·
27 Ağustos 2019, Salı
Büyük Rol
DÜNYA kendi haline bırakılmayacak kadar önemlidir.
Ve bu nedenle bilmediğimiz GİZLİ yapılanmalar vardır.
Metafizik sosu da katarak yürüyenler bulunmaktadır!
Günümüzü anlamak, oyuncuları yerli yerine koymak, herkesin
rolünü tespit etmek inanın elması işlemekten çok
daha zordur.
Çünkü öyle isimler vardır ki birbirleriyle hayatları boyunca kavga ediyorlar.
Ama aynı çizgideler.
Bunu da GİZLİ yapıları tanıyınca öğreniyorsunuz. Ve o akla
şaşırıp kalıyorsunuz.
Durum gerçekten böyle...
Kaç gündür yazmaya çabalıyorum... THULE, Skull and Bones,
İlluminati, bazı yerli yabancı tarikatlar, akımlar, yer altına inen masonik
yapılanmalar, Yahudilik'ten sızan bazı fraksiyonlar dünya
üzerinde büyük bir güç. ASIL OYUNCU bu yapı. Çok
uzun ve derin bir konu. Bu köşeye ancak bu kadarı sığıyor! Bu ilişki ağı, çok
önemli isimleri barındırmakta.
Ve istenenler anında hayata geçirilmekte. Bu yapı bugün için ABD'nin,
Kanada'nın ve İngiltere ile Avrupa'nın dağılmasını, çözülmesini
istemekte... SAVAŞIN KABACA TANIMI BU! İşte bu
noktada işler karışıyor! Kendi ülkesini savunduğunu sandığımız kişiler bir
bakıyorsunuz KARŞI TARAFTA!
Haliyle düğüm çözülemez oluyor...
Biraz açalım. Önce bir hatırlatma... Temmuz'da yazmıştım...
"...Huawei operasyonunun merkezinde yer alan kişi Steve Bannon'dı. Bannon, Çin düşmanı bir ailede büyümüştür. O
Pentagon ile şirketleri yöneten aileleri kavga ettirmeyi başaran belki de ilk
kişidir."
Bu kavga çatışma haline döndü ve bunda da Bannon'ın
payı çok ama çok büyük. Şimdi Pentagon içinde de aynı Washington'daki gibi bir
anlaşmazlık ortaya çıktı.
Bannon'ın aslında ABD'yi uçuruma sürüklediğine
inananların sayısı oldukça arttı. Bu kişiler Yahudi
değil, Katolik... Robert Mueller, John Kerry, Steve Bannon'a tepki gösteren ilk isimler oldu.
Bu durum Katolikler içinde de rahatsızlığı arttırdı. Mueller, dava
süresince Bannon'ın birkaç ısrarını kabul etmek zorunda kaldı. Bu da
Mueller'in çuvallamasına neden olunca, çatışmanın merkezine Bannon geçti. John Kerry de aynı düşüncede..." Bannon şimdi, sızan bilgilere göre, ABD için yumruk atıyor
görüntüsüyle içinde bulunduğu yapıyı yüceltmeye çalışıyor...
Yazdığım bu paragraftan sonra ABD'nin bu yapıyla mücadele etmesinin ne kadar
zor olduğunu bir kez daha anladım. Çok büyük bir akıl bu. Ve baş etme şansları
çok az... Altını çizmekte fayda var!
Pentagon'da büyük ağırlığı olan STEVE
BANNON'un
aslında Pentagon'u bile ABD'nin aleyhinde olan generallerle örgütlediği
sızmakta... Az şey mi bu!
Biraz daha açalım. AMAZON YANGINLARINDAN GİRİP ilginç noktalara
uzanalım...
Brezilya'nın aşırı sağcı ismi Jair Bolsonaro'nun dedesi HİTLER'in
yanındaki askerlerden biriydi.
Bunu aktardım. Tıpkı THULE yapılanmasından söz ettiğim gibi...
Elbette Bolsonaro NAZİ yanlısı diye kestirip atmıyorum. Sadece
bu ilişki pek bilinmiyor... Bolsonaro'nun en yakın arkadaşı siyasi guru olarak
gördüğü, her şeyini teslim ettiği isim ise buralarda hiç bilinmeyen biri...
OLAVO DE CARVALHO!
Carvalho, ülkesi dışında pek bilinmeyen biri. CIA'nın merkezine çok yakın bir
yerde oturuyor.
Kitapları çok satış yapsa da ortada olan, görünen biri değil. Olmuyor, kaçıyor
adeta!
Olavo de Carvalho "ABD ve Yeni Dünya Düzeni" adlı kitabında kendisine
bir partner seçti. Bu partner, Putin'e yakın olduğu düşünülen Aleksandr Dugin.
Carvalho ile Dugin'i kim bir araya getirdi? Şaşırmaya
hazır mısınız?
Ben çok şaşırdım çünkü! Bu isimleri bir araya getiren kişi bir dönem Trump'ın
en yakınındaki isim olan Steve Bannon... Katolik
olan Steve
Bannon'ın, Dugin
ile Olavo de Carvalho'yu buluşturmasının ardında Avrasyacılık vardı? Bannon, Avrasyacılık konusunda 'karşı' gibi dursa da, "yönetilebilir Avrasyacılık' için önemli adımlar attı. YENİ DÜNYA
DÜZENİ İÇİNDİ HEPSİ... Yeni anlıyoruz.
John Kerry de Mueller de yeni anlıyor!
Alexandr Dugin, Rus milliyetçisi, "en etkili Sovyet sonrası
düşünürü" olarak adlandıran kişi.
MÜSLÜMANLAR'ı da içine alan RusyaÇin ittifakının mimarlarından, düşünce
babalarından... AVRASYA hareketinin
tanınmasını, filizlenmesini, bilinmesini sağladı.
Fikri altyapıya büyük emek verdi.
Şimdi anlıyoruz ki BANNON'un istedikleri de
buymuş! Arkada Bannon yani... Şaşırmamak elde mi! Olavo de
Carvalho ile Dugin'in yazdığı "ABD ve Yeni Dünya
Düzeni" neler içeriyordu. Carvalho da Dugin
de kitapta artık bu düzenin çöktüğünü kendi düşünce yapılarıyla anlatıyor. Bu
kitaba en büyük tepki kimden geldi biliyor musunuz?
YAHUDİLERDEN!
Bazı ülkeler bu kitabı yasakladı.
Basmadı bile. Da Vinci Şifresi kadar tepki gösterildi yani...
İyi bir Katolik olan ama Brezilya'dan kaçmak durumunda bırakılan
Olavo de Carvalho'nun Yeşil Kart alması için referans olan kişi Steve Bannon'ın ricalarını da asla kırmadı. Olavo de Carvalho bazı
dönemlerde Bannon'la karşı karşıya geldi. Ancak sızıntıyı
gerçekleştirenler "Steve Bannon'la yüzlerce farklı yerde CARVALHO ile
birlikte poz vermesine ne demeli" diyerek ilişkiyi ortaya koymakta...
Yeni Dünya Düzeni için herkes bir plan yapıyor. Carvalho ile Dugin'in bu konudaki fikirlerinin bir bölümü kendilerinin
olsa da, Bannon'ın uzun yıllar uğraş verdiği çalışmadan ortaya
çıktığı da doğru. Bannon, Çin'e, Rusya'ya, Avrasyacılık isteyen her ülkeye karşı. Dolayısıyla Dugin'e de karşı olmalı. Hayır Dugin'le
birlikte Yeni Dünya Düzeni'ni Avrasya üzerinden kurmayı planlıyor.
Trump başkan seçildikten sonra onun adına onur yemeği düzenlendi.
Bu yemeğin onur konuğu Olavo de Carvalho oldu. Dugin
de davete katılacaktı ama Bannon, bu durumun gizli kalmasının önemine
dikkat çekti ve Rus düşünür evinde kaldı. O nedenle farklı ülkeleri bir noktada
buluşturan Bannon, başarısızlık halinde bu etkinin
tamamen yok olacağını biliyor.
Yani çok kollu, tek kalpli bir akıl ve istediği bir dünya var. Bu arada gün
aşırı telefonda görüşen Carvalho ve Dugin de, konferanslarda birbirlerini
sevmediklerini söyledi.
İlişkiler ve roller böyle olunca anlamak ve anlatmak hiç ama hiç kolay olmuyor.
Zamanla koyulan ŞERH sonra önünüze koca bir oyun olarak
dönüyor. Gerçeği gizlemek için gerçekten daha güçlü bir algıyı ortaya
çıkarmanız gerekmektedir. Aksi halde başarısız olursunuz. Bannon da bunu belki de yeryüzünde en iyi yapan kişidir.
Birçok kez kaybettiğini sandığımız zamanlarda aslında kazanan Bannon olmuştur.
Trump'ın Bannon'ı görevden aldığı söylenmişti. Ancak gerçek böyle
değildi. Bannon'ın, stratejilerini hayata geçirmek için Trump'la
çalışması gerekiyordu. Öyle de oldu. Yine stratejilerini farklı yönde
gerçekleştirmek için Trump'ın yanından ayrılması gerekiyordu ve ayrıldı. Bannon'un baştan beri çok önemli olduğunu biliyordum.
Yazdım, çizdim. Ancak bu kadar önemli olduğunu açıkçası tahmin edemezdim.
DENGEYİ OMUZLARINDA TAŞIYAN MUAZZAM AKLIN MUAZZAM OYUNCUSU YANİ...
Bakalım YENİ DÜNYA DÜZENİ BANNON'ın da içinde bulunduğu yapı
tarafından mı yoksa karşıdaki güç tarafından mı kurulacak? Savaş her
yerde! NET! Ama Bannon'un ekibi çok önde...
NOT: "Trump'ı Ruslar seçtirdi" iddiasını ortaya atanlar Bannon'ın da içinde bulunduğu yapının rakibi.
Rolleri buna göre dağıtın. Ayrıca, "Beyaz Saray'da Kushner ile yumruk
yumruğa geldi" söylentisi bile kurguymuş. Düşünün artık.
·
28 Ağustos 2019, Çarşamba
Yeni model
HİÇBİR zaman ilk işim iç siyaseti anlamak olmadı.
Elbette içerideki herkes değerliydi.
Elbette çok önemli işler yapılıyordu ve yapılacaktı. Ancak dünyanın tümüne
baktığımda gördüğüm tablo farklıydı. Çok önemli oyuncular vardı. Bunlar
derslerde, kitaplarda, filmlerde yoktu. Kazıya kazıya giderseniz bir yere
ulaşıyordunuz.
Son tahlilde karşınıza muazzam bir akıl, muazzam bir organizasyon çıkıyordu!
Ülkelerin birbirleriyle ilişkileri, ittifakların temasları, isimler üzerinden
yürüyen trafik, dinler arası gidip gelenler, derin bağlar, gizli örgütler,
insan ırkı ve yaşananlar...
Sadece "Ülkem nerede ve ne olacak?" sorularının peşinden koştum.
"Ülkemi nasıl bir gelecek bekliyor" diye dert edindim. Hiç birimizin
gidecek bir yeri yoktu. Biz bu topraklara aittik. Ama ülkelerin silahla değil
akılla korunacağını çok önceleri öğrenmiştim. Ve akıl bütün memlekete
yayılmadığı sürece işimiz kolay değildi...
Çok yazdım! Dünya kendi haline bırakılmaz. Hiç de bırakılmamış.
Böyle bir tarih yok. Sadece bize söylenen yalanlar var! UYUTULMA ötesinde
bir şey yok. Dün burada önceden ŞERH de koysam Steve Bannon'dan söz ettim. Çok hem de. Gücünü, ilişkilerini
biliyordum çünkü. Çok kişi farkında değildi ama böyleydi. Geldiğimiz yerde,
vardığımız noktada, Steve Bannon ile Dugin
dosttu, akıldaştı, yoldaştı!
1945'ten 1990'a kadar herkes ABD ile Sovyetler'in kavga edeceğini, savaşacağını
düşünüyordu. Dünyayı aldatıyorlardı. Uyanan yoktu.
Şimdi de buna benzer bir çerçeve söz konusu. İşimiz anlamak ve aktarmak...
Ülkeler belli olaylarla belli noktalara savrulur! Doğaldır ve insan zamanın
içinde yolculuk ederken bunu anlamaz. Analizlerimiz resmi tarihlere göredir...
Aksini savunmak pahalı bir iştir! Çünkü satın alınmış bilgileri değiştirmeye
kimse yanaşmaz. Kimse konforunu bozmak istemez. Ama yanılgı da tam bu
noktadadır!
AMAZON ORMANLARININ yanmasını ve Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro'nun
ilişkilerini anlattım.
Dedesinin NAZİ olduğundan söz ettim. Arkasındaki gücü, yani
Olavo de Carvalho'yu paylaştım.
Kaç kişi CARVALHO'nun dünya üzerinde çok ama çok büyük etkisinin
olduğunu biliyor. Devlet başkanlarının çok ama çok üzerinde etkiye, güce sahip!
Eleştirmiyorum.
Sadece anlayınca dünyada bizim ıskaladığımız muazzam bir AKIL olduğunu
görüyorum. Bu akıl ÇILGIN milliyetçiliklerine rağmen Steve Bannon ile Aleksandr Dugin'i
bir araya getiriyordu! Dışarıdan anlaşılması hiç de kolay olmayan bir durum
bu! ABD ve RUSYA'da milyonlarca kişi iki devletin mücadele
ettiğini, savaştığını sanıyor oysa...
Kendilerini seçkinlerin, seçilmişlerin üzerinde gören Bannon ve Dugin, sıradan insanları harekete geçiriyor.
Ancak perde arkasında laiklik, çok kültürlülük, eşitlikçilik Bannon ve Dugin'in asla kabul etmediği konu. Bannon, Dugin'le gizli dost olurken, Doğu ve Batı
olarak konumlandırılmayı seçti.
Bannon Batı'yı, Dugin de Doğu'yu şekillendirmeye başladı.
İkisinin de gizli güçleri olduğu söylendi. Bu doğru mudur bilinmez ama ikisinin
de konuşmadan konuştukları, birbirlerini anladıkları iddia ediliyor. Metafizik
hiç bilmediğimiz alan, pas geçiyorum!
Şunu da kabul etmek gerekir ki her iki adam da kendine özgü bir devrimcidir. Bannon, bir zamanlar Goldman Sachs'ta çalışsa da kendisini
"devleti yıkmak isteyen" bir "Leninist" olarak
nitelendiriyordu.
Yani KÜRESEL ÇAPTA SÖZ SAHİBİ OLAN ÇOK KİŞİYE KARŞIYDI! Dugin de üyeleri silahla yan yana gelen radikal milliyetçi
Ulusal Bolşevik Parti'nin kurucusuydu. Yanılmıyorsam Ulusal Bolşevik Parti'nin
bayrağı NAZİ flaması üzerine orak-çekiçten oluşuyordu.
Sebottendorf'tan Dugin'e giden yol! Bakılması gerenken EKOLLERDİ.
Bizim atladığımız da buydu. BAVYERA ekolü, İTTİHAT ve TERAKKİ,
Rusya, İran, Doğu Avrupa büyük bir model olarak hazırlanmaktaydı. Dün BATI için
adım atan Türkiye şimdi geleceğini burada bulacaktı.
Değişimlere, olaylara böyle bakmakta fayda var. Her şeye İYİ ya
da KÖTÜ diye bakıyoruz.
İYİ İŞ ya da KÖTÜ İŞ yok. Akıl var, dizayn
var, model var...
Mesela Macaristan bunu bildiği için SOROS'u ülkesine sokmuyor. Bu
dizayna karşı. Direnebilir mi? Zor gibi...
Dugin ve Bannon'un AVRASYACILIK planını biraz da olsa geri iten Putin oldu. KIRIM'a
müdahale Washington'da da dengeleri bozdu. Bannon,
Kırım'ın işgal edilmesi halinde planlarının birkaç yıl gecikeceğini söylerken,
aynı saatlerde Dugin de Kırım işgaline karşı çıkıyordu.
Bunlar tesadüf olamazdı.
Bannon, daha da güçlenmek için perde arkasına geçti ve amacı
için hızla yürümeye başladı. Bannon, anti-Huawei çalışması Claws of the Red
Dragon yani "Kızıl Ejderin Pençeleri" filmini tamamladı.
Bannon, "Çin Komünist Partisi'nin radikal bir kadrosu
tarafından yönetilen Çin Komünizmi, bugün Batı'nın karşılaştığı en büyük
varoluşsal sorundur. Huawei, 5G ve 6G üzerinden küresel bir teknoloji
hakimiyeti sürecinde olduğu için şimdiye kadar karşılaştığımız en büyük ulusal
güvenlik tehdidi" dedi. Dugin ise tersini, Çin'in güçlenmesi
gerektiğini söyledi.
Ancak perde arkasında Bannon ve Dugin
aynı yolda yürüyordu. Peki Bannon'ın Claws of the Red Dragon filminin
senaryosunda Dugin'in de parmağının olduğunu aktarsam...
Yeterli olur mu! Huawei'in sahibi Ren Zhengfei'nin kızı ve CFO'su Meng Wanzhou
da filmin senaryosunda görev aldı. Bannon'ın ekibindeki senaristlerden birine
yaşadıklarını anlattı. Umarım bunlar şaşırtıcı değildir.
Geçen yıl Bannon'ın Kanada'ya özel bir jetle gittiği, Meng Wanzhou ile
tutuklu olduğu polis merkezinde görüştüğü de çılgın bir iddiaydı.
Ancak şimdi bu iddianın ne kadar doğru olduğunu biliyoruz.
Bannon'ın söylediklerinden çok söylemedikleri onun gerçeği.
O nedenle açıklamalarından çok suskun kaldıklarıyla ilgilenmek daha doğru.
Trump'ı Beyaz Saray'a gönderen güç sıradan değildir.
Trump'ın, Bannon kampanyasının beyni olmadan önce kamuoyu
yoklamalarında yüzde 22'yi zor aştığı biliniyor. Rakibi Hillary o günlerde
yüzde 41'i bulmuştu. Bannon, Trump'a zafer kazandırırken elbette
bazı konularda istekleri olacaktı.
O istekleri de kabul ettirdi ve farklı bir yolda büyük planlarını hayata
geçirmeye başladı. Claws of the Red Dragon filminin yeni dünya düzeniyle ilgili
çok önemli ipuçları vereceğinden kuşkumuz yok. Çünkü Bannon bunun işaretini verdi.
1990'dan sonra dünya adeta buz üzerinde kaydı. Şimdi yeni bir düzen kurulmakta.
Ve Bavyera- Türkiye-Rusya-Çin-İran ve Doğu Avrupa başrollerde olacak...
İngiltere de perde gerisinde! Şimdi böyle bir kurguyu gazetelerde,
televizyonlarda okumak kolay değil... Ama olan bu! Eski kalıplara esir
olduğumuz sürece hiçbir şeyi anlama şansımız yok. Türkiye yeni bir yolda, yeni
bir rotada. Devlet bilerek istediği yere gidiyor. İçeride sıkıntı doğal.
Olacaktır. Aynı sıkıntı Rusya'da da Çin'de de var. Ancak kimse durmuyor,
koşuyor.
İçinde MÜSLÜMANLAR'I Türkiye'nin temsil edeceği
bir MODEL İNŞA EDİLMEKTE. 1945'ten sonra bize KOMÜNİZMLE
MÜCADELE rolü nasıl verildi. Ve devlet bunu sorgulamadan yerine
getirdi! Şimdi ise vuruşarak giden AKILLI bir DEVLET var.
Geleceği gördüğü yere koşuyor. Olanlara böyle bakarsak daha gerçekçi bir
pencere kullanmış oluruz! Ya da izleyin görün! Sonra konuşuruz.