Emre Erciş, 10 Aralık
2018, Twitter
1-Başta TSK olmak üzere Türkiye'nin özellikle son 20 yılına
damga vuran, nüfuz ettiği siyasetçiler ile gazeteciler üzerinden Türkiye'nin
iç-dış politikalarının belirlenmesinde en önemli rolü oynayan kuruluş, Şubat
2016'dan itibaren üzerine basa basa yazdığım Washington Enstitüsü.
2-ABD ile İsrail'in güvenlik politikalarını belirleyen
kuruluşlar içinde en önemlisi hangi diye bir soru sorsanız, konunun uzmanları
tarafından size verilecek ilk cevap, "American Israel Public Affairs
Committee/Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi(AIPAC)" olur.
3-AIPAC, NATO'nun egemenlik planlarına entelektüel güç
sağlaması ve ABD ile İsrail'in güvenliğini arttırmanın yollarını aramak için,
ABD Gizli Servisi CIA'nın propaganda kuruluşu olan "Freedom House"
bünyesinde 1951 yılında kuruldu.
4-AIPAC aynı zamanda Pentagon ve İsrail arasında bir köprü
vazifesi gören Jewish Institute for National Security Affairs (JINSA) ile
doğrudan ilişki içinde.1973 yılında Washington'da kurulan JINSA'nın misyonu,
ABD ve İsrail'in çıkarlarını korumak ve bu doğrultuda hizmet vermek.
5-JINSA'nın yönetim kadrosunda yer alan kişilerin
kimlikleri, örgütün sıradan bir kuruluş olmadığını gösteriyor. ABD Hava
Kuvvetlerinden 8, Deniz Kuvvetlerinden 6, Deniz Piyadelerinden 3, Kara
Kuvvetlerinden 7 emekli general, JINSA'nın yönetiminde yer alan isimler
arasında.
6-JINSA, her yıl ABD subaylarını İsrail'e götürüyor. Deniz
Harp Akademisi'nden, West Point Harp Akademisi'nden ve Hava Kuvvetleri'nden
öğrenciler ve subaylar için eğitim programları düzenliyor, ABD Savunma
Bakanlığı ve Kongreye "İstihbarat değerlendirme" raporları
hazırlıyor.
7-JINSA'nın Türkiye ilişkisi, 1995'te İsrail ile yapılan
işbirliği anlaşmasıyla başladı.1999'da İsrail-Türkiye savunma sanayi işbirliği
anlaşmasıyla birlikte daha da güçlendi. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org.
Edip Başer ile de yeni bir döneme adım atıldı.
8-Org. Edip Başer, Nisan 2000'de Washington'a
gerçekleştirdiği ziyarette JINSA Yönetim Kurulu ve JINSA üyesi emekli ABD'li
generallerle bir toplantıda buluşarak, Türk Ordusu'nun yeniden yapılandırılması
hakkında çok önemli kararlar alındı.
9-Org. Başer ile JINSA yöneticileri arasında, "Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin yeniden yapılandırılması" amaçlı projeyi yürütme
işini üstlenen kuruluş ise, 1985 yılında kurulan "The Washington Institute
for Near East Policy/Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü (WINEP)"
oldu.
10-Örgütün kurucularından Barbi Weinberg, AIPAC'ın eski
başkanı Lawrence Weinberg'in eşi,Yahudi Federasyonu ve WINEP'in ilk başkanıydı.
WINEP'in kuruluş aşamasında yer alan 11 komite üyesinin 6 tanesi AIPAC
yönetiminden geldi.Tüm kuruluş masrafları AIPAC tarafından karşılandı.
11-WINEP'in yönetiminde eski ABD Dışişleri Bakanlarından
Warren Christopher ve George P. Shultz, CIA operatörlerinden Tuğ. Lawrence
Eagleburger, Robert McFarlane,Büyükelçilerden Samuel Lewis,Max M.
Kampelman,Richard Perle,Paul Wolfowitz ve CIA Eski Başkanı James Woolsey yer
aldı.
12-WINEP'in Türkiye'ye yönelik en önemli adımı 1995'de
gerçekleşti. Bölüm başkanlığına Alan Makovsky getirilirken,"Türkiye
Araştırma Programı"nın startı verildi. Bu program dahilinde WINEP,
1995'ten itibaren Türkiye'de ağlarını örmeye başladı.Bir çok ismi çatısı
altında topladı.
13-Makovsky'nin dışında WINEP bünyesinde Türkiye'de faaliyet
yürüten bir diğer isim ise Mark Robert Parris.1997'de Ankara ABD Büyükelçiliği
görevini yürüten Parris, 2000 yılına kadar Türkiye'de lobi çalışması yaparken
Güneydoğu Anadolu bölgesi ve "Kürt Sorunu" özel ilgi alanıydı.
14-Parris,ARI Derneği'nin dergisi "Turkish Policy
Quarterly"nin de danışman kurulunda Kemal Derviş, Üstün Ergüder, Morton
Abramowitz, Jeffrey Gedmin, Fred Kempe, Heinz Kramer, Şule Kut, Soli Özel,
İlter Turan ve Osman Faruk Loğoğlu gibi isimlerle birlikte faaliyet yürüttü.
15-WINEP'in Türkiye sorumlusu Makovsky'in bir önemli
başarısı da Marmara Üniversitesi Ekonomi mezunu olan ve 1995'te Bilkent
Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamlayıp, 1996'da soluğu Soros'un Central
European Üniversitesi'nde alan, Soner Çagaptay'ı kadroya almak oldu.
16-Bir kolu George Soros'ta diğer kolu ABD Gizli Servisi
CIA'da olan Çagaptay'ın analist olarak görev aldığı ve AIPAC finansörlüğünde
kurulan WINEP'te Çagaptay dışında görev alan Yasemin Çongar, Zeyno Baran, Henri
Barkey ve Cengiz Çandar isimleri ayrı bir önem teşkil ediyor.
17-Çünkü bu isimler, tetikçisinin FETÖ, üst aklının Sorosçu
Liberallerin olduğu kumpasın ilk kıvılcımını çakan isimler. Türkiye, 2006
yılının sonbaharına Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı seçim
tartışmalarıyla birlikte girmişti.
18-Takvim yaprakları 11 Kasım 2006 gününü gösterdiğinde
önemli bir gelişme yaşandı. TSK Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ergin Saygun, 8 gün
sürecek ABD ziyareti için yola çıktı. ABD'nin çeşitli eyaletlerinde görüşmeler
yapan Saygun'un son durağı, 17 Kasım 2006 günü Washington oldu.
19-2 gün Washington'da kalan Saygun, 19 Kasım'da Türkiye'ye
döndüğünde, uzun süre gündemi meşgul edecek bir konuyu da beraberinde getirdi.
İddialara göre Saygun, Washington'da "Hudson Institute"de gerçekleşen
ve sınırlı kişinin dahil olduğu bir toplantıya katılmıştı.
20-Çok geçmeden Saygun hakkında öne sürülen bu iddialara
cevap, "Hudson Institute"den geldi. Enstitünün Avrasya Programı
yöneticileri söz konusu bu toplantıyı, "Kayıtdışı tartışma yaptık"
diyerek duyurdu. Fakat toplantının içeriği hakkında bir açıklama yapmadı.
21-27 Kasım 2006'da ABD'de yayın yapan "Newsweek"
dergisi, bu sır toplantı hakkında Zeyno Baran imzalı bir makale yayınladı.
"Üst düzey subaylardan edindiğim izlenime göre" diye başlayan Zeyno
Baran, "2007 yılında Türkiye'de askeri darbe olasılığı %50" diyerek
yazısına son verdi.
22-Oysa makalesine "Üst düzey subaylardan edindiğim
izlenime göre" diye başlayan Zeyno Baran, hem bu "Kayıtdışı"
olan toplantıyı organize eden kişi, hem WINEP çatısı altında çalışan bir
analist hem de "Hudson Institute"nin "Uluslararası Güvenlik ve
Enerji Programları" Başkanıydı.
23-Baran
"Newsweek"te yayınlanan bu yazısıyla Okyanus ötesinden Türkiye'de
gündemi değiştirmeyi başarmış,yeni tartışmaların başlamasına neden
olmuştu.Karargah, gerildikçe gerilmiş, siyasal taraflar "Darbe"
ihbarını ya da "Darbe niyetini" kimin açıkladığını sorgulamaya
başlamıştı.
24-Türkiye'de bir anda başlayan "Darbe" tartışması
gerilimi iyice tırmandırdı. O günlerde televizyonlar ve gazete köşeleri sadece
bu iddiaya yönelik yayınlar yapıyordu ki; Zeyno Baran, Zaman Gazetesine açıklama
yaparak "Yanlış anlaşıldığını" ifade edip kendisini
"Tekzip" etti.
25-Baran, belli ki FETÖ'cü ve Sorosçu Liberallerin planını
sekteye uğratmıştı. Baran'ın bu açıklamasının hemen ardından ilk tepki, 29
Kasım 2006'da Yenişafak Gazetesi'nde "Genelkurmay'dan Darbe
Sessizliği" başlıklı yazısı ile "Taha Kıvanç" müstear isimli Fehmi
Koru'dan geldi.
26-Tüm uğraşlara rağmen Zeyno Baran'ın bu iddiası gündem
dışı kalırken, 5-6 Şubat 2007 tarihinde yeni bir gelişme daha yaşandı. Baran,
"Hudson Institute" de ikinci bir toplantı daha gerçekleştirdi. Bu kez
düzenlenen bu toplantıya TSK'dan Generaller davet edilmedi.
27-"Birleşik Devletler Türkiye'yi yitiriyor
mu?"başlığı altında gerçekleşen toplantıda,Türkiye'de "Ilımlı
İslam" karşısında yükselen "Ulusalcılık" ve ABD'nin Türkiye'yi
Kürt temsilcilerle buluşturarak, PKK'lılar için çıkarılması tavsiye edilen
genel af konuları, masaya yatırıldı.
28-Toplantıya katılan isimler arasında en çok göze
çarpanlar, WINEP çatısı altında Baran,Cengiz Çandar ve Yasemin Çongar ile
çalışan CIA analisti Graham Fuller,CIA ajanı Henri Barkey, Ömer Taşpınar ve ABD
eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris oldu.
29-Hudson Enstitüsü'nde gerçekleşen bu toplantıdan yaklaşık
1,5 ay sonra Türkiye'de yine oldukça önemli bir gelişme daha yaşandı.NOKTA
Dergisi, 29 Mart 2007 tarihli sayısında,eski Deniz Kuv. Komutanı Özden Örnek'e
ait olduğu iddia edilen "Darbe Günlükleri"ni yayınlamaya başladı.
30-Haberde yayınlanan günlük notlarına göre, TSK içindeki
bazı Orgeneraller 2004 yılında askeri bir darbe planlamış ancak sonradan
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, (Özkük, bu iddiayı yalanladı) bu darbe
girişimini engellemişti.
31-Alper Görmüş'ün GYY olduğu NOKTA Dergisi, yayınladığı bu
haberin ardından 13 Nisan 2007'de polis tarafından basılarak, bilgisayarlarına
el konuldu ve soruşturma başlatıldı.NOKTA Dergisi'ne yapılan bu baskından 1 gün
sonra,"Cumhuriyet Mitingleri"nin ilki yapıldı.
32-Operasyon 5-6 Şubat 2007'de ABD'de yapılan o toplantıya
göre planlanmıştı. Önce "Darbe planlanıyor" iddiası gündeme taşındı
ardından "Ilımlı İslam" karşısında "Ulusalcılar büyük
tehdit" konusu işlendi ve AK Parti, bu tehditten nasıl korunur sorusuna,
cevap aranmaya başlandı!
33-Daha da önemlisi NOKTA Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni
Görmüş'ün ünlü spekülatör ve "Turuncu/Kadife Devrimler" ile adı
anılan George Soros'un finanse ettiği vakıflarda görev alan isimlerle olan
ilişkisiydi. Burada kısa bir virgül koyup Görmüş hakkında bir hatırlatma
yapayım.
34-FETÖ'nün tetikçiliğini yaptığı "Balyoz Davası"
kumpasına kilometre taşı olan hem andıç hem darbe günlükleri ilk olarak Nokta
Dergisi'nde yayınlandı. Nokta Dergisi GYY
Alper Görmüş, darbe günlüklerini; Nokta dergisi yazarı Ahmet Şık ise
andıç belgelerini haber yapan isimlerdi.
35-Şuan HDP Milletvekili ve FETÖ "Mağduru" olduğu
iddia edilen Ahmet Şık, Radikal gazetesinin Kuzey Irak muhabiriydi. Radikal'den
atılınca Sorosçu Liberaller tarafından kurulan ve kapatılan Taraf Gazetesi GYY
Alev Er yönetiminde Aktüel’de çalıştı. Ardından da Taraf'a geçti.
36-Ahmet Şık, AB fonlarını Türkiye'de dağıtan Henrich Böll
Vakfı yöneticisi Yonca Verdioğlu’nun eşi. Alper Görmüş ile beraber
Medyakronik'te çalıştılar. Yine Alper Görmüş ile birlikte son durakları TSK
kumpaslarının mutfağı olan Taraf Gazetesi'nde köşe yazarlığı oldu.
37-Ahmet Şık'ın yayınladığı "Andıç" belgesi,
GENKUR Savcılığı’nın açıkladığına göre 12 Ekim 2006'da ordudan çalınmıştı.
Genelkurmay'ın yaptığı çalışmalara göre bu belge önce Utah’a gitmiş ve buradan
Türkiye'ye servis edilmişti.Servis eden FETÖ'cü yayınlayan FETÖ
"Mağduru"ydu (!)
38-Ne kadar tesadüf ki; Görmüş'ün yayınladığı Özden Örnek’e
ait olduğu iddia edilen günlükler de Utah üzerinden bir servis sağlayıcı
tarafından önce “http://denizcilersitesi.com ” adresinde yayınlanmış ardından
Görmüş tarafından Türkiye gündemine sokulmuştu.
39-Görmüş,Soros'un finanse ettiği Helsinki Yurttaşlar
Derneği kurucularından olan Murat Belge&Ahmet İnsel ile birlikte yine
kurucuları arasında Murat Belge'nin de bulunduğu Birikim Dergisi'nde köşe
yazıyor tıpkı Ahmet Şık gibi Belge,İnsel ve Görmüş, Taraf Gazetesinde
buluşuyordu.
40-NOKTA Dergisi'ne yapılan polis baskını, baskından 1 gün
sonra Akın İpek'e duacı olan Tuncay Özkan öncülüğünde başlayan "Cumhuriyet
Mitingleri", "Başörtüsü" ve "Laiklik elden gidiyor"
tartışmaları gölgesinde 27 Nisan 2007'de TBMM'de Cumhurbaşkanlığı oylaması
gerçekleşti.
41-Anayasanın 102. maddesi gereği ilk turda nitelikli
çoğunluk olan 367 oy, sonraki iki turda ise salt çoğunluk olan 276 oy arandı.
Yapılan ilk turda 361 oy kullanılırken AK Parti'nin aday gösterdiği Abdullah
Gül, 357 oy aldı.
42-Yapılan ilk tur oylamasının hemen ardından CHP,Anayasanın
102.maddesini gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesine başvurdu.Aynı gece
Genelkurmay başkanlığı,Türkiye Siyaset tarihine "e-muhtıra" olarak
geçen,"Rejimin kararlılıkla savunulacağı"nı vurgulayan bildirisini
yayınladı.
43-Anayasa Mahkemesi, 01 Mayıs 2007'de CHP'nin başvurusunu
haklı bularak Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. tur oylamasını iptal etti. Bunun
üzerine AK Parti, aynı gün erken genel seçim kararı aldı ve 24 Haziran 2007'de
seçime gidilmesi için meclise teklif sundu.
44-02 Mayıs 2007'de YSK,AK Parti'nin erken seçim başvurusunu
değerlendirdi ve 22 Temmuz gününü teklif etti. Bu teklif başta AK Parti olmak
üzere meclisteki diğer siyasi partiler tarafından da kabul edilerek 03 Mayıs
2007'de, erken seçim tarihi, 22 Temmuz 2007 olarak belirlendi.
45-06 Mayıs 2007'de iki oylama daha yapıldı fakat yine yeter
sayısı olan 367 bulunamadı ve 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi ve artık Türkiye'nin
de yeni gündemi, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak olan erken genel seçim
süreci oldu.
46-Mecliste alınan seçim kararı ve 11. Cumhurbaşkanı'nın
seçilememesinin ardından Zeyno Baran, "Hudson Institute" de üçüncü
kez bir toplantı daha gerçekleştirdi ve bu toplantıya TSK'dan generalleri de
davet etti.
47-TSK'da görevli generallerin, daha yakın geçmişte darbe
metinleriyle iç siyaseti karıştırmış olan "Hudson Institute"ye
gitmeleri kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Toplantıya ABD-AB eliyle kurulan
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi de davet edildi.
48-Toplantı çağrı mektuplarında tüm katılımcıların adlarının
yazılı olduğu WINEP uzmanlarından Yasemin Çongar (Haberden 5 ay sonra TARAF
Gazetesi'ni kurdu) tarafından öne sürülüyor fakat Genelkurmay, toplantıya
katılacakları önceden bilmediklerini ifade ediyordu.
49-Üstelik işin daha da vahim yanı söz konusu bu toplantıda,
sözde "Ergenekon" kumpasının delilleri olan "Anayasa Mahkemesi
Başkanı Tülay Tuğcu'nun öldürülmesi, Beyoğlu'nda PKK'nın eylem yapması ve Türk
ordusunun 50 Bin askerle Kuzey Irak'a girmesi" konuşularak planlanmıştı.
50-Baran&Yasemin Çongar tarafından TSK'ya yönelik
hazırlanan bu komplo o kadar kusursuz işliyordu ki; o dönem Milliyet Gazetesi
Washington temsilcisi olan Çongar, Milliyet'ten önce uluslararası kamuoyu daha
hızlı yaratılsın diye BBC Türkçe'ye "Dehşet Senaryosu" olarak
yazıyordu.
51-Çongar'ın toplantıya yönelik bu iddiasını ilk Genelkurmay
yalanlarken, Genelkurmay'dan gelen açıklamanın ardından bir yalanlamada; tıpkı
2006'da "Newsweek"te yayınlanan ve "2007 yılında Türkiye'de
askeri darbe olasılığı %50" makalesinde olduğu gibi Zeyno Baran'dan geldi.
52-Yasemin Çongar'ın öne sürdüğü bu iddia Genelkurmay
tarafından defaatle yalanlanmış olsada başta BBC olmak üzere bir çok haber
sitesinde "Flash Gelişme" olarak çoktan yerini almış, dahası,
televizyonlarda tartışılmaya başlanmış ve yaratılmak istenilen algı başarılı
olmuştu.
53-Zeyno Baran, söz konusu haberi yine yalanlamış olsada
Çongar'ın şahitleri de birer birer ortaya çıktı. İlk olarak devreye Aydın
Doğan'ın sahibi olduğu Radikal Gazetesi'nde "Washington'daki balçık Ankara
güneşi ile sıvanıyor" başlıklı yazısı ile Cengiz Çandar girdi.
54-Çandar, ABD eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris'in
davetlisi olarak Washington'da bulunduğu günlerde, Çongar'ın iddia ettiği
"Dehşet senaryosu"nu muhataplarından dinlediğini, Çongar'a kefil
olduğu gibi Çongar'ın haberi yayınlamadan önce Zeyno Baran'a da okuttuğunu
yazdı.
55-Cengiz Çandar'ın 20 Haziran 2007'de yayınlanan bu
yazısından 5 gün sonra bu sefer devreye, CIA eski Ortadoğu İstasyon şefi Graham
Fuller ile birlikte "Türkiye'nin Kürt Meselesi" isimli kitabın yazarı
olan ve Çongar,Çandar,Baran'ın WINEP'teki mesai arkadaşı Henri Barkey girdi.
56-Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında "Onları
kafesledik" diyen, 15 Temmuz gecesi kendisi gibi CIA ajanı eşiyle
Büyükada'da sonucu bekleyen Barkey,13 Haziran'daki toplantıya iştirak ettiğini, Yasemin Çongar'ın
haberlerinin "Gerçeğe aykırı" olmadığını ifade etti.
57-Ne kadar ilginç ki; Hudson'da yapılan toplantı ile aynı
gün (ABD saat farkı ile) Ümraniye'de bir gecekonduya yapılan baskın sonucu,
savunma ve taarruz tipi 27 adet el bombası ve fünyeleri bulunarak sözde
"Ergenekon" kumpası soruşturması da başlamış oldu.
58-WINEP, TSK'ya kurulan kumpasın algı operasyonunu
üstlenirken, bu algının yartıldığı yer ise Hudson Enstitüsü olarak
seçilmişti.Hudson Institute'nin öyküsü, ABD Gizli Servisi CIA tarafından
kurulan ve ABD Silahlı Kuvvetleri adına faaliyet yürüten RAND şirketiyle
başlıyor.
59-Hudson'un kurucusu Herman Kahn, Max Singer ve Oskar
Ruebhausen.Hudson Institute'de görev almış önemli isimler ise şunlar:
William Odom: ABD Gizli Servislerinin tepe kuruluşu NSA
(Ulusal İstihbarat Dairesi) eski başkanı
Paul Bernard Henze: CIA İstanbul İstasyon eski şefi
60-Alexander M. Haig:Eski ABD Bakanı&Malta şövalyesi
Dan Quayle:Ulusal Muhafız Birliği,Senatör,Baba Bush'un yardımcısı
Cengiz Çandar,Yasemin Çongar,Graham Fuller,Henri Barkey,Mark
Parris gibi isimlerle WINEP'te çalışan Baran'ın CV'si de oldukça ilgnç
ilişkileri barındırıyor.
61-Baran'ın Washington'da çalışmadığı enstitü kalmadı.ABD
eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris'in gözdesi,Soros'un Açık Toplum Vakfı'nın
kurucularından Nazlı Boyner'in eşi Cem Boyner'in Yeni Demokrasi Hareketi kurucu
üyelerinden Kemal Derviş'in el üstnde tuttuğu yardımcısıydı.
62-Center for Strategic and International Studies'te (CSIS)
eski elçiler, devlet görevlileri, istihbarat deneyimli uzmanlar ve CIA
direktörleriyle birlikte çalıştı ve Nisan 2006'da "Hudson
Institute"de işe başladı.
63-Zeyno Baran, 27 Kasım 2006'da başlayan 13 Haziran 2007'de
"Ergenekon" kumpasına dönüşen süreçten 2 ay sonra 23 Ağustos 2007'de
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya'dan sorumlu üst düzey yetkilisi
Matt Bryza ile İstanbul Su Ada'da evlendi.
64-Zeyno Baran ortağı Fatih Enginsel'le birlikte İstanbul'da
"Bireylerin mutlu ve neşeli bir yaşam sürdürmelerini" amaçlayan,
"Karma şifa ve Gelişim"üzerine bir merkez işletiyor.
Üstelik, tüm bunlarıı Türkiye'nin son 10 yılının gelişim
kimyasını BOZAN BİRİSİ OLARAK YAPIYOR...!
65-Israrla yazıyorum ve ısrarla yazmaya devam edeceğim...
FETÖ, kiralık bir tetikçi. Onun tek bir işi vardı,
sahiplerinin emirlerine yerine getirecek tetiğe basmak!
FETÖ'nün "Üst Aklı" ve onu azmettirenler ise
George Soros ile NED tarafından finanse edilen Liberaller...!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder