Kutsal Bilgi Üçlüsü; Türklüğün Sıfır Taşlarıdır.
500 yılda inşa edilen KUTSAL BİLGİ HATTI; Batı'nın FİLOSOFYA'sını yıkmıştır.
Bu hat İstanbul'dan, Semerkant/Kaşgar üzerinden en doğudaki Orhun Vadisi'ne uzanır.
8000 km.lik TÜRK SEDDİ...
1000 Yıllık Serüven:
- FiloSofya; MÖ 570
- Ayasofya; MS 537
Doğu'nun 1000 Yıllık Pırıltısı:
- Justinyanus (482-565)
- Kanuni (1494-1566)
- Roma hukuku Justinyanus tarafından İstanbul'da kuruldu.
- Ayasofya ile Kutadgu Bilig'in anlamları aynı; Kutsal Bilgi
- Justinyanus ile Kanuni'nin de anlamları aynı; Kanun Yapan
İstanbul hem Roma (Justinianus) hem de Osmanlı (Kanuni) zamanında Adalet'i temsil etmiştir; Justinianus'un sözlük anlamı ve Sultan Süleyman'ın lakabı aynıdır: KANUNİ.
Bunu dünyaya nasıl anlatalım, hangi kurum bu yalın gerçeğin sözcülüğünü yapsın.
Ayasofya'yı ve Süleymaniye'yi Kanuni'ler, adaletli olanlar inşa etmişti.
MECELLE VE AHMET CEVDET PAŞA
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye veya kısaca Mecelle, 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Bir giriş 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir.
Batı ülkelerinin Medeni Kanun (code civil) geleneği Büyük Jüstinyen'in 6. yüzyılda hazırlattığı ilk (code civil) düzenlemesine dayanır. Mecelle, Tanzimat Fermanı ile açılan dönemin en önemli kanunu ve Osmanlı modernleşmesinin en önemli anıtlarından biridir. Bu anlamda (modernleşme) olarak adlandırılan istikametin aslında kökü Konstantinopolis'te, yani İstanbul'da olan bir sürecin ihyası olduğunu da gösterir.
Arapça "çok büyük boy kitap" anlamına gelen mecelle, Fransızca "1) büyük kitap, 2) hukuk ilkeleri derlemesi" anlamına gelen 'codex' sözcüğünün çevirisi olarak kullanılmıştır.
Mecelle hakkında, öncelikle hazırlanmasında büyük emeği geçen Ahmed Cevdet Paşa, şu yorumda bulunmaktadır:
“Avrupa kıt’asında en ibtidâ tedvin olunan kanunnâme, Roma kanunnâmesidir ki, şehr-i Kostantiniyye’de (İstanbul) bir cemiyet-i ilmiyye tarafından tertib ve tedvin olunmuş idi. Avrupa kanunnâmelerinin esâsıdır ve her tarafda meşhur ve muteberdir. Fakat Mecelle-i Ahkâm-i Adliyye’ye benzemez. Beynlerinde (aralarında) pek çok fark vardır. Çünki o, beş-altı kanunşinas zâtın marifetiyle yapılmıştı. Bu ise, beş-altı fakih zâtın marifetiyle vaz’-ı ilahî olan (Allah tarafından konulan) şeriat-ı garrâdan ahz ve iltikat edilmiştir (alınmıştır).
Avrupa kanunşinaslarından olup bu kere Mecelle’yi mütâlaa ve Roma kanunnâmesiyle mukayese eden ve her ikisine dahi mücerred eser-i beşer (sadece birer insan eseri) nazarıyla bakan bir zât dedi ki:
‘Âlemde, cemiyyet-i ilmiyye vâsıtasıyla iki defa kanun yapıldı. İkisi de İstanbul’da oldu. İkincisi, tertibi ve intizamı ve mesâilinin (içindeki meselelerin) hüsn-i tensik ve irtibatı (güzel tertibi) hasebi ile evvelkiye çok müreccahtır ve fâikdir (üstün ve yeğdir). Beynlerindeki fark dahi insanın o asırdan bu asra kadar âlem-i medeniyette kaç adım atmış olduğuna bir mikyastır (ölçüdür).”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder