28 Haziran 2019 Cuma

Türkiye medeniyeti

 Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve siz gençlerin bir Türkiye medeniyeti için çok şanslı olduğunu, sizlerin çok bahtiyar ömür sürecek bir nesil olduğunuzu düşünüyorum. Benim düşüncemi temellendiren şey şu. Eğer medeniyet kültürel verilerle ortaya çıkartılabiliyorsa, o zaman en fazla kültüre sahip olan dünyadaki milletleri sayıyorum. Bağdat yok edildikten sonra, Şam yok edildikten sonra Doğuya ait bütün zenginliği, bütün o kültürel geçmişi, on bin yıl geriye doğru giden o müthiş birikimi temsil edecek olan sizlersiniz. 450 senelik tarihi olan Amerika’nın, derleme toplama kültür malzemesiyle, müzelerinin ihtişamlı ve görkemli haliyle gözümüzü büyüleyen Amerika’nın vasfı, dünyanın tüm iyi çalışan beyinlerini toplayarak dünyanın nerede bir sanatçı ruhu ve insanı varsa bunları kendi ülkesine kazanmaya çalışmasıdır. Ancak bunun için sarf ettiği enerji artık sona doğru yaklaşmaktadır. Çünkü şimdiki gençler kendi kimliklerinin bir parçası olarak ait oldukları kültürü görmekteler. Kültürel çatışma, insanlara “Benim kültürüm senin kültürünü döver” dedirttiği gibi, milletlere de “Benim kültürüm senin kültürünü döver” dedirtmiştir.

İstanbul yahut Anadolu coğrafyası, bir klasör gibi… Klasörün içerisinde dosyalar var. Kapağı açıyorsunuz, birinci dosya, okuyorsunuz güzel bir yazı, güzel bir renkte desenler çizilmiş falan. Heyecanlanıyorsunuz. Ne güzel hazırlamış bunu hazırlayan diyorsunuz. Kaldırıyorsunuz sonra bir bakıyorsunuz arkasında Cumhuriyet yazılı. Sonra ikinci dosyaya geliyor sıra. Okuyorsunuz, birkaç sayfadan oluşuyor renkler, desenler daha başka. Orada da hayran kalıyorsunuz, gözleriniz kamaşıyor. Bir bakıyorsunuz arkasında Osmanlı yazılı. Sonra bir dosya daha geliyor: Selçuklu. Kaldırıyorsunuz Urartu, kaldırıyorsunuz Lidya, kaldırıyorsunuz Frigya, kaldırıyorsunuz diğerleri… İşte yeni kültür çatışmalarının ortasında eğer yeni bir medeniyet çıkacak ise bu medeniyet Doğu’nun bütün birikimine sahip olan Türkiye medeniyeti olacaktır.

İskender PALA

http://www.gelenektengelecege.com/iskender-pala-ile-mulakat-medeniyet-gonlumuze-gore-yasamanin-adidir/

İlk Yerleşmeler

çatalhöyük kızılırmak ile ilgili görsel sonucu

İndus Nehri ve Kolları Pencap


İndus Nehri haritası

İndus Vadisi Uygarlığı,
Hint-Aryanlar, Hint-İskitler, Ahameniş İmparatorluğu, Yunanlar, Kuşan İmparatorluğu, Gazneliler, Timur İmparatorluğu, Babürler, Afganlar, İngilizler

Pencap’ın Pakistan’da kalan kısmı
Batı Pencap
Lahor, Faysalâbâd, Mültan,
Ravalpindi, Bahâvelpûr ve Sargodha

Toplam nüfusun yarıdan fazlası
Batı Pencaplılar ülkede özellikle askerî, siyasî ve idarî alanlarda hâkim durumdadır.



pencap rivers ile ilgili görsel sonucu


İndus nehriyle onun dört kolu
 “beş su” (penç âb)
Hint alt kıtasının kuzeybatısı
iki devlet
verimli topraklar

İranlılar, Makedonyalılar,
Afganlar, Araplar ve Türkler

Tasavvufun köklü geleneği

Hindistan Pencabı’nın merkezi Chandigarh,
diğer önemli şehirleri
Ludhiana, Amritsar ve Jalandhar’dır.


Indus river.svg


Ârîler’in gelmesinden önce
Sind vadisinde Orta Asya kökenli
Dravid kabileler

Su Medeniyeti Koleksiyonu

TV Düşünce Programları

27 Haziran 2019 Perşembe

Sakarya Meydan Muharebesi Araştırmaları

Düşünürlerimiz. Fuad Köprülü

Balkan Nomad Yoruks





I'm one of the nomad yoruks in the land of clouds.

I am a descendant of my grandfathers who went to the Balkans and returned centuries later.

Yoruks, after fermenting Anatolia, performed the same humanitarian function in the Balkans.

Grandest Father Kosoglu Ismail's photo 
http://www.balkanpazar.org/balkan_turkleri/thumbs/pic%20(90).jpg

That photograph almost coincides with the first years of photography, the 1870s, and after the Russian War of 1877, the Russians came to bargain.

But they can't cross the Rhodopes. From 1877 to 1885, the Ottomans established the "Eastern Rumelia state" to include Plovdiv and Pazardzhik.

After 1885, this state became history and the Ottomans completely lost Bulgaria. A photo of a turbulent period Ismail Aga's photo I put on the site.

His dress shows that he's a yoruk nomad.

While the Anatolian garments are wrapped around the head garments, the Balkans appear to have recovered in the form of fez. Also, in the photograph, socks and waist belt are the same as the Anatolian style, while the vest looks like the Balkan nomadic style like the headwear.

Particularly interesting are the nomad yoruks in Bulgaria, Greece and Macedonia.

In the link below, you can find information and photos about Balkan Yoruks.
http://www.balkanpazar.org/yorukler.asp


Fatih




Mehmet Akif Ersoy
Hasan Ali Yücel
Uğur Dündar
Müjdat Gezen
Metin Akpınar
Zihni Göktay
Halit Kıvanç
Melahat Pars
Ahmet Rasim
Peyami Safa
Boğaziçi Üniversitesi'nin efsane hocalarından Arman Manukyan, ay yıldızlı formaya güç katan milli futbolcumuz Garbis İstanbulluoğlu, Türk milliyetçisi Ermeni yazar Levon Panos Dabağyan
Aykut Barka
Perihan Savaş
Suat Sayın
Fatih Erkoç
Mehmet Günsür
Türkiye'nin bu birbirinden değerli insanlarının hepsi Fatih'te dünyaya geldi.
Yahya Kemal Beyatlı, Yusuf Ziya Ortaç, Mithat Cemal Kuntay, Reşat Ekrem Koçu, Ordinaryüs Profesör Ekrem Akurgal, varlığıyla onur duyduğumuz Profesör Erol Manisalı, Behruz Çinici, Gazanfer Özcan, Kemal Sunal, Şener Şen, Memduh Ün, Tevfik Gelenbe, Metin Ersoy, Erol Büyükburç… Biliminsanları, sanatçılar, şairler, yazarlar, hepsinin öğrencilik hayatı Fatih'te geçti.
Aksaray, Atikali, Hırka-i Şerif, Karagümrük, Kocamustafapaşa, Şehremini… Fatih Sultan Mehmet'in adını taşıyan Fatih yani.

25 Haziran 2019 Salı


Emine GÜRSOY NASKALİ, Prof. Dr.

Kültür Varlıkları-Emine GÜRSOY NASKALİ.jpgProf. Dr. Emine Gürsoy Naskali 1973 yılında Oxford Üniversitesi (St. Anne’s College) Şarkiyat bölümünden mezun oldu. Doktorasını Türk dili alanında (Sinan Paşa’nın Tezkiertü'l-Evliyası) İstanbul Üniversitesinde yaptı. 1977-1984 yıllarında Helsinki Üniversitesi Asya ve Afrika bölümünde, 1987-1989 yıllarında Oxford Üniversitesinde ders verdi. 1984-2016 yılları arasında Marmara Üniversitesi Fen Fakültesinde öğretim üyesi oldu, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığı gibi idari görevlerde bulundu. Türk dili, Osmanlıca, Orta Asya Türk lehçeleri ve edebiyatı, destanlar, Kafkaslar, Sibirya, kültür tarihi, yakın dönem siyasî tarih üzerine birçok yayını bulunmaktadır. Uygurca, Kumukça, Kırgızca, Türkmence, Osmanlıca metinler neştertmiş, Altayca-Türkçe ve Hakasça-Türkçe sözlüklerini hazırlamıştır. Yassıada Zabıtlarını yayınlamıştır. Yakın dönem tarihimizle ilgili Celal Bayar Arşivinden Serbest Fırka Anıları ve Cumhuriyet Tarihi Soyadı Hikayeleri vb. kitapları vardır. Acta Turcica Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisinin sahibidir. 
1.       Ağıt, 
2.       Argo, 
3.       Arı ve Bal,
4.       At ve Atçılık 
5.       Av ve Avcılık, 
6.       Avare, 
7.       Ayakkabı, 
8.       Beden, 
9.       Çoban, 
10.   Defin, 
11.   Deve, 
12.   Ekmek, 
13.   Geyik, 
14.   Hakaret, 
15.   Hapishane, 
16.   Hediye, 
17.   Kahve, 
18.   Kasap, 
19.   Korku, 
20.   Lanet, 
21.   Meyve, 
22.   Mum, 
23.   Nuh, 
24.   Öksüzler ve Yetimler, 
25.   Saç, 
26.   Temizlik, 
27.   Tuz, 
28.   Tütün,
29.   Veda, 
30.   Yemin, 
31.   Yılan, 
32.   Yorgan, 


vb. başlıklarla kültür birikimimizi derleyen uzun soluklu bir dizinin editörüdür

.

Umberto Eco Kütüphanesi

OSMANLI İDARESİNDE KIBRIS (NÜFUSU-ARAZİ DAĞILIMI VE TÜRK VAKIFLARI)

24 Haziran 2019 Pazartesi

MATEMATİK YETENEĞİ / KAFASI / ZEKASI OLMAYANLAR İÇİN “OKULU BİTİRİNCEYE KADAR ZORUNLU MATEMATİK ÖĞRETİMİ” SORUNU, Bülent Ağaoğlu 14-16, 24.6.2019







MATEMATİK YETENEĞİ / KAFASI  / ZEKASI OLMAYANLAR İÇİN
“OKULU BİTİRİNCEYE KADAR ZORUNLU MATEMATİK ÖĞRETİMİ” SORUNU









Bülent Ağaoğlu
14-16, 24.6.2019





















İçindekiler


 


































GİRİŞ

Okulu bitirinceye kadar zorunlu matematik öğretimi;
·         Dünyada çözüme kavuşturulamamış,
·         Gereken düzeyde sorgulanmamış,
·         Derinlemesine düşünülmemiş incelenmemiş
·         Hakkında sorular sorulmamış,
·         Üstüne gereken düzeyde gidilmemiş
çok önemli bir sorun.

Beyin, zihin yapıları itibariyle Matematikte anlama sorunu yaşayanlar için İnsanları zorunlu matematik eğitimine tabi tutmak, çözümler üretmemek yüzyılların bir acısıdır.

“Hangisinin Sistemi Daha Doğru? Farklı Ülkelerde Okullarda Okutulan Zorunlu ve Seçmeli Dersler.”. 7.10.2018. https://onedio.com/haber/hangisinin-sistemi-daha-dogru-farkli-ulkelerde-okullarda-okutulan-zorunlu-ve-secmeli-dersler-843146

Bakan Selçuk: Öğrenciler matematik dersi almadan üst sınıfa geçemez. 20.5.2019. https://www.trthaber.com/haber/egitim/bakan-selcuk-ogrenciler-matematik-dersi-almadan-ust-sinifa-gecemez-416284.html



NİÇİN YAZDIM

1958 doğumluyum.

Öğrenim hayatım boyunca matematik derslerinde başarısızdım. Bundan dolayı bir kaynakça hazırladım: Matematik Sorunumuz Kaynakçası (Mart 2010). https://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/198MatematikSorunumuzKaynakcasi.doc

Uzun yıllar sonra disleksili olduğumu fark ettim. Bu sebeple Disleksi Kaynakçası hazırladım. (Mart 2014. http://leventagaoglu.blogspot.com/2017/07/disleksi-kaynakcas.html )

13 Haziran 2019’da T24 teki haberi gördüm. Matematik dersi kaç yaşına kadar alınmalı? https://t24.com.tr/haber/matematik-dersi-kac-yasina-kadar-alinmali,825620  

Bunun üzerine çalışmamı hazırladım.


ÇÖZÜM

Öneriler kısmında yer alanlar uygulandıktan sonra dokümanlar hazırlanmalı yapılacak çalıştay  sempozyum ve şuralar ile öneriler ortaya konulmalıdır. 


SONUÇLAR

·         Okulu bırakma, Okul başarısızlığı. (“ABD'de lise öğrencilerinin yüzde 20'si diploma almadan okulu bırakıyor. Dile getirilen en büyük akademik neden ise matematikte başarısız olmak.”. https://t24.com.tr/haber/matematik-dersi-kac-yasina-kadar-alinmali,825620  
·         Yaratıcılığın körelmesi,
·         Yeteneklerin gelişmesinin engellenmesi,
·         Öğrencinin potansiyelini değerlendirilememesi, geliştirilememesi.
·         Sözel düşünce yeteneklerini köreltme,
·         Başarısızlık duygusu, kısırdöngüsü,
·         Kabus,
·         Travma,
·         Kaygı,
·         Psikolojik sorunlar, depresyon, bunalım, ruhun altüst olması,
·         Korku,
·         Aşağılık kompleksi,
·         Özgüvensizlik,
·         Takıntı,

İSTATİSTİK DAYANAKLAR


1/ %7 Gerçeği

Çok az insanda sanat yeteneği vardır. Matematik de böyle bir alandır. (“Hacker, "İnsanların yaklaşık yüzde 7'sinin matematik konusunda doğal yeteneği var.https://t24.com.tr/haber/matematik-dersi-kac-yasina-kadar-alinmali,825620  

Bu gerçek ortadayken neden tüm öğrencilere öğrenim hayatları boyunca zorunlu olarak matematik dersi verilmektedir?

(“Matematik ve Sanat Hakkında. 25 ŞUBAT 2016.” http://www.pranaegitim.com/sanat-hakkinda/

2/ %3-6 Gerçeği
Matematik Öğrenme Bozukluğu Nüfusun %3-6’sında Görülüyor

Bu gerçek ortadayken Matematik Öğrenme Bozukluğu olan tüm öğrencilere öğrenim hayatları boyunca zorunlu olarak matematik dersi verilmektedir?

Nüfusun ortalama %5-15’i arasında öğrenme güçlüğü sorunu vardır. “A staggering 5 to 15 percent of Americans—14.5 to 43.5 million children and adults—have dyslexia, a learning disability that makes it difficult to read, write, and spell, no matter how hard the person tries or how intelligent he or she is.”. http://www.ldonline.org/article/10784/

“Matematik bozuklukların yaygınlığı konusunda daha az çalıŞma yapılmıŞtır
göstermektedir. Buna göre, okul çağındaki çocukların yüzde 5 ila 8‟inde matematik
bozuklukların bir türüne rastlamak mümkündür (Geary, 2004; Lyon ve ark. 2003).
Bu oran, aynı zamanda okuma bozukluğu ve ADHD de yaŞayanlar hariç
tutulduğunda yüzde 1‟e düŞmektedir. Çoğu çalıŞmada cinsiyet farkı anlamlı
bulunmamıŞtır. DSM-IV‟te matematik bozukluğunun sıklığı %1 olarak verilmekle
birlikte, farklı ülkelerde normal popülasyonda yapılan çalıŞmalarda %3–6 oranında
görüldüğü bulunmuŞtur (Lewis ve ark. 1994; Gross-Tsur ve ark 1996; Shalev ve ark.
2001). Prior ve arkadaŞları (1999), aritmetik bozukluk yaŞayan 7 ve 8 yaŞındaki
çocukların %57‟sinin 4 sene sonra yine aritmetik bozukluk yaŞadığını kanıtlamıŞtır.”. http://acikerisim.deu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/20.500.12397/7156/286526.pdf?sequence=1&isAllowed=y

3/ %40 Gerçeği

Who’s afraid of math? Study finds some genetic factors. Date: March 17, 2014 Source: Ohio State University. “Yeni bir matematik kaygısı çalışması, bazı kişilerin sadece olumsuz deneyimler yüzünden değil, aynı zamanda hem genel kaygı hem de matematik becerileri ile ilgili genetik riskler nedeniyle de matematikten korkma riskinin nasıl daha yüksek olduğunu göstermektedir. Sonuçlar, matematik kaygısının yalnızca veya hatta çoğu zaman genetik faktörlerle suçlanabileceği anlamına gelmiyor. Bu çalışmada genetik faktörler matematik kaygısındaki bireysel farklılıkların yaklaşık yüzde 40'ını açıklamıştır.”.  https://www.sciencedaily.com/releases/2014/03/140317095843.htm

4/ %80 Gerçeği
“Dört yıllık kolej öğrencilerinin yüzde 25'i ve topluluk kolej öğrencilerinin yüzde 80'i “matematik kaygısı” yaşar ve öğrenciler mezun olduktan sonra bu duyguların durmaması için hiçbir neden yoktur.

5/ %29 Gerçeği

“Yetişkinlik, nicel eksikliğimizi hafifletmez. 20 ülkedeki 16-65 yaşları arasındaki karşılaştırmalı bir 2012 araştırması Amerikalıların beşinci sırada yer aldığını belirtti. 1'den 5'e kadar olan ölçeklerde, yüzde 29'u Seviye 1 veya altında puan aldı; bu, temel aritmetik işlemlerini yapabileceklerini, ancak iki veya daha fazla adım gerektiren hesaplamaları yapamadıklarını gösteriyor. Tıbbi reçetelerin ters gittiğini inceleyen bir çalışmada hataların yüzde 17'sinin doktor veya eczacıların matematik hatalarından kaynaklandığı tespit edildi. Bir araştırma, doktorların dörtte üçünün, kendi uzmanlık alanlarında bile, ölüm oranlarını ve yaygın tıbbi prosedürlerle ilişkili ana komplikasyonları yanlış tahmin ettiğini ortaya çıkardı.”.  2014. https://www.nytimes.com/2014/07/27/magazine/why-do-americans-stink-at-math.html


ALINTILAR

1/
Matematik yeteneğine nörolojik mercek. Matematik öğrenme güçlüğü Türkiye’de ilk kez nörolojik olarak incelendi. Bin 944 çocuğun taraması yapıldı. İkinci aşamada matematikte zorlananların beyinlerindeki yapısal farklar incelenecek.  CEYDA KARAASLAN. Giriş Tarihi: 21.3.2018. https://www.sabah.com.tr/egitim/2018/03/21/matematik-yetenegine-norolojik-mercek

2/
“ABD'de çocuklar ve gençler okulu bitirinceye dek matematik dersi alıyor. Ancak New York'ta sanat alanında öğrenim gören öğrenciler bu duruma isyan ediyor. Peki, matematik öğrenimi hangi yaşa kadar gerekli?

"Fame" adlı filme konu olan LaGuardia Sanat Okulu öğrencileri, okulun hem akademik hem de sanat alanında öğrencileri hayata hazırlamasına karşı çıkmıyor.

Ama akademik yönde ilerlemek istemeyen öğrencileri matematik öğrenmeye zorlamanın anlamını sorguluyorlar ve bu kaygıları bu konudaki genel tartışmayı yansıtıyor.

ABD'deki Princeton Üniversitesi'nde uzun yıllardır siyaset bilimi profesörü olan Andrew Hacker, New York Times gazetesine yazdığı bir makalede, tipik bir eğitim gününde 6 milyon lise öğrencisinin ve 2 milyon üniversite öğrencisinin cebirde zorlandığını vurguluyordu.

Hacker'a göre matematikle bu mücadele "sadece aptalca değil, aynı zamanda zalimce".
"Matematik Miti" adlı kitabında Hacker, bu düşüncelerini daha geniş açıklıyor ve çoğu insanın matematik kafasına sahip olmadığını ileri sürüyor.

Hacker, "İnsanların yaklaşık yüzde 7'sinin matematik konusunda doğal yeteneği var. Geri kalanı içinse amaçsız bir işkence" diyor.

Özellikle cebire karşı korku ve nefret duygusu başka sonuçlara da yol açabiliyor.
ABD'de lise öğrencilerinin yüzde 20'si diploma almadan okulu bırakıyor. Dile getirilen en büyük akademik neden ise matematikte başarısız olmak.

Hacker, "Üniversitede de aynı şey geçerli" diyor. Matematikte zorlandıkları için binlerce Amerikalı diploma almadan okulu bırakıyor.
ABD'deki mevcut müfredat, her öğrencinin, matematiğin alt dalları olan geometri ve trigonometrinin yanı sıra iki yıl cebir okumasını zorunlu kılıyor.
Hacker, Almanya, İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde ise 16 yaş civarında Matematiğin seçmeli ders haline geldiğini ve istemeyenlerin okumak zorunda olmadığını vurguluyor.
Üstelik ABD'de zorunlu matematik eğitiminin işe yaradığı da söylenemez. Uluslararası değerlendirmelerde Amerikalı öğrenciler, okuma ve fen bilgisi alanında olduğu gibi matematikte de orta sıralarda yer alıyor.

Matematik bir düşünme biçimi olarak ele alınmalı
Ancak herkes aynı kanıda değil. Matematiğin yararını görmek için matematik kafasına sahip olmak gerekmediğini söyleyenler de var.

California Üniversitesi'nde matematik alanında 22 yaşında doktora sahibi olan Dimitri Shlyanhtenko, sorunun matematikte değil öğretme tarzında olduğunu vurguluyor.
Matematiğin alt dallarından biri olan "Kalkülüs kendi başına çok aptalcadır" diyor Shlyanhtenko.

Ama matematiği çarpım tablosunun ezberlenmesinden ziyade bir düşünme biçimi olarak ele alırsanız, o zaman "her şeyi mümkün kılan bir hayat becerisi" haline gelir.
Profesör, sanatla uğraşan insanların bile kendi bütçesini çekip çevirmek, nakit akışını düzenlemek için matematiğe ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Birçok tüketicinin alışverişte mantıksız kararlar vermesini matematik becerilerinin iyi olmamasına bağlıyor.

Kısaca PISA olarak bilinen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı sıralamasında üst sıralarda yer alan Singapur'da öğrenciler lisede sosyal bilimler derslerini seçse bile matematik veya fen bilgisi derslerinden birini de almak zorunda.

Ama PISA sıralamasında ABD'den en az 11 sıra daha önde olan Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde öğrenciler için 16 yaşından sonra ders seçimi konusunda zorunlu uygulama bulunmuyor ve sadece sosyal bilimler alanındaki dersleri seçebiliyorlar.

Peki LaGuardia gibi sanat okullarında, matematiği sevmeyen öğrenciler için nasıl bir uygulama olmalı?

Toronto'da okullarla ortak çalışma yürüten bir tasarım şirketinde eğitim müdürü olan Sandra Nagy de, matematiği öğretme tarzının sorunlu olduğu konusunda Profesör Shlyakhtenko ile aynı görüşte.

Nagy, matematiğin çok soyut ve gerçek hayata uygulanmayan bir tarzda öğretildiğini söylüyor.

"Öğrencilerin hayatıyla ilgili kılmadığımız için kendilerini matematik kafasına sahip olanlar ve olmayanlar olarak sınıflandırıyorlar ve bu şekilde düşünmek özgüveni sarsan bir şey."

Öğrenciler bir konuyu neden öğrendiklerini sorduğunda verilmesi gereken cevap "bunları bilmeniz gerekiyor" olmamalı.

Nagy, matematik bilgisinin finansal alanda nasıl kullanıldığını ve buna herkesin ihtiyacı olduğunu, ayrıca zor konularda ısrarlı olmanın da bir hayat becerisi olduğunu söylüyor.

Sanat alanında eğitim gören ve gelecekte sinemada Oscar ödülü alacak olan sanatçının da matematiğe ihtiyacı olabilir.” https://t24.com.tr/haber/matematik-dersi-kac-yasina-kadar-alinmali,825620  


3/
"Bununla birlikte, herkes için zorunlu kılmanın diğer yeteneklerin gelişmesini nasıl engellediğini ve mezuniyet ve kariyer için akılcı bir engel olarak hareket ettiğini gösteriyor."  https://www.amazon.com/Math-Myth-Other-STEM-Delusions/dp/1620970686

4/
“Matematik Efsanesi önemli bir kitaptır. Hacker, birçok öğrencinin lise diploması almalarını ve faydalı yaşamlar sürmelerini engelleyecek tamamen gerçekçi olmayan politikaları yıkmaktadır.” (RavDiane Ravitch, Büyük Amerikan Okul Sisteminin Hata Saltanatı ve Ölümü ve Hayatı yazarı.)  
https://www.amazon.com/Math-Myth-Other-STEM-Delusions/dp/1620970686
5/
“Hal böyleyken sizce nedir matematik dersindeki başarısızlığımızın nedeni?
Çocuklarımız yeterince zeki değil, sınıflarımız çok kalabalık, öğretmenlerimiz yetersiz, ders programlarımız çok ağır ya da uygun değil, kullandığımız öğretim yöntem ve teknikleri yanlış...
Ancak bunların hiçbiri matematik dersindeki başarısızlığımızın temel nedeni değildir. Temel neden eğitim sistemimizin yapısıdır. Soruna sistem bütünlüğü içerisinde yaklaşamadığımız için aldığımız lokal tedbirler olumlu sonuç vermemektedir.
Problemin kaynağını daha iyi ortaya koymak için önce matematik dersinin özelliklerine daha sonra da bizim neyi yanlış yaptığımıza bakmak gerekir.
Matematik dersi binişik bir derstir. Bütün binişik derslerde hazır bulunuşluk düzeyi ön koşuldur. Bu nedenle, matematik dersinde tam öğrenmeyi yakalamak zorundasınız. Yani siz denklemleri çözümleme becerisine sahip olmayan bir öğrenciye fonksiyonları anlatmamalısınız.
Anlatırsanız ne olur? Öğrenci anlatılanı anlamaz. Anlayamadığı için sıkılır ve sizi bir daha dinlemek istemez ve dinlemez. İşte bizim okullarımızda daha ilkokul 2. sınıftan itibaren bu yanlış yapılmaktadır. Şimdi bu tespit belki ilk etapta problemin öğretmenden kaynaklandığı düşüncesine yol açacaktır. Ancak problem öğretmende değil eğitim sistemimizin yapısındadır.
Sorun kimde?
Meslek liseleri de daha ilkokulda matematik gibi binişik dersleri artık anlayamadığı için dinlemeyi bırakmış öğrencilerle doludur.
Belirtilen nedenle meslek liselerinde anlatılan matematik dersi öğrencilerin algılama alanının dışında kalmakta, sıkıcı ve boşa geçirilen zaman olarak gerek öğretmeni, gerekse öğrenciyi germekten başka bir işe yaramamaktadır.
Şimdi de belki uygulanan programı hafifletmek gerektiğini söyleyeceksiniz ancak problemin kaynağı dersin programında da değildir. Problemin temel kaynağı eğitim sistemimizin yapısındadır. Bizim eğitim sistemimizin yapısı, merkeze aldığı üniversiteye giriş sınavlarına dayalı olarak şekillenmektedir.
Şöyle ki üniversiteye giriş sınavlarında başarılı olmak için ilk yüzde 10’a girmek zorundasınız.
Şayet giremezseniz ya istihdam dışı bir bölümü kazanırsınız ya da üniversiteyi hiç kazanamazsınız.
İşte bu yüzde 10’a girme zorunluluğunu veliler de öğretmenler de iyi bilmektedir.
Siz programınızı ne kadar hafifletirseniz hafifletin daha ilkokul 2. sınıftan itibaren okullarda dersler bu yüzde 10 seviyesindeki öğrencilere göre işlenmektedir. Peki, bu yanlış mıdır?
Tabii ki mevcut sistemde doğrudur. Çünkü yüzde 10’a giremeyecekseniz toplumun temel beklentisi olan üniversiteye giriş sınavını kazanmak açısından aldığınız eğitimin hiçbir anlamı olmayacaktır.
İşte bu yüzden okullarda devletin ücretsiz dağıttığı ders kitapları kullanılmamaktadır. Bu yüzden öğretmenler öğrencilere kaynak kitap aldırmaktadır. Bu yüzden öğretmenler dersi ancak 3-5 kişinin anlayabileceği düzeyde anlatmakta, diğer öğrenciler bir şey anlamadığı için sıkıntıdan patlamaktadır.
Bu yüzden matematik dersini daha ilkokul 2. sınıftan itibaren dinlemeyi bırakmaya başlamakta ve bu yüzden meslek liselerine giden öğrencilerimiz arasında daha dört işlemi yapamayan öğrenciler bulunmaktadır.
Bu yüzden matematik dersinde çocuklarımızın çoğunluğu başarılı olamamaktadır.
Peki, ne yapılmalı?
Öncelikle bütün çocukları akademisyen olacakmış gibi yetiştirmeye çalışan eğitim sistemimizin bu yapısını değiştirmemiz gerekmektedir. Bunu da yeterliğe dayalı, herkes tarafından kabul edilebilir ve adil bir şekilde yapmak gerekir. Bunu yaparken öğrencilerin en az yüzde 70’inin daha liseye başlamadan önce kendi istekleri ile akademik lisede başarılı olamayacağını ve meslek lisesine gitmeleri gerektiğini kabul etmelerini sağlamak gerekir.
Öncelikle akademik liseler fen, Anadolu vb. birleştirilerek adrese dayalı kayıt sistemine geçilerek TEOG denilen kendi kendimize yarattığımız gereksiz problemden kurtulmak için ilk adımı atmalı daha sonra akademik liselerin sınıf geçme notunu 80 yaparak hem TEOG’dan hem de LYS ve YGS gibi sınavlardan kurtulmalıyız.
Çünkü bunlar yapıldığı zaman akademik becerisi yüksek olmayan öğrenciler, daha liseye gelmeden akademik lisede okuyamayacaklarını ve bir meslek lisesine gitmeleri gerektiğini kendiliğinden kabul edecektir.
Öğrenciler geleceklerini planlamak adına LYS ve YGS gibi sınavları beklemekten kurtulacak, akademik başarının göstergesi okuldaki başarı düzeyi olacak, veliler çocuklarını daha ilkokul çağında bu şekilde tanımaya başlayacaktır.
Artık öğretmen 8. sınıftaki öğrenci velisine “istersen dene ancak senin çocuğun akademik lisede başarılı olamaz” deme şansı bulacak ve Yönlendirme Yönergesi işler hale gelecektir.
Bu yapılandırmanın arkasından daha ilkokul 2. sınıftan itibaren seviye sınıfları oluşturulmalıdır.
Bunlar yapıldığında; artık öğretmenler birbirleri ya da deneme sınavı kitapçıklarıyla yarışmayacak, her sınıfta öğrencilerin seviyesine uygun derslerin işlenmesine başlanılacak ve Matematik gibi binişik derslerin ön koşulu olan tam öğrenme seviyesi yakalanacaktır...”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/bu-sistemle-niye-matematik-ogretilemez--2268750/
6/
“Matematik her şey mi?
Gelelim, hemen her öğrencinin belalısı durumundaki Matematik’e!
İlkokuldan üniversiteye matematik ile aram hiç iyi olmadı.
İkmale kalmadan hep geçer not aldım ama her defasında öğretmenlerime şu soruyu sordum:
Matematiğin bana ne yararı var?
Onlar da her defasında, “Büyüyünce görürsün” dediler.
Yaşımız kemale erdi ama ben hâlâ onca matematiğin, sınıf geçmenin ötesinde, benim ne işime yaradığını anlayabilmiş değilim.
Ve şimdi bu iki dersin etkisini daha da artırıyoruz!
Özetin özeti: Niye, niye, niye?..”. (29.9.2017). http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/sinav-manyagi-olduk-1--2527914/
7/
“Akademik Başarı Nedir?
Öğrencinin bulunduğu okul/sınıf ve derslere göre belirlenmiş sonuçlara ulaşmada göstermiş olduğu ilerlemedir.”. https://www.ogretmenler.com/dokumanlar/finish/688-dokumanlar/13323-okul-akademik-basarisinin-degerlendirilmesi/0.html

8/
“en iyisini öğreteceğiz diye ilkokulda ortaokul, ortaokulda lise matematik müfredatının dayatıldığı eğitim tipidir.
bunun üzerine ülkemizdeki geleneksel yöntem, teknik ve strateji laçkalığını da eklediğimizde ortalama 100 öğrencinin 8-10 tanesi bir şeyler öğrenirken diğerleri dört işlemin biraz üzerinde liseyi bitirmektedir.” 05.10.2012 00:59. yagmadan donen viking cavusu”. https://www.uludagsozluk.com/k/t%C3%BCrkiye-deki-matematik-e%C4%9Fitimi/

9/
“Prof. Dr. Hayrullah Ayık matematik öğrenimine yönelik şunları kaydetti; “Matematiği sevdirmek için sınav kaygısının olmaması gerekli. Çocukların strese girmemesi gerekiyor. Sadece o anki psikolojisine bağlı, canı isterse eğlencesine kendini mutlu edecek düzeyde, yaşına uygun matematik çözmeli. Müfredatta çok soyut şeyler var. Çocuk yaşta hissederek ve görerek öğrenebiliyor, kavrayamadığı şeyleri biz onlara dayatıp yaptırmaya çalışıyoruz. Bu seferde de ne oluyor? Sevmiyorlar... Ben en sonunda şöyle diyorum; sevmiyorsunuz ama nefret etmeyin. Çocuklar, nefret etmedikleri sürece algılarını tamamen kapatmıyorlar, bu da matematik öğrenme umutları hala var demektir. Kaynak: Matematik Nasıl Sevilir?”. https://www.adanapost.com/matematik-nasil-sevilir-57614h.htm
10/
“Bu başarısızlık tablosunun nedenini önce öğrencilere sorduk. Bu alanlardan özel ders alan öğrenciler, pratikte yaşadıklarından hareketle neden fen ve matematiği başaramadıklarını anlattı. Türkiye'nin "iyi" denilen okullarında okuyan öğrencilere göre birkaç sebep var. Uygulamadan uzak ve hayatla bağ kurulmadan anlatılan dersler, başarının tek göstergesinin fen ve matematik olduğu dayatması, ağır müfredat...”.  https://www.memurlar.net/haber/472915/sinav-icin-ogrenilen-ders-matematik.html
11/
“"Fen ve matematik eşittir başarı algısı var"
Bolel'e göre başarısızlığın sebeplerinden biri de fen ve matematikte yapılan baskı. Bolel, "İleriki hayatında fen ve matematiği iyi olanlar daha başarılı olur, daha çok para kazanır. Üniversitede fen ve matematikle ilgili bölümler iyidir gibi bir algı var toplumda. Bu baskıyı aileler de yapabiliyor" diye konuşuyor. Bolel, öğretimin de dayatılarak yapıldığını söylüyor:
"Bunu bu şekilde öğrenmek zorundasınız diyorlar. Kişinin yorum yapması kısıtlanıyor."
"Matematiği severken soğudum"
Sain Benoit Lisesi öğrencisi İpek Yükrük de birkaç sene öncesine kadar matematiğinin iyi olduğunu ama sistem yüzünden soğuduğunu söylüyor:
"Amerika'daki öğrencilerin gördüğü matematik ile bizim gördüğümüz arasında dağlar kadar fark var. Biz daha fazla konu ve daha zor konuları görüyoruz. Herkes sınav için ezberliyor ve sınava giriyor. Öğretmenler de 'bu konuyu işledim, bitti. Sorumluluğu üstümden attım' düşüncesinde. Ben de sınavdan iki hafta sonra unutacağım öğrendiklerimi. Türkiye'de genellikle her şeyi ezberletiyorlar. Düşünmemize izin vermiyorlar, yorum yapmayı öğrenmeden eğitim alıyoruz.". https://www.memurlar.net/haber/472915/sinav-icin-ogrenilen-ders-matematik.html
12/
“Ne yazık ki bizim ülkemizde matematik yeteneği olmayan çocuklar geri zekalı kabul edilir. Her öğrencinin matematiği çok iyi olmak zorundaymış gibi bir intiba vardır yediden yetmişe herkeste. Sadece fertte değil, devletimizde de bu yanlış inanış hâkimdir.
Lisede matematik yeteneği olmayan çocuklar tembel, düşük seviyeli (bu kibarcası oluyor, doğrusu geri zekalı) öğrenci kabul edilir ve doğrudan sözel sınıflara atılırlar. Sözel sınıf öğrencisi her zaman dışlanmış, horlanmış, hiçbir şey olmaz nazarıyla bakılan öğrencilerdir. Çünkü onlar matematik yapamazlar.
Ne olur matematik yapamazlarsa, ne olacak, üniversite sınavında başarılı olamazlar. Sistem öyle bir şey ki 9 ve 10’uncu sınıfta öğrenciye tüm dersleri veriyor, burada matematik yeteneği olmayan çocuğu sözel sınıfına sepetliyor, bu öğrenciye matematik dersini laf olsun diye ya veriyor ya vermiyor kalan eğitimi boyunca. Ancak üniversite sınavına gireceği zaman çocuğa YGS’den 40 matematik sorusunu dayatıyor.
Şimdi sormak gerekmez mi çok değerli yetkililerimize: Bu çocuk zaten matematik yapabilseydi sözel sınıfında olmazdı. Matematik yapabilseydi meslek lisesinde olmazdı, matematik yapabilseydi yabancı dil bölümünde, güzel sanatlarda olmazdı. Zaten bu çocukları matematik yapamadıkları için kimini sekizinci sınıfta, kimini de onuncu sınıfta dışlayıp, adam yerine koymayıp bu okullara ve sınıflara gönderdiniz. Şimdi hangi akla hizmet için bu çocuklara YGS’de 40 matematik, üstüne bir de 40 fen sorusu dayatıyorsunuz?
Gencimiz lisedeki sözel bölümdün yine üniversitenin bir sözel bölümüne, edebiyat, tarih, sosyal, Türkçe vb bölümlerden birine gidiyor, KPSS’ye gireceği zaman sistem karşısına yine matematik çıkartıyor. ALES’e girmek isterse yine matematik… Yıllardır matematik görmeyen öğrenciye sınavlarda matematik soruluyor. Bu hangi eğitim anlayışında vardır? Sanıyorum sadece bizde… Matematiği iyi olanı zeki, olmayanı zeka özürlü sayan/ sanan hastalıklı bir sistem ancak bizde olabilir.
Matematik hayatta her şey değil. Hatta matematik hiçbir şey!
Bunu hayatında, okulda öğretilen matematiğe hiç ihtiyaç duymamış biri olarak söylüyorum. Çocuklarımız “x, y, z” ekseninde dolaşan, bu çerçeveden dışarı çıkamayan, ezberci ve formül üzerine oturtulmuş hayatlara adapte bir nesil olarak yetişiyorlar.
Çocuklarımız, sistemin tek tip insan modeli gereği gereksiz matematik bilgileriyle oyalanıyor, düşünmeleri engelleniyor, sözel mantık yürütme yetenekleri yok ediliyor.
Üst düzey yetkili bir öğrenci velim şu ifadeyi kullanmıştı birkaç gün önce: “ODTÜ mezunu memurlarımız var, iki lafı bir araya getirip konuşamıyorlar, çalıştıkları birimlerde arkadaşlarıyla sosyal ilişkilerde bocalıyorlar, bunalımlara giriyorlar. Evlilikleri yürümüyor. Gördüğüm bu canlı örneklere bakıp bu durumda çocuğum olacağına lise mezunu çocuğum olsun diye düşünüyorum.”
Sayısalı çok iyi öğrenci süper öğrenci değildir. Hayatta her şey üniversite sınavı da değildir. Sözel yeteneğe sahip olmayan, hızlı düşünüp çabuk karar veremeyen, hayatı sadece formüller ve şekiller ekseninden ibaret sanan ve her zaman bocalayan nesiller yetiştirmek bizi kurtarmayacaktır.
Yetkililere sesleniyorum, ne olur eğitimizi bu matematik teröründen kurtarın. Bir sürü angarya bilgiyle çocuklarımızı doldurup onların sözel düşünce yeteneklerini köreltmeyin. Yine sözel zekalı öğrencileri, matematik yapamıyorlar diye geri zekalılar sınıfına itilmekten kurtarın.”.  Mustafa Kuvancı.  6.4.2015. http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:u7GEd3OTGA8J:www.manisamanset.gen.tr/1073-Makale--derdimiz-matematik+&cd=24&hl=tr&ct=clnk&gl=tr
13/

14/
“Oysa kendimi bildim bileli okullarda daha başka bir korku yapılanması vardır ki bu hem öğrencileri perişan eder, hem de öğretmenleri. Bunlar, öğrenilemeyen ve öğretilemeyen derslerin genç dimağlarda yarattığı travmalardır. En birinci travma da matematik mikrobunun yarattığıdır.
Matematikle başı derde girmemiş kaç insan tanırsınız? Çocukların büyük çoğunluğu ilkokuldan başlamak üzere matematik korkuları ile büyümezler mi? Sınavdan bir kaç gün önce kabuslar içinde uyanmazlar mı? Tedrisat denen, geri kalmış, çürümüş ve fonksiyonlarının kesinlikle tartışılması gereken yapının gençlerimizin psikolojik dünyalarını ne kadar allak bullak ettiğini ne zaman farkedeceğiz?
Nedir bu matematik? Niye gençlerimizin korkulu rüyasıdır?
Ben bir bilim insanıyım. Kadıköy Maarif Koleji’nin Fen bölümü ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Mimarlık Fakültesini bitirdim. Yaşamım bilimsel çalışmalar arasında geçip gidiyor. Ama, inanın ne ortaokul, ne lise, ne de üniversitede okutulan matematiğin yüzde birini bile kullanmıyorum, ne özel yaşamımda ne de çalışmalarımda. Bir matematik öğretmeni veya teorisyeni değilseniz siz de büyük bir ihtimalle kullanmıyorsunuzdur ve kullanmıyacaksınızdır. Eğer konunuz bir mühendislik olacaksa, o zaman ilgili kurum size gerekli olacak bilgiyi sağlıyacaktır. Hatta o zaman bile bilgişlerler ve yazılımlar bu yükü sizin omuzlarınızdan alacaklardır.
Tüm okul yaşamımda korkmuşumdur matematikten. Korkmuşumdur, çünkü bir çoğunu niye yaptığımı bile doğru dürüst anlayamamışımdır. İlkokuldaki bir türlü dolmayan havuz problemleri, yolda karşılaşamayan trenler ve Ahmet’in boyu Mehmet’in eni vari sorular/sorunlar sinsi sinsi bunaltırlar bizi. Bunlarla bir ilkokul çocuğu ne hesaplar merak ederim. Acaba liseden önce hangi çocuk havuz musluklarını kurcalayıp havuzunun ne zaman dolacağını hesaplamaya kalkar ki? İlla öğretilmesi gerekiyorsa bu lisede olsa daha işe yarar ve kalıcı olmaz mı?
Lisede de tam bir kabustur matematik. İntegral nedir, hala merak ederim. Neden hesapladık onca garip sayıyı? Ne işimize yarayacaktı ki? Niye kabuslarla uyandık geceleri? İntegralin ne olduğunu bilemeyince kötü ve başarısız birer vatandaşa mı dönüşecektik? Matematik öğretmenlerinin dışında hatırlayan var mı integral hesaplamayı? Sevgili tarih öğretmenim, siz hatırlayabiliyor musunuz? Ya da siz tonton coğrafya öğretmenim, şu türev sorularını yanıtlayabiliyor musunuz? Hayır mı? Tuh, yazıklar olsun size. Boşa gitmiş bunca emekler. Devlet sizin için şu kadar para harcamış bunları öğrenin diye. Siz körkütük cahil kalmışsınız. Yazık değil mi? Bu ülke size ve diğer çocuklara bu çok gerekli bilgileri verebilmek için ne kadar para sarfediyor biliyor musunuz?
Lisede neredeyse her yıl bütünlemeye kalırdım matematikten. Bu benim matematiksel kafaya sahip olmadığımdan değil, sınıfın dörtte üçünde yer almamdan kaynaklanırdı. Nitekim, İstanbul Teknik Üniversitesi’ne altıncılıkla girmiştim. Matematik benim gibi tüm arkadaşlarımın kabusuydu. Bazı sevgili öğretmenlerimiz halimize acıyıp bize yardım etmeselerdi belki hiç birimiz mezun olamayacaktık liseden.
Sahi, liseden mezun olmak için öğretmenlerimizin acımaları mı gerek bize?
Yıllar önce bir gazetede yayınlanan bir araştırma raporu aklıma geliyor. Bir tek bireyin ilkokuldan üniversite sonuna kadar devlete maliyeti 1.5 milyon dolar diye yazıyordu. Şimdi sevgili öğretmenlerimi bir sınava sokmak ve kendi konuları dışında bize öğrettiklerini birer birer kendilerine sormak istiyorum. Bakalım kaç tanesi matematikten geçecek? Kaç tanesi Hamurrabi kanunlarını ezberinden sayabilecek? Hangileri mal müdürlüğünün 14 görevini aklıdan bilebilecek? Sizce kaç tanesi öğrenebilmiş vatandaş sınavını geçebilecek dersiniz?
Bence böyle bir sınav yapılmalı ve sonuçları göz önünde tutularak tedrisat denilen korku tünelinin tavanı yıkılmalıdır. O zaman gençlerimiz travmatik kabuslar yerine özgüven oluşturan yaratıcı bir yaşama kavuşacaklardır.
Bilimi öğrenebilmek de bilimsellik ister. Öğrenilememiş ve öğretilememiş bir bilim sadece sorunlu bir gençliğe yol açar.
Sürekli olarak okullara konferanslara giderim. Sadece Türkiye’de değil, Dünya’nın bir çok ülkesinde de bunu keyifle yaparım. Bu arada çocuklara ne okuduklarını, sevip sevmediklerini ve başarı düzeylerini sorarım. Bir çok ülkenin, çocuklarının yetişmeleri konusunda ele aldıkları birinci kriterin, onların mutlu ve başarılı birer birey olmalarına karşın bizde, milyonda birinin dışında hiçbir çocuğun hayatlarının herhangi bir döneminde gerek duymayacakları integral, türev gibi, bir insanın kesinlikle bilmesi gerekmeyen, hiç bir çocuğun niye öğrendiklerini, ne işe yaradıklarını ve yarayacaklarını anlamadan, çözmek zorunda bırakıldığı ve bu nedenle bir nevi psikolojik işkence oluştuğu bir gerçektir.
Bir insanın ne kadar değerli olduğu, yaptığı işi ne kadar başardığı ile belirlenmez mi? Bir mühendisin hesapladığı bir binanın çökmesi o mühendisi başarısız kılmaz mı? Yarışı sonlarda bitiren koşucular, detone şarkı söyleyen şarkıcılar, ülkesini refaha götüremeyen politikacılar ne kadar başarısızlarsa, sınıflarında matematik notları düşük öğrenciler olan öğretmenler de aynı başarısızlıktadırlar. Aslolan verimdir, üründür. Eğitim gerçekleştirilememiştir. Öğretmen başarısızdır. Çünkü çocuklar edilgendir. Etken öğretmendir. Başarısızlık, devletin boşa harcanmış parası ve yaşamları kabusa dönüşmüş bir sürü çocuk demektir. Çocuklar matematiği öğrenememişlerse bu onlardan çoook daha fazla öğretmenin ve tedrisatın hatasıdır. Öğretmenlerin görevleri çocuklara bazı konuları öğretmekse ve bunda başarılı olamamışlarsa suçlu öğrenci midir? Bir heykeltraş mermeri doğru yontamamışsa suçlu mermer midir?
Konuştuğum hemen hemen tüm matematik öğretmenleri, kendi derslerinin ne kadar önemli olduğu konusunda saatlerce konuşular. Görevleri de bu önemli konuyu öğretmektir. Bu arada gencecik canlar titreşir dururlar. Yöntem ezberlemek ve okul biter bitmez unutmak öğrenmek midir? Çocuklarımıza bu işkenceyi yapmak ne kadar doğrudur?
Öğretmenlerimiz arasında acaba “ben bu sınıfı yeterince eğitemedim”, “yazık bu çocuklara, bu tedrisat yüzünden gece gündüz işkence altındalar”, “ben de çocukken titrerdim sınavlara girmeden, ne hakkım var yüzlerce çocuğa bu travmaları yaşatmaya” gibi düşünenler var mıdır? Eminim ki vardır. Neden devlete baskı yapmazlar? Korku içinde sağlıksız bir toplum yaratmanın birinci adımı okuldan mı geçmeli sizce?
Olaylarda ikinci bir kriter de her çocuğun bir matematik kafası olduğunun varsayılmasıdır. Şart mıdır her çocuğun matematiksel yeteneklerle doğmuş olması? Burada temel varsayım, ortalama bir insanın matematiksel çözümleme yeteneklerinin esas alınması olmalıdır. Haa, üstün zekalı çocuklarımız dilerlerse fazlasına talip olabilmeliler ancak standart bir beyne sahip çocuklarımızın birer dahi olmaya zorlanmaları o genç beyinde travmalar yaratmaz mı? Eğer bugünkü tedrisat ortalama bir çocuk beynine göre düzenlemişse o zaman niye bu kadar zorlanıyor bu çocuklar? Amaç zorlamak mı eğitmek mi?
Başaramamak nasıl bir işkencedir? Evde anne babanıza ne dersiniz? Nasıl hesap verirsiniz? Üniversiteye dahiler girebilir ancak. Bunun farkında değil miyiz? Nasıl bir koşuya zorlanıyor çocuklarımız? Ve onlara gereksiz tonlarca bilgiyi depolamak zorunda bırakılan öğretmenlerimiz korkulan birer kişi olmaktan mutlular mı acaba?
Matematik bunun en güçlü örneği. Aynı şekilde diğer dersler de eleştirilebilir. Onlar da çoğu zaman yaşamımız boyunca bizi hiç bir şekilde ilgilendirmeyecek konularla doldurulmuştur. Çocukların zamanları, enerjileri ve heyecanları bu gereksizliklerle gaspedilmektedir.
Çağımız bilgi çağıdır ancak bu, bilgi depolama değil, doğru bilgiye ulaşıp değerlendirebilme demektir. Beyinlerimiz Internet çöplüğü değildir. Bilgi, bir insanın asla depolayamayacağı boyutlardadır, trilyon üstü katrilyon katlarında, hatta daha doğru bir deyimle sonsuzdur. Bunun ucunu kıyısını bilmek ise kimseye bir yarar sağlamaz. Gerekli olan, bilimin ve bilginin temel taşlarını, bu taşlara ulaşabilmeyi ve kontrol edebilmeyi öğrenmektir. Nasıl yediyüzyirmiikimilyar sekizyüzüçbin beşyüzyetmişaltı’nın karakökünü ezberimizden bilmiyorsak ama bunu öğrenmek istersek bir hesap makinesi kullanırsak, diğer her bilgi için de durum aynıdır. Aslolan hesap makinesini kullanabiliyor olmaktır. Haa, pratiklik nedeniyle çarpım tablosunu ezberlemek veya yaşadığımız gezegenle ilgili temel bilgileri bilebilmek farklı bir şeydir, integral hesaplarını yapabilmek veya Katmandu’nun 6532 metre yeraltındaki doğa katmanlarını bilmek farklı bir şeydir.
Gençlerimiz 21. yüzyılı yaşayacaklar. Bunu geçmiş yüzyılın kafa yapısıyla yapabilmeleri mümkün değildir. Okullarımızın çocukların neredeyse tümünün, öğretmenlerimizin de büyük çoğunluğunun maruz kaldığı teröre bir son vermesi gerekir. Çocuklarımızın neredeyse tüm zamanları ya okulda ya da evde ders çalışarak geçmektedir. Başlarına sardığımız Matematik kabuslarının temel yeterlilik sınırlarına düşürülmesi, türevlerin, logaritmaların ve integrallerin sadece ‘genel bilgi’ olarak gösterilmesinin, zorlu geometri problemleri ile uykularının kabusa çevrilmelerinin sona erdirilmesi zamanı gelmiştir, geçmiştir. Kullanamadıkları, hatta nefret ettikleri bilgilerle donanmış bir gençlik yetiştirmek ne kadar sağlıklıdır acaba?
Benim zamanımda İstanbul Teknik Üniversitesi 6 bölümden oluşuyordu. Şimdi sanki milyarlarca bölüm açılmış. Değişen dünya koşulları ve hızla ilerleyen teknoloji, hem teknik hem sosyal yapıları kökünden sallıyor, değişiklikler gerektiriyor. Okullar da buna ayak uydurmak zorunda kalıyorlar. Eğitim, üniversite düzeyinde evrime başladı bile. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, bu kurumlara malzeme üreten ortaokul ve liselerde henüz hiç bir ciddi değişim oluşmadı. Buralardan çıkan insansıl hammadde hala ortaçağ yöntemleriyle gelişiyor. Alınan birkaç bilgişlerle bunun olamayacağı ortada.
Çağdaş bilimlerde ürünler verebilmiş, kendini sadece Türkiye’de değil, tüm Dünya’da ispat edebilmiş yüzlerce, binlerce yetişmiş insanımız var. Bu değişimin devletin karanlık köşelerinde yetersiz maaşlarla organik yaşamlarını sürdürmeye terkedilmiş memurlarla değil, bu insanlarla tasarlanması gerekir. Devletin dar pencerelerinden geleceği görmek bir yana, gününüzü bile görmeniz olanaksızdır.
Modern Dünya, bilgişlerler ve onları kullanabilen insanlarındır. Çocukluğunu kabuslarla geçirenlerin ve kendileri geçirdikleri halde yeni nesillere de bunu reva görenlerin değil. Bırakalım Matematik öğretmenleri de başarılı olabilsinler. ‘Benim öğrencilerimin büyük çoğunluğu bu dersi seviyorlar ve yapabiliyorlar’ diyebilsinler. Öğretebilmeyi başarıp kendileriyle gurur duyabilsinler. ‘Tüh, benim sınıfın çoğunluğu kötü not aldı. Ne kadar başarısız bir öğretmenim ben. Üstüme düşen öğretme görevini bir türlü beceremedim’ diye komplekse kapılmasınlar. Tabii, amaçları, öğrencilere işkence etmek değilse..
Haydi sevgili öğretmenlerim, vazgeçin öğrencilere laboratuvar faresi muamelesi yapmaktan, onları kullanmayacakları bilgiyle donatmaktan. Şu “sevgili” sıfat/takısını gerçekleştirebilelim. İnanın siz de daha başarılı, daha mutlu olacaksınız.
(* ) Yazar Ali Murat Erkorkmaz. 2008. KAYNAK: http://www.bilinclianne.com”.

15/
“"Matematiğin zorunlu olma yılı 3'e çıkıyor"
Bakan Selçuk, matematiğin zorunlu ders olmaktan çıktığı iddialarını daha önce yalanlamıştı. "Matematik problemi yok, tartışma kültürü sorunumuz var" dedi ve sistemi bir kez daha şu sözlerle anlattı:
"Altını tekrar çiziyorum. 9 ve 10'da zorunlu. 11 ve 12'de seçmeli. Biz diyoruz ki matematik çok önemlidir. 9 ve 10 yetmez 11'de de zorunlu olsun. Biz 3'e çıkarıyoruz".”. 26.5.2019. https://www.egitimsitesi.net/liselerde-zorunlu-matematik-dersi-3-yil/860/

16/
“2015 – 2016 eğitim yılından itibaren tüm orta dereceli okullarda yıl sonu bitirme sınavlarına matematikte eklenecek.  Matematik sınavı da zayıf alınmaması gereken en önemli derslerden biri olacak. 
Bu uygulamaya şirketlerden gelen talepler doğrultusunda karar verildi. Şirketler yeni neslin hesap kabiliyetinde ciddi gerileme gördüklerini ve eğitimde hesaplamaya yeniden önem verilmesini talep etmişlerdi. Bu talebi değerlendiren kurumlar, yıllar önce zorunlu final sınavı olma özelliğini yitiren matematiğin yeniden zorunlu olmasına karar verdi.
Ancak buna şimdiden buna karşı çıkanlar var.  Gerekçeleri ise bu uygulama ile her yıl sayıları binler ile ifade edilen gençler okulunu bitiremeyecek ve okulda kalacak.   D66, CDA ve  SP partileri karara karşı çıkıyor. Binlerce gencin okuldan kalmasına neden olacak uygulamanın yersiz ve gereksiz olduğu düşüncesindeler.  Zaten eğitim müfredatında matematik var. Tüm okullarda ve eğitim dalında veriliyor, bunlara daha ağır vermek varken, bu dersi illa okul bitirme finallerinin içine almak doğru değil düşüncesindeler.”. 28.1.2015. https://turkinfo.nl/haber/zorunlu-matematik-sinavi-sorunlari-beraberinde-getirecek/10020/
17/
“Türkiye’de bir öğrenci, 1. sınıftan 8. sınıfa kadar her hafta en az 5 saat zorunlu matematik dersi görüyor. Bu da yılda yaklaşık 600 saat matematik dersi demek. Yani Türkiye öğrencilerine Matematik öğretmek için yeterli ders saati ayırıyor gözüküyor. Oysa OECD'nin 3 yılda bir yayınladığı PISA 2016 Raporuna göre bu ders saatlerini iyi değerlendiremiyoruz. Buna göre Türkiye, 64 ülke arasında matematikte 45'inci sırada yer alıyor.”. 2.6.2016. https://www.dunya.com/egitim/oyun-matematigi-sevdirir-haberi-318628
18/
“Soru şu Matematik neden hep dayatılıyor Türkçe öğretmeni veya ilahiyat okuyacak adamın ne işine yarar üslü sayilar köklü sayılar vs haklı mıyım?
Not: Matematik anca roket firlatanlar uydu firlatanlar için ayrıntısıyla gereklidir yani gerekli değil diye anlamayiniz”. https://www.kizlarsoruyor.com/egitim-kariyer/q11530237-4-islem-yuzde-hesaplama-disinda-matematigin-gundelik-hayatta
19/
“Gündelik yaşamda geçmişten beri kullanılmakta olan yukarıdaki örneklerin sınama-yanılma yöntemiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Buradaki matematiğin soyut sembol ve formüllerden uzak doğal matematik olduğu söylenebilir. Dört temel işlemin hakim olduğu bu matematiğe özellikle ilköğretim kademesinde yer verilerek teorik matematik hesaplarının temel mantığı daha anlamlı bir şekilde verilebilir. Çünkü gündelik hesaplamalarda kullanılan bu matematiğin, insanın doğal yaratıcılığına ve akıl yürütmelerine daha yatkın olduğu söylenebilir.
Günümüzde yaygın olarak sınıflarda gerçekleştirilmekte olan matematik eğitimi, zaman zaman bu tip gündelik matematik hesaplarıyla sınıf dışına taşınabilir. Bu gündelik matematik hesapları gerçek yaşam alanlarında öğrencilere yaptırılarak matematiğin yalnızca soyut sembol ve formüllerden oluşan bir bilim olmadığı gösterilebilir. Ayrıca öğrencilere bu tip gündelik yaşamla ilgili ödevler verilerek, onların hem araştırmacı bir kimlik kazanmaları hem de büyükleriyle birlikte matematik yapmaları sağlanabilir.”. https://dergipark.org.tr/download/article-file/201322

20/
“Matematik Efsanesi Hakkında
Matematik Efsanesi basit bir soru ile başlar: neden? Sanki bir çocuk size “neden kızların daha uzun saçları var?” Diye sormuş gibi, ikna edici bir cevap bulmak için fikrinizi uzatmanız gerekir. Aynı şekilde, The Math Myth soruyor: neden her genç Amerikalıyı alternatif veya istisnasız olarak tam bir matematik menüsüne dayandırıyoruz?
Bir dizi yanıtı analiz ettikten sonra, kitap geçerli rejimi sürdürmek için ikna edici bir neden olmadığı sonucuna varıyor. Daha da kötüsü, diplomalara ve kariyerlere karşı sert ve anlamsız bir engel haline geldi, fırsatları bastırdı, yaratıcılığı bastırdı ve milyonlarca gencin ve yetişkinlerin gerçek yeteneklerini geliştirmelerini engelledi.
Kitap geniş çapta tutulan inançları incelemektedir. Matematiğin zihni keskinleştirdiği kavramı gibi; azimut ve asimptot ustalığının çoğu iş için gerekli olacağı; tüm Ortak Çekirdek yapısının her öğrenciden gerekli olması. Matematik Efsanesi, STEM'e yapılan çılgınca bir vurgunun dikkati çok önemli arayışlardan uzaklaştırdığı ve bu ülkenin güçlü yönlerini ve ruhunu altüst ettiği konusunda uyarıyor.
Kitap, rakamlara sahip büyük tesis, nicel akıl yürütme ve şifre çözme istatistikleri dahil olmak üzere başka seçenekler önermektedir. Matematik Efsanesi, sadece matematikle ilgili değil, olmak istediğimiz insanlarla ve toplumla ilgili ulusal bir konuşmaya yol açtı.”. https://themathmyth.net/
21/
“Ülkemizde yıllardır gerek ulusal düzede yapılan sınavlar (YGS, LYS, TEOG) gerek mahalli düzeyde yapılan sınavlar incelendiğinde matematik net ortalamalarının diğer derslere oranla çok düşük olduğu açıkça görülmektedir. Örnek olarak 2014 yılı ÖSYM sayısal verileri incelendiğinde Yüksek Öğretime Geçiş Sınavında (YGS) 40 soruluk bir  Türkçe dersinin Türkiye ortalamasının 19,0 olduğu aynı sınavda Matematik dersindeki başarı ortalamasının 6,5 olduğu gözlemlenmektedir. Bir alt eğitim basamağı olan ortaokullarda Temel Eğitiminden Ortaöğretime Geçiş sınavındaki (TEOG)  sonuçlar incelendiğinde 20 soruluk  Türkçe dersinin başarı ortalamasının 11,9 olduğu aynı sınavda Matematik dersinin başarı ortalamasının 7,6 olduğu gözlemlenmektedir.”.  https://www.kamugundemi.com/turkiyede-matematik-egitimindeki-basarisizlik-nedenleri-ve-cozum-onerileri-makale,197.html

22/
“-Liseye Geçiş Sınavı’nda (LGS) matematik testinin başarı oranı 100 üzerinden 24.77 ile diğer alt testler arasında en düşük değere sahip.”. http://www.ekomonitor.com.tr/egitim/en-dusuk-basari-orani-matematikte/
KAYNAKÇA
1/

Dünyada alanındaki tek kitap (mıdır?)


The Math Myth: And Other STEM Delusions Hardcover – March 1, 2016


2/
Kitap yazarının kitapla ilgili web sayfaları:

3/

4/
Review of The math myth and other STEM delusions. Reviewed by David Fowler University of Nebraska – Lincoln United States. https://www.researchgate.net/publication/301666841_Review_of_The_math_myth_and_other_STEM_delusions  ** https://digitalcommons.unl.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1228&context=teachlearnfacpub

5/
Keith Devlin, Contributor Dr Keith Devlin is a mathematician at Stanford University in Palo Alto, California. Andrew Hacker and the Case for and Against Algebra 02/29/2016 03:27 pm ET Updated Feb 27, 2017 https://www.huffpost.com/entry/andrew-hacker-and-the-cas_b_9339554

6/
Debunking the Myths Behind ‘The Math Myth’. A political scientist recently argued that teaching people anything beyond arithmetic is useless, and that requiring algebra in high school drives the country’s dropout rates. Here’s why he’s wrong. A.K. WHITNEY JUN 13, 2016. https://www.theatlantic.com/education/archive/2016/06/the-math-myth/485852/

7/
Dept. of Myth-Busting. Sisyphean. Andrew Hacker, an outspoken critic of mandatory algebra education, is asked to defend his contentions at the National Museum of Mathematics. By Rebecca Mead. June 20, 2016 https://www.newyorker.com/magazine/2016/06/27/andrew-hacker-debates-the-value-of-math

8/
It Doesn’t Add Up. Andrew Hacker argues that abstract math is scary, damaging, and should be optional in American education. He should check his calculations. By EVELYN LAMB. MARCH 29, 20165:45 AM. https://slate.com/technology/2016/03/andrew-hackers-the-math-myth-is-a-great-example-of-mathematics-illiteracy.html

9/

10/

11/

12/
Is algebra necessary? A reply to Andrew Hacker. Go to the profile of Peter Flom. Peter Flom. Sep 7, 2018. https://medium.com/q-e-d/is-algebra-necessary-a-reply-to-andrew-hacker-fce5b7e1d99c

13/

14/

15/
Is Mathematics Necessary? Author(s): Underwood Dudley Source: The College Mathematics Journal, Vol. 28, No. 5 (Nov., 1997), pp. 360-364 Published by: Mathematical Association of America Stable URL: http://www.jstor.org/stable/2687064 ** http://geofhagopian.net/M54/IsMathNecessary.pdf


16/
Is Mathematics Indispensable and Are Pre-requisites Needed in Mathematics Courses? 1056-Z1-356 M. Padraig M. M. McLoughlin, Ph.D. 265 Lytle Hall, Department of Mathematics, Kutztown University of Pennsylvania Kutztown, Pennsylvania 19530 mcloughl@kutztown.edu Paper presented at the Annual Meeting of the Mathematical Association of America San Francisco, CA 16 January 2010. https://files.eric.ed.gov/fulltext/ED511526.pdf
17/
18/
19/
20/
“No, Algebra Isn't Necessary,” Washington Post, October 3, 2012

21/
Let's Stop Requiring Advanced Math, A New Book Argues. March 2, 20165:50 AM ET.  Anya Kamanetz 2017 square. ANYA KAMENETZ. https://www.npr.org/sections/ed/2016/03/02/468251401/lets-stop-requiring-advanced-math-a-new-book-argues

22/
Proposal: replace Algebra II and Calculus with "Statistics for Citizenship". https://boingboing.net/2016/03/03/proposal-replace-algebra-ii-a.html

23/
The Wrong Way to Teach Math. By Andrew Hacker. Feb. 27, 2016. https://www.nytimes.com/2016/02/28/opinion/sunday/the-wrong-way-to-teach-math.html?_r=0
24/
Down With Algebra II! It drives dropout rates and is mostly useless in real life. Andrew Hacker has a plan for getting rid of it. By DANA GOLDSTEIN. MARCH 01, 20167:30 AM. https://slate.com/human-interest/2016/03/algebra-ii-has-to-go.html

25/
ED TALK | ANDREW HACKER. Who Needs Advanced Math? Not Everybody. Credit. Mark Matcho.By Jane Karr. Feb. 5, 2016. https://www.nytimes.com/2016/02/07/education/edlife/who-needs-advanced-math-not-everybody.html?_r=1

26/

27/

27/
Matematik Konularının Günlük Yaşamda Kullanımının Öğrencilere Öğretilmesinin Gerekliliği Ve Önemi. Lütfü İlgar 1 ve Dilek Çağırgan Gülten 2. http://www.acikders.net/pluginfile.php/8442/mod_resource/content/1/2013_Guz_Donemi_Lutfu_ilgar_Dilek_Cagirgan_Gulten.pdf


28/

29/

30/

31/
“Research from Johns Hopkins University suggests that some people are naturally good at math, whereas others may never be.” (Johns Hopkins Üniversitesi'nden yapılan araştırmalar, bazılarının matematikte doğal olarak iyi olduğunu, ancak diğerlerinin asla olamayacağını öne sürüyor.). https://www.cnet.com/news/are-math-skills-genetic/

32/
“You can count on this: Math ability is inborn. JOHNS HOPKINS UNIVERSITY”. https://www.eurekalert.org/pub_releases/2011-08/jhu-ycc080811.php

BAZI SORULAR

·         “Matematik yetenek midir” konusundaki yayınların, görüşlerin sonucunda ağırlık kazanan fikirler nelerdir? (Bir kaynak: Bir matematikçinin beyni sıradan bir canlınınkinden nasıl farklıdır? Yazar Zeynep Şenel Gencer - 7 Temmuz 2016.  https://dusunbil.com/bir-matematikcinin-beyni-siradan-bir-canlininkinden-nasil-farklidir/ )
·         Matematik yeteneği olmayanlara okul hayatları boyunca verilen matematik eğitiminin kaybettirdikleri konusunda yayınlar tezler vs. var mıdır
·         Öğrenim hayatı boyunca matematik dersinin gerekli olduğunu ileri sürenlerin gerekçeleri nelerdir?
·         Öğrenim hayatı boyunca matematik dersinin gerekli olmadığını ileri sürenlerin gerekçeleri nelerdir?
·         Matematik yeteneği olmayanların zorunlu matematik dersini öğrenim hayatı boyunca görmelerinin olumlu ve olumsuz sonuçları nelerdir? Bu konudaki yayınlar nelerdir.
·         Ülkelere göre matematik dersinin zorunluluğu konusundaki tablo, durum nedir? Hangi ülkelerde kaçıncı sınıfa kadar zorunlu.
·         Ortaokul ve üniversitede sözel bölümlerde matematik geometri dersleri var mı?
·         Zorunlu Matematik dersi bir insan hakları sorunu mudur?
·         Matematik yeteneği olmayan öğrencilerin analitik düşünme yeteneği gelişmez mi?
·         Analitik düşünme yeteneğini sadece matematik mi geliştirir?
·         Matematik dersinde başarısız olanların ülkelere göre sayısal dağılımı (istatistiği) nedir? Yıllara göre sabite yakın bir ortalama izleniyor mu?
·         Matematik yeteneğinin tanımı nedir?
·         Matematik yeteneği olmayan öğrencilere zorunlu olarak matematik dersi okutulması onların sözel yeteneklerinin gelişmesini engelliyor mu?
·         “Öğrenim hayatı boyunca matematik dersinin gerekli olduğu” konusunda (sorgulanmamaı) ezberler nelerdir
·         Matematik Yeteneği / Kafası Olmayanlar İçin “Okulu Bitirinceye Kadar Zorunlu Matematik Öğretimi” öğrencilerin zihinlerini dumura mı uğratıyor?
·         Matematik eğitimi konulu ezberler nelerdir?     
·         Matematik konulu ezberler nelerdir?
·         Ülkemizde halen sosyal alanlardaki okullarda, bölümlerde (Ortaokul, üniversite vs.) matematik dersleri okutuluyor mu?
·         Matematikte öğretilenleri öğrenim sonrasında kullanmadıklarını iddia edenlere karşı görüşler nelerdir?
·         Matematik öğrenme güçlüğü konulu yayınlarda; matematik yeteneği / kafası olmayanlar için “okulu bitirinceye kadar zorunlu matematik öğretimi” konusu nasıl değerlendirilmektedir.
·         “Gelişimsel dyscalculia, nüfusun yüzdesinin yüzde 3-6 arasında veya yirmi kişiden birinde olduğu tahmin edilmektedir”. http://www.aboutdyscalculia.org/dyscalculiamain.html
·         Ülkemizde matematikte öğrenme güçlüğü çekenlerin oranı nedir?
·         matematik yeteneği / kafası olmayanlar için “okulu bitirinceye kadar zorunlu matematik öğretimi” verilmesinin ülkelere göre gerekçeleri nelerdir?
Yayınlara İlişkin Sorular
·         Matematik dersinde başarısız olanların öykülerini içeren kitaplar, yayınlar var mıdır?
·         Matematik korkusu konulu yayınlar var mıdır?
·         Matematik dersinde başarısız olanların, neden başarısız oldukları konusunda yayınlar var mıdır?
·         “Matematik analitik düşünme yeteneğini geliştirir” konulu metinler / yayınlar nelerdir?
·         Matematik yeteneği konusunda araştırmalar, yayınlar nelerdir?
·         Matematik Yeteneği / Kafası Olmayanlar İçin “Okulu Bitirinceye Kadar Zorunlu Matematik Öğretimi” Sorunu konusunda sadece şu kitap mı var, başka var mı?:
·         https://eric.ed.gov/? Kaynağında ilgili yayınlar nelerdir. (Bazı kısayollar: https://eric.ed.gov/?q=mathematics+necessary
·         Dünyada Matematik Öğrenme Güçlüğü konulu yayınların listesi var mıdır? (Bazıları: https://www.sciencedirect.com/search/advanced?tak=dyscalculia&show=25&sortBy=relevance )

ÖNERİLER

·         “Matematik yeteneği doğuştan mıdır” konusunda dünyada mevcut yayınlar tespit edilmeli, incelenmesi ve araştırmalar ve görüşler hakkında bir doküman hazırlanması.
·         Matematik yeteneği olmayanlara öğrenim hayatı boyunca bu dersin zorunlu olarak verilmesi bu öğrencilere neler kaybettiriyor konusunda mevcut bilgilerin derlenmesi, bu konuda anketler hazırlanması.
·         “Matematik yeteneği olmayanlara öğrenim hayatı boyunca bu dersin zorunlu olarak verilmesi” konusunda sempozyumlar, çalıştaylar, beyin fırtınası toplantıları düzenlenmesi.
·         “Matematik yeteneği olmayanlara öğrenim hayatı boyunca bu dersin zorunlu olarak verilmesi”nin öğrenciler üzerindeki etkileri konusunda öğrencilerle görüşmeler yapılması, görüşlerinin derlenmesi, hissiyatlarının bir dokümanda toplanması.
·         “Matematik yeteneği olmayanlara öğrenim hayatı boyunca bu dersin zorunlu olarak verilmesi” konusunda dünya çapında kaynakça hazırlanması.
·         “Matematik Sorunumuz Kaynakçası” (2010)’nın dikkatlice incelenmesi. https://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/198MatematikSorunumuzKaynakcasi.doc
·         Matematik yeteneği konulu yayınların kaynakçasının hazırlanması. Yayınlardaki görüşlerin kısa, az, öz biçimde derlenip bir dokümanda toplanması.
·         Matematikte beceri düzeyleri konulu yayınların incelenmesi.
·         Matematik psikolojisi konulu yayınların tespit edilmesi...
·         Konuyla ilgili tek kitabın incelenmesi alıntılar seçilmesi sorular çıkarılması yazarla yazışmalar yapılması.
(The Math Myth: And Other STEM Delusions Hardcover – March 1, 2016
·         Zorunlu matematik dersinin öğrenciler üzerindeki olumsuz sonuçlarının araştırılması
·         Zorunlu matematik dersinin öğrenciler üzerindeki olumsuz sonuçlarının sonuçları konusunda yapılan yayınların tespit edilmesi
·         Uzmanlara konunun sorularak görüşlerinin derlenmesi
·         Matematik ile yaratıcılık arasındaki ilişki konusunda dünya kaynakçası hazırlanması...
·         Matematik travması (https://www.dunyahalleri.com/matematik-travmasi-nedir-nasil-engellenir/) ( https://www.google.com/search?q=%22math+trauma%22&rlz=1C1SQJL_trTR806TR806&oq=%22math+trauma%22&aqs=chrome..69i57j0l5.1510j0j4&sourceid=chrome&ie=UTF-8 ) konusundaki yayınların tespiti. Yayınlardaki görüşlerin kısa, az, öz biçimde derlenip bir dokümanda toplanması.

“Matematik kaygısı, birçok liberal sanat öğrencisinin matematiği takdir etmesini ve matematik derslerinde ve matematikle ilgili çabalardaki potansiyellerini gerçekleştirmesini engeller.

Yazar, geliştirdiği ve “matematik terapisi egzersizi” kullanımını açıklar.
Öğrencilerin matematik kaygısının felç edici kavramalarının ötesine geçmelerini ve matematikle daha olumlu bir ilişki kurmalarını sağlar.”. https://core.ac.uk/download/pdf/70978886.pdf

·         Matematik başarısı ve zeka ilişkisi konusundaki yerli ve yabancı tezlerin ve diğer yayın türlerindeki eserlerin incelenmesi;
Bazı Örnekler;
Uzoğlu, Mustafa  : İlköğretim Yedinci Sınıf Öğrencilerinin Zeka Alanları İle Fen Ve Matematik Başarıları Arasındaki İlişki [The Relationship Between The İntelligence Areas Of  Primary Education Seventh Students And Their Science And Mathematics Success].  Danışman: Prof.Dr. Erdoğan Büyükkasap . Yer Bilgisi: Atatürk Üniversitesi • Fen Bilimleri Enstitüsü • • •  Konu Başlıkları: Eğitim Ve Öğretim. . Yüksek Lisans.  Türkçe. 2006. 101 S.  [yöktm]
Yalçın, Pınar : Ankara Merkez İlköğretim Okullarındaki 5. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Başarıları İle Zeka, Kaygı Ve Tutum Puanları Arasındaki İlişki . Danışman: Y.Doç.Dr. Neşe Tertemiz . Yer Bilgisi: Gazi Üniversitesi • Eğitim Bilimleri Enstitüsü • • •  Konu Başlıkları: Eğitim Ve Öğretim. Dizin Terimleri: İlköğretim Öğrencileri=Primary Education Students • Kaygı=Anxiety • Matematik=Mathematics • Tutum=Attitude • Zeka=Intelligence.  Yüksek Lisans.  Türkçe. 1997. 110 S.  [yöktm]
Esra Kabataş. 2006. 10. sınıf öğrencilerinin zeka alanları ile fizik, kimya, biyoloji ve matematik başarıları arasındaki ilişki
The relationship between high students' intelligence fields and physics, chemistry, biology and math achievement            Atatürk Üniversitesi       Yüksek Lisans   Eğitim ve Öğretim = Education and Training
·         Matematik beceri düzeyleri konulu yerli ve yabancı tezlerin ve diğer yayın türlerindeki eserlerin tespiti, incelenmesi; Yayınlardaki görüşlerin kısa, az, öz biçimde derlenip bir dokümanda toplanması.
Bir örnek tez; ÇAĞLAR ÖZKUT    2011      İlköğretimdeki öğrencilerin sınıflara göre matematik beceri düzeylerinin belirlenmesi / Determination of mathematics skill levels of primary school students according to their classes. Dokuz Eylül Üniversitesi. Yüksek Lisans. Eğitim ve Öğretim = Education and Training

·         Matematik kaygısı / korkusu konusundaki yerli ve yabancı tezlerin ve diğer yayın türlerindeki eserlerin incelenmesi;
(Bazı yayınlar:




KAVRAMLAR / TERİMLER

Beyinleri köreltme
Düşünme yeteneği ve matematik
İnsanları matematik öğrenmeye zorlama
Matematiği dayatma
Matematiği sevmeyenleri zorlama
Matematiğin dayatılması
Matematik beyni geliştirir mi
Matematik dayatma
Matematik dersini dayatma
Matematik eğitimini dayatma
Matematik eğitiminin gerekliliği
Matematik işkencesi
Matematik öğrenimi hangi yaşa kadar gerekli?"
Matematik öğrenimi kaç yaşına kadar gerekli?"
Matematik Öğrenme Güçlüğü
Matematik Öğrenme Güçlüğü
Matematik öğretimini dayatma
Matematik psikolojisi
Matematik terörü
Matematik travması
Matematik Yapamıyorum Diye Ben Aptal Mıyım
Matematik yeteneği olmayanlar
Matematik yeteneği olmayanlar"
Matematik zorunlu
Matematikte başarısız olanlar
Matematikte zorlandıkları için
Zorunlu Matematik