26 Ocak 2023 Perşembe
Avrasya Yazıları Süleyman Seyfi Öğün
Süleyman Seyfi Öğün
Süleyman Seyfi ÖğünYazar
14 Şubat 1959 tarihinde Muğla'da doğdu. Bursa Anadolu Lisesi'nden 1977 yılında mezun olduktan sonra Bursa Uludağ Üniversitesi'nin İktisadi ve İdarî Bilimler Fakültesi'nde 1982 yılında lisans eğitimini tamamladı. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yüksek lisansını tamamladı. 1991 yılında Uludağ Üniversitesi'nde siyâset doktoru, 1993 yılında doçent ve 1998 yılında da profesör oldu. 2010 yılına kadar Uludağ Üniversitesi'nin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde kamu yönetimi bölümünde çalıştı ve emekli oldu. 2010-2016 yılları arasında Maltepe Üniversitesi'nin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin uluslararası ilişkiler ve Avrupa Birliği bölümünün başkanı sıfatıyla ders verdi. 2020 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi'ne geçti ve siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde çalışmaya başladı. TvNet kanalında Akıl Odası başlıklı programa yorumcu olarak katılmaktadır. Aynı zamanda Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.
İLETİŞİM
Avrasya
Süleyman Seyfi Öğün
Tarih
10 yazı listeleniyor
Avrasya ve Akdeniz…
Ara 20 2018, Perşembe
Parçalayarak düşünmek; başka bir ifâde ile “perakende düşünüş” sağladığı bâzı kolaylıkların yanısıra, kavrayış açısından da zaaf doğuruyor. Ayırımlar zihnîdir. Belirli adlandırmalar üzerinden işler. Ama bâzen adlandırmalarımızın tutsağı hâline gelebilip bağları ve bütünlükleri ıskalayabiliyoruz.Video: Avrasya ve Akdeniz…Akdeniz’i düşündüğümüzde bu tabloyu daha berrak görebilmek mümkündür. Bilindiği üzere Akdeniz bir iç deniz. Cebel-i Târık Boğazı ile Atlantik’ten ayrışıyor. Beşerî-siyâsal bakış,
Çin ve Avrasya
Eki 24 2019, Perşembe
Yanılsamalardan birisi, Soğuk Savaş devrinde dünyânın “kapitalist” ve “sosyalist” blok olarak ayrıştığı yolundaki algıdır. Hâlbuki, Sovyetler Birliği ve kontrolü altında bulundurduğu sosyalist kamp, KED (Kapitalist Ekonomi Dünyâ) işbölümü içinde ortaya çıkan bir yapıydı. Hegemonik olan ABD idi. (Sistem Okulu’nun metinleri bu hususta zihnimizi açtı). Sovyetler ABDhegemonyasının devâm etmesi için oluşturulan bir anti-tez yanılsamasıydı. Hoş; 1970’lerde ileri üretim atağıyla ABD‘yi de düşündürmüş;
Çetin günler
Nis 18 2019, Perşembe
Türkiye’nin NATO’lu târihi aslında, onun zihnen ve rûhen tam manâsıyla içine gömülmesi ve yalnızlaştırılmasının târihidir. Bu durum Türklerin târihsel havzalarına da yabancılaşmasıyla neticelenmiştir. O günlerde Atlantik Blokunun ileri karakolu konumuna düşürülen Türkiye’nin yegâne dünyâ algısı kuzeydeki târihsel düşmanı Rusya’dan gelebilecek muhtemel bir saldırıya kilitlenmişti. İçeride ise, bugün artık yine NATO’nun tasarımları olduğu anlaşılan bir sol-sağ kavgasına mahkûm edilmiştik.Video: Çe
Yüksek gerilim hatları
Tem 07 2022, Perşembe
Günümüzdeki gerilim alanlarına bakıldığında bir kıt’alar arası mücâdelenin devam etmekte olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. ABD bir taraftan, bir Pasifik gücü olarak Asyalı rakibi Çin ile mücadele ediyor. Diğer taraftan ise, bir Atlantik gücü olarak Kıt’a Avrupası’nı kuşatıyor. Yâni burada bir Amerika Kıt’ası ile Kara Avrupa Kıt’ası mücâdelesi yaşanıyor. Bu mücâdele ilk bakışta anlaşılmıyor. Sanki ABD ve AB devletleri NATO şemsiyesi altında toplanıp, müşterek düşman Rusya’ya karşı ittifak etmiş gö
Türkiye, Asya içlerine doğru
Kas 22 2021, Pazartesi
Türk Devletleri Teşkilâtı kuruldu. Pek çok çevre bunu, ucu açık güncel bir gelişme gibi gördü. Hâlbuki bunun, sâdece Türkiye değil, onlarca devlet ve milletin yakın bir gelecekteki âkıbetini şekillendirecek hâdisâtın belkemiğini meydana getirecek olan çok esaslı bir târihsel dönüşüm olduğunu yaşayarak göreceğiz.Son on seneler zarfında yaşanan dinamiklerin, dünyânın Atlantik üzerindeki sıklet merkezini sarstığını gösteriyor. Kabaca yeni merkez Pasifik demek de yeterli olmuyor. Mesele sâdece yeni
Biden ile aslında kim kazandı?
Kas 26 2020, Perşembe
ABD’de, Demokratların iktidâra gelmesiyle berâber bütün dünyâda siyâsal mânâda paradigmatik bir dönüşüm yaşanacağına dâir beklentiler yükselmiş durumda. Bunun neticesinde sağ-popülistik iktidâr odaklarının sıkıntıya düşeceği ve “kaçınılmaz” bir şekilde tasfiye edileceklerine dâir öngörüler de hayli yaygın bir mâhiyette karşımıza çıkıyor. Biden’ın siyâsetlerinin “kurumsal” bir çerçeveye oturacağını, Trump’ın dışladığı küresel, uluslararası yapılarla berâber çalışmak sûretiyle uluslararası hukûku
Işığın kaynağı değişiyor mu?
Kas 22 2018, Perşembe
Teorik düzlemde dünyâ târihinin hegemonik sıklet merkezlerine dâir en doyurucu çalışmalardan birisine Andre Gunder Frank ve arkadaşları imzâ attı. Buradan ilhâm alarak diyebiliyoruz ki, dünyâ târihinde “uzun zamanlar” îtibârıyla Asya temelli bir ağırlık dikkât çekmektedir. Antik Dünyâda Japonya, Çin, Hindistan, İran ile Roma ve Osmanlı imparatorluklarını içine alan Doğu Akdeniz (Mare Nostrum) baskın bir rol oynadı. Lâtinlerin mâhut “Ex Orient lux”; yâni “Işık Doğu’dan gelir” deyişi boş değildir.
Soçi sonrası
Eyl 20 2018, Perşembe
Tahran Zirvesi’ne dâir yazdığım yazıda, Rusya’nın, Türkiye için yol açacağı meseleleri göz ardı edercesine İdlib’e müdahale kararı almasının, temelde bir ABD-Birleşik Krallık-Fransa üçlüsünün “oyununa gelmek” olduğunu ifâde etmiştim. Tahran Zirvesi aslında Rusya’nın yalnızlaşması ve bir boşluğa düşmesi ile neticelendi. Türkiye müdahaleye kesin bir şekilde karşı çıktı ve kendi tezini uluslararası kamuoyu önünde kararlı bir şekilde dile getirdi. İran ise, tam da kendisinden bekleneceği gibi dışarı
Çevrimler…
May 20 2019, Pazartesi
Kur’anda en sevdiğim ifâdelerden birisidir: “Herşey aslına döner”.. Hoş, efsâneler, hikâyeler de böyle söyler.. Dere tepe düz gidilir, lâkin sonra anlaşılır ki , bir arpa boyu yol gidilmemiştir. Bu aralar sık sık bunu düşünüyorum. Süreçleri kavrayış biçimimiz , kadim gelenekte çevrimsel veyâ dâirevi iken modernlikte Kepler, Newton, Leibniz, Descartes gibi âlimler üzerinden düzçizgisel bir mahiyet kazandı. Hoş, Nietzsche “Ebedî Dönüş” kavramıyla bunun böyle olmadığını dile getirmekten geri durmad
Avrupa’nın fetreti ve Avrasya’nın yalnızlığı
Oca 26 2023, Perşembe
Bu sütunlarda, Rusya-Ukrayna savaşının, bir NATO-Rusya savaşı olduğu kadar, ondan belki de daha fazla olarak bir Anglo-amerikan küre ile Avrupa savaşı olduğuna çok defâ işâret ettim. ABD ve İngiltere, bütün ağırlıklarını vererek Kıt’a Avrupası’na çöküyor. Biden’ın iktidâra gelmesiyle berâber süreç işlemeye başladı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder