SÜPER MİLLET
Tüm ülkeler süper devlet olmaya çalışır, didinir, uğraşır. Merhamet nedir, yardımlaşma nedir, aç doyurmak nedir en önemlisi imece nedir bilmeyen tebalarına rağmen süper olma iddialarını devam ettirirler. Medeniyetiniz çökmüşse, kültürel değerleriniz yok olmuşsa, ikonlarınız, tabularınız ve kutsiyet atfettiğiniz değerleriniz anlamlarını yitirdiyse. iflas etmiş bütün izm'lerinizle; III.bine hoşgeldiniz beyler.
Tarih bir medeniyetler mezarlığıdır. Mukaddes kitabımız Kur’an bunları isim isim sayıyor.
Türkler, Batılı tarihçilerden kendi tarihini öğrenme mecburiyetinde bırakılmıştır.
Türk’ün medeniyetleri yönetme dehası ve kabiliyeti yok sayılmıştır, Tarih kitaplarında ''Türk Medeniyeti'' diye bir başlık altında dahi yer verilmemiştir. Dinler tarihi hocam Abdurrahman Küçük bu konuları dantel gibi hassas işliyor, ömrü uzun olsun.
Güneşin doğduğu yerden; Mançurya’dan başlayan; At’ın evcilleştirilmesi ve Tekerleğin icat edilmesi süreciyle, Batıya akan Medeniyet yolculuğumuza bir de benim gözümden bakın Medeniyet diye yazılan kavimlerin Türk idaresinde ki yüzerli yıllarını görelim.
Çin Medeniyeti; Xia, Song, Chou-Khan hanedanlarıyla yüzlerce yıl yönetilmişken; Beyaz piramitlerin, Turfan sulama tünellerinin sırları elan çözülmemişken,
Hind Medeniyeti; Babürler tarafından kuşaklar boyu idare edilmiş, Tac Mahal gibi bir Dünya şaheseri Türkler tarafından inşa edilmişken (Kraliçenin tacında takılı olup şimdi saklanan elmas bu caminin kubbesine bağlı şamdandan çalınarak kaçırılmıştır. Okuyucularım bir taşın daha İngilizlerce çalındığını hatırlayacaklardır, Ayasofyanın Halka-i Hilafet gerdanlığı olan sıfır meridyen taşının yerebetan sarnıcı kapısı önündeki taşın yarısını!!), Urduca gibi bir ordu dili Hindistan’a miras bırakılmış, Şeyh Galip ve Divanı gibi muhkem bir edebi eser günümüze kadar ulaşmışken;
Acem Medeniyeti; Yakın zamana kadar Kaçar hanedanı beylerince yönetiliyorken.
Arap ve İslam’a tam bin yıldır hizmetkârlık ve sancaktarlık yapabildiysem.
Mısır Medeniyetini Memlüklü ve Kölemen kimliğimle muhafaza etmişsem, dahası M.Ö. 3 binde Pelasg (İskit veya Saka Türkleri) kimliğimle gittiğim Mora yarımadasının üst kısmında Teselya (Te SILA) bölgesinde, bizden bin yıl sonra M.Ö. 2 binde Mısır tarafından gelen Greek’lere (Meydan Larousse’de “Hırsız Hilekâr” demektir.) ev sahipliği yapıp Latin Medeniyeti’nin anası sayılan bu palikaryalara da ev sahipliği yaptıysam ve Akropol’ün altında ki imar edilmiş duvarında adı Pelasg duvarı olarak orada Yunan’dan önce olduğumu tescil ediyorsa. Benim Türk medeniyetimi yok sayanlara LÂ makamında ne diyeyim? Bakın daha Hordus demedik Altın Ordu'dan bahsetmedik. İberia, Albania, Etrüsk, İtalya demedik. Eti, Sümer, Kenger de demedik. Afrikaya İslam internetten gitmedi, Arabın götürdüğü yer İspanya orada da esamisi kalmadı. Bakın Afrikanın içleri öyle mi? hala kırmızı fesliyi bekliyor.
Şimdi soralım;
Tarihte var sayılan, yazılan Çin, Hind, Acem, Arap, Mısır ve Latin Medeniyetlerini bunca yıl yönetmeyi başarmış Türk’ü Medeniyet sahibi saymamış bilim körlerine, bunları Batılı meslektaşlarına haykırmamış akademik sıfatlı, Batı suratlılarıma yazıklar olsun demeyelim mi?, yedikleri Anadolu toprağının ekmeğini helal mi edelim?, Al yazmalı analarınızın sütüne yazık, hem de çok yazık.
Üç Rahmetliyi onlardan ayırıp anmadan edemem Adile Ayda hanımı, Kazım Mirşan meslektaşımı ve Servet Somuncuoğlu kardeşimi (Mevlâm Rahmet eylesin) çalışmalarıyla gözlerimizi açtılar, yazıtları ve okumalarıyla ufkumuzu genişlettiler.
Atlas Okyanusundan, Pasifik Okyanusuna, Hind Okyanusuna At sırtında 10 bin kilometre.
Yüzlerce yıl yönettiği yerlerde altı yok edilmemiş adeta Türklük aşısı yapılmış Medeniyet yaşatan ceddime Rahmet olsun.
İbn-i Haldun'dan medeniyetlerin nasıl yeşerdiğini öğrendim; terslerinden tez geliştirdim, 1- Tarihleriyle oynayarak. 2- Çografya adlarını ve referanslarını değiştirerek. 3- Kültür omurgasında ki omurlardan (hars ve töre) bir kaçını devre dışı bırakıp medeniyeti yok ederim. Savaşla yapamadığımızı biz böyle yaptık. Ben bu işlere başladığımda Dünyada 21 medeniyet vardı, kalemi bıraktığımda 6 kalmıştı diyor, kefere Arnoldo Toynbee
Şimdi 380 milyar dolar bizim sahamızda fitne çıkaranlara yardım eden, yataklık edenlerle yeni bir mücadele zamanı selası veriliyor, işitmiyorsunuz..
Dünyada topu topu 10 Milyon Musevi yaşar, antisemitizmi yasaklayan yasalarla korunurlar.
1,6 Milyar Müslüman yaşar, İslamofobi diye bir düşmanlığa lâyık görülürler.
Anti semitizm de bir Batı icadıdır.
İslamofobi de bir Batı icadıdır.
Bizi töhmet altında, savunmasız bir halde bırakmak için çağın tezgâhlarından yalnızca birisidir.
İdrak eden; Beri gelsin…
Batı kumpanyasının kiralık mahluklarından coğrafyamızı, alemi İslamı, İnsanlığı ve dinimizi ve dahi dilimizi, ülkemizi korumak ve kollamak gibi ilahi bir vazifemiz vardır, kaçışımız yok illaki sorgulanacağız.
Mustafa Kemalin açılmayan vasiyetinden bir paragraf; YA ELLİ SENE SABIR EDECEĞİZ, YA DA 70 MİLYON OLANA KADAR BEKLEYECEĞİZ.?????HALA mı?
Tarih bir medeniyetler mezarlığıdır. Mukaddes kitabımız Kur’an bunları isim isim sayıyor.
Türkler, Batılı tarihçilerden kendi tarihini öğrenme mecburiyetinde bırakılmıştır.
Türk’ün medeniyetleri yönetme dehası ve kabiliyeti yok sayılmıştır, Tarih kitaplarında ''Türk Medeniyeti'' diye bir başlık altında dahi yer verilmemiştir. Dinler tarihi hocam Abdurrahman Küçük bu konuları dantel gibi hassas işliyor, ömrü uzun olsun.
Güneşin doğduğu yerden; Mançurya’dan başlayan; At’ın evcilleştirilmesi ve Tekerleğin icat edilmesi süreciyle, Batıya akan Medeniyet yolculuğumuza bir de benim gözümden bakın Medeniyet diye yazılan kavimlerin Türk idaresinde ki yüzerli yıllarını görelim.
Çin Medeniyeti; Xia, Song, Chou-Khan hanedanlarıyla yüzlerce yıl yönetilmişken; Beyaz piramitlerin, Turfan sulama tünellerinin sırları elan çözülmemişken,
Hind Medeniyeti; Babürler tarafından kuşaklar boyu idare edilmiş, Tac Mahal gibi bir Dünya şaheseri Türkler tarafından inşa edilmişken (Kraliçenin tacında takılı olup şimdi saklanan elmas bu caminin kubbesine bağlı şamdandan çalınarak kaçırılmıştır. Okuyucularım bir taşın daha İngilizlerce çalındığını hatırlayacaklardır, Ayasofyanın Halka-i Hilafet gerdanlığı olan sıfır meridyen taşının yerebetan sarnıcı kapısı önündeki taşın yarısını!!), Urduca gibi bir ordu dili Hindistan’a miras bırakılmış, Şeyh Galip ve Divanı gibi muhkem bir edebi eser günümüze kadar ulaşmışken;
Acem Medeniyeti; Yakın zamana kadar Kaçar hanedanı beylerince yönetiliyorken.
Arap ve İslam’a tam bin yıldır hizmetkârlık ve sancaktarlık yapabildiysem.
Mısır Medeniyetini Memlüklü ve Kölemen kimliğimle muhafaza etmişsem, dahası M.Ö. 3 binde Pelasg (İskit veya Saka Türkleri) kimliğimle gittiğim Mora yarımadasının üst kısmında Teselya (Te SILA) bölgesinde, bizden bin yıl sonra M.Ö. 2 binde Mısır tarafından gelen Greek’lere (Meydan Larousse’de “Hırsız Hilekâr” demektir.) ev sahipliği yapıp Latin Medeniyeti’nin anası sayılan bu palikaryalara da ev sahipliği yaptıysam ve Akropol’ün altında ki imar edilmiş duvarında adı Pelasg duvarı olarak orada Yunan’dan önce olduğumu tescil ediyorsa. Benim Türk medeniyetimi yok sayanlara LÂ makamında ne diyeyim? Bakın daha Hordus demedik Altın Ordu'dan bahsetmedik. İberia, Albania, Etrüsk, İtalya demedik. Eti, Sümer, Kenger de demedik. Afrikaya İslam internetten gitmedi, Arabın götürdüğü yer İspanya orada da esamisi kalmadı. Bakın Afrikanın içleri öyle mi? hala kırmızı fesliyi bekliyor.
Şimdi soralım;
Tarihte var sayılan, yazılan Çin, Hind, Acem, Arap, Mısır ve Latin Medeniyetlerini bunca yıl yönetmeyi başarmış Türk’ü Medeniyet sahibi saymamış bilim körlerine, bunları Batılı meslektaşlarına haykırmamış akademik sıfatlı, Batı suratlılarıma yazıklar olsun demeyelim mi?, yedikleri Anadolu toprağının ekmeğini helal mi edelim?, Al yazmalı analarınızın sütüne yazık, hem de çok yazık.
Üç Rahmetliyi onlardan ayırıp anmadan edemem Adile Ayda hanımı, Kazım Mirşan meslektaşımı ve Servet Somuncuoğlu kardeşimi (Mevlâm Rahmet eylesin) çalışmalarıyla gözlerimizi açtılar, yazıtları ve okumalarıyla ufkumuzu genişlettiler.
Atlas Okyanusundan, Pasifik Okyanusuna, Hind Okyanusuna At sırtında 10 bin kilometre.
Yüzlerce yıl yönettiği yerlerde altı yok edilmemiş adeta Türklük aşısı yapılmış Medeniyet yaşatan ceddime Rahmet olsun.
İbn-i Haldun'dan medeniyetlerin nasıl yeşerdiğini öğrendim; terslerinden tez geliştirdim, 1- Tarihleriyle oynayarak. 2- Çografya adlarını ve referanslarını değiştirerek. 3- Kültür omurgasında ki omurlardan (hars ve töre) bir kaçını devre dışı bırakıp medeniyeti yok ederim. Savaşla yapamadığımızı biz böyle yaptık. Ben bu işlere başladığımda Dünyada 21 medeniyet vardı, kalemi bıraktığımda 6 kalmıştı diyor, kefere Arnoldo Toynbee
Şimdi 380 milyar dolar bizim sahamızda fitne çıkaranlara yardım eden, yataklık edenlerle yeni bir mücadele zamanı selası veriliyor, işitmiyorsunuz..
Dünyada topu topu 10 Milyon Musevi yaşar, antisemitizmi yasaklayan yasalarla korunurlar.
1,6 Milyar Müslüman yaşar, İslamofobi diye bir düşmanlığa lâyık görülürler.
Anti semitizm de bir Batı icadıdır.
İslamofobi de bir Batı icadıdır.
Bizi töhmet altında, savunmasız bir halde bırakmak için çağın tezgâhlarından yalnızca birisidir.
İdrak eden; Beri gelsin…
Batı kumpanyasının kiralık mahluklarından coğrafyamızı, alemi İslamı, İnsanlığı ve dinimizi ve dahi dilimizi, ülkemizi korumak ve kollamak gibi ilahi bir vazifemiz vardır, kaçışımız yok illaki sorgulanacağız.
Mustafa Kemalin açılmayan vasiyetinden bir paragraf; YA ELLİ SENE SABIR EDECEĞİZ, YA DA 70 MİLYON OLANA KADAR BEKLEYECEĞİZ.?????HALA mı?
Kaynak: SÜPER MİLLET - Yalçın Koçak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder