6 Ağustos 2017 Pazar

Göktürkler Döneminin Dünyaca Tanınmış Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ile Bilge Tonyukuk Kazıları’nı Konuştuk.




Göktürkler Döneminin Dünyaca Tanınmış Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ile Bilge Tonyukuk Kazıları’nı Konuştuk.
Tarih:06 Ağustos 2017Yazar:Oğuz ÇETİNOĞLU-Ekonomist, Araştırmacı-YazarKategori:Röportaj

Göktürkler Döneminin Dünyaca Tanınmış Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ile Bilge Tonyukuk Kazıları’nı Konuştuk.

Oğuz Çetinoğlu: Orkun Âbideleri ile alakalı çalışmalar 1721'de başlatıldı. Dünya üzerinde başka bir târihî eserle alakalı olarak bu kadar uzun süreli çalışma herhalde yoktur.
Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA tarafından 'Türk Anıtları Projesi' kapsamında 2 yıldır Moğolistan'da devam ettirilen 'Tonyukuk Kazıları' 2016 yılının sonunda tamamlandı. Daha önce de 2001-203 yılları arasında çalışmalar yapılmıştı.
Heyet Başkanı olarak kazılarda bulunan eserler hakkında neler söylemek istersiniz?
Prof.Taşağıl: TİKA tarafından 'Türk Anıtları Projesi' kapsamında 2 yıldır Moğolistan'da devam eden Tonyukuk kazılarında Göktürk Veziri Bilge Tonyukuk'a ait, Türk târihine ışık tutan eserler  gün yüzüne çıkartıldı. Tonyukuk Anıt alanı derinlemesine incelendi. Moğolistan'ın başşehri Ulanbatur'un 60 kilometre doğusundaki Bayn Çokto bölgesinde bulunan Tonyukuk Anıtı ve bu anıtın rüzgâr sebebiyle devrilmesi, toprak altında kalan parçaları Türk târihi için adeta mihenk taşı gibidir.
Moğolistan ve Sibirya bölgesinde milattan önce 3000 yılına kadar uzanan kadim Türklere ait kalıntı ve hayat izlerini tespit etmiş olduk.
Tonyukuk Anıtı, Ulanbatur'un 60 kilometre doğusundaki Bayn Çokto bölgesinde bulunuyor.
Çetinoğlu: Bu eserlerden edinilen bilgiler nelerdir?
Prof. Taşağıl: Korumaya alınan eserler, hem atalarımızın hayatına ışık tutuyor, hem de ilk Türk devletinin işleyişini ortaya seriyor. Hiçbir milletin târihî geçmişi milattan önce 3000 yılından önceye gitmiyor.
Çetinoğlu: Türklerin târihini daha eskilere dayandıranlar var...
Prof. Taşağıl: Türklerin 9000 yıl önce de var olduğunu söylemek uydurma. İlk Türklerin çıkış noktası şu an Rusya topraklarında bulunan Abakan, Hakasya ve Minusinsk Krasnoyarsk. Bölgede en eski Türk kültürünü temsil eden kalıntılar ile Afanasiyevo kültürüne ait hayat izleri mevcut. İlk çıkış noktamız bu 3 yer ve Hakasya. Varoluşumuza ışık tutan kalıntıları muhafazaya alıp, gelecek kuşaklara aktarmalıyız.
Çetinoğlu: Devletin işleyişinden söz ettiniz. O hususta ulaştığınız bilgilerden bahseder misiniz?
Prof. Taşağıl: Moğolistan'da 250'den fazla (her geçen gün yeni yazıt bulunuyor) Türk yazıtı var. Tonyukuk Yazıtları Türkler için en önemli kalıntılarındandır. Yazıtlar 2. Göktürk Devleti dönemini, Türk devlet felsefesini, halk, devlet ilişkilerini, iç-dış düşmanların nasıl engellenmesi gerektiğini, hükümdarların görevini, Türklerin o dönem şehirlerde yaşamasının imkânsız olduğunu ve Budizm'in Türklere felaket getireceğini anlatıyor. Yazıtlarda savunma savaşı yapmanın gereksiz olduğu, yerine göre geri çekilip, güçlendikten sonra saldırıya geçmenin gerektiği yönünde askerî bilgiler bulunuyor. Tonyukuk'a ait 2 yazıt bulunurken, biri 27, diğeri 35 satırdan oluşuyor.
Çetinoğlu: Tonyukuk öğütlerini neden taşa yazmış?
Prof. Taşağıl: Tonyukuk'un öğütlerini taşa yazmasını sebeplerinden biri o dönem Türklerin kâğıt kullanmıyor olmaları. Ancak daha da önemlisi bilgilerin gelecek kuşaklara aktarılması.
Çetinoğlu: Rüzgâr, aşırı sıcak ve soğuklar yazıtlara zarar vermiştir. Tâmiri ve sonraki yüzyıllara intikali sağlanabiliyor mu?
Prof. Taşağıl: Kazı ekibinde arkeolog Âdil Yılmaz ve Alparslan Âşık da bulunuyordu. Müze projesinin temeli 2017 yılı içinde atılacak. Proje kapsamında yazıtların üzerinin kapatılacağı bir yapı inşa edilecek. Moğolistan'daki müzelerin büyük kısmı açık alan şeklinde ve birçok Türk yazıtı kaya üzerine kazılı. Bu nedenle eserleri yerinden alıp götürmek mümkün değil. Türk yazıtlarının envanteri çıkartılıp yayınlanmalı. Moğolistan'ın doğusundan, batısına her yerde Türklere ait kalıntılar var. Arhangay, Bayan Ölgiy, Hovd eyaletlerinde bugüne kadar bilinmeyen Göktürk dönemine ait çok sayıda târihî eser bulunuyor. Bu eserler çok önemli. Karabalasagun bölgesindeki yazıtların mutlaka koruma altına alınması gerekiyor. Söz konusu eserler Türk târihi için adeta yeni bir ufuk açıyor.
Çetinoğlu: Ekipte epigraf var mıydı, ilk defa karşılaşılan yazıtlardaki yazılar okunup kayıt altına alındı mı?
Prof. Taşağıl: Orhun ve Tonyukuk yazıtları zaten defalarca yayınlandı. Ekipte tabiiki epigraflar bulunuyordu. Her türlü çalışma sağlıklı bir şekilde yürütüldü.
Çetinoğlu: Moğolistan tarihi hakkında neler söylemek istersiniz?
Prof. Taşağıl: Türkler Moğol coğrafyasında bulunurken, 'Moğol' denilen halklar, Moğolistan'ın doğu ve kuzey doğusunda yaşıyordu. 840 yılından itibaren Büyük Uygur Kağanlığı'nın yıkılmasıyla Türk boyları batıya göç etmeye başlayınca, doğan boşluğu doğudan gelen Çinli kabileler doldurdu. 'Moğol' olarak adlandırılan halkların varlığı ise bu coğrafyada 13.-14. yüzyıldan sonra ortaya çıktı. Çok sayıda Türk kabilesi Cengiz Han İmparatorluğu'nda yer alarak önemli işler gördü.
Çetinoğlu: Türklerle Moğollar arasındaki etnik bağları sorsam...
Prof. Taşağıl: Moğollar ile akrabalık bağlarımız var ancak farklı iki milletiz. Kuzey Çin, Sibirya ve Moğolistan coğrafyası Altay, Sayan ve Tannu-Ola Dağları Türk târihinin varolduğu bölgeler. Ancak herkesin merak ettiği ve üzerinde tartışma yaşanan ilk Türklerin varlığı ise Sibirya'nın derinliklerinde saklı. Mutlaka Rusya ve Moğolistan ile masaya oturup târihimizin başlangıcına ışık tutan kalıntıları muhafaza altına alarak gelecek kuşaklara aktarmalıyız.
Çetinoğlu: Gelenekler ve inançlar arasındaki benzerlikten söz ediliyor. Mesela Nargudan...
Prof. Taşağıl: Nargudan Türk yılbaşısı değildir. Türk yılbaşı geleneği 20 Şubat'ta kutlanan Beyaz Bayram'dır. Kışın bitişini simgeleyen Beyaz Bayram, Tuva ve Moğollar arasında kutlanmaya devam ediyor. Kadim Türkler, Göktanrı, Budizm ve tabiat inancı olmak üzere 3 farklı inanışa sâhipti. Çam ağacı Türk coğrafyasında bulunmuyordu. Çam fikri ve Nargudan tezi, Friglerden türeme. Türklerin kutladığı 'Beyaz Bayram'da et yenir, kımız içilirdi. Nevruz ise ne Türk, ne de Kürt bayramıdır. İranî bir bayramdır. Orta Asya çıkışlı olmayan bu bayram zaman içinde Türkler ve Kürtler tarafından benimsenmiştir.
Çetinoğlu: Türkleşen Moğollar - Moğollaşan Türkler... söylentisi hakikat mi?
Prof. Taşağıl: Birbirine çok yakın milletler oldukları için birbirlerini etkilemeleri gayet normal bir sonuçtur.
Çetinoğlu: Bölgede, yazıtlarla ilgili başka ne gibi işler yapıldı?
Prof. Taşağıl: Ulanbator'da, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA) öncülüğünde yapılan kazı çalışmalarından çıkan Türk târihine ait yeni kalıntılar Bilge Tonyukuk bölgesinde sergilenecek.
Moğolistan'da gerçekleştirdiği birçok projeyle adından söz ettiren TİKA başkent Ulanbator'un Nalayh kasabasında ikinci Türk müzesini açmaya hazırlanıyor. Moğolistan'daki Türk anıtları projesinin yeniden canlanması maksadıyla TİKA ile Moğolistan Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığı arasında iş birliği ile imzalanan iyi niyet anlaşması kapsamında Bilge Tonyukuk Külliyesi bölgesinde yapılan kazı çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Türk Moğol kazı çalışmaları sonrasında bulunan Türk târihine ait kalıntılar Bilge Tonyukuk bölgesinde önümüzdeki yıllarda TİKA tarafından açılması planlanan müzede sergilenecek.
Çetinoğlu: Siz, 'Türkiye'nin önde gelen Göktürk târihçisi' olarak biliniyorsunuz. Kazılarda elde edilen eserlerin kıymeti hakkında neler söylemek istersiniz?
Prof. Taşağıl: Tonyukuk anıtı gelecek nesillere ders niteliğinde öğütler veriyor. Göktürklerin büyük veziri Tonyukuk, Türk târihinin bilgeliği ile tanınmış en mühim şahsiyetidir. Özellikle İslam öncesi, kayıtların son derece az olduğu bir dönemde ve Çin kaynaklarının onun hakkında verdiği bilgiler son derece alaka çekicidir. Türk kültür târihinin önemli âbideleri olan Orhun yazıtları, bize bunları söylüyor.  Bölge coğrafyasına genel olarak baktığımızda Türklerden kalma ve İslam öncesi döneme ait çok sayıda anıt gördük. Bu anıtın önemi ilk olmasıdır.
Orhun Abideleri'nde yazılı olduğuna göre;  Türk devlet adamları milletine hesap verir; bütün bir milleti ilgilendiren, milletin geleceğine ışık tutacak görüş ve fikirler, Türk milletinin hayatında huzur ve güven için girişilen mücâdeleler anlatılır. Sâdece o zamanki Türklerin devlet, politika ve gelenekleri açısından değil, bütün Orta Asya medeniyetlerinin gelişim târihi açısından da önemli bir yer tutar.
Prof. Dr. AHMET TAŞAĞIL:
1964 yılında Kocaeli ilinin Karamürsel ilçesinde dünyaya geldi.

1985 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Târih bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitede 1988 yılında yüksek lisansını tamamladıktan sonra 1991 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Genel Türk Târihi alanında 'Gök-Türkler (542-630)' adlı teziyle doktorasını tamamladı. 1992 yılında yardımcı doçent, 1995 yılında ise Genel Türk Târihi alanında doçent unvanını kazandı. 2001 yılında profesör oldu.

2007-2008 yıllarında Mimar Sinan Üniversitesi (MSGSÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı. 2008 yılında ise MSGSÜ de Rektör yardımcısı oldu. 2009 yılında Târih Bölümü Başkanlığı görevine getirildi. Ocak 2015 târihi itibâriyle Yeditepe Üniversitesi Târih Bölüm Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Göktürkler üzerine çalışan ve konuda uzman olan dünyadaki sayılı ilim adamlarındandır. Türk Kültür Târihi, Genel Türk Târihi ve Türk Cumhuriyetleri uzmanlık konularıdır. Bu konularda birçok makalesi ve eseri yayınlanmıştır. 2015 yılından itibâren Bilge Tonyukuk Anıt alanında kazı çalışması yapmaya başlayan Türk kazı heyetine başkanlık etmektedir.

http://www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr/Yazi.aspx?ID=8293

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder