Size de olur mu? Bilmem.
Bazen en oynak türküde, bazen de bir kanun, ud, karnet taksiminde efkâr basar birden. Hepsinin ortak bir noktası vardır. O içimizi titreten, bazen coşturan, bazen söyleten, hatta bazen susturan makamlardır bizi bu hallere sokan.
Bunu hissedenlerin bir ortak noktası daha vardır.
Bu vatanın kültürel bereketinden nasibini almıştır hepsi.
Makamlar, örneğin Hüzzam makamında dalar giderim hep. İçimi alıp götürür bilinmez bir yere. Bir de Hicaz'da böyle olurum. Aşıklar makamı Uşşak'ta bir efkar basar beni ve ayrılık kokusu gelir burnuma nedensiz, tarif edemem.
Nihavendte bir nefes alır ve yüzümdeki gülümsemenin nedenini ararım aynanın karşısında. Rastta tarif edemediğim bir coşku patlaması olur kanımda, vücudumda... Hele yanımda bir de dostum varsa, gereksiz bir kabadayılık yapar dilim, bedenim, kalemim.
Acemaşiran... Acemaşiran ruhumu ehlileştirmiştir hep. Buselikte naifliğin kitabını okumuş gibi hissederim. Kürdilihicazkar'da sebepsiz bir hüzün çöker içime. Bunlar benim hissettiklerim elbette.
Açıklayamazsınız, nedeni niçini yoktur ve belki de en mutlu anınızda kuşatır sizi bir efkar ya da en mutsuz anınızda içinizdeki kederi söküp atar bir dost eşliğinde. Size de olur mu bilmem...
Olur elbette. Eğer gözünüzü bu coğrafyada açmıysanız hayata, kulağınıza bir Ezan sesi çalınmışsa; Rast'tan, Hicaz'dan, Saba'dan, size de olur elbet.
Mustafa Kemâl'in "Hayatta mûsikî lâzım değildir, çünkü hayat mûsikîdir. Mûsikî ile ilgisi olmayan yaratıklar, insan değildir. Eğer söz konusu olan insan hayatı ise, müzik kesinlikle vardır. Mûsikî, hayatın neş'esi, rûhu, sevinci ve her şeyidir." sözlerinde olduğu gibi aslında hayatın bir musiki, musikinin de bir hayat olduğunu anlayabilirsiniz...
Mucize Nağmeler, TRT Müzik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder