Halûk Nurbaki'nin "Türkistan'dan Türkiye'ye Anadolu
Mucizesi" kitabını iki saatte bitirdim. Dört saat düşündüm üzerinde.
Birkaç pasaj paylaştım. Yoruldum. Allah kabul etsin.
"Türkiye'nin sırrını anlamayanlar yanılgıya
düşerler.Türklerin dünya tarihindeki görevi bitmemiştir.Anadolu mucizesinde
yeni rol alan Türkiye Cumhuryeti'nin insanlık için ifa edeceği hizmetler altın
harflerle yazılacaktır"
Türkistan'dan Türkiye'ye Anadolu Mucizesi/ Halûk Nurbaki
"Ilâhi yazgı; Hazreti Hacı Bayram'ın kentinde yeni bir
devletin kurulacağını murad etmişti. Bu devlet cumhuriyet olacaktı. Sonsuza dek
yaşayacak olan cumhuriyetimizin temelindeki sırrı çözmek için tarih sayfalarını
geriye doğru cevirmemiz gerekir."
"Bu topraklarda birbirimizi severek, birbirimizden asla
kopmadan yaşamak zorunda olduğumuzu her an duyacağız içimizde."
"Sanmayalım ki; o günler yaşandı bitti de ardından
soluk bir hikâye kitabı kaldı!Hayır, elbette hayır!Eğer öyle olsaydı
Istiklâl Savaşı gibi bir efsaneyi
yeniden yazar mıydık? Anadolu mucizesi o sıcak nefesi ile bizi
kucaklamasaydı,bunca felaketlerin eşiğinden dönebilir mıydık?"
"Horasan'dan Istanbul'a erişen binbir ışığın
aydınlattığı bir mana dünyandayız. Şimdi bu güzel yurtta; taze, zinde, yeni bir
cumhuriyetin insanları olarak, nereden nasıl geldiğimizi her an düşünmek,
tarihin mana âleminden bize her an
seslenildiğini bilmek durumundayız."
"Bir devir kapanmıştı. Islâm-Türk devleti, yüce
Islâm'ın sınırlarını dünya haritasına degismeyecek bir şekilde çizmişti.
Kanıyla canıyla çizdiği bu sınırlar ilâhi kompütürün şaşmaz yazgısı kıyamete
dek korunacaktı."
"Boğazların sinesine yazılacak Türk-Islâm şaheseri,
binlerce mana sanatçısının yüzlerce yıllık emeğiyle tamamlandı."
"Aslında,Hacı Bayram'da iki önemli hikmet
gizliydi.Bunlardan biri İstanbul kalelerinin manevi anahtarı,diğeri de
kendinden beşyüz yıl sonra gelecek Cumhuriyet Türkiye'sine başkent olacak
Ankara'nın manevi anahtarı. Ve ilâhi kader Türklüğü Istanbul ile Anadolu'ya
yerleştiriyordu."
"Istanbul'un fethi yılları yaklaşıyordu.Ehl-i Beyt'ten
Horasan'a yansıyıp oradan füzeler gibi Anadolu'ya atılan yücelerden biri Hz.
Hacı Bayram. Ve efsanemiz Anadolu'nun tam orta noktasında geleceğin Türkiye
Cumhuriyeti'nin merkezi olacak olan Ankara'ya manevî çadırını kurmuştu."
"Ve Osmanlı, kurulduğu andan itibaren bir önemli sırrı
daha tesbit etti; İstanbul hedefi Islâm'ın yaşamasının hedefiydi. Çünkü
Istanbul Bizans olarak kaldıkça Avrupa Hıristiyanları Haçlı saldırılarına devam
edecekti. O hâlde bu yüce hedefin mutlaka ele geçirilmesi gerekirdi."
"Ta Ahmet Yesevi Hazretlerinden gelen mana cereyanı
böylece Osmanlı ordusuna aktarıldı. Anadolu mucizesi destanının Selçuklular'dan
Osmanlı'ya intikal eden bayrak yarışı batı yakasına böyle aktı."
"Bulgaristan'ın büyük kısmı Makedonya artık Osmanlı
idi.Her yenilgiden sonra yeni Haçlı orduları toplanıyordu.Ama bu kez savaş
Avrupa'da onların toprakları üzerinde ceryan ediyordu.14 yy'nin sonuna doğru
Kosova'da Sultan Murad'ın şehit kanlarıyla Türk imzası Avrupa'ya
atılıyordu"
"1362'de Osmanlılar'ın başına yeni bir askeri deha
geçiyordu; Birinci Murad. Manevi feyzi yanında bir askeri deha idi. Bir yandan
üstün politikasıyla Bizans'ı kıskıvrak kendine dost etmiş, bir yandan da
Anadolu birliğini sağlayarak yeni devlete bir Avrupa ülkesi mahiyeti
verdi."
"Anadolu'da Türk-İslâm varlığının kalması, Haçlı
seferlerine son vermekle mümkündü. İşte genç Osmanlı devleti Anadolu'da tutunur
tutunmaz ilk iş olarak Trakya'ya geçmek ve Haçlı saldırılarını mutlaka
Makedonya'da karşılamanın kaçınılmaz olduğunu tesbit etti."
Bana 'gâvur' kavramını çok kullanıyorsunuz diyorlar.
"Gâvur tarifi yapar mısınız, kime diyorsunuz?" diye soruyorlar. Bu
vesile ile söyleyeyim.
Gâvur kimdir?
Edirne'yi Enver alacağına Bulgar alsın diyen adamdır. Dün de
öyleydi bugün de öyle.
Türkiye’ye dönecek olursak, Jean Baudrillard’ın işaret ettiği
hakikat bana göre, bize güzel Erciyes’ten muhabbetler getiren Gesi bağlarında,
yönümüzü hakka çeviren Süleymaniye’de, “Her dem yeni doğarız / Bizden kim
usanası” diyen Yunus’un dizelerinde gizlidir.
TÜRKİYE HAKİKATİMİZ
Her birimiz güzel bir
gelecek kurma hayaliyle üniversiteye gelmiştik. Çok güzel hayallerimiz,
tartışmalarımız vardı. O günlerde, üzerinde yaşadığımı…
"Alparslan'la sembolleşen Anadolu hareketi olaylara
mana gözüyle bakmasını bilenler için tam manasıyla bir ilâhi harekettir.'Allah
yolunda koştukca koşanlar,kıvılcımlar saçanlar,sabah sabah akına
çıkanlar.'Âyeti kerimelerdeki sır, Anadolu efsane hareketinde vardır. Sonuç
mucize."
Biz hakikatimize antropolojik endişelerle bakamayız! Bizim
hakikatimiz, varlığımızın anlamında gizlidir. Anlam ise bu toprakların
insanının hafızasında -hâlâ- unutulmuş değildir.
Türkiye hakikatimiz
Anadolu'yu bucak bucak İslâm Türkler'e açan Alp-Erenler,
Alp'lik ruhunu Türklük'ten, Erenlik gücünü Islâm'dan alıyordu. Kadınlar da aynı
şeklilde İslâm Şövalye Misyonerleri gibi çalışıyorlardı. Anadolu Gazileri,
Anadolu Bacıları yurdu bize açarak Türk-Islâm ülkesi eylediler."
"Hepsi aynı görkemli eserin ayrı ayrı bölümlerini inşa
ediyorlardı.Yunus toplumun yapı taşları olan fertleri tek tek yontup
biçimlendiriyor, Hacı Bektaş-ı Velî
mimar olarak yapıyı meydana getiriyor, Mevlâna binayı tezyin ve dekore
ediyor,Ahi Evren binanın statigini düzenliyordu"
"Ahmet Yesevî yalnız Batı Türkistan'da degil, tüm Türk
boylarında büyük mânevi nüfuza sahipti
ve Anadolu efsanesinin gerçekleşmesinde dev bir rolün sahibi idi. Ancak
unutmamak gerekir ki, efsanenin bayrak yarışında 8. asırdan bu yana pek çok
isimsiz yıldızlar vardır."
Türkiye hakikatimiz
"Milliyetçi Türkiye'ye gönül verdik. Mutlaka okumamızı
istediginiz bir yazar ismi verebilir misiniz?" diye soruyor bir arkadaş.
Size de söyleyeyim heyecanla: Erol Güngör. Erol Güngör'le dünyanız değişir,
güzelleşir :)
Bu toprakların vatana dönüştürülmesi bilgi meselesi
değildir.İmanın kalbe ve toprağın derinliklerine akmasıdır.Tam da bu sebepledir
ki Türkiye herhangi bir yer değildir. Biz buranın taşıyla toprağıyla ve gazâ
heyecanıyla yoğrulduk ve bu topraklarda bir devlet kurduk. Şükrederiz.
"Allah'ın sevgilisi isimsiz birçok yüce eren,
Anadolu'nun Türkleşmesinde bizzat görev almış, her biri Anadolu'nun bir
noktasına fırlayacak mânevi füzeler halinde geriye sayıyordu."
"Ehl-i Beyt'e has büyük mana cereyanı, ilk kez gerçek
Islâm'ı, Hazar gölünün güneyindeki Türkler'e aşıladı. Bu sır sonradan tüm
Horasan ve çevresine nüfuz edecek, binlerce velî, galaksilerin coşkusu gibi
İslâm dünyasına yayılacaktır."
"İlâhi kader Ortadoğu'yu kuzeyden yarımay şeklinde
saran Anadolu'yu savaşçı, güçlü bir İslâm kavmiyle takviye etmeyi emir buyurdu.
Ve Türkler gelip Anadolu mucizesini gerçekleştirdi."
"Arap yarımadasında doğan hakikat güneşi tüm dünyayı
aydınlatmak için belli bir ilâhi himayeye muhtaçtı. Ilk yıllarda İslâmı çevreye
karşı korumak gerekiyordu. Korundu ve tüm Ortadoğu'da gelişti. Fakat en büyük
tehlike kuzeydeydi."
"İlâhi bir sevda olan İslâm nurunun yaşamasında ilâhi
yazgı Türkler'i Anadolu'da merkezileştirerek görevlendirmiştir. Böylesine önemli
bir olay elbette raslantı olamazdı. Acaba Anadolu'daki bu mucize sırrı nedir?"
Milliyetsiz, vatansız, bayraksız İslam düşüncesi sömürge
müslümanlığıdır. Bu düşünce bize dışarıdan ithal. Var ama bizim toplumda
maalesef bu düşünceyi savunan. Kimi ihanete açık, kimi de cehalete.
Sevdiğim kitaplar :)
Halet ile bana bir hal göründü / Bir yeşil sancaklı sultan
göründü
Kemalist olduğumu yazıyor, konuşuyor bazı İslamcı
arkadaşlar. Kemalist değilim. Acıklı bulurum Kemalistleri de. Fakat haklarını
teslim etmek yakışır. Istiklâl Marşı
okunurken ayağa kalkmayan adamdı İslamcı. Kemalistlerin geçmişinde bu yok!
Sevdiğim dizeler
"Bir yeşil sancaklı sultan göründü"
1254-1324: Marco Polo'nun yer adlarını tanımlamasından yola
çıkılarak oluşturulan haritada Orta Asya için "Great Turkey", Anadolu
için ise "Turcomania" ifadeleri kullanılmış.
Bir de şöyle söyleyim öyleyse: Kılıçları bırakanlar Mescidi
Dırardaki İslâmcılardır!
Cuma mesajım
Şunu gördüm: İslamcılar Türk'ten nefret ediyor. Bu ülkede
Kemalistler Türk'ten İslamcılar kadar rahatsız olmadı. Türk'ün ne olduğunu
anlayamadılar belki ve yanlış kullandılar ama nefretle de bakmadılar hiç.
Bir İslamcı sizinle arkasına ayetleri de alarak
"Terkedin atalarınızın dinini" diye konuşmaya başlamışsa, kaç ondan
şeytandan kaçar gibi dostum. Sarıl annenin dinine, Yunus'un diline.
Şunu gördüm: İslamcılar 'Türk'ten nefret ediyor!
Bu nefret ki hep pusuda bekliyor... Ketum, tehlikeli...
Bunu neyle izah etmeli?
Sanki bir Vehhabinin, bir Acemin, bir Batılının, bir
İsraillinin, bir Amerikalının öfkesi gibi... Öyle katı, öyle kin yüklü!
“Benim zihnimde Yahya
Kemal bir kimlik kurucusudur. Onun çizdiği kimlik bugün Türkiye’nin ihtiyacı
olan çerçevedir.”
Hayatı Develi
Partim pırtım yok; söyleyeyim ama Saadet Partisi
milletvekili Cihangir İslam'ın 15 Temnuz dolayısıyla söylediği sözler
terbiyesizlikten başka bir şey değil!
Üniversiteden arkadaşlarım vardı. Milletvekili, iş adamı,
bürokrat vs oldular. Onların içinden "Türkiye olmadan da hayat devam
edebilir" diyenler "dünya vatandaşı" oldular.Bense
"kimseler yanmasın anam yansın derdime" diyerek hâlâ "gesi
bağları"nı dinlemeye devam ediyorum.Şükür.
Doğu Türkistan'da Çin zulmü uzaydan görünüyor artık. Zulüm
arşa dayandı. Türkistan'daki zulme dünya kayıtsız, Türkiye kayıtsız.
Çin'in toprak bütünlüğüne saygı duymuyorum!
İstiklâl Hissimiz
"İnsaniyetin kadim zamanlarından son zamanlarına kadar,
boyunduruk altına düşüp de kurtulmak için döğüşmüş milletlerin dillerinde
istiklâl sevdasını tarif eden hâr, hasretli sözler vardır. Bu sözlerin en
güzeli, en şedidi, en fasihi, en âteşini Türkçededir.
Muhafazakar değilim. Bunun için Allah'a şükrederim.Asalete
inanırım,estetiğe inanırım. Çünkü yarım kalmış hiçbir şey estetik dahilinde
değildir. Çünkü orada asalet yoktur.Kısmen yalancı şahit olunmaz. Yarı yarıya
ahlak sahibi biri(muhafazakar) varsa benim dışımdadır. Şükrederim.
Ezelden ebede kadar Türk'ü bu sarp söz tarif edecek."
Yahya Kemal
İnsanlık en yüksek hissi olan istiklâl sevdasını ifade etmek
için bu sözden harikulâde bir söz söylememiştir ve söyleyemez de: "Ya
devlet başa ya kuzgun leşe!" Öyle bir ifadedir ki insanoğlunun kalbinde
yatan "azim" dediğimiz arslan kükreyerek boşanmış zannedilir.
Geceden kalan
Bilirim seversin sonsuzluğu, ruhunu huzura erdir. Oradasın
biliyorum. Orada kal. Geleceğim elbet yanına.
Kaderimi de kederimi de sevdim. Şükürler olsun.
"Felaketin ortasındayız. Kapitalizmin bizi ulaştırdığı
yerdeyiz; lâik, demokrat ve neşeliyiz."
Zayıf atın kıblesi olmazmış, vatansız İslamcının da kıblesi
olmaz, iyice anladım bunu!
"Türklük" kıyamete yakın elimizdeki fidandır.
Kıyamet kopsa bile elimizdeki fidanı dikeceğiz.
https://twitter.com/ebubekirkurban
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder