19 Ocak 2018 Cuma

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ 19 Ocak 2018

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ

“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

19 Ocak 2018

“Aynı makinelerle, aynı insan gücüyle katma değeri daha yüksek üretim gerçekleştirmeye mecburuz. Bu hem içeride gelir artışına hem de dışarıda ihracat artışına kapı açacak.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/uretim-artiyor-ama-ucuz-mal-uretiyoruz/399173

“Kitabın ön sözünde İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, çalışmanın hazırlanışından söz ederken, "65 yıllık geçmişiyle İstanbul’un ve ülkemizin tarihinin yakın tanığı olan İSO, hazine değerinde kıymetli bir tarihe sahip. Sanayimizin ilk günlerinden itibaren var olan ailelerin birinci ve ikinci kuşaklarının çok değerli hatıraları var. O hatıralar bir şekilde İSO’yla bütünleşiyor. Sanayimizin geride bıraktığı zorluklar, verdiği mücadeleler, başarı hikayelerinden oluşan bu hazineyi gelecek kuşaklara aktaracak bir çalışma yapma konusunda Yönetim Kurulumuzda ortak bir görüş doğdu” dedikten sonra, kendilerine sanayinin deneyim ve birikimini aktarma konusunda görev düştüğünün altını çiziyor.
İSO’nun bu çalışmasının birçok odaya ilham vermesini diliyorum.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/isodan-istanbul-sanayi-tarihi-sanayinin-sonsuz-isiginda-kitabi/399175

“Çok fena halde kötüye doğru evriliyoruz. "Ah nerede o eski bayramlar" ya da "Nerede o eski komşuluk ilişkileri" diye nostalji yapmak değil amacımız. "Tonton bakkal amcayı" da özlüyor değiliz.
İnsanların birbirlerine karşı olan olumsuz tutumlarından, hoşgörüsüzlüğün adeta tavan yapmış olmasından, giderek tırmanan bencillikten söz ediyoruz.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/evrilmemiz-niye-kotuye-dogru/399135

“Küresel çapta tüketici trendlerini izleyen Trendwatching adlı kuruluşu bu köşeyi izleyenler yakından tanıyacaktır. Trendwatching, her yılın sonunda, yeni yıla ilişkin trend öngörülerini bir rapor olarak yayınlıyor. Bu yıl da “2018’in 5 Trendi” başlığıyla yayınladığı raporda, tüketicilerin 2018 için şirketlerden ve markalardan beklentilerini etraflıca ortaya koydu.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/2018in-5-tuketici-trendi/399203
“Siz de işe “Hizmet verdiğimiz insanların hikayeleri nasıl değişiyor?”, “Başarmalarına yardımcı olmak için bize gösterdikleri amaçları ve mesajlar nelerdir?” sorularını sorarak işe başlayabilirsiniz.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/2018in-5-tuketici-trendi/399203

“Bir ekonomist-finansçı ile kökeni finansçı olan bir tarihçi astrolog geleceği yorumlasa nasıl olur düşündünüz mü? Şahane! Atilla Yeşilada ile Hakan Kırkoğlu’ndan 2018-20 aralığını yorumlamalarını rica ettim. Biri tüketici güven endekslerini, uluslararası finans kuruluşlarının raporlarını, kendi ekonomi analizleri ile danışman öngörüsünü, diğeri tarih bilgisini, astroloji bilimini, gelmiş geçmiş yıldız hareketlerinin geleceğe iz düşümünü konuşturdu.
Buyurunuz; Türkiye’nin siyasi, ekonomik, stratejik Yıldız Haritası:”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/turkiyenin-yildiz-haritasi/399211

“Ama şu konuda yanılmadığıma eminim. Şirketlere bir çift sözüm var; elinizden geldiği kadar kredileri kapatın. Her yenilediğinizde kredi maliyetleri artacak. Dünya buraya gidiyor, bundan kaçmak imkansız. Artık öz kaynak ya da ürettiğiniz nakitle iş yapacaksınız ya da ortak getireceksiniz. Aksi halde ayakta kalmanız çok zor.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/turkiyenin-yildiz-haritasi/399211

“WEF tarafından Kasım 2017’de yayınlanan “Küresel Cinsiyet Uçurumu” raporuna göre, ekonomi, eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda izlenen bu uçurum, topluma zarar veriyor. Bu şekilde devam ettiğimiz sürece, kadın- erkek arasındaki cinsiyet uçurumu 217 yıl daha kapanamayacak. Oysa, PwC’nin İstihdamda Kadın 2017 endeksine göre, OECD ülkelerinde ücret eşitliği sağlamak, kadın çalışanların 2 trilyon dolarlık bir ekonomi yaratmasını sağlayacak.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/daha-kadinsi-bir-gelecek-umidiyle/399191

Türkiye’nin ilaç sektöründe yeni dünyada rekabet edebilmesinin yolu, bu tür startuplara büyük şirketlerin ilgisini artırmaktan geçiyor. Eski yöntemlerle uğraşmayı bırakıp bu tür işbirliklerini teşvik etmeye yönelmemiz gerekiyor. Hatırlarsanız 2012’de 90 yıllık ilaç şirketimiz Mustafa Nevzat'ın satış değeri 700 milyon dolardı. Yani 1 yaşında bir kanser girişiminin satış değerinin onda biri kadar. Türkiye’nin neye odaklanacağını, hangi aktörleri ve araçları nasıl kullanacağını artık doğru belirlemesi gerekiyor. Yeni dünyada nasıl rekabet edebileceğimiz ortada. Biz hâlâ, ilaç endüstrisini maliye politikası kapsamında mı yoksa teknoloji ve sanayi politikası kapsamında mı değerlendireceğimize karar veremedik. İlaç endüstrisi, bir maliye politikası aracı değildir. Yeni teknolojilerin Türkiye’de yayılmasını hızlandırmak için, biyoteknoloji startupları ile birlikte sanayi politikası kapsamında değerlendirmemiz gereken bir endüstridir.”. https://www.dunya.com/kose-yazisi/bir-yasinda-bir-kanser-startupi-7-milyar-dolara-satildi/399217

“İstanbul Sanayi Odası’nın kuruluşunun 65. yılı nedeniyle hazırlattığı “Üretenlerin Öyküsü” kitabı yayımlandı. 28 kişiyle yapılan söyleşilere yer verilen kitapta sanayiciler son yıllarda ekonomi içindeki irtifa kaybeden ve dünyadan gelen teknolojik dönüşüm çerçevesinde zorlanan sanayi sektörünün geleceğini sorguladı. Sanayiciliğin yeni kuşaklara ve geleceğe mutlaka aktarılması ve sevdirilmesi gerektiğinin altını çizen sanayiciler “Sanayisiz bir Türkiye düşünülemez. Sanayi her zaman olacak” görüşünde. İşte kitaptan yaptığımız alıntılarla sanayicilere sorular ve yanıtları...”. http://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/1802595-sanayiciler-gelecegi-sorguladi-sanayisiz-turkiye-olmaz

“Suriye’de ABD ile yaşadığı giderek derinleşen ihtilafın panzehirini Moskova’da arayan Ankara’nın işi hiç kolay değil. Nedenini ben değil Fırat Kalkanı Operasyonu ve Astana sürecinde Ankara ile yakın mesai yapan Özgür Suriye Ordusu sözcülerinden bu hafta Washington’da görüştüğüm Usame Ebu Zeyd söylesin:
‘Fırat’ın doğusunda SDG’yi Amerika destekliyor, Fırat’ın batısında ise Rusya. SDG’nin Pentagon’a ‘canınız cehenneme’ deyip sahada sırtını Rusya’ya dayadığı olaylara tanık olduk.’”.  http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/cansu-camlibel/ypgden-sinir-ordusu-makyaj-tutar-mi-40714690

““Avrupa yakasında Haliç, Topkapı, İkitelli derken Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesine gidildi. Anadolu yakasında Erenköy, Koşuyolu, Çamlıca, Kartal derken Kocaeli’nin Gebze ilçesine uzandı. Yaşanan tüm bu taşınmalar sanayicilerin inşaat, alışveriş merkezi (AVM) şehvetine kapılmasının bir sonucu.”

‘Tapusu bizde olmasın’
“Sanayicinin içine şeytanı kaçırmamak lazım” diyen Bahçıvan, “Sanayi arsası, sanayicinin tapulu malı olmamalı. 100 yıl, 200 yıl kullanım hakkıyla verilsin. Arsa sanayicinin malı olunca, ikinci, üçüncü kuşak inşaat, AVM şehvetine kapılıyor” ifadelerini kullandı.
Türk ekonomisine yön veren, sanayiye en fazla bağlı ailelerde bile bu eğilimin ortaya çıkabildiğini kaydeden Bahçıvan, “Şehir gelişip, sanayi arsasının farklı yapılaşmalar için değeri artınca, sanayiciyi yoldan çıkaran çok oluyor” dedi.”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/sukru-andac/sehvete-kapilip-seytana-uymayin--2593636/

“Türkiye’de Girişimlere Yatırım Rekoru Kırıldı
Türkiye’de melek ve VC’ler 2017 yılında 162 girişimi 103 milyon dolar yatırım yaptı. Özel sermaye girişimlerini de saydığımızda bu rakam 167 girişime toplamda 177 milyon dolar gibi bir büyüklüğe geliyor ki bu miktar Türkiye girişim ekosistemi için bir rekor. Daha 1 yıl öncesine kadar “Türkiye’de girişimlere 100 milyon dolardan fazla yatırım yapıldığını görebilecek miyiz ?” diye düşünürken bunun 2017 yılında gerçekleştiğini görmek ekosistemin takipçisi olarak beni oldukça sevindirdi. Etkinlik sırasında da rakamlar açıklandığında tüm paydaşların ortak sevinci bu psikolojik barajın geçilmesiydi. 
Türkiye 2017 yılına kadar 100 milyon dolar altında erken dönem yatırımı yapılan 2. ligdeydi. 100 milyon dolar barajını geçerek Norveç, Danimarka, Finlandiya ve İtalya gibi ülkelerin olduğu 1. lige yükseldi. Tabi Türkiye ile beraber Polonya da bu lige yükselen bir diğer ülke oldu. Polonya’nın yükselişinin anlamak için bir çok hazırlığa bakmak gerekiyor fakat en önemlilerinden biri Türkiye’nin yarı nüfusuna sahip olmasına rağmen Türkiye’nin 2 katı yazılımcısı olması. Yazılımcı yetiştirene kadar belki de etrafımızdaki ülkelerdeki en iyi yazılımcıları ülkemize çekecek bürokratik engelleri aşmamız gerekiyor.”. http://www.milliyet.com.tr/serkan-unsal/turkiye-girisim-ekosistemi-bir-ust-teknoloji-2593810/

Fabrikasını kapatıp yerine AVM dikmek için babasının ölümünü bekleyen çok sayıda üçüncü kuşak sanayici tanıyorum.
Sadece sanayiciler mi? Organize sanayi bölgeleri de bu kirlilikten nasibini alıyor.
OSB'lerde dahi arsa rantı beklentisiyle hareket eden sanayiciler türedi. Başka birörneğim, teknokentlerden...
Çoğu, emlak ofisine dönüştü bile...
Erdal Bahçıvan'ın hükümete çağrısı şu: "Gelin sanayicinin 'şeytana uymasının 'önüne geçin. Doğru planlamayla sanayi bölgeleri belirlensin, arsa sanayiciye uzun vadeli kiralansın. Böylece sanayici arsadan sağlayacağı rantı düşünmek yerine üretime daha fazla odaklanır." 
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/01/19/sanayide-emlak-ve-tapu-sehveti

“Türkiye'de "teşvik aklı"nın değişmesi gerekiyor. "Pasif akıl"dan "aktif akıl"a geçilmesi gerekiyor. Teşvik aklının, "tüccar gibi" yönetilmesi gerekiyor.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/01/19/sanayide-emlak-ve-tapu-sehveti

“Startups.Watch Girişim Ekosistemi 2017 araştırmasına göre Türkiye, 100 milyon dolar sınırını aşarak 1’inci Lig’deki ülkelerin arasına çıktı. Araştırmaya göre 162 girişim, melek yatırımcı ve girişim sermayesi şirketiyle toplam 103 milyon dolar yatırım aldı”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/sirt/2018/01/19/turkiye-girisimde-1inci-lige-cikti

“Peki biz toplum olarak vicdanımızı ne zaman, nerede düşürdük?
Konu, sosyolog ve psikologların alanına girmesine rağmen kafa yormadan duramıyorum. Acaba dizilerde, filmlerde, haber bültenlerinde sürekli şiddet pompalanması yüreğimizi mi nasırlaştırdı?”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/aytug/2018/01/19/vicdanimizi-nerede-dusurduk-acaba

“Sözün özü: Dünyanın, Batı uygarlığı sapmasına ve saldırısına maruz kalmak gibi devâsâ bir sorunu var.
Bu temel varoluşsal mesele üzerinde kafa yoramazsak, Batılıların haksız, hukuksuz ve zorba hegemonyasından önce zihnen, sonra da fiilen kurtulmanın yolları üzerinde imal-i fikir yapamazsak, bir arpa boyu bile yol alamayız.
Özetle: Öncelikli olarak, Batı’nın zihnen ve fiilen işgalini görmek ve bu çifte işgali yok etmenin yollarını bulmak zorundayız.
O yüzden Batı’yla enlemesine ve boylamasına hesaplaşmadan aslâ, diyorum. Vesselâm.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/dunyanin-bati-sapmasi-ve-saldirisi-sorunu-var-2043041

“Daha sistemli, daha metodik ve amaca matuf bir okuma tarzının verimi arttıracağını düşünüyorum şahsen.”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/kemalozturk/genclere-kitap-okuma-kilavuzu-2043044




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder