19 Aralık 2018 Çarşamba

Bir Şirketin Değerlere Sahip Olması Neden Gereklidir? Temel Aksoy

Bir Şirketin Değerlere Sahip Olması Neden Gereklidir?

Yuval Noah Harari’ye göre, fiziksel acizliğine rağmen insanın doğanın hâkimi olmasının nedeni, çok büyük sayılarda esnek iş birlikleri kurabilmesidir.
Arılar ve karıncalar büyük sayılarda iş birlikleri yaparlar ama Harari’nin dediği gibi, uyumlu ve esnek değildirler. Bir fırsat ya da tehdit karşısında doğadaki hiçbir arı türü, sosyal yapılarını bir gecede değiştiremez. Benzer şekilde son derece sosyal olan filler, yunuslar ve şempanzeler uyumlu topluluklar kursalar da bunu sadece küçük ölçekte yapabilirler, çünkü aralarındaki iş birliği her hayvanın birbirini yakından tanımasına bağlıdır.
Oysa birbirini tanımayan çok sayıda insan mükemmel iş birliği yapabilir. Amaçları ve beklentileri; dilleri, dinleri, ırkları farklı olan insanlar bir düzen içinde yaşayabilirler. Bu özellik dünyada sadece insana özgüdür. Sadece insanlar köyler, kasabalar, şehirler, uluslar oluşturarak verimli iş birlikleri yapabilirler. Bir yörede yaşayan marangoz, ayakkabıcı, bakkal, boyacı… farklı işler yaparak birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılar.
İnsanın büyük sayılarda iş birliği yapabilmesi için ortak anlayışlara sahip olması ve bu anlayışlara uygun davranması gerekir. İnsanlar hiç tanımadıkları insanların kullandıkları araçlara binerek işlerine, evlerine gider; hiç tanımadıkları insanların ürettikleri ürün ve hizmetleri kullanırlar. Herkes hayatını, başkalarının ürettiği ürün ve hizmetleri satın alarak sürdürür. Bu iş bölümünün ardında, herkesin kabul ettiği ve uyduğu ortak anlayışlar (kabuller) vardır.
Bir insanın hiç tanımadığı bir insanın işlettiği bir bakkaldan, kasaptan, manavdan yiyecek satın alabilmesi için, ürünleri satanın da satın alanın da para denen kâğıt parçasına ya da kredi kartı denen ödeme aracına güvenmesi gerekir. Harari’nin dediği gibi hiçbir maymun elindeki muzu, bir başka maymunun verdiği kâğıt parçasıyla değiştirmez. Bir yolcunun hiç tanımadığı bir şoförün kullandığı arabaya, hayatında hiç görmediği bir pilotun kullandığı uçağa binip kendini güvende hissederek seyahat etmesinin ardında her insanın üstendiği sorumluluğu yerine getireceği anlayışı (kabulü) vardır.
Bu ortak anlayışlar insanların zihinlerine yüklenmiş bir “yazılım” gibidir. Bu yazılım sayesinde insan hiç tanımadığı insanların ürettiği gıdalarla beslenir ya da hiç tanımadığı bir şehirde tek başına, gece yarısı sokağa çıkar ve güvenli bir ortamda oteline geri döner. Ormanda hiçbir hayvanın böyle bir lüksü yoktur.
Eğer insanları bir arada tutan bu ortak anlayışlar (kabuller) olmasa, toplumsal düzen sağlanamaz; kaos olur. Ortak değerlere ve anlayışlara sahip olmak, insanların gerçekleştirdiği bütün kitlesel iş birliklerinin önkoşuludur. Bu ortak anlayışlar elbette her devletin kanunları ve her toplumun değerleriyle (kültürüyle) belirlenir ama devletler de toplumlar da insan yapımı organizasyonlardır.
Büyük şirketlerde binlerce, on binlerce çalışanın da hiçbir kişisel yakınlıkları olmayan iş arkadaşlarıyla verimli iş birlikleri yapması için ortak değerlere ve anlayışlara sahip olması gerekir. İşte bu nedenle şirketler; misyonlarını, vizyonlarını ve değerlerini oluşturup bunları çalışanlarına aktarır, bütün çalışanlarının bunlara uygun olarak iş yapmalarını bekler.
Şirketin misyonu, vizyonu ve değerleri, çalışanların ortak bir hedef doğrultusunda uyumlu çalışmaları ve verimli iş birlikleri yapmaları için gerekli olan bir “yazılım” gibidir. Her çalışan bu yazılımla davrandığı takdirde şirket “tek bir vücut gibi” çalışma imkânı bulur. Tek bir vücut gibi davranabilmek, her şirketin ulaşmak istediği ideal bir düzeni anlatır.
İyi yönetilen şirketlerde liderler misyon, vizyon ve değerlerini açıkça ifade ederek bunları çalışanların zihinlerine bir yazılım gibi yüklemeyi hedefler. Kimi şirketlerde ise misyon, vizyon ve değerler açıkça ifade edilmez ama bunlar somut uygulamalarda kendini belli eder.
Her iki durumda da şirket çalışanları şirketin anlayışını yani nelerin kabul edildiğini, nelerin istenmediğini yöneticilerin davranışlarından kolayca anlarlar çünkü karar alan ve bu kararları hayata geçiren her yönetici şirketin değerlerini açıkça ifade etmiş olur. Dolayısıyla ister örtük ister aleni olsun, her şirketin sahiplendiği anlayışın ve ulaşmak istediği hedefin ne olduğunu, şirkette kısa bir süre çalışan herkes, hemen anlar ve kendi zihnine bu “yazılımı” kaydedip buna uyum gösterir. Buna uyum gösteremeyen çalışanlar o şirkette barınamazlar
Şirketlerin misyon, vizyon ve değerlerini anlattıkları platform, kurumsal markalarıdır. Şirketler kurumsal markalarıyla bir taraftan çalışanlara, bayilere ve tedarikçilere, diğer taraftan da medyaya ve kamuoyuna sahip oldukları anlayışları aktarırlar.
Bugün çoğu şirket, bir misyon sahibi olmanın neden gerekli olduğunun bilincinde değildir; ama bunlara sahip şirketlerin “bir bildikleri vardır” diye düşünerek, sağdan soldan duyduklarından bir derleme yaparak misyon, vizyon ve değerlerini “oluşturup”, şirket duvarlarına (web sitelerine) koyarak işin içinden çıkarlar. Ama böyle yapan şirketlerin çalışanları, müşterileri ve tedarikçileri bu “lafların” hiçbir anlam ifade etmediğini, söylenenle yapılanın birbirinden ayrı dünyalara ait olduğunu hemen anlarlar. Hiçbir şirketin yaptığı samimiyetsizliği gizleme gücü yoktur.
Misyon, vizyon ve değerler, çok sayıda insanın tek bir vücut gibi davranmasına rehberlik eden ortak anlayışlardır. Bunların ne anlama geldiğini bilmeden, sadece başka şirketlerin yaptığını taklit ederek göstermelik misyon, vizyon ve değerler edinen şirketler, kendilerini küçük düşürürler.

Yorumlar

  1. Misyon, vizyon, değerler gerçekten bir şirketin DNA’sını oluşturan önemli unsurlardır. Çoğu şirketin, özellikle aile şirketlerinin bu unsurları ankamadıkları ve yeterli özeni göstermedikleri sıklıkla görülüyor. Sn.Aksoy yine çok güzel noktalara değinerek, bizlerin dikkatini çekmiş ve düşünmeye sevketmiştir. Zevkle okuduğumu söyleyebilirim.
  2. Güzel bir makale olmuş, elinize sağlık. Ek bilgi vermek istedim. Lider, şirketin tüm yöneticileri dahil olmak üzere misyon ve vizyonunu belirli bir aralıklarda gözden geçirilmeli ve devamlı yenilemesi esastır. Tüm çalışan yöneticilerinin buna uyumu her seferinde meşakatli olacağını biliyoruz. Bu süreçte asgaride yeni beyaz yakalı potansiyel çalışan adayını seçmek üzere mülakat için çağırldığı zaman kişi ile yüz yüze yapılacak toplantıdan hemen 5 dakika öncesinde şirketin güncel misyon ve vizyonu paylaşılmalı ve ön sözden hemen sonra şirketin misyon ve vizyonu gereği şirkete neler sağlayabileceğini ne kadar uyumlu olabileceğini ölçümlemek ve adayında ilgili pozisyon için her ne kadar akademik alt yapısı olursa olsun, kendisininde bu misyon ve vizyona ne kadar katkıda bulunabileceğini kendisinden dinlemek bence faydalı bir yöntem olur diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder