4 Mart 2018 Pazar

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ.. 5 Mart 2018



GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ

“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

5 Mart 2018



YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR
“Batılı ülkelerin Türkiye’den duydukları rahatsızlığının muhtelif sebepleri arasında (herhalde Maastricht kriterlerinden sapılmış olduğunu düşünmüyorsunuzdur!) son yıllarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyanın neresinde mazlum bir topluluk, neresinde zulme uğrayan bir halk varsa oraya gitmesinin, Türkiye’nin yardım elini uzatmasının önemli bir payı olduğunu tahmin etmek zor değildir.”. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/dunyanin-butun-mazlumlari-turkiye-var/haber-713555




Son 350 yıldır içeriden bir hayli vuruş yedik. Eğer son 350 yılımızı bu açıdan iyi incelersek bundan sonra olabilecekleri önceden öngörebiliriz. Hiç yabancısı olmadığımız bu operasyonlar serisinin hep sonuç vermesi üzerine yabancılar ve onların iç uzantıları, yeni yol ve yöntemler arama ve bulma gereği bile duymamaktadırlar. Ekonomik, sosyal, siyasal ve sair tüm operasyonlara bu kadar kolay gelmemiz de incelenmesi gereken önemli ve öncelikli konulardan.”. http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/ceriden-vurus-3-855816








Ortadoğu'daki çatışmalar dünya düzenindeki kırılmanın doğrudan bir yansıması.
Küreselleşme paradigmasının düşüşe geçtiği, serbest piyasa ekonomisinin sorgulandığı bir ekonomik düzen var karşımızda.
Borsalarda yaşanan kırılganlıklar, dolara karşı güven kaybı ve buna mukabil kripto paraların giderek değerlenmesi bu düzenin unsurlarından bazıları.
ABD'nin savunma sanayindeki egemenliğini yitirmeye başlaması yeni küresel düzenin bir başka unsuru.
Bu düzen artık tek bir gücün hegemonya kuracağı bir düzen değil, büyük güçler belirli alan ve coğrafyalarda üstünlük kuracaklar.
Türkiye'nin dış politika adımlarını eski düzene yani küreselleşme paradigmasının egemen olduğu, Batı'nın birliğini sürdürdüğü ve Amerikan hegemonyasının tartışmasız kabul gördüğü bir düzene göre atmasını bekleyenler
büyük bir yanlış içinde.”. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/fahrettinaltun/2018/03/05/karistirmayin-turkiye-bir-ulkenin-adi



Evet Türkiye’nin ayrıntılı bilgisine sâhip bir ABD olduğunu biliyoruz. Ama tuhaflık şurada: ABD’nin son zamanlarda sergilediği Türkiye körlüğü, Türkiye bilgisinin eksikliğinden değil; ona yabancılaşmasından kaynaklanıyor. Sürecin şöyle işlediğini düşünüyorum: Evvelâ ABD’nin Türkiye ihtiyâcı , belirli bir sâik veyâ hesapla devre dışı kalıyor. ABD’nin Türkiye bilgisi, her ne kadar ayrıntılı ve zengin olursa olsun; Soğuk Savaş zamanındaki bâsit bir askerî fonksiyon hesâbıydı. Bu, Türkiye’ye nüfûz etmekle âlâkalı değildi. Meselâ Britanya kolonyalizmi, dünyânın kaynaklarına olan ağır sûrette bağımlıydı. Onun için, kendisine ağır mâliyetler getirse de nüfûz etmeye mâtuf bir dünyâ bilgi üretimini başarmak zorundaydı. Hâlbuki kaynak sorunu olmayan ABD için bu gerekli değildi. Unutmayalım ki; ABD’nin dünyâ bilgisi kolonyalist değil, emperyalist bir bilmedir. İçerdiği zenginliği sakatlayan da bunun yüzeysel ve belli işlevlerle sınırlıydı. Dolar ve silâh dışına nâdir çıkan ve nüfûz edemeyen yüzeysel bir bilme türü. ABD elbette dünyâ siyasetlerini bir dünyâ bilgisi ile götürüyor. Ama bilgiyi tıka basa biriktirmek, bilmeyi derinleştirmiyor. Zannımca ABD’nin geleceğini de karartan etkenlerden birisi de bu. “Bu kadar cehâlet ancak tahsil ile mümkündür” diyen Sakallı Celâl’den ilhâm alalım: Bu kadar körlük; ancak böyle bir bilme tarzıyla başarılabilir ve bu sizi, bildiklerinizle ne yapacağınızı bilemez hâlde bırakabilir.…”. https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/korluk-2044718

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder