6 Mart 2018 Salı

GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ 6 Mart 2018



GÜNÜN KÖŞE YAZILARINDAN SEÇKİ

“İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk’a (646-726) minnetle”

6 Mart 2018








Gazeteler sürekli tiraj kaybediyor! Çünkü okuyacak makale, röportaj, araştırma ya da farklı bir analizle karşılaşmanız mümkün değil. Siyasetle yatıp, siyasetle kalkıyoruz.
Eskiye göre çok daha tembeliz. Zor olanı değil, kolay olanı tercih edip, mazeretlerin arkasına saklanıyoruz.
İnandığı bir konuda mücadele verenimiz yok gibi. Olanlar da bir şekilde, arada kaybolup gidiyor!”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/yazili-basin-oldu-mu--2621750/

Güncel örnekler...
Bugün “Devlet ekonomide olur, olmak da zorundadır, ekonomiyi düzenler, girişimcinin önünü açar, para ve maliye politikalarını bir ekonomi güvenliği olarak ele alır ve bunları milli kalkınmanın aracı olarak görür.”
Hemen güncel bir örnek verelim: Bankalar, kaynaklarını, ihracatçı, sanayici işletmeler yerine, hiç teminat almadan, yalnız büyüklüğüne bakarak büyük tekellere aktarırlarsa ve buna da devletin ilgili düzenleyici-denetleyici kurumları ses çıkarmazsa o ekonomide banka sistemi de ekonomide batar.
Mesela bir grup, milyarlarca dolarlık dış yatırımlarını, otomotiv kredisi alır gibi, bir yıllık vade ile teminatsız bankalara finanse ettirirse, meri regülasyonları yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor demektir bu... Tabii ki buradaTürk milletin kaynaklarını böyle sorumsuzca kullandıran bankalar da, o grup da sorumludur. İşte devlet ve ekonomi tanımını burada yeniden yapmalıyız.
Ülke ekonomisi için batamayacak kadar büyümüş bir grup, bu kadar sorumsuzca davranıyorsa devletin regülasyonları gözden geçirilmelidir.
Bir diğer örnekte özelleştirme konusudur. Artık “Ne olursa olsun, verimsiz, teknolojisi eskimiş devlet kurumlarını blok özelleştirelim” anlayışı tarih olmuştur. Örneğin bugün Türkiye’de şeker fabrikalarının verimsiz çalıştığı ve buna bağlı olarak şeker fiyatlarının abartılı yüksek olduğu doğrudur. Bu fabrikaların verimsizliği, yüksek fiyatlamaya neden olmakta ve bundan da, daha verimli olan özel tekeller karlı çıkmakta, millet zarar görmektedir. Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) tekellerinin rantı da katlanmaktadır. Ancak bunun çaresi, bu yapıları ezbere yabancı tekellere satmak değildir. Devlet, bunları yeni bir perspektifle konsolide ederek verimli işletmeler haline getirebilir ve gerçek sahibi olan millete arz ederek özelleştirebilir. Burada önemli olan kamusal yararın maksimize edilmesidir.”. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cemil-ertem/guncel-somut-orneklere-yeni-devlet-2621865/


Artık ne ambargo korkusu ne de mühimmat noksanı endişemizdir.
Teröre karşı verdiğimiz mücadele yalnızca kendi güvenliğimizi sınırın ötesine taşımakla kalmıyor, bölgedeki insanların hayatını da teröriste karşı koruma altına alıyor. Dünyaya kötü jandarmalık yapanlara karşı direnç burcu oluyoruz.
Zafer, hazırlığı sever... Kesin zafer, tam da budur ve şükür ki bizler, ekonomisi, savunma sanayi sektörü, askeri, siyasetçisi, vatandaşıyla bu zafere dünden daha fazla hazırız.”.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2018/03/06/zafer-hazirligi-sever

“Peki, "Tespitler tamam da pratikte ne yapılabilir?" sorusuna cevap arayacak olursak... 
 Kamu ve bazı özel bankalarının katılımı ile TOBB'un da rol alması sağlanarak özel sektörü soluklandıracak özellikli kredi programları başlatılabilir. 
 KOBİ'ler için "can suyu" paketi oluşturulabilir. Ki hazırlıkları da var. 
 Cari açığı azaltacak ve yerli üretimi teşvik edecek şekilde, maliyeti avantajlı krediler kullandırılabilir. 
 Savunma sanayii ayrıca masaya yatırılarak, hedef odaklı kredilendirme yapılabilir. 
 İnşaat sektöründeki dinamizm, sosyal konut yapımını destekleme ön şartı ile sürdürülebilir. Yani, belirli bir maliyete kadar konutlar, orta vadeli, düşük faizli kredilerle finanse edilebilir.
Aslında, Kredi Garanti Fonu, banka karşılıkları dahil formül üretilebilecek pek çok başlık söz konusu...
Mühim olan yarından itibaren Cumhurbaşkanı'nın sesine kulak vererek, bir bütünlük içinde, netice sağlayacak paketlerin olgunlaştırılıp açılması.
2019 sonrası mı? İşte o zaman yeni nesil ve köklü reformlar için kimsenin bahanesi kalmayacak!”.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2018/03/06/yuksek-faize-nester-piyasaya-nefes


Unutmayalım ki İPEK YOLU sadece ABD için ya da projenin içindeki 65 ülke için değil, 140 ülke için önemli.
Hem de hayati önemde... Tarih boyunca hiçbir proje, 140 ülkeyi buluşturmamıştı.
Kimse bunu yapamamıştı! İpek Yolu'nun birlikteliğiyle Yeni Dünya Düzeni kurulacak.
O nedenle Pentagon bu kadar saldırgan.
O nedenle Pentagon'un karşısındaki güç bu kadar saldırgan. TÜRKİYE bu konuda herkese TUR bindiriyor. Atılan adımları en iyi anlayan ve kendi oyununu kuran ülke TÜRKİYE. Bu iklimde çekinmeden askeri gücünü sahaya iten de TÜRKİYE...
Engelleri aşan ve karşısına dikilen gücü de bertaraf eden TÜRKİYE... Etrafındaki kumpasları gören ve hepsine birden tepki veren de TÜRKİYE... İPEK YOLU AKDENİZ ve ORTADOĞU olmadan olmaz! Türkiye istemeden buralarda yaprak kımıldamaz!
Önceden bunu biliyorlar ama inandıklarını göstermiyorlardı. Şimdi ise TÜRKİYE yapacaklarını gösteriyor, bunlar "Tamam anladık ne olur daha fazla gitmeyin" diye feryat ediyorlar. OLAY BU! Görerek öğrenecekler...
Yedikleri dayak yanlarına kar kalacak!
.”. https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2018/03/06/son-plan




Elbette her ülke için ABD pazarındaki ilgili paylar ile hamlelerden etkilenme derecesi farklı olacaktır. Bununla birlikte tırmanan gelişmelerin hissettirdiği en büyük risk, dünyanın bir korumacılık sarmalına girmek durumunda kalacak olmasıdır. Kısacası ABD böyle giderse, ulusal güvenlik derken dünyayı başta kendisinin hedef alınacağı bir ticaret savaşına sokabilir. Oysa ticaret savaşları, iddianın aksine ne iyidir ne de kolay...”.  https://www.yenisafak.com/yazarlar/haticekarahan/ticaret-savaslarina-ramak-kala-2044726

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder