9 Ekim 2019 Çarşamba

Düşünce ve Yazı

  • Sesle yazdırma konusunun düşünce üretimini kolaylaştırması ve çoğaltması sebebiyle kamuoyu tarafından, çocuklar ve gençler tarafından, yazarlar, akademisyenler ve düşünürler tarafından bilinmesinin sağlanması önemli. 
  • Bunun için çaba göstermek gerekir. de kim yapacak nasıl yapacak. telefon operatörleri belki bu konuya sahip çıkar. Zaten bunlar az.
  • ......................................
  • Sahip olduğumuz bilgi birikimi, felsefe yapmanın zihinsel koşullarının Afrika’da başladığını gösteriyor. Afrika kıtasının felsefeye yaptığı en önemli katkı konuşma yetisidir. Konuşma yetkinliğine sahip olmak, insanın, bundan 2500 yıl önceki Eksen Çağ’dan buyana gelişmiş her felsefeyi sadece anlayacak değil, aynı zamanda bunları ortaya çıkaracak bilişsel beceriye de sahip olması anlamına gelir.
  • Afrika’dan tüm dünyaya 50.000 ila 100.000 yıl önce yayılan erken dönem insanlar bu yetiyi beraberlerinde taşımışlardır.
    Kaynak: Elmar Holenstein, Felsefe Atlası, Düşünmenin Mekânları ve Yolları, 2015 Haziran, İstanbul, Küre Yayınları


Sözlü kültürde felsefe ve bilim alanlarında neler yapılabileceği sorusunu yanıtlamak için Güney Asya'ya bakmak yeterli. Milattan önce 8 yüzyıldan itibaren neredeyse 1000 yıl boyunca felsefe ve bilim bu topraklarda sözlü olarak yapıldı ve aktarıldı (bunların arasında Gandharalı Panini’nin, 19. yüzyıla kadar bilinen en kapsamlı dilbilgisi çalışması olan grameri bulunmakta MÖ 400 yılı. Felsefe ve bilimin yazıya dökülmesi Milattan önceki yüzyılda adım adım gerçekleşti.

Güney Asya'nın felsefe tarihi bize yazıya dökmeden felsefi olarak düşünmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Anlaşılan o ki, kolay ezberlenen deyişler, yani sütraniler yazıyla olağanüstü derecede benzerlik gösteren bir taşıyıcı ortam meydana getirir. Bu sayede soyut ve karmaşık dönüşümlere bir bağlam oluşturacak zaman ve mekandan bağımsız bir metin külliyatı kurulmuş olur. Ancak Güney Asya'da da gelişmelerle kesin olarak örtüşmese de, bir ifade ortamı olarak yazının hem metinlerin saklanması hem de felsefi düşünme eylemi için kullanıldığını da unutmamak gerekir.


Elmar Holenstein, Felsefe Tarihi, ss.21. İstanbul 2015.

Konuşma yetisi ilk olarak Afrika'da gelişiyor. İlk felsefe ve bilim de sözlü olarak (konuşarak) Güney Asya'da (Hindistan) yapılıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder