Yaklaşık 500 yıldır Batılılar,
Uzakdoğu’da ve Hindistan’dadır. Türkler, kadim Uzakdoğulu’dur. Orhun
Abideleri’nin bugünkü taşıdığı önemi anlamak için ABD’li, İngiliz, Alman, Rus
ve Hollandalı olmanız yeterlidir. Türklerle bin yıllardır iç içedir
Uzakdoğulular, özellikle Çinliler ve Hintliler. Orhun Abideleri’ndeki ifadeler
kadar Çin’i imbikten süzen, açık, net, gözleme ve deneye dayalı başka kadim
metinler bulmak mümkün değildir. Önce Türkler tarih sahnesine Uzak Asya'dan
çıkarak yerleşmiştir. Sonra Çin ve Japonya ve tekrar Çin ve Kore... Çin’den
çıkan icatlar ve keşifler, dünyayı değiştiren önemli kilometre taşlarındandır.
Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı'nda oynadığı rol de unutulamaz ve teknolojik
olarak yaptığı atılım da…
İngiliz ve Hollandalılar ve
nihayet Amerikalılar yüzyıllardır Uzakdoğu’nun her yerindeler. Çin, Japon, Hint
vs. Asyalılar tarihlerini ve kendilerini yukarıdaki milletler kadar
çalışmamışlardır. Bugün Çin’le, Japonya’yla, Hindistan’la, Tibet’le ve İç Asya
ile ilgili Batı'nın elindeki bilgiler devasa boyutlardadır. Teknoloji, güçlü
silahlar ve bilim, yani Asyalıların yitik hazineleri, Batılıların eline geçince
Asyalılar ağır yenilgiler aldılar. Bugün Çin ile ABD karşı karşıyadır ve
anlaşmazlık konusu, dünyanın, özellikle Batılıların en iyi bildiği konudur:
Para ve güç.
Asyalıların parayı çok iyi
bildiğini iddia etmek imkânsızdır. En azından düne kadar öyle idi. Ama bugün
para Asyalılarda, teknoloji de… Askeri güç ve teknoloji henüz istenilen düzeyde
değildir. Fakat artık üretilmesi de geçmişteki kadar zorlu değildir. Bilimin
ulaşılabilirliği ve hepsinden öte geliştirilebilirliği artık inanılmaz
kolaylaşmıştır. Yani neredeyse denk güçlerden bahsetmekteyiz. Bu durumda soru
şudur: Çin aklı mı yoksa ABD aklı mı gelişmelere yön verir ve ağırlık kazanır? Çin,
Japon, Türk ve Hint tarihini ve günümüzde de milletlerini didik didik eden
Batılılar, Çin, Japon ve Türk savaş aklını ve stratejilerini incelediler,
detaylı analiz ettiler. Bu analizler sonucu artık güncel medeniyetin doğum yeri
kadim medeniyetler hakkında -verildiği ve alabildikleri kadar ki bu bile
muazzam- bilgi sahibiler.
Çin, Japon ve Türkler gücün nasıl
elde edileceğini, teknolojinin nasıl kullanılacağını biliyorlar. Fakat ne yazık
ki unuttular. Şimdi hatırlıyorlar ve çağrışım yaptırıyorlar. Sahnede Çin olsa
da Asya’nın kadim birikimi her iki tarafın en güçlü kozudur. Çin bilgeliği veya
Asya bilgeliği ile Batı’nın “hayatta kalmak için ölümü göze alarak atılma”
güdüsü harekettedir. Batı’nın bilinmeyen denizlere açılma cesareti ve gözü
pekliği, Batı’yı Batı yapan en temel özelliğidir. Bilgelik, bu gözü pekliğin
üzerinde sörf mü yapacaktır, yoksa Batı ile savaşı mı tercih edecektir? Yani
akıl, yeni analizler ile yeni bilgilere ve stratejilere ulaşıp Batı’yı
bilgeliği ile bir defa daha bağımlı mı yapacaktır? Yoksa Batı bir defa daha
Hitler’in düştüğü hataya düşüp, emanete ihanet ederek, yani gücü yanlış
kullanarak, teknolojinin, bilimin ve gücün adresini kalıcı olarak değiştirecek
midir?
“Kim Tanrı’nın tezahür etme
iradesine engel olursa Tanrı daha da inanılmaz boyutlarda kendini tezahür
ettirir’miş. İbn-i Haldun ve ondan önce Asya’lılar bu gerçeği defalarca
vurgulamışlardır. Bugün Allah'ın kendini tezahür ettirmesine yeni zemin
hazırlayıcı olanlar kazanacaktır. Statükoya, yani konformizme esir olanlar
kaybedecektir. Peki kadim Doğu bilgeliği mi yoksa Batı bilgeliği mi
kazanacaktır? Cevabı da basittir. Bu açıdan bakıldığında Tevrat, İncil, Kur’an
ve kadim metinler galibi ilan etmişlerdir. Lakin bu kutsal kitapları; Allah'ı,
kendini ve insanları aldatmak için gözünüzle okursanız, aklınızla okumazsanız,
Allah'ı, bir bakıma geleceği nasıl öngörebilir ve hâkim olursunuz?
ABD ve Çin arasındaki müzakere ve
şimdilik pasif savaşlara böyle bakmakta kazançlar vardır.
Çünkü, Odin’in ruhunu
harekete geçirdiğine inanan bir güçlü elitle mücadele içinde dünya. Bu Odin
olgusunu ve bilgeliğini yabana atmamak, aksine çok ama çok önemsemek
gerekmektedir. Her ne kadar Odin’i biraz coğrafyasından uzaklaştırmış olsalar
da felsefesi ve güncel takipçileri Odin ile yeni bir hayat bulacaklarına
inanıyor, Amerika da Odin bilgeliği veya Odin aklı ile hareket ediyor.
ABD aklı ile Çin aklı derken
aslında yine kadim zamanlar ve kadim bilgiler, tecrübeler enerji vermektedir
taraflara. Dolayısıyla bugün rehberini kaybetmiş akıllar ile rehberini
titizlikle saklayan akıllar arasındaki mücadele; para kıyafeti giyerek, tebdili
kıyafet ile evreni çekip çevireni en iyi anlayan ve onun iradesine yol açan tarafından
kazanılacaktır. Soru Batılıların anlayacağı tarzda şudur: Tanrı ne istemektedir
ve Batılı ne istemektedir? Hangi akıl Tanrı’nın iradesine yakındır?
Çin aklı mı, ABD aklı mı?
http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/cin-akli-mi-abd-akli-mi-882097
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder