Habertürk yazarı Murat Bardakçı, devletin o dönem “İrtica-906” kodunu verdiği İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un son aylarını geçirdiği ve bir katının şimdi müze yapılmasına karar verilen Mısır Apartmanı hakkındaki istihbarat raporlarını yayınladı
30.12.2018 - 03:10 | Güncelleme: HABERTURK.COM
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kültür Bakanlığı’nın Galatasaray’daki Mısır Apartmanı’nda millî şairimiz Mehmed Âkif’in vefat ettiği daireyi satın aldığını ve dairenin “Mehmed Âkif Müzesi” yapılacağını duyurdu…
Kadere ve tarihin cilvesine bakın! Mehmed Âkif vefatından önceki birkaç ayını müze yapılacak olan dairede geçirdiği için devlet tarafından “irtica merkezi” diye görülmüş, sahipleri ile sâkinleri aylarca sıkı bir takip altında tutulmuş ve binaya giden herkes istihbarat raporlarına konu olmuştu!
Birkaç hafta önce yazmıştım: 1925 Ekim’inde Türkiye’den ayrılıp Mısır’a giden Mehmed Âkif 1936 Haziran’ında sessizce İstanbul’a dönmüş, gelişini haber alan devlet millî şairi sıkı bir takip altına almış, onunla ilgili yazışmalarda Âkif’ten “İrtica-906” kodu ile bahsedilmiş, hattâ meşhur eseri Safahat’ın Mısır’da basılıp İstanbul’a gönderilen son cildinin bir kısmı imha edilmiş, edilmeyenler de Mısır’a geri gönderilmişti!
Dostları, İstanbul’a ağır hasta olarak dönen Mehmed Âkif’i hemen özel bir hastahaneye, Teşvikiye Sağlık Yurdu’na yatırmışlar; sonraki günlerde de Âkif’in Mısır’daki hâmîsi, yani koruyucusu olan Prens Abbas Halim Paşa’nın İstanbul’da yaşayan kızı Prenses Emine Halim, şairi sahibi olduğu Mısır Apartmanı’na götürmüş ve bakımına orada devam edilmişti…
Osmanlı İmparatorluğu’nun sadrazamlarından Said Halim Paşa’nın kardeşi olan Mısır Prensi Abbas Halim Paşa’nın 1910’lu senelerde mimar Hosep Aznavuryan’a inşa ettirdiği Mısır Apartmanı’nın tamamı, o senelerde Paşa’ın ailesine aitti…
İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, İstihbarat, Genelkurmay ve İstanbul Valiliği, işte bunun üzerine Mısır Apartmanı’nı sıkı bir tarassut altına aldılar. Şairin bakımını üstlenen Prenses Emine Halim ile Prenses’in umumî vekili Fuad Şemsi İnan’ın yanısıra Âkif’in ziyaretine gelenler de takip ediliyor ve hazırlanan raporlar devletin en üst makamlarına gönderiliyordu.
Meselâ, Âkif’in İstanbul’a geldiğini ancak bir hafta sonra gazetelerden öğrenen İçişleri Bakanlığı, 26 Haziran’da İstanbul Valiliği’ne bir şifre göndermiş ve şairin ne zaman geldiğinin, kimlerle temas ettiğinin, asıl geliş sebebinin ve durumunun incelenip takibini istemişti. Valilik üç gün sonra verdiği cevapta “Şair Mehmed Âkif, kansere müptelâ olduğundan tedavi için İstanbul’a gelmiştir. Maçka’da İzmir Palas’ta oturan Abbas Hilmi Paşa ailesinden Prenses Emine’nin himaye ve yardımı ile 19. 6. 1936’da Teşvikiye Sağlık Evi’ne yatırılmıştır. Hâlen orada tedavi altındadır. Mısır’a dönmeyeceğini ve bundan böyle memlekette kalacağını ziyaretçilerine söyleyen bu şahsın durumu tarassut altına aldırılmıştır. İstanbul’a gelişinde başka bir maksadı olup olmadığı da tahkik edilmektedir” cevabını veriyordu…
Ama bu ilk takip raporunda bile hatâ vardı: Meselâ, “Abbas Hilmi Paşa ailesinden” denen Prenses Emine, Abbas Hilmi Paşa’nın ailesinden değildi, Abbas Halim Paşa’nın kızı idi.
İçişleri Bakanlığı, sonraki günlerde İstanbul Emniyeti’nin yanısıra Millî Emniyet’ti de devreye soktu ve 18 Temmuz 1936’da “…Yurdumuza dönen ve tedavi için yattığı hastahaneden çıkıp Galatasaray’daki Mısır Apartmanı’na, Abbas Hilmi Paşa ailesinden Prenses Emine’nin vekili avukat Fuad Şemsi İnan’ın yanına giden Şair Mehmed Âkif’in hariçle yapacağı muhaberesini lütfen kontrol ettirilmesine müsaadelerini saygı ile arz ve rica ederim” diyen bir yazı gönderdi. Artık sadece Âkif değil, onu misafir edenler, Âkifîn Mısır’daki hâmisi Prens Abbas Halim Paşa’nın kızı ve İstiklâl Savaşı’nın kumandanlarından olan eski Berlin Büyükelçisi Kemaleddin Sami Paşa’nın hanımı Prenses Emine Halim, Mısır’ın sâbık Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın ve Mısır Kraliyet Ailesi’nin bazı mensupları ile Mehmed Âkif’in vekili olan Fuad Şemsi İnan ve Âkif’i ziyarete gelenler de takip altında idiler…
Âkif’in 27 Aralık 1936’da Mısır Apartmanı’ndan vefat etmesinin ardından, apartmanı daha fazla sayıda sivil polis ve istihbarat görevlileri tarassut altına aldılar. Sivil polisler ile istihbaratçılar vefat haberinin öğrenilmesinin ardından binaya giren-çıkan kim varsa hepsini tespit etmiş, cenazeyi Mısır Apartmanı’ndan alarak Edirnekapı Şehitliği’ne götüren ve İstiklâl Marşı şairinin cenaze merasiminde hazır bulunan kim varsa hepsi hakkında raporlar hazırlamışlardı…
Mehmed Âkif’in son günleri hakkında, hattâ vefatının ardından da devam fişlemeler ve raporlar bugün devlet arşivlerinde, Cumhuriyet Arşivi 121-10-0-0/2-6-1 numaralı dosyada muhafaza edilmektedir ve bir kısmına burada yer verdiğim belgeleri 2014’te Muharrem Coşkun “Kod Adı: İrtica-906” isimli kitapta biraraya getirmiş, kitap Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından yayınlanmıştır.
Aşağıda, Emniyet’in “İrtica-906” kodunu verdiği İstiklâl Marşı şairinin son aylarını geçirdiği ve bir katının şimdi müze yapılmasına karar verilen Mısır Apartmanı hakkındaki istihbarat raporlarından bazılarını okuyabilirsiniz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder