- Daha fazlaBabanın acısına pek dikkat edilmez. O da beceremez acısını anlatmayı, istemez de. Çocuklarına ekmek almak için ayırdığı son parasını cüzdanına yerleştirir gibi kimseler görmesin diye katladıkça katlar kalbinin en ücrasına sıkıştırmaya çalışır. Taş gibi acı kesilir, içine hıçkırır
- Baba, evlatlarına karşı her zaman borçlu konumundadır. Çocuğu her istediğinde onu yeterince iyi baba olmamakla itham edebilir. Babanın annemiz gibi "seni "9 ay karnımda taşıdım, emzirdim"’ gibi cümleler kurma şansı da yoktur.
- Daha fazlaBaba; iş, çoluk çocuğun nafakası. Baba; gurbet, gidip de gelmeme ihtimali. Baba; maden, göçük tehlikesi. Baba; siperde beklemek, şehadet şerbeti... Baba olmak; seyircisiz, küçük, uzaktan gelmiş deplasman takımı rolüne rıza göstermek…
- Daha fazlaBaba; içimizdeki tunç heykel, hayatla tutamak noktamız, kâh didişerek kâh güvenerek yapışmaya çalıştığımız… Hayat mücadelemizde önce mesuliyetini sınadığımız denek taşı, sonra mesuliyetimizin sınandığı onay makamı.
- Baba olmak, bilim dünyasında da mahzun, garip. Anne olmakla ilgili gerek akademik gerek popüler yayınlar, kütüphaneler dolusu yer tutarken, baba olmak hakkında çok cılız düşünce ve araştırmalar, daha yeni ortaya çıkmaya başlıyor.
- Çocuğun dünyasında tuttukları yer ve toplumsal değer açısından anne ve baba olmak, kıyas dahi kabul etmez. Anne olmak, geniş ve çok bağlı taraftar kitlesine sahip büyük bir takıma, baba olmak ise pek seyircisi olmayan, uzak deplasmandan gelmiş küçük bir ekibe benzetilebilir.
erolgoka Retweetledi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder