11 Kasım 2018 Pazar

Avrasya’nın fermuarını çeken ülke...Nedret Ersanel


11 Kas 2018, Pazar

 Bir haritanın ‘özünü’ anlatan yazılara ‘Lejant’ denir. Genellikle haritanın köşesinde yer alırlar.

‘Harita Anahtarı’ sayabilirsiniz.

Haritaların hiç katlanmadığı, yenilerinin ek(lem)lendiği Ortadoğu’da yaşamak ‘stratejik ölçeklere’ yüksek hassasiyet gerektiriyor. Haritaya bakmaktan ‘Lejant’lar unutuluyor...

Oysa onları ‘okumadan’ stratejik haritaları anlamak mümkün değil.

Stratejik haritaların lejantları, sabitleri, birikimleri gösterir. Aktüel olaylara saklanırlar. Onlarda değişim olması, ‘sabitlerin oynadığı’ anlamına gelir ki, tüm harita aynı kalsa dahi ‘kıymetlendirme’ ve dil değişmek zorundadır.

Ya o dilden konuşursunuz.. Ya da ‘unutulmuş diller’ rafına kaldırılırsınız...

Mesela... Suriye, ABD seçimleri, İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve, ABD-Çin buluşmaları, Paris’te gerçekleşecek Putin-Trump görüşmesinin iptali, İran’a yaptırımlar, Soros operasyonları, Evanjelik kurnazlıklar, Türk denizlerindeki enerji adımları, suya indirilen savaş gemileri, üsler ya da Avrupa’ya bağlanan boru hatları taktik mi, stratejik adımlar mı yoksa Lejant mı?..

PARANTEZ!..

Bunların tamamı taktik veya stratejik aksiyonlar. Stratejik haritayla ilgililer. Ama Lejant değiller!

Ama Kaşıkçı Lejant. Daha taze; 8 Kasım günü Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Henry Kissinger buluşması Lejant!

Ama tam tarif istiyorsanız...

Lejant şu; “Pakistan, Türkiye’nin Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na (CPEC) katılmasını istedi; ‘CPEC, iki kardeş ülke Türkiye ve Pakistan’a ekonomik anlamda faydalı olacak. Türkiye’nin katılımı tüm bölge ülkelerinin yararınadır. Pasifik’i, Afro-Hint Okyanus alanı ve Akdeniz’in ötesine bağlayacak ticari dayanak noktasından bahsediyoruz. Çin ve Türkiye, bu Pasifik ve Akdeniz ticaret yolunu paranteze alırken, kıtalararası bağlantı güzergâhının merkez noktasındaki Pakistan’la ortaklık hayati önem taşıyor”... (‘Pakistan invites Turkey to join CPEC in move that will strengthen global connectivity and shared prosperity’, 08/11, Eurasia Future.)

Pakistan devlet radyosundan duyulan bu sözler, örneğin son bir ayda yaşadığımız tüm garip, tuzaklı, tehlikeli, riskli veya bol fırsatlı, savaş veya barış kokan gelişmelerden daha önemli...

Çünkü CPEC yeni küresel tasavvurun lejantıdır.

Haritası Çin-Sincan eyaletinden başlar, Pakistan’ın Gwadar Limanı’nda son bulur. Bu iki nokta ve arası ağırlıklarınca stratejik altın eder ama “bileşenleri” dünya ağırlığındadır...

Kara, Deniz, Demir yolları, petrol, gaz hatları, rafineri ve limanlar, Çin, Afrika ve Ortadoğu’yu da kapsar. Örneğin Suudi Arabistan da bu projenin üyesidir ve Pakistan’da devasa bir rafineri kuracak. Bunlar hep parayla, enerjiyle ilişkilidir ve evet, önemlidir ama ‘lejant’ için ikincildir. Bunlar haritanın işidir.

CPEC İpek Yolu’nun parçasıdır ve onun gibi çok katmanlı çok oyunculudur;

“Çin Devlet Başkanı kritik anlaşmalara imza atmak için kalabalık bir heyetle Pakistan’da. İki ülke arasında 46 milyar dolarlık yatırım anlaşması imzalanacak”... (05/10/2015)

“İslamabad, Moskova’ya aralarındaki işbirliğini artırmayı teklif etti”... (27/10/2016.)

“Pakistan Başbakanı, Türkiye-Katar ve Pakistan’ın askeri teçhizat üretiminde ortaklık kurabileceğini açıkladı”... (27/10/2016)

“Pakistan, ülkenin en önemli limanlarından Gwadar’ın güvenliğini sağlamak amacıyla Türkiye ve Çin’den savaş gemisi alacak”... (25/11/2016.)

“Sputnik: Pakistan’ın Türkiye’ye yaptığı bu davetin arkasında Çin var”!.. (09/11/2018)

Bu dipnotları o kadar çoğaltabiliriz ki, CPEC’in içinde aslında Rusya’nın ve İngiltere’nin de olduğu, zamanla Afganistan’ın katılacağını görebiliriz...

Çin Halk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Prof. Wang Yiwei: “Çin-Türkiye ilişkileri geleneksel olarak iyidir. Türkiye zaten İpek Yolu’nun aktif parçası. CPEC’e Rusya da ortak. Kimi projelere İngiltere de katıldı”... (09/11/2018)

Hazar ülkelerini de katma değerli toplama eklemeliyiz. Kısa süre önce bu denizin etrafındaki tüm ülkeler-ki İran, Rusya, Azerbaycan dahildir-yıllardır süren Hazar’ın paylaşımı konusundaki anlaşmazlığı aştılar ve ‘buraya başka ülke girmeyecek’ uzlaşısına vardılar!..

DİŞ(Lİ)LERE SIKIŞMADAN...

Dikkatinizi çekmiştir; zikredilen ülkeler içinde birbirleriyle ciddi sorunları bulunan ülkeler var. Örneğin, Rusya-İngiltere.. Ya da Türkiye-Suudi Arabistan. Çin-Türkiye arasında kimi hassas konular. Hatta ileri giderek, belki; Rusya-Çin!

Rusya’nın aynı bölgeyi dikey kesen, Hindistan-İran-Rusya uluslararası taşımacılık koridoru, ‘Kuzey-Güney’ projesi var ve kimi uzmanlar bunu CPEC’e rakip görüyor.

Bu yüzden, birleşen coğrafyadaki “kaşımalara” dikkat gerekiyor. İran, Hindistan, Afganistan konuları, Çin’in kimi uygulamaları mayınlı.

Lejant bize tüm buluşma noktalarının ve ilişkilerin ABD’yi karşısına aldığını gösteriyor. Zaten krizli noktalarda Amerikan elini fiilen görüyoruz.

Keza, adı geçen ülkelerin hepsi bir fermuarın dişlisi. Bu fermuarın kapandığı yer Türkiye. Fermuarı çektiğimiz an adı geçen ülkeler iç-içe geçecek.

Bunu yapabilmek için başta andığımız özel dili kusursuz konuşmak gerekiyor.

Peki Türkiye ‘o dili öğrendi mi, konuşabiliyor mu’? Hayır!..

Gerek yok. O dilin alfabesini artık biz yazıyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder