamı, Akdeniz'i Müslüman gölü haline getirmenin intikamı, Anadolu'ya yerleşmenin intikamı alındı. Hazar'dan Avrupa içlerine, Atlas Okyanusu'ndan Hint Okyanusu'na yayılan yeryüzünün merkezine hükmetmenin bütün acısı tek bir savaşla çıkartıldı.

                                          Yapayalnızdık..

                                          Yapayalnızdık, yenildik, kaybettik, Anadolu'dan başka sığınacak yerimiz kalmadı.

                                          Biz de öyle yaptık.

                                          Şimdi ellerinden gelse Anadolu'dan da kovacaklar. Bugün ellerinde Türkiye haritalarıyla dolaşmalarının nedeni bu. Terör üzerinden “işgal” girişiminin sebebi bu. Gezi olayları üzerinden yürütülen darbe planlarının sebebi bu. 17 Aralık'la Türkiye'yi rehin almaya dönük projenin de arkasında onlar var.

                                          Türkiye işte bunlarla yüzleşiyor, bu büyük saldırılara göğüs germeye çalışıyor, bir yokuluş projesine meydan okuyarak karşı koyuyor. Ama kavganın bu yönünü gizliyorlar. Dar, mahalle kavgası gibi, iç siyasi mücadele gibi göstermeye çalışıyorlar. Böylece hedef aldıkları kişileri yalnızlaştırmaya, itibarsızlaştırmaya uğraşıyorlar.

                                          Kavgayı gerçek boyutu ile tartışsalar, ona göre pozisyon alsalar rezil olacaklar. Ülke düşmanlığı, millet düşmanlığı, tarih düşmanlığı ortaya çıkacak ve kendilerinin sadece çokuluslu bir müdahalenin iç aparatları olduğu ortaya çıkacak.

                                          “Karşı Devrim” planı uygulanıyor

                                          Türkiye, bin yıllık siyasi tarihin intikamının bıraktığı enkazdan yeniden diriliyor, kendine geliyor, yerlileşiyor. Bu, bir devrimdir. Devrimin öncülerini, destekçilerini tasfiye etmek istemelerinin sebebi bu. Ona, o akla, o mücadeleye destek veren milleti bile cezalandırmaya çalışıyorlar. 

                                          Ve devrime karşı “Karşı Devrim” planı uygulanıyor.

                                          2003'ten beri uyguladıkları her darbe girişimi, Gezi terörü üzerinden ülkeyi iç savaşa ve mezhep kavgasına sürükleme hesapları, 17 Aralık darbe girişimi üzerinden Paralel yapılanmayı sahneye sürmeleri hep bu “Karşı Devrim” projesinin aşamalarıdır. Bu, gerçekten de çokuluslu bir müdahale, saldırıdır. Türkiye'nin bin yıllık mücadele kültürü üzerinden yeniden varolmasını engelleme çabasıdır. Bu senaryoda rol üstlenenler ihanet içindedirler, o derin tarihin yanlış tarafındadırlar. 

                                          28 Şubat'tan çok farklı

                                          Büyük dönüşümü hedefine varamadan bitirmek, sabote etmek için 28 Şubat benzeri bir müdahale yapıldı. Paralel örgüt müdahalesi böyle bir şey işte. PKK ile Paraleli aynı cephede birleştiren şey bu işte. Ancak 28 Şubat, ülkenin İslamlaşmasını durdurmaya, yeniden vesayet zeminine çekmeye yönelikti. Daha sonra bütün dünyada uygulanacak İslam'la savaşın başlangıç projesiydi.

                                          O da çokuluslu bir projeydi ama bu seferki doğrudan Türkiye'yi yok etmeye dönük bir çalışma. Ülkeyi diz çöktürmeye, onu tamamen bitirmeye dönüktür. Onlara göre ülke bu aşamadan sonra parçalanacak, küçültülecektir. Son sığınak Anadolu için yeni haritaların elden ele dolaşmasının sebebi budur. On yıllardır besledikleri savaş aparatlarını sahneye sürmelerinin nedeni budur.

                                          Onları rezil bir son bekliyor

                                          Ama “Karşı Devrim” projesini rezil bir son bekliyor. Bu toprağın insanları, bu tür dönüşümlerde hiçbir zaman başarısız olmadı. Onlarca devletin yok etmeye çalıştığı dönemlerde bile bir çıkış yolu buldu ve sonuca ulaştı. Yine öyle olacak. Devrim devam edecek. Türkiye'nin büyük yürüyüşü, onların planlarının tam tersi istikamette zafere ulaşacak. O harita taslakları ellerinde kalacak.

                                          Onlarca yıldır birer iç işgalci gibi ülkeye yön verenlerin birer birer devreden çıkmasının hazımsızlığını küçümsemeyin. Kötülük kabiliyetleri ve tecrübeleri çok güçlüdür. Çünkü bir dış müdahaleye karşı direniyoruz. Biz direndikçe, onlar tasfiye oluyor. Güvenlikten siyasete, ekonomiden medyaya kadar birçok alanda nasıl tasfiye olduklarına bir bakın.

                                          Bize yüreğini satmamış, bu büyük mücadeleyi hiçbir şeyle kirletmeyecek, bu toprakların hamuruyla yoğrulmuş adamlar, kadınlar, gençler lazım. Tarih yapıcılar, kendi haritalarıyla yollarına devam edecek. Bugün o çokuluslu müdahale adına Türkiye'ye saldıranlar fert fert, örgüt örgüt, cemaat cemaat, yok olup gidecekler.

                                          Attila Özdemiroğlu.. asla durmayan bir zihin ve en dar zamanda dahi değer üretme gayreti...

                                          YAZARLAR


                                          İnsanın ömründe aynı zamanı paylaşmaktan gurur duyduğu kişiler vardır. Eğer şanslıysa bu sayı iki elin parmaklarını aşmaz aslında... Benim hayatımda Attila Özdemiroğlu, çağdaşı olmakla kendimi şanslı hissettiğim insandı ve dün göçüp gitti aramızdan...

                                          Attila'yı toplum, 
                                          müziğe kattığı değerler üzerinden tanır genelde... Pek çok şarkısıyla,sayısız performansıyla gönüllerde yer etmiş, sanatçıların kariyerinde söz sahibi olmuş, besteleriyle zihinlere kazınmış...

                                          Çok az insan, Attila'nın 
                                          diğer becerilerinden haberdardır. Öncelikle deha derecesinde üstün zekâsı, teknolojiden eğitime dek çeşitli alanlarda ürettikleri, etkileyip geliştirdiğigençler ve harika bir ekip liderliği...

                                          Bundan çeyrek asır önce 
                                          Türkiye Zekâ Vakfı'nın kuruluşunda başlayan birlikteliğimiz,Halıcı Beste Yarışması'nın her yılında değişmez jüri başkanlığı, asla durmayan bir zihin ve en dar zamanda dahi değer üretme gayreti...

                                          Zekâ, "
                                          gerek şart" olabilir ancak gayret "yeter şart" olandır. Attila, üstün zekâsının ona sağladığı avantajı, toplum için üretme yönünde kullandı. Az uykusu dışındaki bütün vaktini, üretmeye, insan yetiştirmeyedeğer katmaya adadı.

                                          Başardıklarına bakıyorum; yüzlerce beste, binlerce proje, onbinlerce performans ama daha da önemlisi yüzbinlerce etkilediği, geliştirdiği genç insan... Bugün ikindi vakti uğurlayacağımız Attila'nın bilançosu bu...

                                          Zekânın zekâtı "öğretmektir" derler. Attila zekâsının zekâtını, misliyle verdi ve öyle göçtü bu dünyadan... Tevazu ve ahlakıyla gönüllerde iz bırakarak...
                                          Aziz dostuma Allah'tan rahmet diliyorum, üreten herkesin başı sağ olsun...

                                          20 Nisan 2016 Çarşamba

                                          Demokrasimiz 70 yaşında...1946-2016

                                          İngiltere 1.dünya savaşını kazanıp da 2.sini kaybedince; 1914-1946 döneminde 30 yıl boyunca İngilizler adına vesayeti üstlenen aydınlar/bürokratlar da mağlup olmuştular. 

                                          1946'da ise İngiltere, vesayetimizi ABD'ne devredecekti.

                                          Ne yaptılar?

                                          - 1946 sopalı seçimleri
                                          - 1960 darbesi
                                          - 1962 darbe girişimi
                                          - 1963 darbe girişimi
                                          - 1971, 9 Mart darbe girişimi
                                          - 1971, 12 Mart darbesi
                                          - 1980 darbesi
                                          - 1993 darbesi
                                          - 1997 darbesi
                                          - 2007 darbe girişimi
                                          - 2013-2015 darbe girişimleri

                                          Yenilen pehlivan güreşe doymazmış.

                                          1914 ile başlayan süreçte, demokrasi mücadelesi sahte ile gerçeği birbirinden ayıran en önemli gösterge.


                                          Özel Sektör hala eski dünyasında..Yeni Bir Büyüme Stratejisi Lazım..

                                          "Şu sıralar, işimin gereği, Türkiye ekonomisi için katma değer oluşturan, yatırım yapan her kesimle görüşüyorum. Gördüğüm, esasında çok büyük bir sermaye birikimi ve yapıcı potansiyeli olan geleneksel sermaye cephesi gücünü ve kaynaklarını yerinde değerlendiremiyor. 

                                          Bunun çeşitli nedenleri var; 


                                          1. birincisi dünyayı ve Türkiye’yi eskisi gibi okumaları, 
                                          2. ikincisi hızlı karar verme yeteneklerinin olmaması ve kararların, belli bir stratejinin taktik evreleri değil de eskinin olağan, bürokratik devamı olması, 
                                          3. üçüncüsü hâlâ -ne yazık ki- Erdoğan’ın ne dediğini, ne yapmak istediğini anlamamış olmaları... Bunu anlayamadıkları için, biraz kımıldasalar, kendi grupları içinden birkaç Tesla gibi küresel teknoloji şirketi çıkacağını da anlayamıyorlar. Bunun için de durmadan yanlış yatırımlar yapıyorlar. Ancak daha önemlisi, bu yanlış yatırımları eskisi gibi devletin, siyasetin “ricayla” telafi edeceğini sanıyorlar, küçükler gibi yanlışların telafisini piyasaya bırakmıyorlar. Ekonominin de bir noktadan sonra faiz yükü olmayan kamu harcamalarıyla büyüyeceğini ve bu büyümenin de kapsayıcı bir büyüme olduğunu bildikleri için, “gereğinden fazla” büyümeden korkuyorlar. 


                                          Bir öneri... 

                                          Türkiye’nin acil ihtiyacı olan alanlara, yüksek teknoloji içeren, teknolojiyi ithal eden değil, ihraç eden alanlara yatırım yapmaktan korkuyorlar. Çünkü teknolojinin eskisi gibi yalnız gelişmiş ülkelerde üretileceğini sanıyorlar. 

                                          “Dünya beşten büyüktür” diyen bir lidere sahip olmanın avantajını kullanmayı bırakın, bunun ne anlama geldiğini öğrenmek istemiyor ve bu sloganın ekonomide bir karşılığının olduğunu bile düşünmüyorlar. 

                                          Şimdi benim çok somut bir önerim var; artık eski dünya yok, önce bu gerçeği kabul edelim. 

                                          Türkiye’de özel sektörün çok ciddi bir sermaye birikimi var ama bu birikim hâlâ eski dünyanın kurallarına ve artık olmayan gerçeklerine bağlı olarak kullanılıyor ve zarar ediliyor; her anlamda zarar ediliyor. 

                                          Gelin, günün koşullarına uygun yeni bir büyüme stratejisini hep birlikte oluşturalım, sorunları ve ihtiyaçları masaya yatıralım. Bunun için bütün iletişim kanallarının açık olduğunu zaten söylemeye gerek yok."

                                          CEMİL ERTEM

                                          16 Nisan 2016 Cumartesi

                                          İlk Sivil Cumhurbaşkanlarımızdan Büyük Devlet Adamı Turgut Özal'ı Rahmet ve Minnetle Anıyoruz..17 Nisan 2016..

                                          Dünya 1974’de Nereye Gidiyor?
                                          Esat Çam / Turgut Özal / Feyyaz Berker/ İbrahim Öngüt
                                          13 Ocak 1974
                                          İlk 

                                          Türk Ekonomisinin Yeni Darboğazları
                                          Gülten Kazgan/ Turgut Özal / Feyyaz Berker
                                          24 Kasım 1974


                                          1975 Yılı İçin Ne Yapmalı?
                                          Gülten Kazgan/ Feyyaz Berker/ Turgut Özal
                                          1 Aralık 1974

                                          Türkiye, Gelecek On Yıl İçin Ne Yapmalı?
                                          Besim Üstünel/ Turgut Özal / İbrahim Öngüt
                                          25 Mayıs 1975


                                          Kaynak: Milliyet Gazetesi, Düşünenlerin Forumu

                                          Aydın Despotizmi, Alev Alatlı

                                          aydın despotizmi ile ilgili görsel sonucu


                                          Alev Alatlı,30 yıl önce, Despotları ne güzel kitaplaştırmış. Demokratik Seçimleri ve seçilmişleri ötekileştirenleri.
                                          Bu çalışmaya üç nedenle katlandım;

                                          1) 1986 Türkiyesi'nde, Türkiye ilericiliğinin önderlerinden, "bilim adamı" kimliği ile ünlü, etkin ve üretken bir Türk aydını. "Türk estetiği ve roman" konularındaki düşüncelerini anlatmayı vaat ettiği bir çalışmasında genç bir yazarın hemen her kitapçıda bulunabilecek bir yapıtını, Latife Tekin'in Gece Derslerini'ni, yetersiz ya da bağlam dışı aktarmalar ve yorumlarla, yapıtta var olanı yok, yok olanı var ederek, kendi tezlerini doğrulayacağını umduğu biçimde ve okurlarının gözlerinin içine baka baka saptırmaktan zerre kadar utanç duymayabiliyor; okurun elinin altındaki bir yapıtın böylesine yakışıksız bir sapturma ile yorumlanabilmiş olması, başka bir dilde yazılmışlık, eski basım olma vb. nedenlerle genç okurlara uzak düşen kitapların aktarılmasında gözeltilen özen hakkında, bilim ahlakı adına derin endişelere sevk ediliyor. 

                                          2) Türkiye'nin neredeyse ölümcül bir anomali geçirdiğine, bu cinnetin çıldırmışlıktan nasibini aln tüm hareketler tarafından yeniden değerlendirilmesi, çözümlenmesi gereğine inanıyor; olmadığının varsayılmasının, inkarının yeni ve daha da meş'um dönemleri getirebileceğinden korkuyorum. ...

                                          3) İstibdatın sadece belirli ve bilinen kurumların tekelinde olmadığına, Türk düşünce hayatında muhtelif köşebaşlarında yerleşik aydınların "yeni"ye geçit vermeyen tekellerini ısrarla korumak gayreti içinde olduklarına, bu tutumun özgür düşünce filizlerinin hoyratça kopartılması ile sonuçlandığına, gençlerin üzerinde neredeyse sınıfsal nitelikli bir baskı yarattığına inanıyor, Türk düşünce yaşamını ve edebiyatını vesayetleri altında tutmaya çalışan bütün müstebitlere karşı çıkılması gerektiğini savunuyorum.


                                          ALEV ALATLI
                                          Türkçe
                                          79 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm 
                                          İstanbul, 2002
                                          ISBN : 9789753169561